Saray’ın Yenikapı mitingine muhalefetin “milli birlik, milli mutabakat” gerekçesiyle katılması son derece yanlıştı. Miting sabahı ayrıntılı Halk TV’de anlattık:
Saray’ın ve AKP Hükümeti’nin gerçekten milli birlik diye bir derdi olsaydı, örneğin Yenikapı mitinginden iki gün önce İzmir’de yapılan CHP mitingine katılır ve “gâvur İzmir yanlıştı, İzmir hepimizin” derdi!
Fakat CHP’nin mitinginde “milli birlik” derdi olmayanlar, iki gün sonra “milli birlik” diye tutturarak Kılıçdaroğlu’nu oraya katılmaya mecbur etti!
Mesele milli birlik mi? Elbette hayır! Olay açık: Erdoğan muhalefeti kullanarak siyasi konumunu normalleştiriyor, gücünü sağlamlaştırıyor, iktidarını pekiştiriyor, dahası karşıtlarını kendine biat ettiriyor…
Ve maalesef bu tablo her seferinde oluyor; her krizde yaşanıyor…
Peki sonuç? Erdoğanlar hep iktidar, AKP hep hükümet; muhalefet yine muhalefet!
Özetle, 14 yıldır her krizden muhalefet değil, iktidar yararlanıyor!
MUHALEFET İSTİFA İSTEMEKTEN BİLE ACİZ
Oysa tablo çok açık: Yaşadığımız tablonun 1 numaralı “suçlusu” Fethullah Gülen’dir ama 1 numaralı “sorumlusu” da Erdoğan’dır!
“Ne istediler de vermedik” diyen Erdoğan kendine iktidar alanı açabilmek ve muhaliflerini tasfiye etmek için yıllarca FETÖ ile ittifak kurdu.
Şimdi o yıllar için “Allah beni affetsin” demek yeterli değildir. Hukuk devletlerinde siyaset “Allah’tan af dilemez”, sorumluluğunun gereğini yapar! Sorumluluğun en demokratik hesap verme biçimi de istifa etmektir!
Fakat Erdoğanlar istifa etmek yerine, yıllardır topu hep başkasına atarak, işte bu son örnekte olduğu gibi de “Allah affetsin” diyerek iktidarda kalmaya devam etmektedir!
Elbette “kendilerine ‘istifa et’ diyen bile yok, neden istifa etsinler ki?” diyebilirsiniz, haklısınız. İşte muhalefetin temel sorunu da budur!
Erdoğanlara, AKP Hükümeti’ne “bu tablonun sorumlusu sizsiniz, derhal istifa edin” diyeceklerine, “ama ne güzel FETÖ ile mücadele ediyor” diyerek sırtını sıvazlamaktalar, “milli birlik” diyerek mitinglerine koşmaktalar!
Ne güzel! Böyle muhalefetle Erdoğanlar 2023 hedefine de, 2071 hedefine de ulaşır!
Hiç kimse kendini kandırmasın: AKP’nin 14 yıldır iktidarda kalabilmesinde muhalefetin rolü oldukça önemlidir! Muhalefet krizlerde iktidar olabilmenin yolunu arayacağına, sürekli AKP’ye destek vermektedir!
MİLLİ BİRLİK=MİLLİ DEVLET=MİLLİ ORDU
Meselesi gerçekten de “milli birlik” olan bir iktidar, milli ordusunu parçalar mı? Genelkurmay’ı Saray’a, kuvvet komutanlıklarına Savunma Bakanı’na, Jandarma’yı İçişleri Bakanı’na, GATA ve askeri hastaneleri Sağlık Bakanı’na, askeri eğitim kurumlarını Eğitim Bakanı’na, askeri yargıyı Adalet Bakanına bağlayan; yani eskiden sadece Başbakan’a bağlı olan milli orduyu Saray ile 5 Bakan’a bağlayan bir iktidarın “milli birlik” diye bir derdi olabilir mi?
