Birgül Ayman Güler “Türk milleti ile Kürt milliyetini eşit sayamazsınız” dediğinde, çoğunluk bunu “Türk ile Kürt’ün eşit sayılmadığı” anlamında yorumlamış ve tepki göstermişti. O zaman bu köşede bir kaç kez yazmıştık: Birgül Ayman Güler sosyolojik bir tespit yapıyordu ve doğruydu.
Cümleden Türk ile Kürt kelimelerini çıkarınız ve yerine istediğinizi koyunuz; A milleti ile B milliyeti eşit değildir. Çünkü millet ile milliyet eşit değildir.
MİLLİYETÇİLİK DEĞİL MİLLİCİLİK
Milliyet etnisiteyle ilgilidir fakat millet, milliyetlerin toplamıdır ve siyasal bir kimliktir. Örneğin Mustafa Kemal Atatürk “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” derken, tıpkı Birgül Ayman Güler gibi milletle milliyetin eşit olmadığını belirtmiştir. Atatürk, Türkiye halkları olan Türk-Türkmen, Kürt, Arap, Laz, Çerkez vb’lerinin bir devrimle Cumhuriyet’i kurduğunu ve tek bir millet haline geldiğini belirtmiştir.
Millet yukarıda da belirttiğimiz gibi siyasal bir kavramdır, etnisiteyle, ırkla ilgisi yoktur; ortak coğrafyayı ve pazarı, ortak dili, ortak hedefi esas alır ve herşeyden önemlisi bir devrimle milli devlet kurabilmeye dayanır.
O nedenle yaygın bir şekilde kullandığımız “milliyetçilik” kavramı da aslında yanlıştır. Bugün ulusalcılık anlamında kullandığımız milliyetçiliğin doğru ifadesi milliciliktir.
MİLLİYETLER DEVRİMLE MİLLET OLUR
ABD’nin AKP-PKK ortaklığı üzerinden yürüttüğü Açılım süreci boyunca bu kavramlar hep hedef alınmıştır. Bir yandan millicilik-ulusalcılık Başbakanlık katından başlayarak tehdit ilan edilmiş, bir yandan da Türk siyasal kavramının bir etnik kavram olduğu iddiası üzerinden Kürt meselesine çözüm, Türkiyelilik diye dayatılmaya çalışılmıştır.
Türk ya da Türkmen etnisitesi ile Kürt etnisitesi eşittir ve bir devrimle birleşip milletleşmiştir. Başka milli devletlerin çoğunda olduğu gibi bizde de daha büyük ve örgütçü olan milliyet, aynı zamanda millete adını vermiştir. Bu tarihsel bir zorunluluktur.
MİLLET SOYU ESAS ALMAZ
Tüm bunları şundan anımsatma ihtiyacı duyduk: Suriye’nin kuzeyinde bir Amerikan koridoru inşa edilmekte olduğu gerçeği, pek çok yayında “soydaşlık” edebiyatına dönüştü. Türkmenlerin soydaşımız olduğu, soydaşlarımızın yardımına koşmamız gerektiği yayınları yapıldı.
Türkmenler Türk milletinin soydaşı değildir, fakat Türk milliyetinin soydaşıdır. Türk milletinin içinde Türk-Türkmen milliyeti olduğu gibi, Kürt ve Arap milliyetleri de vardır.
Komşularımızda yaşayan Türkmenler Türk milliyetinin, Araplar Adana’dan Mardin’e kadarki hatta yaşanan Arap milliyetinin ve Kürtler, güneydoğu bölgemizdeki Kürt milliyetinin soydaşıdır; fakat hiçbiri Türk milletinin soydaşı değildir.
Çünkü millet ile milliyet farklı düzlemlerdir ve millet soyu esas almaz.
IRAK, SURİYE VE ÇİN DÜŞMANLIĞI
Bu kavram kargaşı üzerinden yapılan psikolojik savaşlar, Kürt’ü Türk’ten ayırma hedefli Atlantik kaynaklı siyasal operasyonla ilgilidir. ABD’nin komşularımıza müdahalesi sırasında Türkmenlerin unutulması fakat ABD’nin ihtiyacı olduğunda “soydaş” denilerek anımsanması, Washington’un Türkiye’yi Ortadoğu’da bir mecraya sokmaya çalışmasıyla ilgilidir.
Yine en kritik zamanlarda Sincian-Uygur Türkleri üzerinden Türkiye’ye Çin düşmanlığı yaptırılması da öncelikle ABD’nin ihtiyaçlarıyla ilgilidir.
Günlerdir yaşadıklarımız kapsamlı bir operasyonun parçasıdır. Çin’in Sincian-Uygur Türklerine oruç tutturmadığı yalanı üzerinden bir kampanya başlatılmış ve sahte fotoğraflarla Türk milleti Çin’e karşı kışkırtılmıştır. Öyle ki ülkücüler Çinli sandığı Koreli gruba, Çinli diyerek Uygurlu Çin vatandaşına ve bir Türk’ün işlettiği Çin lokantasına saldırmıştır.
Bazı kesimlerde milliyetçilik hâlâ eski NATOTürkçülük etkisiyle başka milliyetlerden nefret etmek şeklinde yaşanmaktadır! Türkiye’nin gerçek Türk milliciliğine bugünlerde çok daha fazla ihtiyaç vardır.
Çin’in oruç tutturmadığı yalanı üzerinden neyin hedeflendiğini ise yarın inceleyeceğiz.
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
6 Temmuz 2015