Posts Tagged Heron
KEŞİF UÇAĞININ GERÇEK HEDEFİ
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 13/09/2011
Türkiye’nin ABD’den Predator istediği haberi, basını ikiye böldü. Ağırlıklı olarak şöyle verdi gazeteler: İsrail’le girilen kriz nedeniyle Heronlardan mahrum kalacak olan AKP hükümeti, ABD’nin aynı işlevi gören Predatorlarına yani “yırtıcı kuş”larına yöneldi.
Aydınlık ise “İsrail’in boyunduruğundan kurtulmak için” diye veren gazetelerden farklı olarak, “3. İran hamlesi” dedi bu yeni gelişmeye..
Öncelikle konunun teknik yönünü inceleyelim:
TÜRKİYE, PREDATORLARDAN FAYDALANIYORDU
1.) ABD’nin Predator’u ile İsrail’in Heron’u aynı işleve sahip değil. Heron insansız hava aracı olarak istihbarat topluyor, fotoğraf çekiyor vs… Predator ise tüm bu işlere ek olarak bomba atıyor! Yani Predator aynı zamanda saldırı amaçlı.
2.) Konu PKK’ye karşı Predatorların keşif boyutundan faydalanmaksa, Türkiye bundan zaten faydalanıyor. 2007 yılında Başbakan Erdoğan ile ABD Başkanı Bush arasında imzalan anlaşma uyarınca Predatorlar dahil, U-2, RC-135, EP-3 ve RQ-4 keşif uçaklarından elde edilen video görüntüleri, Ankara’daki “Birleşik İstihbarat Füzyon Merkezi”ne aktarılıyor.
Türkiye bu uçakların keşif boyutundan zaten faydalanıyorsa, o zaman şimdi bu uçakların “topraklarımıza konuşlandırılması” konusu hangi ihtiyaç nedeniyle ortaya çıkıyor?
Yanıtlayalım: Predatorların keşif boyutundan faydalandığımıza göre geriye saldırı boyutundan faydalanmak kalıyor!
PREDATORUN HEDEFİ İRAN
Peki Predatorlar nereye ve kime saldıracak? PKK’ye mi? Türk Hava Kuvvetleri’nin bu iş için yeterli uçağı yok mu? Saldırı gücü yetersiz mi? İşte en önemli nokta burası.
Artık konuyu, teknik boyutunu siyasi yöne eklemleyerek inceleyebiliriz:
Predatorlar şöyle çalışıyor: Pradator örneğin Irak’ta, Afganistan semalarından keşif yaparken, onu kumanda eden pilot, ABD’deki merkezden, yani binlerce kilometre uzakta oturduğu yerden, kontrol aletini kullanarak bomba yağdırabiliyor.
Kandil gibi bir yanı Irak’ta bir yanı İran’da olan bir bölgeye yapılacak keşif amaçlı bir uçuşta, çok kolay bir şekilde sınır ihlali yapılabilir. Bu sınır ihlali sırasında da ABD’deki merkezde bulunan pilot “yanlışlıkla” İran topraklarına bomba bırakabilir! Ki ABD “yanlışlıkla” çok hedef vurmuştur, başta Türk gemileri olmak üzere!
Peki böyle bir durumda İran, Predatorları “topraklarında PKK’ye karşı konuşlandıran” AKP hükümetini, yani Türkiye’yi suçlamayacak mı?
Hiç uzatmadan söyleyelim: ABD, Predator’uyla İran ve Türkiye’yi karşı karşı getirebilir, savaşa sokabilir!
Nitekim “füze kalkanı” ABD’nin bu hedefinin ilk işaretidir. Diğer yandan ABD’nin Irak’taki güçlerinin sözcüsü olan Tuğg. Buchanan’ın açıkladığı haliyle, ABD’nin Kandil’le sınırımız arasında asker bulunduracağını söylemesi de Washington’un bu niyetiyle ilgilidir; ikinci işarettir.
ABD Kandil’i, daha doğrusu Tahran’ın inisiyatif aldığı Kuzey Irak’ı, İran’a sonrasında da TSK’ye karşı hem koruyacak, hem de bölgede bulundurduğu bu birliklerle savaş kışkırtacaktır.
ANTİ-İSRAİLCİLİK NEYİN PERDESİ
Gelelim işin “İsrail boyunduruğu” yanına… Türkiye’de ne zaman Atlantik’e çıpalı bir hükümet ABD’nin çıkarlarına uygun bir politika sergileyecek olsa, önce “anti-İsrailcilik” rüzgarı estirilir. Milletin gazı İsrail düşmanlığıyla alınır, ABD unutturulur! “Siyonizme ölüm” diye bağıranların Irak’ta, Afganistan’da Müslüman katleden ABD’ye sessizliği bir ölçüde bundandır.
Öte yandan “İsrail’in boyunduruğundan kurtulmak” için ABD’ye sarılmak da işin en büyük yalanıdır. Sanki ABD’nin boyunduruğu altında olduğumuz için İsrail’in de boyunduruğuna girmemişiz gibi…
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
13 Eylül 2011