Türk doları!

Irak hükümeti doları yasakladı. Bağdat’ın 14 Mayıs’ta uygulamaya koyduğu bu kararın iki hedefi var:

1) Irak dinarının yaygınlaştırılması.

2) Resmi döviz kuru ile karaborsa arasındaki farkın azaltılması (CRI Türk, 17.5.2023).

Dolarsızlaşma güçleniyor

Irak’ın kararı ayrıca iki yöne işaret ediyor:

1) De-dolarizasyon ya da dolarsızlaşma süreci: Çok kutuplu dünyanın inşa olmasıyla birlikte “ulusal paralarla ticaret” de ekonomide bir olgu haline geldi. Süreç özellikle Ukrayna krizi sonrası ABD’nin dolar rezervlerine el koyması ve yaptırımları silah gibi kullanmasıyla birlikte ivmelendi.

Çin ve Rusya başta olmak üzere pek çok ülke artık ikili ticaretlerinde ulusal para kullanıyor. Dahası Körfez ülkeleri ile Çin arasında petrol ile doğalgaz alışverişinin “yuan” ile yapılmaya başladığını da görüyoruz.

Önümüzdeki ay yapılacak BRICS toplantısında “ortak para” birimi ele alınacak.

Kısacası dolarsızlaşma eğilimi, doların rezerv para olma değerini adım adım azaltıyor.

Saddam Hüseyin’e dönüş

2) Ekonomik bağımsızlık, siyasi bağımsızlığın garantörü ve bütünleyenidir. Ekonomik bağımlılığın en önemli çapası ise ABD dolarıdır. ABD dolarına bağımlılık, ekonomik bağımlılıktır.

Bu yönüyle diyebiliriz ki, ABD’nin Irak’ı işgali aslında ve tam olarak 14 Mayıs 2023’te sona ermiş oldu. Dahası Irak hükümeti bu kararıyla, fiilen Saddam Hüseyin dönemine de dönmüş oldu. Çünkü savaşın asıl nedeni, Saddam Hüseyin’in ABD’nin petrodolar sistemine meydan okumasıydı.

Yine buradan hareketle diyebiliriz ki, antiemperyalizmin de milliciliğin de en önemli ölçütü ABD dolarına karşı tutumunuzdur. Vatan ya da iktisadi ifadesiyle “ulusal pazar”, ulusal parasıyla vardır. Ulusal para yerine emperyalizmin dolarını ulusal pazarda etkin kılan iktidarlar bağımlı, ulusal pazarını dolarak karşı korumaya çalışan iktidarlar ise bağımzsızlıkçıdır.

En serbest piyasa ve dört çeşit dolar

Türkiye bu açıdan laboratuvar özelliği taşımaktadır. Gerçek ile propaganda arasında geniş bir açı vardır. Somutlayalım:

Neoliberalizmin en iyi uygulayıcısı olan AKP iktidarı, “serbest piyasa ekonomisi”ne bile takla attırmış, ekonomiyi “en serbest” hale getirmiştir.

Piyasa o kadar serbesttir ki, bugün ulusal pazarda fiilen dört çeşit dolar kuru vardır:

1) Bankaların dolar kuru.

2) Döviz büfelerinin dolar kuru

3) Kapalıçarşı’nın dolar kuru

4) Merkez Bankası’nın dolar kuru.

İşte bu sonuncusu, yani Merkez Bankası’nın dolar kuru, “kur korumalı mevduat” projesi ile bir çeşit “Türk doları” haline gelmiştir.

Çifte faiz kumpası

Kısacası “yerli ve milli” propagandası ve “dış güçlere karşı savaş” adı altında sergilenen gerçek budur: Türkiye Cumhuriyeti topraklarında, vatanda, ulusal pazarda Türk lirasının karşısında “Türk doları” oluşturulmuş, ABD dolarına yasallık kazandırılmıştır.

Dahası, bunu üstelik sanki “dolara karşı mücadele” ediyormuş gibi yaptılar ve sonuçta bankaları / finans kapitali çifte faizle, yüzde 400 kârlılık oranında zenginleştirdiler.

Çifte faizin biri hazineden, yani cebimizdendi ve finans kapital kazandıkça yoksullaştık.

Bu tablodan nasıl çıkılacağı, Türkiye’nin en önemli problemidir. Türkiye’nin tüm ilerici kuvvetleri 28 Mayıs’tan sonra asıl bu probleme kafa yormalı ve çözüm için seçenek oluşturmalıdır.

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
18 Mayıs 2023

Reklam
  1. Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: