Putin’in iki aşamalı hamlesi

5 Mart’ta Moskova’da imzalanan Ek Protokol’ün altı dolduruluyor. Türk ve Rus askeri heyetlerinin müzakereleri olumlu sonuçlandı ve imzalar atıldı.

Buna göre, Türk ve Rus askeri heyetleri 15 Mart’tan itibaren M4 karayolunun bir bölümünde ortak devriye görevi uygulayacaklar. O yol Serakib’in 2 km. batısındaki Trumba’dan Lazkiye’nin doğusundaki Ayn El Havr’a kadar olan bölümü kapsıyor.

Bu yol aynı zamanda Ek Protokol’e göre İdlib’i fiilen ikiye bölüyor: Daha önce Türkiye’nin ve desteklediği grupların denetimindeki güneydeki bölge artık Suriye ordusunun denetiminde.

M4 karayolunun belirtiğimiz kısımları aynı zamanda artık güvenli koridor. Yolun 6 km. üstündeki kısmı Türk askeri denetiminde, 6 km. altındaki kısmı ise Rus askeri denetiminde.

Güneyde kalan Kafkas ve Uygur ağırlıklı grupların da bulunduğu HTŞ bağlısı gruplar adım adım Rus hava kuvvetleri destekli Suriye ordusunca temizlenecek. Bunların kuzeye, Türk denetimindeki topraklara çekilmesi karşısında, TSK’nin de Ek Protokol’e göre bu gruplarla mücadele etmesi gerekecek.

Kırılgan ateşkesten kalıcı ateşkese

5 Mart Ek Protokolü, ilk andan beri belirttiğimiz gibi olumluluklarına rağmen tarafların hedeflerindeki uyumsuzluk nedeniyle geçici ve kırılgan olma riski taşıyor.

Türk ordusu ile Suriye ordusunu savaşın eşiğinden çeviren Ek Protokol, geçici ama yararlı uzlaşı, kırılgan ama zaman kazandıran ateşkesti.

İşte Türk ve Rus askeri heyetleri de birkaç gün süren müzakerelerinde bu geçiciliği ve kırılganlığı kaldırmaya çalışıyordu. Nitekim Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da müzakereleri değerlendirirken yaptığı açıklamada “temennimiz ateşkesin kalıcı olması” diyerek, kırılganlığın varlığına işaret etmiş oldu.

Ancak kırılganlığı gidermek sadece müzakerelerde bir orta yola varmakla mümkün değil artık…

Ek Protokol’ün verdiği iki görev

5 Mart Ek Protokolü’nün esas önemi, Moskova’nın Ankara’yı Şam’la fiili işbirliğine zorlayan yanıdır.

Şöyle ki, Ek Protokol hem terörle topyekûn mücadeleyi hem de mültecilerin geri dönüşünü içeriyor. Bu iki iş de Şam yönetimiyle işbirliği yapmadan gerçekleşemez!

Her iki iş de sadece Türkiye ve Rusya tarafından kotarılamayacak büyüklüktedir. Dahası, Türkiye ve Rusya, bu işleri ancak Suriye’yle birlikte yürütürse, iki iş de olumlu sonuçlanabilecektir.

Yani Putin, Ankara’yı Şam’la işbirliğine zorlamak için ikinci bir aşama başlatmıştır. İlk aşamada, anımsayacaksınız, Ankara’ya Adana Mutabakatı’nı anımsatmışlardı. Daha teorik olan bu aşamayı, şimdi pratik boyutu önde olan ikinci aşama izleyecek: Terörle mücadele ve mültecilerin geri dönüşü…

Suriye politikasında revizyon şart

Dolayısıyla AKP hükümeti için manevra alanı artık daralmıştır. AKP hükümeti Suriye’nin kuzeyinde bir nüfuz bölgesi oluşturabilmek için süreci ve muhataplarını artık daha fazla oyalayamayacak yere gelmiştir. Ki İdlib sorununun çözümü zaten iki yıldır beklemedeydi. Artık o süreç bittiği için Rusya ve Suriye’den çözüm hamlesi gelmişti.

Şimdi AKP hükümetinin önünde iki seçenek var: Ya Ek Protokol’ün gereğini yapacak, terörle mücadele ve mültecilerin geri dönüşü için çalışacak ve bunu zamanla Şam yönetimiyle işbirliği içinde yürütecek, ya da “ÖSO koridoru” hedefi için uygun bir zamanda rafa kalkan savaş seçeneğini yeniden indirecek.

Açık ki Türkiye için yararlı olanı ilk seçenektir ve yararda Rusya ve Suriye ile ortaklık vardır!

Türkiye için yararlı olacak bu seçeneğin “sahada sorunsuz” uygulanabilmesi için de AKP hükümetinin Suriye politikasında köklü bir revizyon şarttır!

