ABD haftasonu PYD’yle ilgili iki önemi hamle yaptı: Obama‘nın IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk Ayn El Arap’a (Kobani) giderek PYD yetkilileriyle görüştü. Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanlığı’nın iki numarası olan Tony Blinken, o sırada Cenevre’de bulunan PYD lideri Salih Müslim’i telefonla aradı.
Peki ABD’nin bu “diplomatik atağı” nereden çıktı? Washington’un hedefi ne?
ABD’nin PYD hamlesiyle birbirini bütünleyen iki hedef var; hedeflerden biri doğrudan Türkiye’ye, diğeri de Rusya’ya mesaj niteliğinde. İnceleyelim:
TÜRKİYE’YE MESAJ
Biliyorsunuz, PYD, Türkiye’nin yoğun çabası nedeniyle Cenevre-3 görüşmelerine katılamadı. Gerçi hem Washignton’dan hem de Moskova’dan yapılan açıklamalarda, PYD’nin 6 ay sürecek Cenevre-3’ün ileriki aşamalarına katılacağı belirtiliyor.
Fakat bugün için önemli olan PYD’nin Türkiye’nin talebiyle Cenevre-3’e katılamamış olmasıdır. Üstelik Rusya hatta Şam yönetimi bile PYD’nin masada yer almasını isterken. Zira muhalefetin çok parçalı olması ve birbirleriyle rekabet etmesi, Esad‘ın işine yaramaktadır.
Rusya’ya rağmen PYD’nin Cenevre-3’e katılamayışında kuşkusuz ABD’nin rolü var; daha doğrusu oluru var. Peki Obama‘nın IŞİD stratejisinin merkezinde yer alan, hatta ABD’li yetkililerin kara gücümüz dediği PYD-YPG neden Washington’un oluruyla masaya oturamadı?
Kuşkusuz bunda Ankara’dan yapılmış olabilecek “ya Türkiye ya PYD” baskısı etkili olmuştur.
Ancak McGurk ve Blinken üzerinden yapılan hamlelere bakılırsa, ABD bu durumdan başka kazançlar yaratmaya çalışıyor. Türkiye’nin Cenevre-3 baskısını kabul eden ABD, karşılığında Kobani’ye resmi ziyaret yapıyor. Açık ki bu ziyaretin diplomasideki anlamı “kantonları tanıma”dır ve mesaj doğrudan Türkiye’yedir.
RUSYA’YA MESAJ
ABD diğer yandan PYD hamlesi ile Rusya’ya da mesaj vermektedir. Hatta Rusya ile birlikte aslında PYD’ye de mesaj vermektedir. Şöyle:
Biliyorsunuz Kürt örgütleri hem Obama‘nın hem de Putin’in IŞİD’le mücadele staretijisinin göbeğinde yer alıyor. Obama‘nın planına göre ABD liderliğinde hava desteği IŞİD’i bombalayacak, Kürt örgütleri karadan IŞİD’i püskürtecek ve IŞİD’den boşaltılan alanlarda hakimiyet kuracak. Putin‘in planına göre ise Bağdat-Şam-Kürt ittifakı ile IŞİD yenilecek.
Her ne kadar Kürt örgütleri iki planın merkezinde yer alıyorsa da, Obama’nın planında Kürt örgütleri ayrılığa, Putin’in planında Bağdat ve Şam’la birlikte hareket etmeye, yani birliğe zorlanıyor.
Nitekim Rusya 30 Eylül 2015 itibariyle Suriye’de askeri harekatlara başlayınca, bir yanda da PYD liderleriyle görüşmeye ve onları Putin planına dahil etmeye çalıştı, çalışıyor.
İşte ABD’nin McGurk ve Blinken üzerinden yaptığı PYD hamlesi, ikinci olarak, Washington’un elindeki “Kürt kartını” Rusya’ya kaptırmama hedefi taşıyor. Tabi kantonlara diplomatik tanıma hamlesiyle hem Rusya’ya, ama hem de “denetimimden çıkamazsın” diyerek PYD’ye verilen mesajla…
ABD CEPHESİ İÇİNDE ÇÖZÜM YOK
Ankara, ABD’nin “kanton tanıma” girişimine sessiz. Zira Cenevre-3 için ABD’ye baskı yaptıklarından, karşılığındaki bu hamleye doğru dürüst itiraz edemediler.
İşte bu durum çok tarihi olan bir sorunu yine karşımıza getiriyor: ABD cephesi içinde kalarak ABD projesi durdurulabilir mi?
Durdurulamayacağı Irak’ta görüldü. Türkiye 20 yıl boyunca Irak’ın kuzeyinde bir devlet kurulmasına itiraz ede ede, ABD ilişkisi üzerinden o devletin mimarı oldu! Benzer durum bugün de Suriye için geçerli.
Bakın sadece Irak’ın ya da Suriye’nin kuzeyinde devlet kurulmasında değil, PKK’yle mücadelede bile ABD cephesi içinde kalarak nihai bir çözüm bulunamayacağı ortada.
Dolayısıyla Türkiye yeniden bir viraja gelmiştir.
Mehmet Ali Güller
3 Şubat 2016
#1 by Bülent akarlar on 03/02/2016 - 11:27
Yazdıklarınız hakikat ve gerçekçi tedbirler ama AKP Nasıl diğer makasa geçirilecek bence bu mümkün değil . O zaman muhalefet Nasıl iktidara taşınacak bence bu seçmen profiliyle oda mümkün değil. Tabi bana göre o Zaman ne yapıcaz soru bu
#2 by Haldun Hitay on 03/02/2016 - 16:02
Aynen katılıyorum. Türkiye’nin adam gibi bir öndere ihtiyacı var. Öndersiz kurtuluş olmaz.
#3 by ftimur on 07/02/2016 - 22:18
Irak’ın kuzeyinde bir devlet kurulmasına itiraz eden RTE değil ondan önceki hükumetlerdi. RTE’nin asıl derdi Suriye’nin kuzeyinde de devlet kurulması değil BAŞKANLIK! Teröre karşı mücadelede en başarılı, tecrübeli askerleri hapislerde süründüren, aylardır PKK’ya bırakılmış toprakları geri almak için mi, BAŞKANLIK anayasası için yeterli oy için mi savaşıyor?