AKP Hükümeti 16 Nisan başkanlık referandumu sonrası gericilik programını alabildiğine uyguluyor. Hükümet “kindar nesil” yaratma hedefiyle eğitimde köklü değişiklikler yapıyor. Bir yandan müfredatı değiştiriyor, bir yandan da İmam Hatiplileri iyi üniversitelere taşıyacak yeni sınav modelleri arıyor.
Müfredattan Atatürk’ün ve evrimin çıkarılması, şeriat konularının konulması eğitimde karşı-devrimciliğin zirvesi anlamına geliyor. Ve “kindar nesil” oluşturabilmek için daha ilk okuldan itibaren ders kitaplarına “erkeğin reis olduğu, bu nedenle kadının erkeğe biat etmesi gerektiği” gibi laflar konuluyor. Kuşkusuz kadının erkek reise, tüm milletin de baş reise biat etmesi isteniyor!
AKP Hükümetinin bu gerici saldırısına karşı mücadele etmek herkesin görevidir. Nitekim laikliğin ne derece önemli olduğu gün geçtikçe daha geniş kesimlerce saptanıyor. 28 Şubat’ta laiklik mücadelesine dudak büken kesimlerin bugün laikliğe sarılıyor olması toplumsal mücadele açısından önemli.
Ancak laikliği merkeze alarak gericiliğe karşı birkaç cephede birden başlatılan mücadelede üç önemli yanlış yapılıyor.
- KEMALİZM’E SALDIRARAK LAİK EĞİTİM TALEP EDİLEMEZ!
Gericiliğe karşı mücadelede yapılan birinci yanlışlık şu: AKP’nin gerici eğitimine karşı “laik bilimsel eğitim” talebiyle yapılan eylemlerde “Kemalist diktatörlük” hedef alınıyor!
1- Türkiye’de Kemalist bir diktatörlük yok fakat bir Erdoğan otokrasisi var!
2- Gericiliğin kaynağı Kemalizm değil, AKP’dir.
3- Gericilik Kemalizm’le ve Cumhuriyetle hesaplaşarak iktidar olmuştur.
4- Talep edilen laik eğitim, fiilen ve aslında Kemalizm’dir! Zaten laiklik Kemalizm’in altı okundan biridir.
Dolayısıyla “laik eğitim” talepli bir eylemde değil Kemalizm’e saldırmak, tersine Kemalizm’e sahip çıkmak gerekir!
- GERİCİ EĞİTİMİN PANZEHRİ LAİK EĞİTİMDİR, 2. ANA DİL DEĞİL!
Gericiliğe karşı mücadelede yapılan ikinci yanlışlık ise şudur: “Irkçı eğitime son” denilerek ikinci bir “ana dilde eğitim” talep edilmektedir.
1- AKP’nin müfredatı ırkçı değil, gericidir. Andımızın okutulmadığı ve milli bayramların kutlanmadığı bir eğitim müfredat bırakın ırkçı olmayı, milli bile değildir!
2- AKP bu gerici müfredatı inşa ederken, zaten “ırkçılıktır” iddiası ve yalanıyla adım adım Atatürk’ü müfredattan çıkarmıştır.
3- AKP’nin gerici eğitiminin panzehri laik bilimsel eğitimdir, ikinci bir ana dilde eğitim değildir. İkinci bir ana dilin öğretilmesi doğrudur ama ikinci ana dilde eğitim yapılması doğru değildir. Zira ikinci bir ana dile evet demek, üçüncü, dördüncü ana dil eğitimine de onay vermek demektir. Birçok dille eğitim yapmak, eğitimin birliği ilkesine ve laik eğitime aykırıdır.
- GERİCİLİK HER ZAMAN TEHLİKELİDİR!
Gericiliğe karşı mücadele yapılan üçüncü yanlışlık ise şu ve benzeri tezlerdir: “Türkiye gibi ülkelerde gericilik, emperyalizm ile birleştiği zaman tehlikeli olur. Bugünün Türkiye’sinde yaşadığımız olgu ise bunun tam tersidir.”
1- AKP gericidir, cumhuriyeti yıkmaktadır ve bu nedenle tehlikelidir ve hepimize tehdittir.
2- Gericilik her zaman tehlikelidir, tezden hareketle, emperyalizmle birleşmese bile! (İran komünistlerinin benzer hatasından hepimiz dersler çıkarmalıyız.)
3- Dünyanın ekonomik merkezinin Atlantik’ten Pasifik’e kaydığı koşullarda Türkiye’nin de Avrasya’ya doğru kayıyor olması AKP Hükümetini Avrasyacı yapmaz! AKP Hükümeti sınıfsal karakteri gereği Atlantikçidir ve Avrasya’yla ilişkileri Atlantik içindeki pazarlıklarda kullanmaktadır. (Menderes ve Demirel iktidarlarının çöküş döneminde SSCB’yle iş birliği yapmaları o iktidarların Atlantikçi olduğu gerçeğini değiştirmemişti!)
4- AKP hükümeti anti-emperyalist değildir! Komşularına karşı yarı-askeri mücadele veren, Somali ve Katar’da askeri üs kuran ve “yayılmacı” arzular taşıyan bir iktidara anti-emperyalist demek hatadır. AKP hükümetine milli ve anti-emperyalist payeler vererek onun gericiliğini “tehlikesiz” görmeye başlamak ise tarihi hatadır.
Tek başına tarımın durumu bile bu iktidarın anti-emperyalist olmadığının göstergesidir! Kendi köylüsüne ürettirmeyip tarım ürünlerini dışarıdan, en çok da emperyalist ülkelerden alan bir hükümet emperyalizme karşı değil, emperyalizmin işbirlikçisidir!
ORTAK MÜCADELENİN KISA PROGRAMI
Bu üç yanlıştan hareketle eğitimdeki gericiliğe karşı mücadeleyi şu sütunlar üzerinden yükseltmeliyiz.
1- Gericiliğe karşı mücadele AKP iktidarına karşı mücadeledir. AKP’yi hedef almayan bir mücadelenin özü “gericilikle mücadele” değildir!
2- Gerici eğitime karşı laik bilimsel eğitim talep edilmeli, en başta da Atatürksüz müfredata karşı çıkılmalıdır.
3- Gericilikle mücadele tüm ilerici kuvvetlerin “ortak” ve tarihsel görevidir: Sosyalistlerden Kemalistlere, cumhuriyetçilerden ulusalcılara, hepimiz, yukarıdaki iki maddeyi “ortak” program yaparak birlikte mücadele etmeliyiz.
Mehmet Ali Güller
19 Eylül 2017
ABC Gazetesi
#1 by Mayk on 20/09/2017 - 12:55
1 ve 2’ye rastlamadim, belki zon zamanlarda evrensel, birgun, cumhuriyet okumadigim icindir.
Gericilige karsi boluculuk, gericilikle mucadele degildir, farkli bir tip gericilik onermektir.
3 ise heralde VP ile ilgili. VP cephesi (kastettigim vladimir degil)..
VP ile Akp arasinda bir ortaklik varsa, bu ancak taktiksel olabilir, ve
bundan olumsuz bir sonuc cikacagini sanmam.
Katar’da us kurmanin iyi mi kotu mu oldugunu bilmiyorum.
Tarim politikasinda hala emperyalizmin kuklasiyiz. Halk icin mercimek hangi fiyattan alinir,
et hangi fiyattan alinir bu onemlidir, bocek ilaci, gdo var mi, mineral eksikligi var mi,
deli dana var mi kanserojen madde eklenmis mi bunlar onemli degil; iktidar da bunun
farkinda oldugu icin ithalat yoluyla son rantini elde etme pesinde.