Erdoğan’ın seçim rehinesi olarak Kavala

Osman Kavala’yı “Gezi’nin finansörü” diye suçlayarak Gezi’yi karalamaya kalkan iktidar, tüm dayanaksızlığına rağmen o iddiasını sürdürüyor. Oysa tersine Kavala’nın Gezi eylemlerinin bitirilmesini savunan konumda olduğuna dair pek çok tanık var!

Dahası iktidar Kavala için “Soros’un adamı” diyerek Gezi ile Soros arasında bir bağ kurmaya çalışarak da Gezi’yi karalamaya çalışıyor. Oysa Soros’la masaya birkaç kez oturan da, Soros’un has adamı Can Paker’i yanı başında tutan da, Soros’un politikalarını uygulayan da Erdoğan’dır!

Erdoğan’ın taktiği

Üç sembolik isim: Rahip Brunson, Deniz Yücel, Osman Kavala

ABD Başkanı Donald Trump istedi, Erdoğan “asla içeriden çıkamayacak” dediği Brunson’u serbest bıraktı; Almanya Başbakanı Angela Merkel istedi, Erdoğan “asla içeriden çıkamayacak” dediği Deniz Yücel’i serbest bıraktı, ancak AİHM “Kavala tahliye edilmeli” kararı aldı, Erdoğan uygulamıyor!

Üstelik Erdoğan sanki AİHM AB kurumuymuş gibi meseleyi bir Türkiye-AB mücadelesi haline getiriyor! Oysa AİHM’i de AB’yi de Türkiye’de en iyi bilen Erdoğan’dır; üç kez AİHM’e başvuran siyasetçi ve AB kararlarını Türkiye’de en iyi uygulayan başbakan olarak… (Türkiye’nin de üyesi olduğu 47 üyeli Avrupa Konseyi ve AİHM başka, 27 AB ülkesinin yürütme organı olarak AB Konseyi başkadır.)

O zaman neden Erdoğan AİHM’in kararını yerine getirmiyor? Brunson ve Yücel örneklerinden hareket edersek; ya Avrupa Kavala karşılığında iktidara bir kazanç vermediği için, ya da verilen kazanç yeterli gelmediği için veya…

Bir olasılık da şudur: Erdoğan iç, dış, ekonomi tablolarının bu kadar kötü olduğu şartlarda gireceği bir seçimde, “Batı’yla mücadele eden lider” görüntüsü verebilmek için Kavala’yı kullanmak istiyor. “Gezi eşittir Kavala eşittir Soros eşittir Batı” diyerek tabanının erimesini durduracak seçim malzemesi üretmek istiyor; Batı karşıtlığı üzerinden milliyetçi/ulusalcı müttefiklerini yanında tutmak ve cepheyi genişletmek istiyor.

Öte yandan sınıfı nedeniyle Kavala’nın durumu, iktidarın iş dünyasına verilen mesajı anlamına da gelmektedir.

Başyargıç cumhurbaşkanı

Dikkat ederseniz “Trump istedi, Erdoğan Rahip Brunson’ı bıraktı” gibi hukuka aykırı cümleler kurdum yukarıda. Ne yazık ki tablo tam da öyle olduğu için, ABD Başkanı Turmp, Rahip Brunson’u Beyaz Saray’a davet ettiğinde kameralar önünde kendisini serbest bıraktığı için Erdoğan’a teşekkür etmişti!

Hukukumuzun özetidir, geldiği yerdir…

Ancak sürmektedir: Kılıçdaroğlu’nun “Devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı Erdoğan’dır” dediği TBMM Grup konuşmasına İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği yayın yasağı koyabilmektedir! Ana muhalefet partisi liderinin kürsü dokunulmazlığı artık yoktur…

Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları uygulanmamaktadır.

Yürütme, yargıyı egemenliği altına almış ve istediğini tutuklar, istediğini pazarlıkla serbest bırakır hale gelmiştir. İktidar sayısız dayanaksız hakaret davası açarak muhalefeti baskılar, kısacası toplum üzerinde istediği gibi yargı kılıcı sallar hale gelmiştir. Bu, hem simit fiyatının 3.5 TL olmasının nedenlerinden biridir ama hem de sonuçları bakımından ondan bile önemlidir.

Bağımsız yargı inşa sorunu

Peki Kılıçdaroğlu’nun “İktidara geldiğinizde Demirtaş serbest bırakılacak mı?” sorusuna verdiği “Selahattin Bey de, Osman Kavala da, haksız yere içeride yatan bir sürü askeri öğrenciler var, onlar da, avukatlar da hepsi çıkacak” demesi, Erdoğan’ın yanlışının tersi ve düzeltilmesi midir? Ve de doğru mudur?

Değildir.

Türkiye’nin ihtiyacı bir partinin tutukladıklarını diğer partinin serbest bırakması değildir. Türkiye’nin ihtiyacı yargıçların adil karar verebilmesini sağlayabilmek için bağımsız yargıyı inşa etmektir.

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
13 Aralık 2021

  1. Ismail Dolen adlı kullanıcının avatarı

    #1 by Ismail Dolen on 14/12/2021 - 12:29

    15 Temmuz 2016 darbesinde rolü var mı Kavala’nın?

  2. Mehmet Murat AYGEN adlı kullanıcının avatarı

    #2 by Mehmet Murat AYGEN on 16/12/2021 - 21:11

    SONER YALÇIN’ın bildirdiğine göre, Prof. Aydın YALÇIN Osman KAVALA ve PERiNÇEK aynı kaba pislerler. Eski bir pandomima yeni aktörlerle sahneye tekrar kondu: Hüseyin Câhit YALÇIN rolünü KAVALA Nihat ERiM rolünü de PERiNÇEK oynamaktadır. Aydın YALÇIN hayatta olmadığından, O’nun yerine, içeri, Prof. K. GÜRÜZ alındıydı [bkz: (—1—) Soner Yalçın, (i) “Dönemin kitabı” (2 sütun üzerine) başlıklı ve (ii) “Erdoğan tanımıyor” (2 sütun üzerine) başlıklı Hakîkat köşesi yazıları, Sözcü gzt.,Yayın Sahibi Estetik Yayıncılık A. Ş., Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Süleyman Hilmi Ak, Yıl 15 Sayı 5297, 09 Aralık 2021 Perşembe, Ankara Baskı Çağdaş Yayıncılık ve Tic. A.Ş., s.10 ve (—2—) «Bir dostluk gösterisi: Aynı anda Hüseyin Cahit Yalçın mahpustu» (2 sütun üzerine) fotoğraf alt-yazısı, Yurtta Olup Bitenler sayfalarında, AKiS Haftalık Aktüalite Mecmuası dergisi, İmtiyaz Sahibi Metin Toker, Yazı İşlerini fiilen idare eden Cüneyt Arcayürek, Cilt III Sayı 44, 12 MART 1955, Dizildiği ve Basıldığı Yer Yeni Matbaa – Ankara, s.8].

  1. Erdoğan’ın seçim rehinesi olarak Kavala | Öykü-Şiir-Anı-Günce-Doğa+Yaşam+Sağlık+Politika

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın