Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın pasörü mü?

Kemal Kılıçdaroğlu 22 Mayıs 2010’da CHP Genel Başkanı oldu. Sadece CHP saflarında değil, CHP’yle güç birliği hedefleyen partilerde bile “Devrimci Kemal” beklentisi vardı. İşte o süreçte, yani Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin genel başkanı olmasından dört ay sonra 21 Eylül 2010’da “Kılıçdaroğlu Tayyipleşiyor”, ardından 23 Eylül 2010’de “Kılıçdaroğlu Tayyipleşmeye devam ediyor” ve 25 Eylül 2010’da “Kılıçdaroğlu Tayyip Erdoğan’ın Kulvarında” başlıklı yazılar yazdım.

Üç yazıda da şu riske işaret ettim: Kılıçdaroğlu, “Tayyip Erdoğan’ın kozlarını elinden alma” politikası ile sadece Erdoğan’a seçim kaybetmeyecek, laikliğin ve devrim kanunlarının altının oyulmasını da kolaylaştıracak.

Laikliği aşındırma pası

Kılıçdaroğlu’nun ilk genel başkanlık sınavı 12 Eylül 2010 referandumuydu. 22 Ağustos 2010’da CNNTürk’teki Ankara Kulisi programına katılan Kılıçdaroğlutürbanı biz çözeriz” mesajı verdi ve bunu referandum öncesi düzenlediği mitinglerde de bol bol dillendirdi.

Gerçi Kılıçdaroğlu’nun türban açılımı referandumu kazandırmamıştı ama o kararlıydı. 21 Eylül 2010’da “cemaatlere saygılıyım, yeter ki siyasallaşmasınlar” diyordu, oysa 9 gün önceki referandumda cemaat, devlet olmuştu; dahası AKP zaten bir tarikatlar ve cemaatler koalisyonuydu. Ama Kılıçdaroğlu bir gün sonra, 22 Eylül 2010’da “Laikliğin tehlikede olduğunu düşünmüyorum. Din alanında özgürlükleri daha da genişletmek gerekir” mesajı veriyordu.

Böylece Kılıçdaroğlu Erdoğan’a ilk pasını vermiş oldu: Ekim ayında toplanan Milli Güvenlik Kurulu, “madem laiklik tehlikede değil” diyerek Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde değişikliğe gitti ve irticayı tehdit kapsamından çıkardı.

Erdoğan için gol, CHP için tuzak

Kılıçdaroğlu’nun açtığı gedik, Erdoğan için fırsat oldu. YÖK İstanbul Üniversitesi’ne “türban serbest” yazısı yazdı. Kılıçdaroğlu 6 Ekim 2010’da, “YÖK’ün yazısını durdurmak için hukuki yollara başvurmayacağız” diyerek kaleyi boşalttı. Ve türban birkaç yıl içinde ilkokullara kadar indi.

AKP hükümeti 8 Ekim 2013’te çıkardığı yönetmelikle türban serbestliğini yasallaştırdı. O gün bugündür ülkede başörtüsü yasağı diye bir sorun yok, tersine 20 yıl önce “başörtüsüne özgürlük” diyenlerin bugün kadınların etek boyuna müdahalesi sorunu var; o gün bugündür ülkede türban mağduru yok ama işte ve sosyal hayatta mağdur edilen binlerce başörtüsüz kadın var.

Gelgelelim Kılıçdaroğlu sanki hâlâ başörtüsü sorunu varmış gibi yine Erdoğan’a pas attı, özetle “Yönetmelik yetmez, başörtüsüne yasal güvence için TBMM’den yasa çıkaralım” dedi (3.10.2022). CHP 4 Ekim 2022’de hazırladığı üç maddelik yasa teklifini TBMM’ye sundu.

Pası alan Erdoğan ise ertesi gün Kılıçdaroğlu’na seslendi: “Gelin çözümü yasa değil, anayasa düzeyinde sağlayalım.”

Sonuç mu? Kılıçdaroğlu’nun pası Erdoğan için gol, CHP için tuzak oldu!

Tarikatlara yasallık pası

Özetle AKP’nin karşıdevrim programını uygulayabilmesi için Kılıçdaroğlu’ndan önemli bir pas gelmiş oldu. Çünkü konuyu anayasal düzleme çıkarmak demek, Anayasa’nın laiklik maddesini değiştirmek demektir!

Mesele zaten başörtüsü de değildir. Erdoğan’ın yıllar önce “velev ki türban siyasi sembol” demesi işin esasıdır. Çünkü türban, karşıdevrim programı açısından devrim kanunlarının tasfiyesinin aracıdır.

Üstelik Erdoğan o aşama için de Kılıçdaroğlu CHP’sinden pas almıştır zaten; bir CHP’li vekil “tekke ve zaviyeleri kapatan devrim kanununun” kadük olduğunu savunabilmektedir artık!

Uyaralım: AKP’ye benzeyerek AKP’yi seçimde yenmenin mümkün olmadığı Ekmeleddin İhsanoğlu vakasında görülmüş olmalıydı. Kılıçdaroğlu Erdoğanlaşarak Erdoğan’ın tabanından oy alamaz ama “AKP’nin kozlarını elinden almak” politikasıyla AKP’nin karşıdevrim hedeflerinin sıra sıra gerçekleşmesini kolaylaştırmış olur!

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
6 Ekim 2022

Reklam
  1. #1 by Mehmet Yavuz Dedegil on 07/10/2022 - 02:17

    Kılıçdaroğlu AKP seçmenine, Tarikatlere ve aslında ABD’ye „Ben, RTE’ye verdiğiniz görevleri daha da iyi yaparım“ mesajları vermeye devam ediyor. Bugüne kadar her önemli noktada AKP’ye destek oldu. ATATÜRK yolunu bugün sadece Rıfat Serdaroğlu temsil ediyor.

  2. #2 by Yasemin Çin on 08/10/2022 - 10:24

    Saygıdeğer Mehmet Ali Güller,
    Aklınıza, kaleminize sağlık. Öngörülerinizde ki tutarlılık, size haklılık kazandırdı. Kutluyorum.
    Az da olsa bizlerin de farkettiği Kılıçdaroğlu hataları ve endişelerimiz; ‘şimdi zamanı değil’lerle, hep sonsuz pişmanlıklara ve kızgınlıklara dönüştü. Bir de üstelik Chp için verdiğimiz vekaleti, İyi partiye transfer edip bunu demokrasi hamlesi diye yutturup, ben bir ahlâk sorunu olarak görürken! Neyi muhafaza ettiği belli olmayan muhafazakâr oyu için, olmazsa olmazım Laiklik(istediği gibi inanma-inanmama) koruyucusu sandığım(!)chp’ye verdiğim oya ihanet edilmiştir.
    Sonsuz minnettar olduğum TANRI’ya, sunduğu muhteşem, mükemmel, müthiş bilgiler içeren KUR’AN’a hep-çok hayran bir inanan olarak; din sömürüsü, zulme uğrayan Kürt sömürüsü ile Atatürk ve Cumhuriyet sömürüsü yapanlardan siyaset sahnesini temizleyemezsek (akılla-ahlâkî ilkelere bağlılıkla çözemezsek); işimiz gerçekten Tanrı’nın akış sistemine(?!) kalır(Afganistan ve İran örneği)
    En derin saygılarımla, Yasemin Çin

  1. Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın pasörü mü? | Doğa+Yaşam+Politik Yazılar=Paylaşım= Sitesi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: