Posts Tagged 29 Ekim
YENİ ŞAFAK TGB’DEN ÖZÜR DİLER Mİ?
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 31/10/2012
Ergenekon iddianamelerindeki iki bine yakın maddi hatanın iki açıklaması olabilirdi. Ya tertipçiler sonuçtan o kadar emindi ki, pek de özenmediler. Ya da tertipçilerin çapı bu kadarına yetiyordu. Görüldüğü gibi ikisi de aynı kapıya çıkıyordu…
Zira yıllar önce gömüldüğü iddia edilen silahların güncel gazetelere sarılmasının ve hiç yıpranmamasının, 2006’da kurulan örgütlerin 2003 “belgelerinde” bulunmasının, 2007’de belediye meclisinin aldığı kararla verilen sokak ve cadde isimlerinin 2003 “belgelerinde” yer almasının üçüncü bir açıklaması yoktu.
Neden mi anımsattık şimdi bunları? Anlatalım.
SELVİ, EYLEMİ NASIL İZLEDİ?
29 Ekim Cumhuriyet buluşmasını Ulus’ta bizzat yerinde izlediğini söyleyen Yeni Şafak’ın Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi dün izlenimlerini yazmıştı. Ancak yazılanlar içinde izlenim değeri görecek nesnel bir olgu olmadığı gibi açık kışkırtma örnekleri vardı!
Mitingi yerinde izleyen Abdülkadir Selvi “Gazlı cumhuriyet” başlıklı makalesinde bakın ne yazıyor: “Gençler başlarına, ‘Atam İzindeyiz’ bantlarını takmışlardı, ellerinde de ‘TGS’ bayrakları vardı. TGS canım, hani şu Tandoğan Meydanı’nda, ‘Ordu Göreve’ pankartı açan militarist kuruluş. Bu kez göreve çağıracakları ‘darbeci ordu’ kalmadığı için kendileri gelmişti.”
Okuyunca siz de “devenin boynu” dediniz muhtemelen… Neresini düzelteceksiniz? Tıpkı Ergenekon iddianamelerinde olduğu gibi çapsızlıkla birleşmiş bir kışkırtıcılık ve sonuçtan emin olma hali…
Abdülkadir Selvi Ulus’taki eylemi nasıl izledi bilmiyoruz ama biz gerçeği yazalım, belki öğrenir:
SELVİ’NİN UYDURMALARI
1) Gençlerin ellerinde TGS bayrakları yoktu, TGB bayrakları vardı! TGS diye bir kuruluş var kuşkusuz; Türkiye Gazeteciler Sendikası. Ancak bu kuruluşun bayrakları ellerde değildi! Alanın neredeyse her yerinde dalgalanan o kocaman bayraklardaki TGB’yi ancak Yeni Şafak’ın Ankara Temsilcisi doğru okuyamaz ve TGS diye not edebilirdi.
2) Selvi’nin bu satırları salt yukarıdaki maddi hatadan ibaret olsaydı, çapsız der, üzerinde durmazdık. Ancak bugün TGB’yi geçmişte “Ordu Göreve” pankartı açan provokatör grupçuk diye suçlamaya kalmak düpedüz kışkırtıcılıktır!
3) Üstelik o provokatör grupçuk, “Ordu Göreve” pankartını Selvi’nin yazdığı gibi 2007’de Tandoğan’da değil, 2003’te açmış ve bizzat 2003 eylemine katılanlar tarafından kınanmıştı.
TGB’DEN SELVİ’YE SORULAR
Abdülkadir Selvi’nin bu kışkırtıcı yazısını dün sosyal medyada da eleştirdim. TGB’nin bir yöneticisi eleştirime yaptığı yorumda bakın ne diyor:
“Selvi gazetecilik yapmak istiyorsa önce şu soruya yanıt versin. ‘Ordu Göreve” pankartı açanlar neden hiç soruşturulmadı? Neden o pankart Ergenekon davalarında hemen her sanığa soruldu da, o pankartın sahipleri iddianamelerde yer almadı? O provokatör grubun lideri neden iddianamede yok?”
TGB yöneticisinin dikkat çektiği konuyu netleştirelim. Bahsettikleri isim gerçekten de Ergenekon’un ilk iki iddianamesinde hiç geçmiyor, üçüncüsünde ise bir kez, o da geçiştirilerek yer alıyor…
Kuşkusuz Abdülkadir Selvi bu soruya birkaç nedenle yanıt veremeyecektir. Ama biz yine de Selvi’nin makamından, yani Yeni Şafak’ın Ankara Temsilcisi’nden bu kışkırtıcı yazıyı düzeltmesini ve TGB’den özür dilemesini isteyelim.
Gazetecilik en azından bunu gerektirir!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
31 Ekim 2012
CUMHURİYET-SALTANAT ÇARPIŞMASI
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 30/10/2012
Dün başkent Ankara’da Saltanat ile Cumhuriyet çarpıştı!
Saltanat, Hipodromda Cumhuriyet’in cenazesini kaldırma töreni düzenledi. Cumhur, Ulus’ta Cumhuriyet’i yeniden inşa etmeye başladı.
Saltanat, Hipodromda boş tribünleri selamladı. Cumhur, sel oldu Ulus’a aktı.
Saltanat, Hipodrom ve Resepsiyonlarda şatafatlıydı! Cumhur, Ulus’ta al bayraklarıyla gururlu ve ayaktaydı.
CUMHURİYET GENÇLİĞİ AYAKTA
Saltanatın valisi, Cumhur’a Cumhuriyeti yasaklamaya kalktı. Saltanatın şakşakçısı, “istihbarat var” yalanına sarılıp, Cumhurun ayağa kalkmasına engel olmaya çalıştı. Saltanatın kolluk kuvvetleri Ankara’ya gitmeye hazırlanan otobüsleri mühürledi. Saltanatın polisi 1. Meclis önüne barikat kurdu. Saltanatın polisi, Türk bayrağı açana tekme attı. Saltanatın haber kanalı, sanki suçmuş gibi “grupların hedefi Anıtkabir’e ulaşabilmek” diye yayın yaptı.
Cumhuriyet’in gençliği TGB, yurdun dört bir yanından başkente aktı. Cumhuriyet’in geleceği TGB, polisin saldırısına karşı halka kalkan oldu. Cumhuriyet’in aydını, cumhurla Ulus’ta birleşti. Cumhuriyet’in kanalı Ulusal Kanal, Ulus’tan canlı yayın yaptı. Cumhuriyet’in kadını, polisin tazyikli suyuna karşı ayakta dimdik durdu. Cumhuriyet’in genci gaz bombası ve tazyikli suyun karşısında bayrağını dalgalandırdı.
SALTANATIN ASKERİ BOŞ TRİBÜN SELAMLADI
Saltanat’ın emrini yerine getiren Jandarma, Ankara girişinde otobüsleri durdurup tüm yolcuları kimlik kontrolünden geçirdi. Otobüsleri durdurulan Cumhuriyet’in gazileri, inip Ankara’ya yayan yürüdü.
Saltanat’ın emrindeki rütbeli subay, Hipodromda boş tribünleri ve Saltanat ailesini selamladı. Cumhuriyet’in askerleri ise Silivri’den, Hasdal’dan, Mamak’dan selam yolladılar Ulus’a…
SALTANAT HÜKÜMETİ YASA DIŞIDIR
Ankara’da toplanacak halkı “istihbarat var” diyerek engellemek isteyen zihniyet saltanatçıdır. Ankara’ya gidecek otobüsleri “ceset torbası yok” diye mühürleyen zihniyet çürümüştür, kokmuştur!
Cumhura Cumhuriyet’i kutlamayı yasaklayan bir hükümet, Cumhuriyet’in değil Saltanat’ın gücüdür ve bu yüzden yasa dışıdır!
Ve her şeyden önemlisi, halka polisi saldırtan bir hükümet, aslında yıkılacağının işaretini vermiştir!
SEFERBERLİK BAŞLADI
1453’te karadan gemi yürüten, Çanakkale’de sırtında yüz kiloluk mermi taşıyan, Kurtuluş Savaşı’nda yalınayak kağnı süren, iki çorabından birini Mehmetçik’e veren, Cumhuriyet’i mermisi bitince süngüsüyle çarpışarak kuran bir halka, AKP barikatı söker mi?
Dün sökmedi ve Cumhur, 89. yılında Cumhuriyet’i yeniden inşa etmek için dün seferberlik başlattı!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
30 Ekim 2012