Operasyon: Juniper Oak 23.2

ABD ve İsrail geçen hafta iki ülke arasındaki en büyük tatbikatı yaptılar.

İsrail ve Doğu Akdeniz’de düzenlenen tatbikatın açık hedefi İran’dı. ABD ile İsrail, “Juniper Oak 23.2” adlı tatbikatta “İran’daki nükleer tesisleri hedef alan geniş çaplı bir saldırının simülasyonunu” uyguladılar.

23-27 Ocak tarihleri arasındaki tatbikata, CENTCOM’un açıklamasına göre 6400 ABD askeri ile 1500’den fazla İsrail askeri katıldı. ABD’nin USS George H. W. Bush uçak gemisi saldırı grubunun (12 gemi) ve 142 uçağın (B-52 bombardıman uçaklarının yanı sıra F-35, F-15, F-16 ve F-18’ler) katıldığı tatbikat, kısa zaman önce ve çok hızlı planlanması nedeniyle de dikkat çekiyor.

İki ülkenin bu tatbikata “Juniper Oak” ismini, yani “ardıç meşe” ismini vermesinin, kuvvetle muhtemel, çoğu zaman olduğu gibi dini bir anlamı olsa gerek.

Ardıç, Eski Ahit’in 1. Krallar bölümünde geçiyor ve “ardıç ağacının altında yatıp uyurken meleklerin dokunması” anlatılıyor. Yine meşe de Tevrat’ta altında melek oturan kutsal ağaçtır.

İRAN’A IHA SALDIRISI

ABD ve İsrail’in doğrudan İran’ı hedef aldığı bu tatbikatı, birkaç sıra dışı olay izledi:

1. 29 Ocak’ta, İran’ın İsfahan kentindeki bir askeri üsse İnsansız Hava Aracı (IHA) saldırısı düzenlendi (Cumhuriyet, 29.1.2023).

ABD’nin The Wall Street Journal gazetesi, İran Uzay Araştırma Merkezi’ne ait tesisin yanındaki mühimmat fabrikasını hedef alanın İsrail olduğunu duyurdu (AA, 29.1.2023).

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu, ABD’li bir yetkilinin “İsfahan saldırısında Washington’un parmağı yok” dediğini haber yaptı (Sputnik, 30.1.2023).

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan saldırıyı “korkakça” olarak nitelendirdi ve “Bu tür eylemler, uzmanlarımızın barışçıl nükleer ilerleme konusundaki kararlılığını ve niyetini etkileyemez” dedi (AA, 29.1.2023).

2. Suriye’nin doğusundaki Deyrizor’da, İran destekli gruba SİHA’larla hava saldırısı düzenlendi. Bir lojistik konvoyun hedef alındığı saldırıda kullanılan SİHA’ların aidiyeti saptanamadı (AA, 30.1.2023).

AZERBAYCAN BÜYÜKELÇİLİĞİNE SALDIRI

3. Daha önemlisi ise 27 Ocak’ta Tahran’daki Azerbaycan Büyükelçiliği’ne düzenlenen ve güvenlik şefinin öldüğü ve iki görevlinin de yaralandığı saldırıydı.

Tahran Emniyet Müdürü Hüseyin Rahimi “Saldırgan iki küçük çocukla binaya giriyor. İlk belirlemelere göre saldırıyı şahsi ve ailevi sorunlar nedeniyle düzenlediği belirlendi” açıklamasını yaptı (Cumhuriyet, 27.1.2023).

Ancak görüntüler Rahimi’yi doğrulamıyordu! Nitekim Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, saldırıyı “terör eylemi” olarak niteledi (TASS, 27.1.2023).

Evet, hem görüntüler Tahran Emniyet Müdürü’nü yalanlıyordu hem de kalaşnikoflu saldırgana uzunca bir süre müdahale edilmemesinden, yakalandıktan sonra kendisiyle röportaj yapılmasına kadar bir dizi tuhaflık sergileniyordu.

Bu tablo karşısında İran Emniyet Genel Müdürü Ahmed Rıza Radan, aynı gün Tahran Emniyet Müdürü Hüseyin Rahimi’yi görevden aldı (Cumhuriyet, 27.1.2023).

Henüz tam olarak aydınlatılamamış saldırı, kuşkusuz komplo teorilerine malzeme olacak şu olayların üzerine gelmiş oldu:

– Azerbaycan, İran’ın Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ savaşında izlediği politikadan rahatsız.

– İran, Azerbaycan’ın İsrail’le ilişkisinden rahatsız.

– Azerbaycan, İran’ın sınırda askeri tatbikatlarını artırmasından şikayetçi.

– İran, Azerbaycan’ı İsrail IHA’larına ev sahipliği yapmakla suçluyor.

– Azerbaycan’ın bu ay tarihte ilk kez İsrail’e büyükelçi ataması, Tahran ile Bakü arasındaki tansiyonu yükseltti.

HEDEF AZERBAYCAN ÜZERİNDEN TÜRKİYE Mİ?

Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliğine düzenlenen saldırı aydınlanmadı ancak açık ki bu saldırı ile önce İran-Azerbaycan ilişkileri, ardından da bunun yansıması olarak Türkiye-İran ilişkileri torpillenmek isteniyor.

Peki İran’ın hem Azerbaycan hem de Türkiye’yle ilişkilerinin bozulması kime yarar? Elbette ABD ve İsrail’e…

Nitekim bu ikili Türkiye-İran-Rusya üçlüsünün oluşturduğu Astana Platformu’na tepki gösteriyor. İkili, Rusya’nın kolaylaştırıcılığında Türkiye-Suriye normalleşmesi için kapı aralanmasına da karşı.

Tam bu süreçte, Türkiye içinde de medyadaki Amerikancı kalemler, “İran’ın Türkiye-Suriye normalleşmesinden rahatsız olduğu” kara propagandasına sarıldılar. Son dönemde İran karşıtı haberlerin arttığı görülüyor.

TÜRKİYE-İRAN İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ

ABD ve İsrail, öteden beri Türkiye’yi İran’a karşı kendi cephelerinde görmek istiyorlar. Türkiye ile İran’ı karşı karşıya getirecek türden cinayetler başta pek çok provokasyon geçmişte yaşandı.

İkili için Türkiye’yi şimdi “İran karşıtı cepheye” çekebilmek, her zamankinden daha da önemli. Zira Washington açısından Ankara’yı Atlantik kampında tutmak, kritik önemde. Öte yandan Türkiye’nin İsrail’le normalleşmesinin de bu süreci kolaylaştıracağı varsayılıyor olabilir.

O nedenle, bölgedeki her gelişme, Türkiye-İran işbirliğinin önemi üzerinden değerlendirilmelidir.

Ankara ve Tahran, iki ülkenin karşı karşıya getirilmesini hedefleyen her türlü gelişmeye karşı işbirliğini esas almalıdır. Türkiye’nin de İran’ın da çıkarları bunu gerektirmektedir.

Mehmet Ali Güller
CRI Türk
31 Ocak 2023

  1. Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: