Türkiye’nin dönem başkanlığını devraldığı İslam İşbirliği Örgütü, sonuç bildirgesiyle doğrudan üyesi İran’ı hedef aldı ve pratikte Sünni İşbirliği Örgütü’ne dönüştü!
Erdoğan ile Kran Selman‘ın başrolünde olduğu sonuç bildirgesinde İran bölge ülkelerinin içişlerine karışmak ve teröre destek vermekle suçlandı. Ankara-Riyad ekseni, İran’ı Suriye, Bahreyn, Yemen ve Somali gibi ülkelerin içişlerine karışmakla suçladı!
İslam İşbirliği Örgütü’nün 15 Nisan tarihli sonuç bildirgesinde yer alan bu ifadeler, Erdoğan‘ın bir kaç ay önce İran’ı hedef aldığı ve Tahran’a “Suriye’den ve Yemen’den elini çek” uyarısı yaptığı konuşmayı anımsatıyor.
Diğer yandan sonuç bildirgesinde Hizbullah’ın eylemleri de “terösist eylem” olarak suçlandı!
İSLAM ORDUSU – İSLAM POLİSİ
Sonuç bildirgesinde ayrıca İslam İşbirliği Örgütü üyelerimin Riyad’ın liderlik ettiği İslam Ordusu’na katılması istendi!
Türk Ordusu’nun da AKP eliyle dahil edildiği İslam Ordusu Riyad’ın liderliğinde yine İran karşıtlığı temelinde geçen aylarda kurulmuştu. Tam o günlerde Suudi Arabistan Suriye’ye kara operasyonu mesajları vermişti!
Erdoğan ise İslam İşbirliği Örgütü’nün dönem başkanı olarak yaptığı konuşmada İslam Ordusu dışında bir de İslam Polisi kurulması önerdi!
TEL AVİV – RİYAD – ANKARA EKSENİ
Birkaç yıldır Suudi Arabistan ile İsrail, bölgede İran’a karşı bir eksen kurmaya çalışıyor. İki ülkenin hükümet temsilcilerinin bu hedefle 1,5 yıl boyunca bazı gizli toplantılar yaptığı da ortaya çıkmıştı.
Görüşmeler, ABD’nin İran’la yaptığı nükleer müzakerelere paralel ve sonucuna hazırlık olarak yapılıyordu. Nitekim İran’la nükleer anlaşma imzalanınca Riyad ile Tel Aviv açıkça İran’a karşı sratejik işbirliği içinde olacaklarını ilan ettiler. (Riyad ile Tel Aviv’in üzerinde anlaştığı Ortadoğu belgesinde, İran karşıtlığı dışında Suriye’nin kuzeyinde Kürdistan kurulması da vardı!)
Bu gelişmelere paralel olarak Ankara ile Riyad, Suriye konusundaki işbirliğini artırdı ve denetimlerindeki örgütleri birleştirerek Suriye’de kimi hamleler yaptı.
Eş zamanlı olarak Ankara ile Tel Aviv arasında “normalleşme” görüşmeleri başladı. Roma’da başlayan ve son olarak Londra’da yapılan bu görüşmelerin anlaşmaya dönüştüğü, Türk kamuoyunun alıştırılmasıyla bir süre içinde ilan edileceği belirtiliyor.
O alıştırma sürecinin nasıl yapıldığına en çarpıcı örnek ise Erdoğan‘ın kimi açıklamalarıdır. Örneğin Erdoğan bir konuşmasında “İsrail’in Türkiye’ye, Türkiye’nin de İsrail’e ihtiyacı var” demiştir. Örneğin daha önce İsrail’e terör devleti diyen Erdoğan, İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısı sonrası kendisini arayan İsrail Cumhurbaşkanı’na “Türkiye ile İsrail’in teröre karşı işbirliği yapması gerektiği” mesajını vermiştir!
BÜYÜK DÖNÜŞÜM
Böylece üç başkent arasında ikili yürüyen İran karşıtı eksen oluşturma çabaları, adım adım üçlü eksene doğru dönüşmeye başlamıştır: İran’a karşı Suudi Arabistan – İsrail – Türkiye ekseni!
Dahası Kral Selman ile Erdoğan‘ın çabaları, İslam İşbirliği Örgütü’nde şu köklü değişikliğe neden olmuştur: İsrail karşıtlığı temelinde kurulan İslam İşbirliği Örgütü, AK-Suud ortaklığı ile İran karşıtı bir örgüte dönüştürülmüştür!
İslam Ordusu’nun pratikte Sünni Ordusu olması gibi, AK-Suud ortaklığı ile İslam İşbirliği Örgütü de pratikte Sünni İşbirliği Örgütü olmuştur!
Tabi hepsinden önemlisi de Cumhuriyeti ve laikliği adım adım yıkan AKP iktidarının bu süreçte TSK’nin laiklik esaslı kırmızı çizgilerini çizmesi ve cemaat ile PKK terörüne karşı yürüttüğü operasyonlarla cumhuriyetçi kuvvetleri efsunlayabilmesidir!
Mehmet Ali Güller
16 Nisan 2016
#1 by Turkan Turgut Arikan on 16/04/2016 - 21:58
.İlginç ve uyarıcı bir yazı. Kutlarım. Bir tekerleme vardır ya “bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete” tam da budur…TBMM de çok güçlü ve laftan çok eylem yapabilen muhalefet eksikliği. iktidarın istediği gibi at oynatmasına olanak sağlıyor. Herkesin bir an önce bir şemsiye altında toplanması gerekiyor. Örgütlenme şart..