ABD Başkanı Joe Biden’ın ilk birkaç dış politika hamlesi, çeşitli kesimlerde “iyimserlik” oluşturdu. Benzerini Obama ve Trump dönemlerinde de yaşamıştık: Trump’ın ABD’yi emperyalist olmaktan çıkaracağı ve “milli devlet” yapacağı bile savunulmuştu! Sanırsın emperyalist devletler aynı zamanda milli devlet değil!
Nedir peki o ilk hamleler?
ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Org. Kenneth McKenzie, Trump döneminin son günlerinde İran’la savaşın eşiğinden döndüklerini ancak artık yeni yönetimle ABD’nin eski politikasının geri geleceğini söyledi. Org. McKenzie, ABD ve İran ilişkilerinin “fırsat dönemine” girdiğini belirtti. Ardından ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “İran yeniden anlaşmaya uymayı kabul ederse biz de anlaşmaya döneceğiz” mesajı verdi.
Diğer yandan ABD Başkanı Biden, Trump’ın Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle yaptığı silah satışı anlaşmalarını askıya aldı.
Ayrıca ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Richard Mills, askıya alınan Filistin’e yardımları yeniden başlatacaklarını ve iki devletli çözüm için çalışacaklarını açıkladı.
ABD’nin hızlı Çin hamleleri
Bunlar, aslında ABD’nin esasa yoğunlaşacağına işaret eden hamleler. Nedir o esas? ABD Biden döneminde “baş rakibi” Çin’e karşı yoğunlaşacak.
Nitekim Biden döneminin Çin’le ilgili ilk hamleleri bu esasa işaret ediyor:
1. Pentagon, uçak gemisi USS Theodore Roosevelt’i Güney Çin Denizi’ne gönderdi.
2. Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, “Pekin şu anda güvenliğimizi, refahımızı ve değerlerimizi ciddi şekilde zora sokuyor. Bu nedenle de ABD’nin Çin’e yeni bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor” dedi.
3. Biden yönetimi, şu açıklamasıyla, Trump’ın virüs üzerinden Çin’e saldırısını sürdüreceğinin de işaretini verdi. “Çin’deki bazı kaynaklardan yanlış bilgiler yayıldığını gördük ve bu durum bizim için endişe kaynağıdır. Kovid-19’un Çin’de ortaya çıkışına ilişkin derinlemesine bir araştırma yapmak zorundayız.”
Çin–Rusya’ya karşı ABD–AB–Hindistan arayışı
Daha önce bu köşede birkaç kez yazdık: ABD, Çin’e karşı mücadelesini “büyük müttefiklerle” yürütmek istiyor.
ABD bugüne kadar ağırlıklı olarak Çin’e karşı mücadelesini “orta boy” bölge müttefikleriyle sürdürdü; Başta Japonya olmak üzere, Güney Kore ve Avustralya’yla…
Ancak Çin ile Rusya’nın stratejik ortaklığı ve Çin’in beklenenden daha hızlı ABD’yle makası kapatıyor olması, Washington açısından “büyük müttefiklerle” hareket etme ihtiyacı doğurdu.
İşte Trump’un son yılında ABD’nin “Asya–Pasifik” stratejisini “Hint–Pasifik” stratejisi olarak güncellemesi ve Biden’ın “transatlantik ittifakı restore etme” hedefi ilan etmesi bu nedenleydi. ABD, Çin–Rusya stratejik ortaklığına karşı ABD–AB–Hindistan bloğu oluşturmaya çalışacak.
Transatlantik tamir görüşmesi
Biden’ın bu hedefinin gereği olarak ilk önemli temas yapıldı: Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Avrupa Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in Kabine Şefi Bjoern Seibert ile ABD–AB ilişkilerini görüştü.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Emily Horne, görüşmeyle ilgili, şu çok önemli iki mesajı içeren bir yazılı açıklama yaptı:
1. “Bay Sullivan, Joe Biden yönetiminin transatlantik ittifakının tamir edilmesine ve yeniden canlandırılmasına olan bağlılığını dile getirdi.”
2. “İkili, Çin ve Türkiye dahil ortak kaygı konularında beraber çalışma hususunda mutabık kaldı.”
Yani ABD ve AB, birincisi “transatlantik ittifakı restore etmeyi”, ikincisi de Çin ile Türkiye konusunda birlikte çalışmayı kararlaştırmış oldu!
Kama–sopa–çengel
Peki nasıl olacak Türkiye’ye karşı ortak çalışmaları?
ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in senatörlerin sorularına verdiği yazılı yanıtta olduğu gibi: “Türkiye’yi Rusya’ya ve diğer düşmanlara yaklaştıracak adımlar atmaktansa, batıya dönük tutmak önemlidir. Bölgesel meselelerdeki farklılıklar ile Türkiye’yi transatlantik ittifakına geniş ölçüde uyumlu tutmaya çalışacağız.”
Yani “havuç–sopa” yerine, “kama–sopa–çengel” uygulayarak: Kamayı, Libya ve Suriye’de Türk-Rus ilişkilerine sokmaya çalışarak; sopayı, yaptırımlar ile Türk ekonomisine sallayarak ve çengeli de NATO ilişkileri üzerinden atarak…
Kısacası, sert bir dönem başladı…
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
30 Ocak 2021
#1 by puma on 31/01/2021 - 15:31
Ulus devletler emperyalist olamaz mi.
Hangi ulkeler emperyalisttir:
ABD, Avrupa (Fransa, Ingiltere, Almanya, Hollanda, Isvicre, Italya),
Israil. Ayrica Avustralya, Japonya gerekirse yardim ederler.
Belki bazen Yunanistan, Guney Kibris, Ermenistan da eklenebilir.
Peki dunyanin en guclu ordulari kimde
1. Rusya, 2. Cin.
(boyle diyince bana Aydinlik’tan mi okudun diye soruyorlar, hayir herkes biliyor da,
anaakim medya da bunu kabul etti zaten, ayrica Aydinlik hala tam kabul etmedi)
Peki niye Rusya ve Cin emperyalist degil de ABD ve Bati emperyalist.
Cunku Batiyi bir kartel yonetiyor. (karteller degil, tek bir satanik kabal)
Oralarda tek bir medya var. Internette alternatif medya var, ama onun sesi de kisilmaya calisiliyor.
Nasil, mesela arama motorlariyla, kritik bilgilere komplo teorileri diyerek,
araya kendi sacma sapan iddialarini karistirarak,
bilimci agziyla konusarak, sosyal medya sansuruyle,
belki browser (tarayicilar) ile , isletim sistemi ile, telefon uygulamalari ile.
Batiyi niye bir kartel yonetiyor olsun, iste ispati:
11 Eylul saldirilarini araplar yapti dediler.
Bunu bahane ederek 1 milyon arapi oldurduler
(ve simdi anti-irkci gorunmek icin Bush gibiler renk-fetisizmi yapip Trump’a saldiriyorlar).
Araplarin yapmadigi nerden belli, cunku WTC7 adli bina da
ayni yerde, ayni zamanda, ayni sekilde yikildi,
(resmi aciklamaya gore bile) ucak falan carpmadi.
Vikipediaya bakarsaniz der ki, diger yikilan binalardan gelen kivilcimlar
bu binada yangin cikardi, ve bina bunda coktu. Pes.
Yani hem bariz bir yalan var, hem de bunu ortbas etmek icin olaganustu bir caba var.
Hatta 11 eylul uzerine kitap yazan ve resmi-yalan’i savunan hizli-marxist NoamChomsky’ye diyorlar ki
2000 tane mimar muhendis yangin sebebiyle bu binalar cokmus olamaz diyor
..ayrica WTC7’ye ucak carpmadi.
Sahte solcu ve filozof Chomsky diyor ki ,
2000 ufak bir sayi, bu kadar iddialiysalar yayin yapsinlar.
Peki bunu akademik dergilerde yayinlayabilirler mi,
hayir, cunku, ya yayincilar korkarlar,
ya da derler ki, bundan yayin olmaz soylediginiz zaten 2×2=4 kadar bariz.
Peki hicbir bati medyasi olayin dogrusunu soyledi mi.
Birakin Batiyi Turkiyede hicbir gazete gercegi ispatiyla sundu mu
(Erol Manisali kosesinde soylemisti, ama bir tahmin olarak).
Pek uzerinde durmuyoruz ama bu buyuk yalan bir kartelin varliginin ispatiydi.
Orasi ayrinti denip gecilemez.
Bu durum korona konusuna cok benzer.
GDOlu bir korona yaratilir,
caresi nedir: Icinde ne oldugu bilninmeyen asilar.
(Certification Of Vaccination Identity Document, bas harfleri covid ,
yani virusun adi bile “Asilanma Kimligi” demek.)
Benzer sekilde 11 eylulde ikiz kuleler yikilmisti, caresi nedir, irak’a saldirmak.
Sol ve bilim cevrelerinde olay “daha humanist” bir sekilde anlatilir,
denir ki, araplar yikti ama, ABD de araplara ambargo falan uyguluyordu..
Benzer sekilde korona da GDOlu oldugu halde bunu gizlemek icin
“Doga bizden intikamini aliyor, cunku yarasalarin yasam alanina girdik ” derler.
(sag cevrelere diktatorluk ya da demokrasi getirme iddiasi satarlar ,
sol cevrelere de baska bir hikaye , al birini vur otekine).
Yani aslinda icerde fasist olmayan devletler,
disarida da kolay kolay emperyalist olamaz.
Batida boyle gizli bir fasizm vardir.
Kartel vesayetii olan bir ulkeye tam olarak milli devlet denmez.
Yani her ulkenin bir egemen sinifi vardir, buna derin devlet denir,..gibi seylerden bahsetmiyorum.
Batida tek bir egemen sinif var. Sadece bir insan zengin diye o egemen sinif (kartel) den demek degildir.
Yani bu yazidaki ilk cumlelerden birine itiraz ediyorum:
milli devlet bu devirde emperyalist olmaz, diyorum. emperyalist olan karteldir.
Trump ABDsi Rusya ve Cin’in de destegiyle kendi topraginda emperyalizme karsi savasiyor.
Biden gercekten kalirsa, AKPyi fabrika ayarlarina, yani BOP/Feto cizgisine getirmeye calisir,
sanildigi gibi millet ittifakina iktidari vermez. AKPde de buna boyun egecek bir damar var.
Mesela Yas kararlarinda daha fazla tasviyeler olur,
siddet icermeyen bir yeni 15 temmuz ile yeniden Atlantikciler
(derindevletin kuklalari, konturgerilla, 5. kol) hakim olur.
Olayin bu seviyeye gelmemesi icin Biden’in baskanligi,
gercekten varsa, birkac ay icinde sonlandirilmalidir.
Trump emperyalistlik anlaminda ne yapti .
Suudilere silah mi satti.. tam olarak ne oldugunu bilmiyoruz.
Hicbirsey olmadi diyenler var.
Sonucta Suudilerin petrodolar gelirlerinin cogu (5 trilyon kadar)
Bati bankalarinda tahvil/bono (rehin) olarak tutuluyor. Bununla ilgisi olabilir.
Pydye silah mi verdi: Ne yapti ise rusya ile ortak (yani anlasmali) yapti,
belki o kargo ucaklarinda baska seyler vardi. pydden bize direk bir saldiri olmadi.
afrine , kuzey suriyeye girmemize izin verdi.
iraninin barzaniye operasyonuna izin verdi (kerkukten cikarmak).
Kasim’in oldurulmesi. Bence burda bilinmezlikler var.
