Saray ve AKP Hükümeti’nin FETÖ ve PKK ile mücadelesi abartılır ve Türkiye ile ABD’nin savaştığı iddia edilirse, hem başta İncirlik olmak üzere ABD üslerinin savaş varken neden açık tutulduğuna anlam verilemez, hem de Saray’a ve AKP Hükümeti’ne hak etmediği olumlu sıfatlar yüklenmiş olur. (Kuşkusuz Türkiye ile ABD belli konularda karşı karşıya gelmektedir ama bu savaş değildir.)
Ve daha önemlisi Tayyip Erdoğanlar Abdülhamitçilik yapmaya ve “Lozan zafer değildir” dediklerinde, karambolde kalınır, “Yenikapı ruhu ne oldu” denilerek şaşırılır!
KESİNTİSİZ VE SÜREKLİ MUHALEFET
FETÖ ve PKK ile mücadele ediyor oluşu Saray’ı ve AKP Hükümeti’ni “Atatürk çizgisine girdi” diye nitelememizi gerektirmez. Terörle mücadele etmek her hükümetin görevidir; en Amerikancı isimlerden Çiller’in bile yaptığı gibi…
FETÖ ve PKK’nin ABD’nin araçları oluşu, Saray’ı ve AKP Hükümeti’ni anti-emperyalist yapmaz. Çünkü Saray ve AKP Hükümeti gerçekte ve açıkça ABD’ye “FETÖ’yle değil benle çalış”, “PKK’yi değil, beni tercih et” demektedir.
Saray ve AKP Hükümeti’nin Rusya’yla normalleşme yoluna girmesi, Türkiye’nin kamp değiştirdiği anlamına gelmez. Çünkü Saray ve AKP Hükümeti, örneğin Çin’le füze anlaşmasındaki gibi, bu normalleşmeleri emperyalizmle pazarlık kartı haline getirmektedir.
Kuşkusuz Türk hükümeti FETÖ ve PKK ile mücadele etmelidir ama bu ona sert muhalefet etmeyi rafa kaldırmamızı gerektirmez!
Çünkü Erdoğanlar herhangi bir iktidar değildir; 150 yıllık karşıdevrim programını uygulamaya çalışan bir iktidardır. Ona karşı mücadele kesintisiz ve sürekli olmalıdır!
İKİ PROGRAM ÇARPIŞIYOR
Kimse yanılmasın; Erdoğanlar Atatürk çizgisine geliyor değil! Bu hepsinden önemlisi dayandıkları sınıf nedeniyle mümkün değildir, 150 yıllık karşıdevrim programları nedeniyle mümkün değildir.
Erdoğanlar, 150 yıllı karşıdevrim programını yürütebilmek için zaman zaman Atatürk’e bile sığınabilirler ama fırsatı yakaladığında Atatürk karşıtı programlarını ilerletirler.
Örneğin geride kalan 13 yılda olduğu gibi Lozan’ın yıldönümünde Lozan’ı överler ama işte bugün olduğu gibi iktidarlarının 14. yılında elde ettikleri siyasal mevziler nedeniyle ağızlarındaki baklayı çıkarırlar; “Lozan zafer değildir” derler!
Daha 90’ların başında “iktidar olmak için gerekirse papaz elbisesi giyerim” diyen Erdoğan, iktidarda kalabilmek için gerekirse Atatürk’ün arkasına bile sığınır. Ama bu onun Atatürk çizgisine girdiği anlamına gelmez!
Dolayısıyla biz devrimciler taktik düzlemdeki süreçleri değil, stratejik düzlemdeki süreçleri esas almalıyız. Yoksa taktik süreçlerdeki kimi hamlelerine bakarak Erdoğanlara olmadık payeler verir, antiemperyalist mertebesine bile çıkarırız.
Tablo açıktır: Türkiye’de 150 yıldır iki program çatışmaktadır: Devrim ile karşıdevrim, Atatürk ile Abdülhamit, cumhuriyet ile sultanlık, laiklik ile İslamcılık, Lozan ile Sevr…
Bu stratejik düzlemi değil de taktik düzlemdeki gelişmeleri esas almak, karşıdevrimcilere çok önemli mevziler hediye etmektir!
150 yıllık Türk devrimciliği geleneğinin buna hakkı yoktur!
Mehmet Ali Güller
3 Ekim 2016
#1 by M. GAYE GÜLER on 03/10/2016 - 11:21
Hüsn-ü niyetle “taktik hata” demişsiniz. Açık olayım. Vatan Partisi’ne dışarıdan bakışın özeti “iktidar yandaşlığı” dır. Yazık ki bu kadar mücadeleden sonra bu duruma düşmek sanıyorum partili partisiz pek çok kimsenin kanına dokunuyor. Siyasette hatalar olabilir. Lakin hatanın kökü “ideolojik” ise “siyasi meftadır” dedikleri RTE yerine meft-oluruz!
#2 by salman onglu on 03/10/2016 - 12:08
Mehmet ali bey sizinle ayni fikirdeyim RTE konusunda
#3 by Süleyman kılıç on 03/10/2016 - 12:45
Kardeşim aynı konuları tekrar tekrar yazıp duruyorsun.Bumu yazarlık …?Gıdanı aldığın yerden besleniyorsun sonra dönüp kullanmaya çalışıyorsun…bırak bu şark kurnazlıkları …Yazar olacağım diyorsan daha ciddi ol lütfen. ..
#4 by trekking on 03/10/2016 - 13:51
Mehmet Ali bey, her yazdığınıza ok. Ancak Laiklik ile İslamcılık karşıkarşıya değil. Vahhabilik karşı karşıya.
#5 by Mustafa Ersoy on 03/10/2016 - 15:44
Mehmet Ali Bey Recep Tayyip Kötüdür. Savını Kanıtlama gayretindesiniz. Doğru, sicili hiç iyi değil. FakatYaptığı güzelliklerde var. Fetö ve koridor mücadelesi. “Güzellikler taltif edilince çoğalır” Kadir-kıymet bilmek de erdemliktir. Sıkı takipteyiz. İyiye, İYİ, Kötüye, KÖTÜ.
#6 by Özgür on 04/10/2016 - 16:16
Söylediklerinizin doğru çıkması veya yanlış olması çok mühim değil. Önemli olan aydınlık hareketinde mevcut statükodan farklı şeyler söylendiğinde neler olduğunu gösteren içler acısı halimizdir.Yazılarınızı haklı haksız olarak değil farklı fikir, farklı yaklaşım isteğiyle takip ediyorum.Başarılar dilerim.