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
16 Mart 2020

 

 

  1. #1 by puma on 17/03/2020 - 08:24

    Aynen. Daha dogrusu zaten boyle seyleri boyle kaynaklardan ogreniyoruz, mesela AKPnin Idlip’i sahibine vermek istemedigini Aydinlik’in filtre kullandigi bir zamanda ilk olarak bu kaynaktan ogrenmistim.
    …………………..
    Benim merak ettigim bu Korona askerligi de etkilemeyecek mi. Koguslara Korona bulastigini dusunun. Bununla bas etmek cok zor olur. Okullari kapatirsiniz, zaten dogru duzgun bir egitim yok, insan ogrenecegini evde de ogrenir. Ama asker her zaman hazir olmak zorunda.
    …..
    s400 gerginliginin zirve yapacagi bir donemdeydik. Bir sure bu konu da ertelenecek gibi. Derin devlet normalde su sistemi kurmayin sakin diye bastiracakken, bizimkiler de ne yapsak diye dertlenecekken, konu degisti, ve bence iki ay ertelendi..
    …..
    Dunya finansal sisteminin degisecegi bir donemdeyiz. Bu degisim guzellikle olamazdi. Mutlaka bir yerlerde sabotajlar olacakti. Ya da bahane gerekecekti. Mesela soylendigine gore 2014’te “reset” olacakti, ama Ukrayna savasi cikartildi, ve bu ayni zamanda dunya savasi hazirligiydi… Kontrolun kartelden (yani tarihte hileyle hurdayala cok zenginlesmis olan satanik grup) alinip ulus devletlere, ve tekonolojiden anlayan kimselere vermek gerekiyordu. Bunu savassiz halletmek gerekiyordu.

    Finansal sistemi degistirmek icin ne gerekir. Bence fazla olan parayi (mesela manipulasyon amaciyla kullanilan dijital para) azaltmak, ve gercek zenginligi , yani altin stoklarini, uretim araclarini , politik gucu ele gecirmek, kartele hizmet edenleri bu tarafa hizmet eder hale getirmek.
    Bu virus acaba sabotaj miydi, yoksa bahane miydi. Kotu adamlar tarafindan mi yaratildi (muhtemelen), yoksa “iyiler” tarafindan mi, yoksa aslinda kartel tarafindan yaratilmakla beraber kartele karsi bir silah olarak kullaniliyor olabilir mi. Mesela kartel sirketlerini ele gecirmek icin yani kamulastirmak icin en iyi yontem bence bunlari iflas ettirmektir. Bu virus boyle bir amaca hizmet edebilir. Ote yandan bu virusten kar edecek olanlar da onlardan. O zaman ne yapmali kartele paralel bir tedavi yontemi bulunmali, ki, halk paralarini oralara harcamasin.
    …..
    Bu virus dunyada liderlere, lider eslerine, mv.lerine bulasmis diyorlar, o zaman bunun rastgele oldugunu dusunursek, 100milyonlarca kisinin su an enfekte olmus olmasi gerekir.
    Oyleyse durum kontrolden cikmis demektir. Bu iste bir gariplik var. Cin’de vaka sayisi azalmis. Dogru da olabilir, panigi azaltmak uzere yalan da olabilir. Aslinda vaka sayisini sifira indirmenin “kolay” bir yolu var: vakalari obur tarafa transfer etmek. Hem karantina, sosyal guvenlik gibi seylere harcanan masraftan kurtulunur. Tabi ki bu bir oneri degil. Ama bence ihtimal dahilindedir. Bence bati bu yonetmi uyguluyor olabilir. Yani mesela italyadaki olumler belki italya tarafindan basari sayiliyor olabilir. Peki vakalardan olumlerin cok olmasi basarisizlik sayilmaz mi: Simdi, bu hastaliktan olenlerin baska hastaliklari da oluyor, ve bu virus bardagi tasiran son damla gorevi goruyor, bu durumda kolayca olum sebebi olarak diger hastaliklar gosterilebilir.
    …….
    Batidaki felaketlere bakarsak, bunlarin bazilarini zaten kendileri yaratiyorlar. Kendileri derken derin devlet. New Orleans’i bir kasirga vurmustu. Bu yapay veya yapay olarak buyutulmus ve yonlendirilmis bir kasirgaydi. Baska ulkelerde bunu yapmak savas ilan etmek gibi olurdu, ama kendi ulkelerinde hesap soracak kimse yok nasil olsa.
    ……
    Aslinda daha cok bir onceki yaziya yapilmis gibi bir yorum oldu, ama zaten hersey icice.
    ……
    Vatan Partisi ile Erol Mutercimler arasindaki ortak nokta nedir. Putin ve Xiden sonra Merkel’i begenmeleri. E.M.nin diger begendigi 4.lider ise Japonyadaki Abe. Putin ve Xi iyi liderlerdir gercekten ama Merkel ile Abe direk olarak kartelin adamidirlar. Hatta Merkel Hitler’in karisina cok benzemektedir, ve evladi oldugu soylenmektedir. Dunyadaki genel kani soyle: Putin, Xi, Trump, Trudeau iyi, Merkel, Abe, Macron, Boris , Netanyahu kotu. iyiligin ya da kotulugun kriteri derin devlet tarafinda olup olmamak.

  1. Putin’in iki aşamalı hamlesi | (=Öykü-Şiir-Anı-Günce=)------------->>>Doğa+Yaşam+Sağlık

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: