15 Temmuz darbe girişiminin ardından ekranlarda yapılan tartışmalarda, yorumcular hep şunu sordu: “Koca koca generaller, bir ilkokul mezununun arkasından nasıl gider?”
Doğru ama eksik, hatta esası örten bir soruydu. Zira asıl soru şu olmalıydı: Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, ülkeyi yöneten bir hükümet, bürokrasi, yargı, kısacası devlet bir tarikat liderinin arkasından nasıl gider peki?
Bu soru, ısrarlı sorulmadı, ana muhalefetin esas mücadele konusu olmadı ve Erdoğan “kandırıldık” diyerek sorunun yanıtını vermeyip, geçiştirmiş oldu. Oysa, iktidarın bir “tarikatlar koalisyonu” olduğu gerçeği sorunlarımız listesinin hâlâ en üstlerinde. “Kandıran” tarikatın boşluğu diğer “kandıracak” tarikatlarla dolduruluyor!
Kandırıla kandırıla, hepimizi kandırmış oluyorlar yani…
Nasıl Gülen’in hizmetine girebildiler?
Bir soru daha var sormamız ve üzerinde düşünmemiz gereken: Peki, iyi üniversitelerden mezun olmuş, bolca kitap okumuş, geçmişinde sol örgütlerde yöneticilik yapmış, iyi birikimli “solcular” neden FETÖ’nün peşinden koştular?
Örneğin “Atatürkçü” Toktamış Ateş nasıl “Hocaefendisinin” peşine takılabildi? Örneğin Filistin’de gerillacılık eğitimi alan ve solun teorisyenlerinden olan Şahin Alpay, nasıl Fethullah Gülen’in en önemli destekçisi olabildi? Kendisini “iki kere Evetçi” ilan eden Ufak Uras, nasıl Fethullahçıların en önemli maşasına dönüşebildi? Çetin Altan’ın oğlu, romancı Ahmet Altan, bir gazeteyi nasıl FETÖ’nün tetiği haline getirebildi?
Cengiz Çandar ve Oral Çalışlar gibi eski kuşaklardan Melih Altınok ve Ceren Kenar gibi yeni kuşaklara kadar pek çok isim, nasıl FETÖ’nün kullandığı kalemler haline gelebildiler?
İşte bu sorunun yanıtı artık kitaplaştı.
Dönek-FETÖ bağı: Emperyalizm
Kıdemli gazeteci Hikmet Çiçek, Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlanan FETÖ’nün “Solcuları” isimli son kitabında, bu isimlerin hangi araçlarla, hangi yöntemlerle, hangi siyasal bağlantılarla Fethullah Gülen’in çıkarlarını savunan kalemlere dönüştüğünü inceliyor ve belgeliyor.
İçi dolar dolu zarflar, hediyeler, saatler, gömlekler, bol sıfırlı maaş karşılığı gazete köşeleri, TV programları…
Sadece bunlar değil elbette. Hatta esasın yanında bunlar tali kalıyor.
Emperyalizm, ABD ve AB’cilik gibi “ortak paydaları” görmeden, bu “solcuların” nasıl FETÖ’nün “solcuları” haline geldiğini anlamak mümkün değil elbette. Dönek solcularla bir tarikatı buluşturan, kuşkusuz emperyalizmle ilişkileridir!
Çürüyen sistemin ideolojik gladyatörleri
Ömrünün 22 yılını hapislerde geçirmiş 51 yıllık solcu, devrimci Hikmet Çiçek, çok haklı olarak FETÖ’nün “solcuları”nı tırnak içine almış.
Çünkü FETÖ’nün “solcuları”, eski solcuydu. Davadan dönmüş, başkalarının davalarına hizmet etmekteydiler. Eski solculuk günleri nedeniyle birikimliydiler. Bu nedenle Turgut Özal’a da, Tansu Çiller’e de, Tayyip Erdoğan’a da, Fethullah Gülen’e de “ideolojik gladyatörlük” yaptılar.
Neden? Çünkü FETÖ, çürüyen bir sistemin, kapitalizmin ürünüydü ve kökleri ortaçağdaydı. Çürüyen sistemler, kendi aydınını üretemez. Bu nedenle FETÖ “sosyalist aydın” döküntülerini kırpıp kırpıp, yıldız yaptı!
FETÖ’ye çeşit çeşit hizmet
Hikmet Çiçek, kitabında önemle belirtmiş: Kitapta adı geçenler solcu değil, eski solcuydu, soldan dönenlerdi. Öte yandan kitapta her adı geçen de FETÖ’cü değildi; bir dönem boyunca şu ya da bu nedenle Gülen’in cemaatine yakın durmayı tercih etmiş kişilerdi.
Kuşkusuz içlerinde AKP-FETÖ ortak yapımı listelerde; örneğin 300 aydının imzalayarak “Ergenekon kumpasına” destek olduğu 2008’deki listede ya da FETÖ’nün yargıda “tam iktidar” olmasını sağlayan 12 Eylül 2010 referandumuna destek için imzalanan “yetmez ama evet” listesinde adları olanlar var. Ama bunların tümünü FETÖ’cü ilan edebilmek elbette mümkün değil. Zira oralarda imzası olduğu için yanlış yaptığını kabul eden ve özeleştiri veren isimler de var.
Ancak çoğu bilerek, isteyerek FETÖ’ye “hizmet” ettiler; öyle ki hizmetleri, cemaatin müritlerinin hizmetlerinden bile daha değerliydi Fethullah Gülen için…
Bitirirken belirtelim: Hikmet Çiçek, FETÖ’nün “Solcuları” kitabını, FETÖ’nün “Sağcıları” kitabının izleyeceğini belirtiyor; Nazlı Ilıcaklar, Mümtazer Türköneler vb.
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
17 Eylül 2020
Mehmet Ali Güller 
#1 by puma on 18/09/2020 - 23:46
Buyuk resimde sebep basit: Ruzgar o yone esiyordu.
Rusvetlerin yaninda belki santajlar da onemli rol oynamis olabilir.
Mesela D.B diye kisaltilabilecek iki muhalefet lideri daha AKP kurulmadan buyuk ihtimalle esir alinmislardi kaset yoluyla. Kaset zor istir, ama gunumuzde cok kolaylasti, akilli telefon kullanip olaganustu dikkatli olmamak yeterli. Yani kim gelecekte siyasetci olacak tahmin etmeye gerek yok, herkesin verileri kayitli nerdeyse zaten… Mesela ozel sohbetlerde birisi “bu tur insanlar serefsizdir” der, 20 yil sonra siyasetci oldugunda bu halka dinletilir, ve buyuk bir oy kaybina sebep olur. Bunun caresi, teknolojinin gelismesini beklemek, o zaman bir sey ortaya cikinca, bu yapay-zeka uretimidir deyip gecersiniz.
Insanlar ruzgardan etkileniyorlar. Mesela 2005te insanlara ideolojilerini sorsaydiniz milliyetci ve solcu derdiler. Milliyetci diyenlerin bir kismi aslinda Fetocu idiler, bir kismi ise Ataturkcu. Ama oyle bir ruzgar var ki insanlar iki kamptan birini seciyorlar. Su anda da “muhafazakar” (conservative) ve “liberal” olmak uzere iki ruzgar var. Acaba bu, elitlerin tez-antitez uydurup insanlari 2 kampa blomesinden sonra ve herkesin boyun egecegi bir sentez urettigi senaryolardan biri mi, yoksa bir etki-tepki meselesi mi.
Ben sahsen boyle bir kamplasmaya karsiyim, cunku iki kamp ta tam olarak dogru temsil etmiyorlar. bir konuda en az biri yanlistir, ama ikisi de yanlis olabilir.Turkiye’de su an Reis conservative-muhafazakar paketi temsil ediyor, Gul ise liberal paketi. Gul’un siyasal islamin omru bitti demesi bu cercevede anlamli. Yoksa reis’le gul arasinda ideolojik bir fark var mi..bence yok. fetosuz dincilik mi fetolu dinclilik mi.
Benzer sekilde “liberal kamp”, rusya, cin, trump icin antidemokratik, irkci,…v.s. der. dogru mu, degil ama, liberal pakette bu yazar. liberal kamp dogru seyler de soyleyebilir, ama onemli olan nasil bir ajandaya yonelik boyle bir propaganda var onu anlamaktir. Bu iki tarafli beyin yikamayi reddediyorum. Tanidigim guya zeki insanlar da bu ruzgarlardan ciddi olarak etkileniyorlar. 2 paketten birine hapsoluyorlar.
Perincek “karsi cephe”yi tanimliyor ve kendine gore onu toptan kotuluyor, ama bir de kendi cephesine baksin, kendi partisi haric hepsi gladyo artiklari. Gladyo artiklari tovbe edince (guya) iyi,
karsi cephe ise toptan kotu.
Ne “liberal”, ne “muhafazakar”, tam bagimsiz Turkiye.
Liberal paket su an 14 gun karantina istiyor.
Muhafazakar paket’in pek niyeti yok, niyeti olsa bile uygulamasi zor.
Malesef olup biten butun polemikler liberal-muhafazakar paketler uzerinden yapiliyor. Akil-mantik-bilim ikinci sirada.
#2 by puma2 on 19/09/2020 - 01:19
Biraz daha detay yazayim. TTB liderligi liberal paketi temsil ediyor. Bu kapsamda Firat Kalkani gibi operasyonlara karsi cikmisti. Ama Yas tasfiyeleri umrunda degildi. TTB laiklik yonunde aciklama yapar mi, yapmaz, cunku Gul, Davutoglu ayni paketete. (Pardon, Gul ve Davutoglu aslinda kavgalidir, ve bunun duzelmesi beklenmez, ama Gul Babacan’i destekler, Babacanla Davutoglu kavgali degildir, boylece liberal kamp ayakta kalir, bizdeki liberal kamp kisaca “genisletilmis millet ittifaki”dir, ovmek veya kotulemek icin soylemiyorum bunu.)
TTB doktoralara destek/saygi istiyor, hakli mi, tatamen hakli. 14 gun karantina istiyor (emin degilim , tahmin ediyorum…), hakli mi: hakli degil. Insanlarin D vitamini depolamasi icin son firsatlar bu gunler, buna engel olmak insafli degil. Liberal paket plajlarin dolmasina karsi. Halbuki istatistiksel olarak bakarsak bu salgini yoketmede cok etkili bir yontem. TTB halka, bu yazi iyi degerlendirin, guneslenin D vitamini depolayain der mi, demez, cunku laik olmayanlar da bu pakette var. Ayrica liberal paket (hatta bence muhafazakar olan da)
gunes kremi onerir, kanser olmasin diye!…
HBT (eski CBT) dergisi samimi Ataturkcu’dur, Orhan Bursali da ic politikayi dogru tahlil eder, ama liberal paketin kuresel yalanlari bu dergiyi esir almistir. MeselaABD Ay’a indi der, ikiz kuleleri ElKaide yikti der (emin degilim, Cumhuriyet’ten net olarak buna karsi cikan benim bildigim Erol Manisali’dir), ASI’lari kosulsuz olarak destekler (karsi goruslere yer acsa da), statin ilaclarinin yararlarindan bahseder (cunku yalan arastirmalari aynen cevirmistir), Aziz Sancar gunes kanser yapar diyerek halkimizi kandirmistir (malesef, kasit var mi, Nobel icin bu sart mi kosulmustu, yoksa ben zeki degilim derken gercekten hakli mi, ozelestiri yapmalidir bu konuda), ve HBT buna serh koymadi.
#3 by Dr. Murat Aygen on 19/09/2020 - 00:40
Bugüne kadar hep holdinglere hizmet etmiş ML hatta Maoistlerimiz, fetö emri kumandası altına girmekle, yerli-ve-millî olma yolunda dev bir adım atmışlardır NETEKiM amanın da ne çalkalıyorum oh oooh [bkz: (—1—) «Çarsancaklı: TKP’liler büyük sermaye kuruluşlarında kadrolaştılar» (tek sütun üzerine) başlıklı haberi, Tercüman gzt., Tercüman Gazetecilik ve Matbaacılık Anonim Şirketi adına Sahibi Kemal Ilıcak, Genel Yayın Müdürü Güneri Cıvaoğlu, Yazı İşleri Müdürü Ünal Sakman, Sorumlu Müdür Aydoğdu İlter, Yıl 18 Sayı 6370, Ekim 1979 22 Pazartesi, Dizgi – Baskı Tercüman Veb Roto-Ofset Tesisleri Topkapı Londra Asfaltı Tercüman Tesiseri – İstanbul, s.12 ve (—2—) “Vehbi Koç ‘uzak durun’ demişti” (2 sütun üzerine) başlıklı haberi, Hürriyet gzt., Yayın Sahibi Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. (adına) Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, ISSN 1304-6632, Yıl 68, Sayı 24950, 18 Ocak 2017 Çarşamba, Basıldığı Yer Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. Doğan Print Center (DPC) Osmangazi Mah. Turgut Özal Bulvarı No.120 Pursaklar Ankara, s.11].