Posts Tagged Stanislav Tarasov
ORTAK ASYA STRATEJİSİ
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 23/12/2012
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin “Türkiye’nin AB’den soğutulmamasını” istemesi çok önemli.
Her ne kadar AKP çevreleri bu sözden hareketle “muhteşem on yıl” edebiyatına soyunacak da olsa, Westerwelle’nin sözleri hem Türkiye’nin Batı kampında nasıl tutulduğunu göstermesi hem de Türkiye’nin zorunlu olarak Asya kampına yöneleceği önümüzdeki sürece işaret etmesi bakımından önemlidir.
Zorunlu derken, yönetenlerin iradesine ve tercihine rağmen olacağını kastediyoruz. Nitekim Türkiye, en batıcı iktidarın 10 yıllık yönetiminde bile bu sürecin işaretlerini vermiştir.
Türkiye’nin Batı’yla ticareti azalırken, Doğu’yla ticaretinin arttığı bu sürecin özellikle son 6 aya yansıyan şu üç gelişmesi çok önemlidir:
1. Erdoğan, latife perdesi altında, “AB’de ne işiniz var” diyen Putin’e, “Bizi Şangay İşbirliği Örgütü’ne dâhil edin, biz de AB’yi gözden çıkaralım” dedi.
Nitekim ABD’nin “model ortağı” olan Türkiye, Putin ile Erdoğan’ınbu “şakalaşmasından” hemen sonra, Haziran 2012’de ŞİÖ’nün “diyalog ortağı” oldu!
2. Erdoğan geçen ay Endonezya’da katıldığı Demokrasi Forumu’nda “21. Yüzyıl, Asya yüzyılı olacak” dedi.
3. Takvim gazetesinden Yahya Bostan’ın haberine göre Putin’in 3 Aralık’taki Türkiye ziyareti sırasında “Ortak Asya Stratejisi” belirleme kararı alındı. Putin ve Erdoğan bu hedefle ortak çalışma grubu kurulmasını kararlaştırdı.
TÜRK ORDUSU’NUN ÖNEMİ
1946 sonrasında NATO ile Batı kampına dâhil edilen Türkiye, 28 Şubat sürecinde Avrasyacı eğilimler göstermişti…
O dönemde ABD’yi, Türkiye’nin, Rusya ve Çin’le imzaladığı çok önemli anlaşmalardan ziyade, “Türk Ordusu’nun hizadan çıkması” endişelendiriyordu. Zira ABD-Türkiye ilişkileri Pentagon-TSK üzerinden esir alınmış ve Gladyo ile biçimlendirilmişti.
ABD o dönemde Avrasya’ya kaymaması için Türkiye’yi AB aday üyeliği ile teslim aldı. Ancak bu yeterli değildi. AKP iktidarı altında AB uyum şartları üzerinden Türk Ordusu’nun hizaya sokulması gerekiyordu. İşte Ergenekon tertipleri Batı’nın Türk Ordusu’nu hizaya sokma uğraşıydı.
Nitekim bu alanda başarı sağlandıkça, AB aday üyeliği konusu anlamını yitirdi.
AB ÜYELİĞİ VE NATO PATRİOTLARI
Ancak Haziran’da ŞİÖ diyalog ortaklığı, Kasım’da “Asyalı yüzyıl” vurguları ve Aralık başında Rusya ile “Orta Asya Stratejisi” belirlemeye soyunma, ABD ve AB’yi yeniden harekete geçirdi.
AB Dışişleri Bakanları, birliğin genişlemesiyle ilgili yeni bir plan onayladılar geçen hafta. Plana Türkiye’yle ilgili bir paragraf da eklediler. Böylece bir AB belgesinde son 5 yıldır ilk defa Türkiye için “AB üyeliğine aday ülke” formülü kullanılmış oldu! AB Bakanı Egemen Bağış bu gelişmeyi “olumlu bir husus” diyerek sevinçle karşıladı.
İşte Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle’nin “Türkiye’nin AB’den soğutulmamasını” istemesi, onaylanan bu yeni planla birlikte anlamlıdır ve Türkiye’nin AKP’ye rağmen Doğu’ya kaymasıyla ilgilidir!
ABD ise AB oltası yetersiz kalır diye, bir de NATO Patriot’ları ile Ankara’yı çıpalamaktadır!
BATI, TÜRK-RUS BİRLİĞİNDEN RAHATSIZ
Rus uzman Stanislav Tarasov da “AB neden uzunca bir süre sonra bir belgesine Türkiye’yle ilgili ‘aday üye’ paragrafı ekledi” sorusuna benzer yanıtı veriyor.
Takvim’in “Putin ve Erdoğan,‘Ortak Asya Stratejisi’ belirlenmesi için çalışma grubu kurulmasını kararlaştırdılar” haberine dikkat çeken Tarasov, iki ülkenin dış politika programına “stratejik ortaklık seviyesine çıkış ve Avrasya’daki entegrasyon süreçlerinin aktive edilmesini” dahil ettiklerini belirtiyor.
Tarasaov, Brüksel’in bu gelişmeyi istemediğini vurguluyor ve Türkiye’ye aday üyelik konusunda yeniden bir söz verilmesini Moskova-Ankara yakınlaşmasına bağlıyor.
NOT: Dijital yayıncılık tartışmasına nokta koyuyorum. Zira “kâğıt ölüyor” tezimi, örneğin kâğıda basılı ve dijital kitap satışları makasının daralmasını bile incelemeden, “dijital yayın yapan Ulusal Kanal’dan, niye kâğıda basılı Aydınlık’a geçtin” ya da “TÜYAP’ta niye kâğıda basılı kitap imzalıyorsun” düzleminden yanıtlamaya kalkan yayıncı ve yazarlarla tartışmanın yararsız olduğunu düşünüyorum. Hem böylece yarın “madem sosyalizmi savunuyorsun, niye kapitalist Türkiye’de yaşıyorsun” demelerine de engel olmuş olurum. Yarar getirmeyecek bu tartışmayı sonlandırırken, Seyit ağabeye mesajımı buradan ileteyim: “Ağabey gönderdiğin iki e-postayı da açmadım. Lütfen ‘kâğıt mektup’ yolla.”
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
23 Aralık 2012