AKP’nin Şam karşıtlığı PYD’ye alan açıyor!

Suriye’nin sahadaki müttefikleri İran ve Rusya’dır ama sorunların en uygun çözümü açısından asıl ihtiyaç duyulan müttefik Türkiye’dir.

Tersi de doğrudur. Türkiye Rusya’yla normalleşmesi sayesinde dış politikasında kimi düzeltmeler yapabilmek için yeni bir alan bulmuş, hareket kabiliyeti kazanmıştır ama önündeki stratejik sorunlar bakımından asıl ihtiyaç duyduğu müttefik Suriye’dir.

Özetle, stratejik sorunlar bakımından Türkiye ile Suriye’nin birbirine duyduğu ihtiyaç, başka ülkelere duyduğu ihtiyaçtan çok daha önemli ve acildir.

Neden mi böyle bir giriş yaptık? Şu olguları sıralayarak başlayalım:

GÜNDEMDEKİ AKTÖR: PYD

1) 23-24 Ocak 2017’de Astana’da yapılan Suriye konulu zirve iki nedenle kritik önemdedir:

a) Birincisi AKP ve AKP’nin desteklediği Suriye muhalefeti, belli ölçülerde Suriye karşıtı cepheden ayrıştırılarak Astana’da Esad hükümetiyle masaya oturtulmuştur.

b) İkincisi, Astana Zirvesi, Esad’ın Halep zaferinin ardından Moskova Bildirisi’yle başlayan “barış inşası” sürecinin ilerletilmesi nedeniyle önemlidir.

Artık “Esad’ın dostları” 8 Şubat’ta yapılacak ve ABD ile müttefiklerinin de olacağı Cenevre masasında daha güçlü olacaklar…

Ancak şu ayrıntı önemli: Astana Zirvesi’nde, tıpkı Moskova Bildirisi’ne yansıdığı gibi, Suriye’de mücadele edilecek terör örgütleri IŞİD ve Nusra olarak belirlendi. Yani PYD/YPG yok.

2) Moskova’nın Astana Zirvesi’nde muhaliflere sunduğu anayasa taslağının ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Rusya’nın resmi ajanslarından Sputnik’in haberine göre taslakta yukarıdaki bağlamı ilgilendiren iki önemli konu var:

a) Moskova, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin isminin Suriye Cumhuriyeti olmasını öneriyor.

b) Taslakta, Arapça’nın Suriye’nin resmi dili olduğu fakat ülke içerisindeki özerk Kürt yönetim organlarında Arapça ve Kürtçe’nin eşit düzeyde kullanılacağına ilişkin bir madde bulunuyor. (Sputnik, 26.01.2017)

3) Rusya, Suriye sorununun çözümü için yapılan görüşmeler kapsamında PYD Eş Başkanı Asya Abdullah ve PYD Fransa Temsilcisi Halit İsa‘nın da olduğu PYD heyetini Moskova’ya çağırdı. Heyetle bizzat Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov görüşecek. (Sputnik, 26.01.2017)

4) ABD Başkanı Donald Trump ABD televizyonuna verdiği demeçte “Suriye’de kesinlikle güvenli bölge oluşturacağız” dedi. (Sputnik, 26.01.2017)

Trump’un güvenli gölgesinin PYD için bir korunaklı alan anlamına geldiği herkesin malumu…

5) Erdoğan, Afrika gezisi dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamalar sırasında “El Bab’dan derine gitmemek lazım” dedi! (Sputnik, 27.01.2017)

A PLANI’NIN YOLU

Kuşkusuz bu olgular, her ülkenin ayrı ayrı çıkarlarını ilgilendiren stratejileri açısından taktik girişimlerdir.

Örneğin Moskova açısından Suriye’nin “üniter” bütünlüğü önemlidir ama bu olmadığında elbette Suriye’nin parçalanmasını engellemek için “federal” bütünlüğü esas alan bir B Planı vardır. Ayrıca Moskova açısından Suriye’deki Kürtleri ABD denetiminden çıkarmak oldukça önemlidir. Moskova’nın PYD temasları aynı zamanda Türkiye’yi Suriye’yle anlaşmaya zorlama hedefli taktik girişimdir bir yönüyle. Ve Moskova’nın anayasa taslağında “özerk Kürt yönetimi” önermesi, şu aşamada öncelikle tarafların ne tepki vereceğini görmeyi esas almaktadır.