Bir ihtimal , oldurulmedi, anti-provokasyon olarak boyle bir yalan uyduruldu.
Ve iranin cevabi da bariz olarak ABD ile anlasmali yapilmisti.
Anti-provokasyona baska bir (gercek (yani teori degil)) ornek,
Suriyenin guya kimyasal saldiriya karsi fuzelerle “cezalandirilmasi”.
Bu iran , suriye, ve rusya ile anlasmali olmasaydi dunya savasi cikardi.
Cunku o fuzelerde nukleer baslik var mi belli degil,
direk olarak esat ya da rus uslerini hedef aliyor mu belli degil.
Anlasmali olmasa, iran da cevap olarak israile saldirsa ne olurdu,
dunya savasi nerdeyse kacinilmaz olurdu.
Kudusu ve Golan tepelerini israil’e verdi: gercekten verdi mi.
Boyle birseye normalde rusyanin ve dunyanin itiraz etmesi gerekmiyor muydu.
bizim yerli arabamiz kadar bile gercek degil.
Trump zamaninda hicbir savas baslamadi.
Ermenistan-Azerbaycan savasi ise negatif savas sayilir, c
unku Bati’nin aleyhine olan bir savas idi, ve Trump sessiz kaldi,
ve numaraciktan ateskesi saglama kahramanligi yapmis olabilir.
Yani Trump zamaninda hicbir savas baslatilmadi, savas, teror isteyenlerin gazi alindi.
Trump ayni zamanda ABDyi fabrika ayarlarina donudurmeye calisiyor,
yani ingiltereye (derindevlete) karsi zaferle kurulan ABD’ye.
(o ana kadarki soykirim ve kolelik ayri bir konu.)
ABD once kartelden kurtuldu, ama 1871 anayasasi ile , titanikin batirilmasi ve
arkasindan ozel merkez bankasinin kurulmasiyla ingiltere-vatikan finans
sisteminin (yani derindevlet-kartel’in) kuklasi oldu.
Kartele karsi gelen baskanlar, Lincoln, Kennedy, olduruldu.
Trump’a da suikastlar duzenlendi. Hatta bir tanesi galiba 11 ocakta oldu.
Ozet olarak Trump ABDsi emperyalizme karsi kendii topraginda mucadele ediyor.
Kartel unsurlari ise Trump’a ve ABD ulus devletine karsi savas acmis durumda.
Secimleri caldilar (bizdeki mart yerel secimleriyle hicbir benzerlik yok).
Biden kazanmadi, ve tam yetkili degil, Vasington abluka altinda,
Biden’in kararnameleri yok hukmunde, ve kayitlara gecmiyor.
40 tane kararname imzalamis. kayitlarda yok.
Aksine Trump gorevi biraktiktan sonra imzalar atiyor, insurrection act’i imzaladi.
Hukuk icinde kalarak ordu ile beraber devrimi sessizce yurutuor.
1 Nisan surprizi bekleyebilirz, cunku mart sonuna kadar Vasington ablukasi devam edecek.
Biden’in secim hilesi ile kazandigi sey nedir: USA corporation’un CEO’su.
Bu sirket 2018de dagildi (galiba iflas etti). Yani olmayan bir sirketin CEOsu.
Baskalari da diyor ki, Biden DC’nin baskani , birkac kilometrekarelik yer,
ABDnin geri kalani nin baskani da Trump.
Washington DC nedir, City of London ve Vatikan gibi satanik sehirler.
Kartel icin DC askeri merkez, Londra finansal merkez, Vatikan dini merkez.
https://transformier.wordpress.com/trinity-of-babylon-vatican-london-washington-dc/
Ozet olarak , emperyalizme karsi gelenler, solcular, Ataturkculer,
Trump’u kartele karsi desteklemek zorundadir.
#2 by Reyhan on 03/02/2021 - 01:23
The Atlantic Council dergisinde “The Longer Telegram” yayınlandı. Mutlaka okumanız gerek