ÇİN EKONOMİSİNİN TEMELİNDE MARKSİZM VAR

ÇKP’NİN SOSYALİST SİSTEMİ KORUMA KARARLILIĞI

Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Jinping’in Çin Komünist Partisi’nin teorik yayın organı Gerçeği Aramak’ta (Qiushi) dikkat çeken bir makalesi yayımlandı.

Şi Jinping bu makalesiyle ÇKP liderliğinin “Çin’in temel sosyalist sistemini koruma” kararlılığını bir kez daha ilan etti.

SOSYALİST PİYASA EKONOMİSİ

Şi Jinping’in makalesinde dikkat çeken dört mesaj var:

1) Çin’de kamu mülkiyetinin egemen konumu ve devlete ait ekonominin öncü rolü sarsılamaz.

Şi Jinping’e göre bu, Çin’deki tüm etnik gruplardan insanların kalkınmanın meyvelerini paylaşabilmesinin garantisidir.

2) Şi Jinping’e göre Çin’in başarısındaki kilit faktör, piyasa ekonomisinin güçlü yanları ile sosyalist sistemin avantajlarını birlikte değerlendiriyor olmalarıdır.

3) Şi Jinping, Çin modelini “sosyalist piyasa ekonomisi” olarak isimlendiriyor ve hedefi “sistemimizin üstünlüğünü korumak ve kapitalist piyasa ekonomisinin dezavantajlarını etkin bir şekilde önlemek” diye belirliyor.

4) Şi Cinping dünyaya bir mesaj vererek, Çin’in “Marksist ekonomi politiğin temel ilkelerine ve metodolojisine bağlı kalacağını ve dış ekonomi teorilerinin makul unsurlarını da dışlamayacağını” belirtiyor.

ÇİN’İN BAŞARISI

Şi Jinping’in makalesinde belirttiği en önemli gerçek şu: Çin, gelişmiş ülkelerin yüzlerce yılda kat ettiği kalkınma süreci onlarca yıl harcayarak yakaladı. Bu, elbette Çin’e özgü sosyalizmin başarısıydı.

Şi Jinping, dünya ekonomisi ve haliyle Çin ekonomisin, yeni ve önemli sorunlarla karşı karşıya kaldığı şu süreçte bilimsel teorik cevaplara ihtiyaç olduğunu belirterek “Çin’deki ekonomi teorisinin, çağdaş Çin Marksist politik ekonomisinde yeni alanlar açmaya devam ettiğini” söylüyor.

SOSYALİST MODERNLEŞME

Pek çok Batı ülkesinde de, Türkiye’de de Çin’in ne ölçüde sosyalist olduğuna dair tuhaf bir tartışma var. Bu biraz da sosyalizmi, bugünden yarına kapitalizmin tümden tasfiyesi ve hızla komünizme geçebilme süreci şeklindeki hatalı görüşe dayanmaktadır.

Oysa sosyalizm uzun bir süreçtir, aşamalı bir süreçtir ve hatta kapitalizm de bir nevi sosyalizmin ilk aşamasıdır.

İşte bu gerçek nedeniyle Çin Komünist Partisi sosyalizmin ilk aşamasını şöyle tanımlamıştır: Sosyalimin ilk aşaması, Çin’in sosyalist toplumunun belirli bir dönemidir, Çin’in geri kalmışlıktan adım adım kurtularak sosyalist modernleşmeyi ilk etapta gerçekleştirme sürecini kasteder. Üretim unsurlarındaki özel mülkiyet sisteminin sosyalist dönüşümünün tamamlandığı 1950’li yıllarda başlayan bu aşama, sosyalist modernleşmenin ilk etapta gerçekleşmesiyle noktalanacaktır ve en az 100 yıl sürmesi beklenmektedir.

ÇİN’E ÖZGÜ SOSYALİZM

Diğer yandan sosyalizmin uygulama biçimleri de ülkelerin sosyo-ekonomik karakterine özgüdür. Bu nedenle sosyalizm Küba’da Küba’ya özgü sosyalizmdir, Çin’de Çin’e özgü sosyalizmdir. Temel mesele üretim araçlarının kimin elinde olduğudur, kamu mülkiyetinin egemen olup olmadığıdır.

Şi Jinping, 17 Kasım 2012’de, ÇKP 18. Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Çalışma Grubu’nun ilk toplantısındaki konuşmasında şöyle der: “Çin’e Özgü Sosyalizm Teorisi, Marksizm’in Çin’deki yerelleşmesinin en yeni sonucudur. Bu teori, Deng Şiaoping Teorisi, Üç Temsil Düşüncesi ve Bilimsel Gelişme Görüşü’nden oluşmaktadır. Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung Düşüncesi ile de sürdürüp geliştirme ve varis olup yenilik kazandırma ilişkisi içerisindedir.”

ÇİN’İN 2021 ve 2049 HEDEFLERİ

Çin Komünist Partisi ve Çin Halk Cumhuriyeti, sosyalizmin uzun bir süreç olduğu gerçeğine göre hedefler belirlemiştir:

Çin Komünist Partisi’nin kuruluşunun 100. yıldönümü olan 1921’de hedef “orta halli refah toplumu inşasını” tamamlamaktır.

Devrimin ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yıldönümü olan 2049’daki hedef ise “müreffeh, güçlü, demokratik, medeni ve uyumlu bir sosyalist modern ülke” kurmaktır.

Çin Komünist Partisi’nin 1987 yılında yapılan 13. Kongresi’nde “üç aşamalı strateji” belirlenmişti. Bugün Çin, ilk iki aşaması hedefe uygun şekilde gerçekleşen stratejinin üçüncü aşamasının içindedir.

Bu stratejinin birincisi aşamasına göre Çin 1980’lerin sonunda, gayrisafi yurtiçi hasılasının 1980’dekinin iki katına çıkaracak ve halkın yiyecek ve giyecek sorunu giderilecekti. Giderildi.

20. yüzyılın sonuna kadar sürecek ikinci aşamada, gayrisafi yurtiçi hasıla bir kat daha artarak halkın yaşamı orta halli refah seviyesine gelecekti. Geldi.

Üçüncü aşama ise 21. yüzyılın ortalarına, yani devrimin 100. yılı olan 2049’a kadar sürecek ve kişi başına düşen milli gelir orta düzeyli gelişmiş ülkelerin seviyesine yükseltilecek, halkın yaşamı görece müreffeh olacak ve modernleşme ilk etapta gerçekleşecek.

Çin’in bu hedefine de sağlam bir şekilde ilerlediği görülüyor. İşte bu Şi Jinping’in başta belirttiğimiz makalesinde yer aldığı gibi, Çin ekonomisin temelindeki Marksizm, bilimsel sosyalizm nedeniyledir.

Mehmet Ali Güller
CRI Türk
18 Ağustos 2020

  1. #1 by puma on 19/08/2020 - 10:54

    Cin’de siyasi rekabet var mi. Galiba var, ama parti ici hizipler seklinde. Mesela Xi , 50 milyon kisilik bir fraksiyona ait imis gibi birseyler duymustum. Halkin refah seviyesini Bu yoksa demokrasiyukseltiriniz (en azindan gorunurde) , idealist programinizi da yuksek sesle ifade edersiniz (“icraatin icinden”), ama mesela karsi gruptan birileri sizin hatalarinizi halka anlatabiliyor mu. Bu yoksa demokrasi de yeterli degil demektir. Bazilari Cin’in derindevletin kuklasi oldugunu soylerler, inanmiyorum buna , ama zamaninda bazi tavizler vermisler ve kukla gibi gorunmuslerdir. Cin’in kalkinmasinda Bati’nin rolu buyuktur , bu ihmal edilemez. Mesela ABD fabriklari Cin’e kaydirmasa, CIn’li doktora ogrencisi kabul etmese, Cin yalnizca ideoloji ile buyuyebilir miydi. Marxizm derken acaba populizm yapiliyor olabilir mi. Burda tamamen teorik ve farazi sorular soruyorum, ve cevaplarini da bilmiyorum.

    Bireysel mulkiyetin olmadigi komunist bir sistem bence iyi bir sey degil, motivasyonu kirar, insanlar isimi niye daha iyi yapayim, niye calisayim falan derler. Yani ille de komunizme gecmek uzere sosyalist olunmaz. Sola yakin karma bir hizada beklenir, tabi bu devrimin bittigi anlamina gelmez.

    Cin siyasi anlamda dogru bir cizgide mi. Perincek, Akp yandasi olmamisken, Cin yalnizca bizi ve Akpyi davet etti diye ovunuyordu. Demek ki Cin Turkiyedeki siyasi iklime hakim degil, iktidarda oldugu icin Akpyi, ve guvendigi icin Vatan Partisini (ya da belki isci partisini) davet etmis. Bu durumda Perincek’in bireysel zaaflari, hirslari , direk olarak Cin’in Turkiye’ye bakisini etkileyecek demektir. Mesela Vatan Partisi OsmanKavala icerde kalsin isterse, ya da Vatan Partisine mesafeli ama Ataturkcu olan albaylarin tasfiyesini isterse, Cin bu istekleri kredi havucuyla (ya da kredi kesme sopasyila ) Akp’ye dayatabilir. (yalnizca bir ornektir, boyle oldu imasi yok..)

    Cin, ideolojisinin yaninda Bati’nin ekonomik kuklasi olarak buyudu (daha dogrusu karsilikli tavizler kopardilar, mesela Cin altin stoklarinin bir kismini kiralamis olabilir), ve sonunda 2005 civari kuklaliktan vagecti, bu sefer derindevlet , bence , turev piyasasi uzerinden Cin’i finansal olarak esir almak istedi, Cin direnince bu sefer 2008 krizi oldu. Cin ve Rusya ortak oldular Cin+ Rusya seklinde fiili bir super devlet olustu (hem askeri hem ekonomik en buyuk guc ).. Daha oncesinde belki ABD+Cin seklinde br ortak yasama mevcut idi, ABD para basar, Cin calisip bu parayi kazanir, sonra bu dolarlarla dunyadan istedigini alir.. ve Cin akillilik edip ABDden bir cok fiziki varlik aldi. Cunku, ABnin ben bu dolarlari karsiliksiz basmistim, ne hakla benim gercek varliklarimi bunlarla satin aliyorsun deme gibi bir secenegi yok. Yani ABDnin borcu yalnizca kagittan bir borc degildi. Eski Fed baskani Geenspan demis ki, ABDnin borcunu odeyememe gibi sorunu yok, cunku borcumuzu kagida basip odeyebiliriz.. Ama sattiginiz gokdelenleri geri alamazsiniz, bunu yaparsaniz Cin niyetinizi sezer ve satmaz.

    Sosyalizme veya komunizme gecilecekse, uretim araclarini kamulastirmak yetmez, eskiden biriktirilmis varliklara el koymak gerekir. Bu emlak ise, yolsuzlukla elde edilmisse , bunlara el koymak kolay, ya direk olarak el koyarsiniz (ucuza kamulastirma), ya da vergileri artirma. Yurtdisina kacirilan serveti geri almak icin uluslararasi bir caba gerekir. Burda batinin ikiyuzlu davranma ihtimali yuksek, bu servete el koyar ama esas sahibine geri vermez. Bunu bircok kez gorduk. Ya kabul edilemez siyasi taviz ister, ya da hic orali olmaz. Batinin dikatorleri desteklemesinin bir sebebi de bu olmali, cunku serveti Bati’ya kaciriyorlar. Isvice guya notr ve guvenli bir ulke diyerek herkes Isvicre bankalarina guveniyor, ama gecrcekte Isvicre derin devletin finans merkezlerindne biridir, zaten bu yuzden Isvicre Frangi uluslararasi rezerv kurudur.

  2. #2 by Dr. Murat Aygen on 19/08/2020 - 23:21

    Sosyalizm klasik gardiyan-devletin elindeki köhne âlet-edevatla kurulacak bir düzen değildir. BiNAENALEYH, Marksizm, hiçbir ülkenin “ekonomisinin temelinde” değildir, olamaz. Ya neresindedir? Eğer varsa, CHP-vesâyet-rejiminin temelinde..!..! Yurttaşlarını ve bilhassa yeni yetişen gençlerini Berlin’den neşrolunan akla-ziyan 卐-titreşimlerden koruyabilen her rejim Marksist sayılmalıdır. Türkiye, Marksist, koruyamadığından değildir. Behemehal olmalıdır.

  3. #3 by puma on 20/08/2020 - 08:28

    Bir de cahilce bir soru sorayim: Marxizm diye bir ideoloji gercekten var mi. Yani belki cok muglak bir cercevesi vardir, ama icinde tam olarak ne oldugu belli degildir..Marxizm bence kapitalizmin sakincalarinin ortaya konulmasidir. Mesela Marxizmde ne caizdir ne degildir belli mi. Egitim ve saglik parasiz olmali dersek, o kadari zaten bence Kemalizmde de var. Ha, paranin kendisi de olmamali denirse, o kadari biraz fazla olur.

    ABDde bazi “ilerici sagcilar” derler ki, biz hic kapitalist olmadik ki… Yani demek istedikleri, her zaman bir devlet kontrolu ve manipulasyonu vardi. Onlara gore mesela para sulandirilmamali, yani altin standardi olmali, kismen de dogrudur. Imparatorluklarin cokmesinde paranin sulandirilmasinin etkisi oldugunu soylerler (ya da bu da 7 asamadan biri). Bunlar, tahmin edebilirsiniz ki, Trump taraftaridir. Ote yandan dunyanin sosyalizme gecmesi gerektigini ve buna yakin oldugunu soyleyenler var, kim bunlar, dunyanin en solcu adamlari mi, hayir tam tersine trilyoner Rotschild’ler.
    Bunlarin kastettikleri heralde dunyadaki herkese 10,000 dolar verip kendi servetlerini eritmek degildir. Kastettikleri sudur: Nakit paranin olmadigi, insanlarin rfid-chip ile kimliklendirildigi, sisteme itiraz edenlerin uzaktan kumanda ile kanlarinda gezen chiplerdeki zehirin salinmasiyla oldurulebilidigi bir yeni dunya duzeni. Zaten korona da bu yuzden cikti, korona asisi ile istenen malzemeler insanlarin kanina nakledilecekti. Yani “tam devlet kontrolu” ama hangi devlet , tabi ki derin devlet.
    Bunlarin sosyalistliginden hayir gelmez, yani sosyalistlik iddiasinda olan liderlere hemen kanmamak gerekir, neyi kastettiikleri de onemlidir. Bir de Cin bu resmin neresinde, onlarin sosyalizminde bu satanistlerin etkisi, katkisi , dayatmasi olabilir mi, yoksa taban tabana zitlar mi. ..Asiri sagci hatta Nazi diye ilen edilen Trump’un Fed’i kamulastirmasindan daha buyuk solculuk ABDde zor, ayrica para basip halka dagitmasi da esitlik yonunde bir adimdir (ve bence bu adimi Cin’le koordineli olarak atti, mesela demislerdir ki, bu basilan fazla dolarlar kolayca ulkeyi terketmeyecek..)

    (yukardaki ilk mesajiminn basinda cursor’un kaymasiyla ilgili anlamsiz birseyler olusmus, okuyanlar o cumleyi atlasinlar, ne demek istedi diye anlamaya ugrasmasinlar..)

  1. ÇİN EKONOMİSİNİN TEMELİNDE MARKSİZM VAR | (Öykü-Şiir-Anı-Günce)-----Doğa+Yaşam+Sağlık+Politika

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: