ABD destekli Menbiç Operasyonu, fiilen Türkiye’nin “YPG Fırat’ın batısına geçemez” kırmızıçizgisini ortadan kaldırdı.
Gerçi kırmızıçizgi aslında başından itibaren geçersizdi. Zira PYD-YPG daha AKP’nin PYD lideri Salih Müslim’i Ankara’da ağırladığı günlerde ikisi Fırat’ın doğusunda, biri Fırat’ın batısında olmak üzere üç kanton ilan etmişti. Yani YPG zaten Fırat’ın batısındaydı!
İKİ BANT MUTABAKATI
Türkiye açısından mesele bu üç kantonun birleşmesi ve Suriye’nin kuzeyinde kesintisiz bir kuşak oluşturulmasıydı.
Doğudaki iki kanton ile batıdaki bir kantonun arasında ise ağırlıklı olarak IŞİD’in işgal ettiği, Nusra ile AKP destekli grupların da yer yer bulunduğu 98 km’lik Cerablus var.
Washington özellikle son altı aydır Ankara’yı “girdap operasyonu” ile kesintisiz bir kuşağa adım adım mecbur etmeye çalışıyor. Üzerinde önemli ölçüde mutabık kalındığı anlaşılan plana göre AKP destekli grupların egemen olduğu 20 km’lik bir bant ve onun altında da YPG’nin egemen olacağı bir alt bant olacak…
Ankara böylece “Kürt kuşağı” ile arasına güya bir ÖSO tamponu koymuş olacak!
Bu planın işe yaramayacağı ortada; zira Barzanistan’ın 20 km’lik bir bandın altından da Doğu Akdeniz’e bağlanabilmesi, ABD için yararlıdır!
Kaldı ki, en sonunda o 20 km’lik bant da Kürt gruplar lehine eriyecektir!
TEZKERE, İNCİRLİK, SULTAN MURAD TUGAYI
AKP’nin mecbur kaldığı bu çift bantlı proje adım adım ilerlerken, Türkiye’nin milli kuvvetleri de alternatif çareler aramaktadır. Bu “çarelerden” biri de MİT’in kurduğu Sultan Murad Tugayı’nın desteklenmesi diye açıklanmaktadır! Üstüne emekli özel kuvvet askerlerinin yönettiği Blackwater tipi örgüt kurulması gerektiği söylenmektedir!
Bize göre bu bir çare değil, tersine AKP gibi ABD’nin “girdap operasyonuna” dolaylı mecbur kalmak demektir!
Sultan Murad Tugayı benzeri grupları desteklemek, AKP’nin tezkeresini desteklemekle başlayan ve İncirlik Mutabakatı’nın “kâğıt üzerinde bir anlaşma” olduğunu iddia ederek önemsiz sayan sorunlu bakışın yeni bir aşamasıdır!
Kaldı ki, bugünün koridor sorunu, dünün Sultan Murad Tugayı benzeri çeşitli etnik ve mezhebi örgütlerin desteklenmesinin sonucudur!
AKP Hükümeti SADAT gibi Blackwater tipi örgütler kurduğu ve Sultan Murad Tugayı gibi grupları sahaya sürdüğü için Esad kuvvetlerini güneye doğru baskılayabilmiştir. Bunun sonucunda da kuzeyde açılan alana ABD destekli PYD yerleşmiştir!
En somut gerçektir: Suriye’yi bölen her pratik, Amerikan Koridoruna yarar!
AMERİKAN KORİDORU NASIL ÖNLENİR?
Stratejiyi düzeltmeden Türkiye’nin Amerikan Koridoru’nu önleme şansı yoktur. 25 yıllık Irak deneyimi ortadadır ve Ankara en sonunda Barzanistan’ı tanımak zorunda kalmıştır.
Doğru strateji nedir? ABD’nin Türkiye, İran, Irak ve Suriye’yi hedef alan “Büyük Kürdistan” projesi, hedef alınan dört ülkenin işbirliğiyle engellenir.
AKP Hükümeti ise tersine üç ülkeye düşmanlık yapmakta ve ABD cephesinde yer almaktadır.
Amerikan cephesinde kalarak ve komşulara düşmanlık yaparak ABD projesinin önlenemeyeceği 25 yıllık Irak ve 5 yıllık Suriye örneği ile sabittir!
Aslında mesele basit ve açıktır:
İncirlik olmasa, ABD’nin Suriye’deki bin özel kuvvet askeri YPG’ye koridor kurdurabilir mi?
Ankara angajman kurallarını kaldırsa ve Suriye uçakları ülkenin kuzeyinde hava operasyonu yapabilse, koridor kurulabilir mi?
Ankara Suriye sınırını kapatsa ve bu ülkeye terörist akışını kesse, Şam kuvvetleri kuzeye doğru taarruz yapabilse, koridor kurulur mu?
Ankara, Sultan Murad Tugayı ve ÖSO gibi gruplara desteği kesse ve Şam kuvvetleri kuzeye egemen olsa, koridor kurulur mu?
Özetle, hadi işbirliğini geçtik, Ankara Şam’a düşmanlığı bıraksa, ABD Suriye’de bir koridor kurabilir mi?
İKTİDARA MUHALEFET ETMEK
AKP’nin tezkeresine destek vererek, Erdoğan’ın imzaladığı İncirlik Mutabakatı’nı önemsiz sayarak, MİT’in kurduğu Sultan Murad Tugayı’nı destekleyerek Amerikan Koridoru önlenmez, tersine Irak’ta olduğu gibi adım adım koridora mimar olunur!
Türkiye’nin milli kuvvetlerinin “sonunda terörle mücadele ediyor, aman yıpratmayalım” diyerek Erdoğan’a muhalefeti kesmesi, tarihi hatadır.
Her hükümetin ve devletin görevidir terörle mücadele etmek. İşini yapıyor diye Erdoğanların tüm yanlışlarına göz kapatmak, AKP Hükümeti’ni bir girdap operasyonu ile yakalamış ABD’nin işini kolaylaştırmaktadır!
Irak’ta olduğu gibi karşı çıkılan projeye mimar olunmak istemiyorsa, muhalefet Sultan Murad Tugayı’na destek gibi fikirleri bırakıp, işe iktidara muhalefet ederek başlamalı!
Mehmet Ali Güller
6 Haziran 2016
#1 by Kazim on 06/06/2016 - 14:51
Tebrikler Mehmet Ali. DIS Politikadaki hatalari ve Hatadan donme onerilerini mukemmel ozetlemissin. Turkiye’nin bekasi icin ve daha fazla zarar gormemesi icin onerilerin umarim dikkate alinir. Sevgilerimle..
#2 by Sadik Usta on 06/06/2016 - 15:44
Sevgili Mehmet Ali’nin yazısı çok aydınlatıcı. Belki bir iki katkıda bulunmak yararlı olabilir.
Bazı arkadaşlarımız, sözüm ona sadece “negatif duruş” sergilememek veya salt eleştiri yapan olmamak için, mevcut iktidarı olumlulayan ya da eleştirilecek taraflarını göz ardı eden tutumlar alarak Tayyipgilleri “olumlu bir noktaya” çekmeye çalışıyorlar.
Bunu da “Tayyip Erdoğan iktidarını, milli yönde adım atması için öylesine zorlayalım ki ama bunu, iktidarın olumlu adımlarını destekleyerek ve yıpratma siyasetine batmadan’ yapalım, onlar (Tayyipgiller) bugüne kadar oynadıkları ‘milli sahayı’ boşalttıklarında ve asli konumlarına (BOP projesi) döndüklerinde, ‘boşaltıkları milli sahayı’, tabii ki onların tabanlarının üstüne konmak suretiyle biz dolduralım” argümanıyla açıklıyorlar.