İşte bu noktada Türkiye ile Suriye’nin “ulusal bütünlüklerinin korunması” açısından birbirine ihtiyaçları stratejik önemdedir. Çünkü diğer aktörleri bir B Planı’na mecbur bırakmadan A Planı’nın uygulanmasını sağlayacak yol Ankara-Şam işbirliğinden geçer.

Ancak Ankara ile Şam’ın işbirliği halinde, Suriye’nin kuzeyindeki kuşak sorunu sorun olmaktan çıkabilecektir.

SARAY’IN İKİLİ OYUNLARI

Fakat Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin bu noktada Moskova’nın çabalarına rağmen ayak sürüdüğü görülmektedir. Şam’la anlaşmanın gecikmesi, Fırat Kalkanı harekatının “maliyetini” de artırmaktadır. El Bab’da şehit sayısı artmaktadır.

Ancak ErdoğanEl Bab’dan derine gitmemek lazım” dediği açıklamasında şunları da söylemektedir: “Rejimle (Esad’la) karşı karşıyayız. Orada Cerablus’ta da biz karşı karşıya kaldık, El Rai’de de, Dabık’ta da kaldık.” (Sputnik, 27.01.2017)

Erdoğan bu göndermeyi, Suriye Ordusu’nun El Bab’ın dibine kadar gelip yerleşmiş olmasına tepkiyle söylemektedir aynı zamanda…

Ancak mesele tam da budur aslında. Ankara ve Şam anlaşmış olsa, Türkiye yukarıdan, Şam aşağıdan bastıracak ve El Bab IŞİD’den daha kolay temizlenecektir. Böylece Türk askeri de daha az riske sokulmuş olacaktır.

Ancak AKP açısından “kara kaplı ajanda” işleri hâlâ tam olarak kapanmamıştır. El Bab IŞİD’den temizlenince kimin olacaktır? Suriye’nin mi, yoksa AKP’nin istediği gibi ÖSO’nun mu? Mesele sadece El Bab’ı IŞİD’den temizlemek olsa, Ankara-Şam işbirliği sağlanır ve El Bab Suriye’ye teslim edilir.

Oysa AKP Hükümeti örneğin Cerablus’ta özel bir polis kuvveti eğitti, donattı ve Cerablus’un kontrolünü bu kuvvete devretti. (Sputnik, 25.01.2017)

Yani Suriye’de ikinci, hatta üçüncü silahlı otoritelerin inşasında rol aldı. Fakat en önemli gerçekliktir: Bir coğrafyada birden fazla silahlı kuvvetin bulunması demek, o coğrafyanın bölünmesi demektir!

Toparlarsak, Suriye’nin kuzeyinde ayrı bir devletçiğin oluşmasının zeminini ortadan kaldırmak Ankara’nın Şam’la işbirliği yapmasından geçmektedir. Ancak Saray, Rusya’yla normalleşmeyi de kullanarak hâlâ ikili oyunlar kurmaya çalışmakta ve kolaylaşmış süreci zorlaştırmaktadır!

Niyet ne olursa olsun, Saray’ın ve AKP Hükümeti’nin Şam karşıtlığının sürmesi, nesnel olarak PYD’ye yarıyor ve bu örgüte alan açıyor, manevra alanı yaratıyor!

Ve zaman daralıyor…

Türkiye’nin bir anayasa değişikliği ile tek adam rejimine dönüşmemesi salt bu nedenle bile yakıcı önemdedir.

Mehmet Ali Güller
27 Ocak 2017

  1. #1 by Ayten Aydin on 27/01/2017 - 17:27

    Bu karisikliktan her taraf bir kazanc ile cikabilmeyi bekliyordur. Halklarin degil diktatorlerin fikrinin gecerli oldugu bu arenada en guclu olan Moskova patronu gibi gorunuyor. Bu arada halklarin ne kazandiklarindan cok onlari gudenlerin kazanci icin ne kaybedeceklerini iyi anlamalari iyi olacak. Halklarin her turlu yol ile aydinlatilmasi gerekiyor. Bu surec te kendi haklarini tek guducuye teslim etmemeleri gerektigini de kavrayacaklardir. Umit edelim

  1. AKP’nin Şam karşıtlığı PYD’ye alan açıyor! | (=Öykü-Şiir-Anı-Günce=)------------->>>Doğa+Yaşam+Sağlık-vd.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: