Erdoğan‘ın Nükleer Güvenlik Zirvesi için gittiği ABD’de Obama‘yla görüşüp görüşmeyeceği Türk basınının en önemli gündemi oldu! Yandaşlar o görüşmenin iktidara destek anlamına geleceğinden hareketle, bir kısım muhalif de ABD’nin Erdoğan‘ın üzerine çizdiği anlamına geleceğinden hareketle konuyu köpürttü de, köpürttü…
Ve en sonunda Obama Erdoğan‘la 50 dakika görüştü ve maalesef yine Türkiye’nin zararına sonuçlar ortaya çıktı!
Erdoğan-Obama görüşmesinden neler çıktığına geçmeden önce, bu görüşmeye etki eden kimi gelişmeleri incelemeliyiz:
KARŞILIKLI KOZLAR: ZARRAB VE ÇELİK
1) ABD, AKP Hükümeti’nin yolsuzluklarının merkezinde olan Reza Zarrab‘ı tutukladı. Aydınlık, Zarrab‘ın anlaşmalı olarak ABD’ye gittiğini gündeme getirmişti. Mahkemeye başvurarak tahliye ve kefalet duruşmasından vazgeçen Zarrab, bu iddiayı doğrulamış oldu.
Erdoğan‘ın ABD’ye hareket etmeden önce Reza Zarrab davasıyla ilgili “ülkemizi ilgilendirmiyor” demesi de artık Zarrab‘ın “önüne yatılmayacak” durumda olduklarını resmediyordu.
Böylece ABD, Türkiye’yi Münbic Cebi merkezli yeni hamle girişimi öncesinde Zarrab üzerinden sıkıştırmış oldu.
2) Erdoğan‘la görüşmeden önce Obama‘nın elinde Reza Zarrab kozu vardı. Erdoğan da Suriye’de Esad‘a karşı savaşan Alparslan Çelik‘i kendine koz yaptı!
Rus pilotu düşürdüğünü açıklayan Alparslan Çelik İzmir’de gözaltına alındı. Aynı gün AGİT görevi nedeniyle 3 kişilik Rus askeri heyeti de İzmir’deydi.
Bu resim, Erdoğan‘ın Rusya’yla anlaşma girişi olarak okundu. Ancak Çin’le Füze Anlaşması’nı, Rusya’yla Türk Akımı’nı ABD’yle pazarlığında kullanma deneyimine sahip olan Erdoğan, Alparslan Çelik‘i de aynı amaçla kullanıyordu; Washignton’a “Rusya’yla yakınlaşırım ha” diyordu…
Nitekim Çelik Rus pilotu öldürmekten değil, harp silahı bulundurmaktan tutuklandı!
ERDOĞAN’IN ‘BARIŞ’ BULUŞMALARI
3) Öyle ya da böyle, Erdoğan Haziran Halk Hareketi’nden beri ABD’deki bazı kesimlerle sorunluydu. AK-Medya Erdoğan‘ın sorunlu olduğu o kesimleri sık sık hedef alıyordu. İşte Erdoğan, Obama‘yla görüşmesinden önce tüm o kesimlerle barıştı:
a) Erdoğan, Yahudi lobisinin temsilcileriyle buluştu.
b) Erdoğan, düşünce kuruluşu temsilcileriyle buluştu; düşünce kuruluşlarından en çok hedef aldıkları Brookings’de konuştu.
c) Erdoğan, CNN‘ye, Amanpour‘un programına çıktı…
ÇAVUŞOĞLU: ‘PYD YÜZÜNDEN ABD’YLE KÜSMEYİZ’
Ve bu hamlelerin ardından Erdoğan-Obama görüşmesi geldi. Peki neler konuşuldu, neler dayatıldı, hangi sonuçlar çıktı?
1) En önemli konu, Suriye’de Münbic Cebi operasyonu hazırlığıydı. ABD, Türkiye’den PYD-YPG’nin ağırlık olarak bulunduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin yapacağı bu operasyona sorun çıkarmamasını istiyordu!
Zaten bir süredir ABD ile Türkiye arasındaki en önemli sorun PYD-YPG’ydi. ABD bu nedenle PKK’ye karşı yürütülen terörle mücadele operasyonlarına bir yere kadar destek veriyor, yine bu nedenle PKK ile PYD’nin ayrı örgütler olduğunu iddia ediyordu.
Peki Washington’un bu talebine Erdoğan ne yanıt vermiş oldu?
Cumhurbaşkanlığı kaynaklı açıklamada ABD’nin yine Türkiye’nin terörle mücadelesine destek verdiği bilgisi var. Zaten öncesinde yapılan görüşmesinde de ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Erdoğan‘a “PKK ile mücadelede Türkiye ile işbriliğimiz artacak” demişti.
Ama daha önemli bilgi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu‘ndan geldi! Çavuşoğlu, Erdoğan-Obama görüşmesinin detayları için ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile yaptığı görüşmenin ardından aynen şöyle dedi: “PYD yüzünden ABD’yle küsecek değiliz.”
Yani ABD alacağını almış, Ankara’ya da Biden‘ın ağzından “Kürt devleti kurmak gibi bir düşüncemiz yok” lafı hediye edilmişti!
ERDOĞAN: ‘ABD’YLE İLİŞKİMİZ VAZGEÇİLMEZ’
2) Erdoğan-Obama görüşmesi ile AKP’nin Atlantik’le ilişkisinin altı çizilmiş oldu. Zaten Erdoğan daha Obama‘yla görüşmeye girmeden önce o pozisyonu ilan etmişti: “ABD ile ilişkilerimiz vazgeçilmezdir. Türkiye-ABD ittifakının alternatifi yok.”
3) Erdoğan Atlantik pozisyonunu ilan etmesinin doğal bir sonucu olarak Washington’dan Rusya’yı hedef aldı; “Putin‘i tarih affetmeyecek” dedi!
Bu açıklamadan üç gün sonra iki Türk savaş gemisinin işbirliği mesajlı olarak Ukrayna’ya gönderilmesi de Rusya’nın sahada hedef alınması anlamına geliyordu.
ERDOĞAN’IN ÖZEL ORDUSU!
4) Erdoğan-Obama görüşmesinin ardından TSK’nin IŞİD’e karşı operasyonları başladı. TSK üç gün üst üste IŞİD hedeflerini top atışıyla vurdu.
5) Erdoğan, Suriye’de savaşması için kurdukları Arap-Türkmen ordusunun listesini Obama‘ya verdi: “IŞİD’le mücadele için ABD’ye 1800 isim verdik, 600 isim daha vereceğiz. Bunlar yetişmiş insanlar; bir kısmı Arap bir kısmı Türkmen. Bu insanlar şu andan mücadele için herşeye hazırlar.”
Erdoğan’ın ‘özel ordusu’ Şam yönetiminin de bilgisi dahilindeydi. Esad, Rus ajansına verdiği uzun röportajda şöyle diyordu: “Suriye’de artık Türk ordusu olarak tanımlanamayacak olan Erdoğan’ın ordusu savaşıyor.”
6) Pentagon, rafa kaldırılan Eğit-Donat programının yeninden başladığını ilan etti.
OBAMA-ERDOĞAN KAZANDI, TÜRKİYE KAYBETTİ
Tüm bu sonuçlara baktığımızda Obama‘nın da, Erdoğan‘ın da istediklerini aldığını söyleyebiliriz.
Kaybeden ise maalesef yine Türkiye oldu!
Mehmet Ali Güller
4 Nisan 2016
#1 by Hakan on 04/04/2016 - 14:42
Erdoğan milli cephedeydi yanılmıyorsam, neyse..Emperyalizmin kullanıp öncelikle hizaya getirmeye çalıştığı yada atmaya hazırlandığı kuvvetlere destek vermek anti-emperyalizm değildir.Hayat bize 2002’den beri herşeyi yaşatarak öğretiyor aslında felsefe yapmaya gerek yok diye düşünüyorum..