Zira milli ordu, milli devlettir! Ordusu parçalanmış bir devlet Libya olur, Irak olur… Ordusu parçalanmış bir millet darmaduman olur!
15 Temmuz bir sonuçtur; fakat bu kafayla gidilirse, daha kötü sonuçların da başlangıcı olur.
15 Temmuz, ABD’nin 4 Temmuz 2003’te çuval geçirmesinden bu yana sürdürdüğü kesintisiz darbeler sürecinin şu aşamada bir sonucu ama önlem alamazsak eğer, yeni darbelerin de başlangıcıdır!
ABD, Türkiye’nin etrafında haritalar çizilmeye çalışıldığı bir dönemde Türk devletini ordusuz bırakmaya çalışmaktadır! Ergenekon ve Balyoz kumpaslarıyla Türk Ordusu zayıflatıldı, 15 Temmuz FETO darbe girişimiyle emir komuta yapısı dağıtıldı, AKP’nin OHAL kararnameleriyle de kolu, bacağı, gövdesi ve kafası parçalara ayrılıyor!
Neden yapıyorlar bunu? Savunma Bakanı Fikri Işık TSK’yi neden parçaladıklarını şöyle açıklıyor: “Güç bir yerde toplanınca darbe oluyor.”
Peki, güç tek bir kişide toplanınca ne oluyor?
ORTAK PAYDAMIZ CUMHURİYET
Muhalefet 110 milletvekilini harekete geçirip Anayasa’ya aykırı olan bu kararnameleri iptal yoluna gideceğine, Saray’ın mitingine koşturmakta ve Erdoğan’a “gücü tek kişide toplama” olanağı vermektedir!
Türkiye muhalefetin de katkısıyla oraya gitmektedir!
Oysa yapılacak tek şey var. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi CHP’nin önünde tarihi bir sorumluluk vardır. CHP hızla bir Cumhuriyet Cephesi kurmalı ve Sağ’dan Sol’a; milliyetçi, ulusalcı, Kemalist, halkçı, devrimci sosyalist muhalefeti Cumhuriyetçilik çatısı altında birleştirmelidir. Tarikat ve cemaatlere karşı hepimizin ortak paydası Cumhuriyet’tir.
Bu toplam sıradan bir aritmetik toplam değildir; bu toplam bugüne kadar muhalefetin gerçek bir seçenek olamamasından dolayı mecburen AKP’ye oy vermiş azımsanmayacak büyüklükteki bir kitlenin de Cumhuriyet kalesine geri dönmesi demektir.
Özetle ve sonuç olarak: CHP yönetimi Saray ve AKP Hükümeti’ne iktidarını sürdürme desteği vereceğine, Cumhuriyet Cephesi’ni inşa etmeye başlamalı ve 110 milletvekilini TSK kararnamesini durdurmak için seferber etmelidir!
Mehmet Ali Güller
8 Ağustos 2016
#1 by Adil Yilmaz on 08/08/2016 - 10:08
Katıldığım yanlar olması yanında bu yazı içeriğinde Mehmet Ali Güller’e katılmadığım görüşlerim
de var.
#2 by Ertuğrul Fırat on 08/08/2016 - 12:15
Payanda muhalefetten bunu beklemek fazla iyimserlik…
#3 by cemal asm on 08/08/2016 - 12:40
Dusuncelerinize aynen katılıyor ve allahı bilmem ama herkes hukuk önünde yaptıklarından hesap vermelidir.
Samsung Galaxy akıllı telefonumdan gönderildi.r
#4 by Hakan cilli on 08/08/2016 - 16:17
Hocam siz Chp ye cumhuriyetci diyorsaniz ve hatta bir iktidar seceneği yaratmasini bekliyorsaniz daha cok beklersiniz !
#5 by m doğan on 09/08/2016 - 14:38
Sayın Güller Y CHP nin bunları yapması görevleri dışındadır.Onlara verilen görev AKP ye stepnelik yapmaktır.Önce Chp nin kurtarılması lazımdır.Yiğit bir aydın’a ihtiyaç vardır.