Bu strateji, bildiğim kadarıyla birkaç yılda bir ve en az birkaç kez uygulanmıştır (ki ayrıntısına girmeyeceğim) ve her dönemde de hüsranla sonuçlanmıştır. Şimdi ki uygulanış haliyle de daha baştan itibaren iflas etmiştir. Ama bunu bugün daha açık bir şekilde görüyoruz.
Peki çare nedir? Çare, Tayyipgillere sözüm ona akıl vermek değildir, çünkü Tayyip’e verilen her destek, muhalif olma, daha doğrusu devrim yapma misyonundan da vazgeçmektir. Bu stratejiyi takip eden arkadaşlar sadece laik, Cumhuriyetçi ve Kemalist güçlerden koparmakla kalmaz, aynı zamanda bölge ülkeleri (Suriye, Rusya, İran) nezdinde de yabancılaşmaya neden olurlar. Sadece öz-güçlerini eylemsizliğe sürüklemezler (Cumhuriyet’ten kalan önemli mevzilerin korunması çağrısı veya 19 Mayıs, 29 Ekim gibi önemli günlerin kutlanması anlamlıdır ama kafi değildir) aynı zamanda devrimci güçleri hem doğal çevresine hem de kendisine yabancılaştırır ve esas taban atıl kaldığı için de gün geçtikçe çürümeye yüz tutar.
Devrim, mevcut koşulların devrimcileşmesiyle mümkündür. Devrimci amaçlar, bir projenin sadece programatik düzlemde dile getirilmesiyle değil, esas olarak mevcut, somut ve elle dokunulacak kadar hayatımıza nüfuz etmiş olan bir iktidara karşı “negatif” tavır alışla, duruşla yerine getirilir.
Devrim, eğer diyalektiğin ifadeleriyle konuşursak, pozitiflik içindeki negatiflikten doğacaktır. Devrim, pozitif, yani mevcut olanı desteklemekten değil, ona karşı mevzilenmekten doğacaktır.
Bu gerçeği anlamayanlar sadece Tayyipgillerin payandalığına soyunmuş ve misyonlarını da tüketmiş olurlar.
Bugün yaşadığımız sorunların, içinde bulunduğumuz çıkmaz sokağın nedeni Tayyip Erdoğan hükümetinin en az on yıldır hayata geçirdiği emperyalizm destekli siyasi hamleleridir. Onun yarattığı sorunları ona destek vererek, ortadan kaldıramayız. Devrim, onun, emperyalizmden aldığı bütün desteği ziyadesiyle kullanarak toplumun bütün alanlarına nüfuz etmiş olan etkisinin ve tortusunun temizlenmesiyle, sökülüp atılmasıyla mümkündür. Ama “mevcut hükümete muhalefet ederek, bölücülüğe ve emperyalizme yardımcı olunmaz mı” diye soranlara da şunu söylemek zorundayız: Eğer siz o alanı boş bırakırsanız orayı en iyi ihtimalle Batıcılar ve emperyalizmin diğer türevleri dolduracaktır.
Türkiye’de bir muhalefet boşluğu var mıdır? Vardır ve o boşluk ya doldurulacaktır ya da başkasının dolduracağını ya da doldurduğunu söyleyerek, kendimizi tarihin dışına atacağız.
Emperyalizme karşı mücadele Tayyiplerin alaşağı edilmesinden doğacaktır. Yıkma sürecinde sadece yeni inşa edilmiş olmayacaktır aynı zamanda bölücülükle de mücadele edilmiş olacaktır.
#3 by trekking on 08/06/2016 - 09:20
Sadık Bey, Değerli katkılarınız için teşekkürler.Siz ve Mehmet Ali Bey, Yazınızda bazı arkadaşlar dediğiniz kişilerle birlikte idiniz. Onları bizden çok daha iyi tanıyorsunuzdur. Benim de bir türlü anlam veremediğim nokta bu idi. Nasıl olurda bugünkü iktidara karşı en büyük mücadeleyi vermiş ve bunun için en ağır bedeli ödemiş bu bazı arkadaşlar neden yazınızda belirttiğiniz gibi Milli yönde adım atması için zorlayalım yapıcı olalım yıkıcı eleştiri yapmayalım noktasına geldiler.
Bu muhalefet etme ki, Bu toprakların bugüne kadar gördüğü en yüz akı eylem Gezi Hareketlerinin ayak seslerini yaratmıştır.
Tandoğanda barikatları yıkarak, istiklal caddesinde yüzbinleri toplayarak, Silivri zindanları önüne yüzbinleri yığarak, Attila İlhan ustanın bahsettiği Dip dalgasını harekete geçiren muhalefet etme anlayışı neden terkedilmiştir.
Tesbitleriniz çok doğru,Bu iktidarın yarattığı sorunları ona destek vererek ortadan kaldıramayız.
Bence tam tersine bu muhalefet etme anlayışını bugün daha da sertleştirerek, devam ettirme sürecinde olmalıydı.
Şu an tek adam o kadar rahat hareket ediyor ki, adeta önünde engel kalmadı. Adım adım Memleket, ayaklarımızın altından kayıp gidiyor ve aman iktidarı ABD saflarına itmeyelim anlayışıyla bazı arkadaşlar da bu duruma çanak tutuyor.
Siz Bu bazı arkadaşları yakından tanıdığınız için nacizane soruyorum? Bu bazı arkadaşların Vatanseverliklerinden şüphe etmemiz gerekir mi?Bu bazı arkadaşlar da biryerlere eklemlenmiş olabilir mi? İhtimal vermek istemiyorum ama?
#4 by Gunes Ecer on 08/06/2016 - 10:00
Sn trekking ve Sadik beyler.
Iktidara karsi eylemlerinizi sertlestirmeliyiz diyorsunuz.
Gezi, ilk 2-3 gun haric, tam bir sokak teroru hareketi idi. DHKP-C, PKK gibi orgutlerle kol kola oldunuz. Uc hafta boyunca, bircok sehir ve kasabalarda sokaklari sokup, arabalari, otobusleri yaktiniz; is yerlerini enkaza cevirip yagmaladiniz; tencere-tava gurultusu ile insanlari uyutmadiniz.
Ve bu vahsete muhalefet dediniz.
AK Parti bundan secim sandiginda kazancli cikti. Neden? Cunku, yapilanlar tam bir Turkiye dusmanligi idi. Halk bunu acik ve net bir sekilde sayenizde gordu.
Isteseydi, AK Parti gencleri size karsi cikar, sokaklari aninda devralabilirlerdi. Ama, yapmadilar; cunku, sizin seviyenize inmek istemediler. Sergilediginiz kotulugun getirecegi kazanctan cok daha emindiler.
Dolayisiyle, bir AK Parti destekcisi olarak, buyurun daha sertlesin derim.
Turkiye’ye zarar vererek, kotuluk yaparak, vahset sergileyerek ancak ne illet insanlar oldugunuzu isbat edersiniz
Bakalim, o zaman, oylariniz hangi seviyelere duser…!
#5 by Gunes Ecer on 07/06/2016 - 04:50
Mehmet Ali bey, bu yazisinda oldugu gibi, Turkiye ile Amerika’nin arasini acmaya calisiyor. Dolayisiyle, Turkiye’nin iyiligini dusunmuyor.
Suriye, ABD ile Rusya’nin, ender olarak, daha ziyade birlikte calistiklari bir yer. Ikisinin de anlastigi uc nokta var. DAES’i yok etmek, Suriye’nin bir butun olarak kalmasi, ve DAES ve El Nusra’dan kurtulduktan sonra, Suriye’nin demokratik bir secim yapmasi.
Bunlari Turkiye de istiyor. Suriye bir butun olarak kalirsa, kantonlara devletciklere bolunmez. ABD ve Rusya icin bu planin tatbik edilmesi ne gerekiyorsa o muhimdir. PYD yardimci olursa PYD, Turkiye yardimci olursa Turkiye’nin onemi artar.
Yani, koridor moridor acmak diye bir sey yok. Bu kiskirtici komplo teorisi, marjinlerdeki yazarlarin kendi siyasi ideolojilerini pompalayabilmek icin ileri surdukleri bir yalandir. Rusya ile ABD’nin anlasamadiklari tek nokta, secime giden donemi kimin idare edecegi ve Esad’in gelecegidir. Bu, halledilemeyecek bir sorun degildir.
ABD ile PYD’nin birlikte calismasi, ve ABD’nin PYD’yi desteklemesinin yegane sebebi ise PKK-PYD ve Kuzey Irak Kurtleri gibi bircok Kurd’un ABD’ye kurtarici gozuyle bakmasi, ve taktirlerini her firsatta soylemeleridir. Yani, egolarini oksamalaridir. Cunku, Amerika, dunyada en az sevilen bir ulkedir. Kendi muttefikleri bile, Avrupalilar dahil, ABD’yi anketlerde sevmediklerini gosterirler hep. Turkiye de hem sevmiyor, hem de Suriye’de birlikte aktif olarak calismaya ayak diriyor.
Biz ABD’nin yaninda saglam bir muttefik gibi durmazsak, Kurt ceteleri duracak, ve duruyorlar. Amerika icin kimin yaninda durdugu fark etmez. Turkiye reddederse, Kurtler var. Bu da Kurtlerin, su anda parca parca olan butun Kurtleri birlestirebilecek gucu ABD’nin destegi ile bulmasi demektir.
Bu bu kadar acik ve nettir.
ABD/NATO arkamizda olmazsa, diger opsiyonlarimiz da elimizden gider. Mesela, Suriye’ye kara ordumuzla girmemiz opsiyonu kalmaz. Cunku, girdigimizde, aninda, Amerika veya NATO’dan yardim gelmeyecegini bilen Rusya’nin havadan saldirisina ugrariz. Ve kimse bize yardim etmez. Ne Turk ulkeleri, ne Muslumanlar, ne de baskasi. Cunku, edemezler.
Dolayisiyle, bizi ABD’ye karsi kiskirtanlar Turkiye’ye iyilik yapmiyorlar.
#6 by Egemen Türkmen on 07/06/2016 - 20:45
Mehmet Ali Bey ve Sadik Bey,
Her toplum mevcut şartlar içindeki seçenekleri tüketmeden devrimci çözüme yönelmez.Biz olduğunu bilsek görsek de en sonunda şartlar bazi gerçekleri dayatir. Herkes de o şartlara göre konumlanir,siyaset üretir. Türkiye’de Bati AsyaBirligini savunan Vatan Partisi’dir.Dün hukumetin poltika değişikliğini PKK medyasi yazdi. Yeni Suriye poltikasinin Vatan Partisine emanet edildiğini yazdilar. Demirtaş da güvenlik poltiklarini Vatan Partisi belirliyor, demişti. Bu durum şartlarin hukumeti etkilediğini ve vatan savaşina teslim olduğunu gösteriyor. Bu süreç Gezi ile başladı.BOP eşbaşkanliği yikildi.BOP esbaskanliği AKP-cemaat ve PKK ittifaki idi. AKP bugün BOP esbaskanligini oluşturan guçlerle mücadele ediyor. Aslinda kendi gecmisiyle mücadele ediyor.
Bu koşullarda AKP ve saraya dogru muhalefet onu Amerika saflarina itmek değildir. ABD ile çelişkilerini onu ABD’ye iterek derinleştirebilir miyiz? Sanmiyorum. Devrim güçle yapilir, lafla değil. Devrim nedir bugün? Bati Asya Birliginin tesisi ilk adim olarak da Suriye ve Rusya ile ilişkilerin normalleştirilmesi.Ikincisi ise üretim ekonomisinin kurgulanmasi.Yeni basbakan lafta da olsa dusmani azaltip dostu coğaltmaktan, üretim ekonomisini kurmaktan söz etti. PKK medyasi da dis poltikanin Vatan Partisine emanet olduğunu yaziyor. Anyasya calismalarina kim karşi? Vatan Partisi. Peki nasil oluyor da Erdoğanci oluyor? ABD’nin Erdoğan’i yikma planlarina ortak olmadiği catan savaşina saray savaşi demediği için mi?
#7 by Gunes Ecer on 07/06/2016 - 23:01
“Yeni Suriye politikasi Vatan Parti’sine emanet edilmis,” “BOP esbaskanligi AKP-cemat-PKK ittifaki idi,”….nereden uydurursunuz bunlari Egemen bey? Bir iki ucuk sahsiyetin sozlerine dayanarak mi konusuyorsunuz?
#8 by Egemen Türkmen on 08/06/2016 - 11:57
Guneş Bey,
Ben uydurmuyorum. Dis poltika Ergenekon’a emanet başliğiyla PKK medyasinda çikti. Haberin dayanaği ise Vatan Partisi heyetinin Suriye ziyareti. Hatta haberde VP üyesi I. Hakki Pekin’in adi geçiyor. Ayrica CHP’li bazi diplomatlarin da devrede olduğu yazili.
Ikincisi BOP eşbaşkanliği ABD’nin ortadogu projesinin Türkiye ayaği idi. Ilimli islami temsil cemaat ile AKP ve ABD’nin stratejik amaçlarina hizmet eden PKK’nin Amerikanci bir ittifakiydi. Aralsrinda zimni bir itifak vardi. Milli guclerin tasfiye surecinde Ergenekon,Balyoz sureclerinde AKP-cemaat-PKK ortakligi vardi. Ergenekonu planlayan cemaat;siyasi olarak arkalayan AKP; destekçisi de PKK idi. Hatirlayalim, Şemdik Sakik gizli tanik idi.
Tum bu olaylardan çikan olgu Geziden sonra bu koalisyonjn dağilmasi ABD’nin güçlerinin birbirine düşmesidir. BOP esbaskanliginin yikilmasi koalisyonun dagilmasi ve bugun birbirine düsmesi bizim basarimizdir. Onlari birbirinden tamamen koparacak uzaklastiracak taktik dogru taktiktir. Hepsine karşi gelmek onlari dağitir mi? Yoksa siyasi iktidari elinde tutana digerlerini tasfiye ettirmek mi onlari dağitir. AKP kendini kurtarmak için etrafindakini feda eden bir mafyaya donmuştur. ABD için ise o gucleri yeniden bir araya getirmek elzemdir. Onun için açilim baskisi var. Onun için F tipine yapilan operasyonlarin durmasini istiyor… Aralarindaki celiskileri derinlestirmez AKP’ye en buyuk yumrugu indirmeye kalkarsak ABD emellerine hizmet ederiz. ABD nin Erdogansiz AKP planinda kimler var? Davutoglu,Gul-cemaat,PKK, CHP yönetimi. Bu plani Obama doktrini diye savunan Erdogani Obamanin devirecegini soyleyip bunlara destek veren teorisyenler var. Bunlardan mi olmak gerek? Muhalefet etmek demek ABD’nin muhalefetini insa etmek mi? Yoksa minder disinda bulutlarin üzerinde bir muhalefeti mi? Antierdoganizm mi antiemperyaliz mi?
#9 by Gunes Ecer on 08/06/2016 - 12:26
Yani…tahmin ettigim gibi, dedi-kodudan oteye giden hic bir deliliniz yok.
#10 by Egemen Türkmen on 08/06/2016 - 12:58
Guneş Bey,
Ben buyuk orta dogu projesinin es baskaniyim Diyarbakir i merkez yapacagiz ifadeleri kime ait? Bunlara dedikodu diyen kisi kendi delilini koymali ortaya…
#11 by ALPER AKTAŞ on 08/06/2016 - 17:17
Güneş ECER iyi bir AKP’cisin çok açık, inkarda etme 🙂