Çoğu ülkede dış politikanın seçime etkisi yok ya da azdır. Ama Türkiye’de dış politikanın seçime etkisi, çoğu ülkeye göre açık ara fazladır.
Dünyada rüzgarın ABD’den estiği şartlarda bile, çoğu parti, öyle olmasına rağmen açıktan Amerikancılık yapamamıştır. Çünkü Türkiye’de milliyetçilik her dönem güçlüdür. Hatta öyle ki zaman zaman özünde Amerikancı olan partiler bile, seçimlerde Amerikancı olmadıklarını göstermeye uğraşırlar.
Diğer yandan tablo özellikle son 10 yılda büyük değişim geçirmektedir. Çok kutuplu dünyanın oluşmaya başlaması, Asya-Pasifik’in güçlenip Atlantik’in zayıflaması, gelişen dünyanın artık ABD saldırganlığına karşı durabilmesi vb etkiler, Türkiye seçimlerinde genel tabloyu iyice değiştirmiştir. Öyle ki seçimlerde artık açıktan Amerikancılık ve Avrupacılık yapan parti neredeyse kalmamıştır.
Öte yandan her yıl Türk halkının diğer ülkelere bakışını ortaya koyan araştırma sonuçları da bu gerçeğe işaret etmektedir: Türk halkı, ABD’ye, AB’ye yoğun oranda karşıdır:
İKİ HATA
Muhalefet bloğunun seçim sürecinde izlediği dış politika çizgisi ise yukarıda özetlemeye çalıştığımız tabloyu yok sayar nitelikteydi:
1) CHP aslında AKP’den çok farklı bir dış politika izle(ye)meyeceği halde, daha Batıcı bir görüntü verdi. Oysa tersine AKP “Batıya mesafeli” biz görüntü ortaya koymaya çalıştı.
Gerçekte AKP de CHP de çok kutuplu yeni dünyanın gerçeklerine uygun olarak çok taraflılık izleyecekti. Nitekim James Jeffrey başta eski ABD büyükelçileri de seçimin sonucunun Türk dış politikasında büyük değişiklik oluşturmayacağını, sadece üslubun yumuşayacağını belirtiyorlardı.
2) Diğer yandan CHP, seçim sürecinde birkaç kez doğrudan Rusya’yı hedef alma, Rusya’ya karşı konumlanma hatası yaptı.
Önce “Rusya’ya NATO üyesi olduğumuzu anımsatacağız” denilerek hata yapıldı ama sonrasında bu Kılıçdaroğlu’nun Moskova’daki bir toplantıya gönderdiği mektupla düzeltildi; “Türkiye-Rusya ilişkileri değişmeyecek” mesajı verildi. Ancak seçime bir hafta kala, bu kez “Rusya’ya yaptırım uygulama” açıklaması yapıldı. En vahimi de seçime üç gün kala “seçime müdahale ettiği varsayımı” üzerinden Rusya’nın doğrudan hedef alınmasıydı.
DIŞ POLİTİKANIN ETKİLEDİĞİ FAKTÖRLER
Pek çok seçmen nezdinde, bir partinin dış politika konumlanması, ekonomiden küresel ve bölgesel siyasetlere kadar izlenecek yola işaret ediyor. Bu nedenle de seçime, olması gerekenden fazla etki yapıyor.
Şöyle ki:
Eğer bir parti Rusya’yla, Çin’le, Asya’yla işbirliğini önemsemeyi dış politikasının önceliği haline getirirse, bu toplamda şu anlamlara geliyor:
1) O parti yeni eğilime uygun olarak dolarla ticareti azaltacak, ikili ticaretinde yerel paraları kullanacaktır.
2) O parti, Ukrayna meselesine ABD gözlüğü ile bakmayacak, haliyle ABD’nin zorladığı yaptırımlara büyük ölçüde uymayacak, Ukrayna merkezli cephenin genişletilmesi çağrılarına karşı durarak Karadeniz’de statüyü Montrö Sözleşmesi ile koruyacaktır.
3) O parti, ABD’nin Ortadoğu planlarına karşı olacak ve onun gereği olarak da komşuları ve bölge ülkeleriyle işbirliğini esas alacaktır.
4) O parti, yükselen Asya ekonomisinden Türkiye’nin daha çok pay alabilmesi için Asya’nın örgütlerinde, platformlarında, organizasyonlarında daha çok boy gösterecek.
5) O parti, haliyle ABD’nin Kıbrıs, Ermeni, Uygur, Tayvan kışkırtmalarına karşı daha Türkiyeci ve Asyacı bir siyaset izleyecek.
Bu beş maddede ve artırılacak maddelerde, partilerin izleyeceği siyasetin tonu biraz daha açılabilir ya da daha koyulaşabilir ama genel perspektif böyledir.
ESKİ TÜR BATICILIK DÖNEMİ KAPANDI
Sonuç olarak Kılıçdaroğlu’nun ve kurmaylarının seçim sürecinde izlediği ve kamuoyunda “Daha Batıcı ve Rusya’ya karşı mesafeli” görüntü anlamına gelen çizgi, milliyetçi oyların kaymasını sağlamış görünüyor. (Çünkü ABD karşılığı üzerinden milliyetçilik, klasik Rusya karşıtlığı üzerinden milliyetçiliği aşmıştır.)
Bu durumda 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur öncesinde, bu görüntünün düzeltilmesi gerekiyor. Zira bu aslında bir gerçeğe de dayanmak demektir.
O gerçek şudur: Türkiye’yi kim yönetirse yönetsin, artık eskisi türden bir Batıcılık yapamayacaktır ve çok kutupluluğun gereğine uygun siyaset izlemek durumda olacaktır.
Mehmet Ali Güller
CRI Türk
16 Mayıs 2023
#1 by Aziz Cüneyt YÜKSEL on 17/05/2023 - 00:48
Mehmet Ali Bey,
Cumhuriyette yazmak uÄruna gerçekle baÄdaÅmayan âzikzaklarâ yapıyorsunuz.
Bugünkü CHP Yönetimi iÅbirlikçidir ve Amerikancıdır. Adamlar, bunu açık-açık ifade ederlerken, sizin, çıkıp âaslında öyle deÄil de böyle dediâ demeniz çok komik ve çizginize yakıÅmıyor.
CHP Yönetimi iÅbirlikçidir ve adamlar bunu hiç çekinmeden açıklıyorlar. Ãnal Ãeviközâü izlemeniz bile yeterli.
Netice itibarıyla Türk halkı eÅsiz âsaÄ ve sol duyusuylaâ CHPâye iktidarı vermeyerek, öncelikle, CHPâyi korumuÅ ve kollamıÅtır.
Türk halkı, CHP Yönetiminin iÅbirlikçi yaklaÅımını tarihin çöp sepetine atmıÅtır.
BoÅuna çabalamayın, iÅbirlikçi CHP Yönetimini ne siz ne de İlhan Selçukâun kemiklerini sızlatan Cumhuriyet Gazetesi Yönetimi kurtaramaz.
Saygılar
Aziz Cüneyt YÃKSEL
orient_2
Orient Ekspres Ltd., Istanbul Worldwide Logistics & Conventions
Phone : + 90 â 216 – 380 46 59 Fax : + 90 â 216 – 384 77 98 E-mail : cuneyt.yuksel@orientekspres.com cuneyt.yuksel@orientekspres.com
http://www.orientekspres.com/ http://www.orientekspres.com imza-11.02
#2 by Mehmet Yavuz Dedegil on 17/05/2023 - 01:12
Almanya’ya gelen birçok Türk politikacı ve diplomat ile konuşma fırsatım oldu. (Í.S. Çağlayangil, Mesut Yılmaz, Deniz Baykal, Doğu Perinçek, Kemal Kılıçdaroğlu + Büyükelçiler Onur Öymen, Osman Korutürk, ve birçok konsolos, yüksek asker ve sivil yetkili). Hepsinin ortak tarafı, Almanya ve Avrupa’yı yanlış tanımalarıdır.
Türkiye’nin Avrupa Birliğine alınma şansı yoktur, hiçbir yetkili bunu anlayamıyor. 6-lı masa niyet bildirisinde bile hâla AB’ye girmekten bahsediliyor. Kılıçdaroğlu da, Türkiye’nin ABD tarafından kabul veya tayin edilen elemanlar tarafından yönetildiğini biliyor ve ABD’ye verdiği mesaj: „Beni seçtirirseniz, ben size RTE’den daha iyi hizmet ederim“ mesajıdır.
Kılıçdaroğlu’nun kazanmasını dilesek de, halkın parasının çalınmasını azaltmak dışında bir politik yön değişimi beklemek için herhangi bir veri maalesef yok.
#3 by Gürcan Aylanç on 17/05/2023 - 21:12
Mehmet Ali Bey,
Yazılarınızı WhatsApp ile paylaşabilmenin bir yolu (ekran kopyalama hariç) yok mu?