Andımız’ın kaldırılmasına tepkiler, çoğunlukla kaldırma kararını veren Danıştay’a gösteriliyor. Oysa konu hukukun değil, siyasetin konusudur. Gerçekte kararı veren de Danıştay değil, AKP iktidarıdır.
Dolayısıyla Cumhur İttifakının ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kararı “pimi çekilmiş bir bombaya” benzetmesi ve kararı alan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunu hedef alması, pratikte bir anlam ifade etmiyor.
Erdoğan-Demirtaş projesi
Önce kararın adresini doğru saptayalım: Andımız’ın kaldırılması kararı Açılım sürecinin siyasal ikliminde, AKP-HDP ortaklığında alınmıştır. Danıştay, bugün o siyasal kararın gereğini yerine getirmiştir yalnızca…
Ortaklardan hem Erdoğan’ın hem Demirtaş’ın sözleri arşivlerde…
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 29 Mart 2011’de şöyle diyordu: “Her sabah, her sabah yeniden, 8 yıl boyunca ilköğretim çocuklarına Andımız’ın zorla okutulması… Militarizmin çocukların ruhuna işlenmesi faaliyeti değil midir?”
AKP hükümetinin Milli Eğitim Bakanlığı, 29 Temmuz 2012’de İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde bir değişiklik yaptı ve “öğrenci andı” başlıklı 12. maddeyi yürürlükten kaldırdı. Böylece ant artık okunmayacaktı.
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 8 Ekim 2013’te “Andımız olarak bilinen metnin yazarı Reşit Galip Türkçe ezan zulmünün mimarlarındandır” diyordu.
İşte bu siyasal iklimde Andımız’a operasyon başladı.
Erdoğan’ın değişmeyen ‘ant’ karşıtlığı
Ancak Türkiye’de çoğunluk karara tepki gösterdi. Türk Eğitim-Sen karara karşı dava açtı. Danıştay 8. Dairesi en sonunda, kaldırılan yönetmelik hükmünü 18 Ekim 2018’de oyçokluğuyla iptal ederek “andımız okutulsun” kararı verdi.
Erdoğan, 6 gün sonra “Şurayı Devlet’ten Danıştay’a Uluslararası Sempozyumu”nda karara tepki gösterdi. “Danıştay, 5 yılda ant ile ilgili karar veriyor. 2013’ten 2018’e kadar neredeydiniz? 2018’e kadar niçin acaba bu konuda bir karar verilmedi de şimdi veriliyor? Vesayetçi zihniyetin tekrar hortlatılmasına göz yummamalıyız.”
Dikkat ediniz, tarih 2018. Yani Açılım rafa kaldırılmış. Erdoğan iktidarını sürdürebilmek için Demirtaş’la ortaklığını bitirip Bahçeli’yle ortaklığa başlamış. Erdoğan’ın “milli çizgiye” geldiğinin savunulduğu bir dönem özetle…
Bu arada kararı hukuk aldı ama siyaset uygulamadı. Danıştay’ın kararına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı öğrenci andını yeniden okutmaya başlamadı. Dahası bakanlık kararı durdurmak için bir üst kurul olan Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’na temyiz etti.
O kurul da, Danıştay 8. Dairesi’nin “andımız okutulsun” kararını 13 Mart 2021’de iptal etti ve böylece “andımız” kaldırılmış oldu.
Erdoğan açılım projelerinin arkasında
Bu tablodan çıkan sonuçlar nedir peki?
1) Topu Danıştay’a atmanın anlamı yok; Andımız’ı kaldıran asıl adres “AKP-HDP” ortaklığıdır.
2) Bu nedenle tabloyu bir nevi “Demirtaş hapiste ama fikirleri iktidarda” ya da “Bahçeli iktidarda ama fikirleri hapiste” diye de okuyabiliriz…
3) Sonuç: Erdoğan iktidarı için sırayla hepsini kullanıyor.
Yani dün “her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alırım” diyen Erdoğan da, bugün sürekli “yerli ve milli” propagandası yapan Erdoğan da aynı kişi… Fakat bu iki uç arasında “andımız” örneğinde de görüldüğü gibi değişmeyen bir şey var: Erdoğan aslında “açılım projelerinin” en azından bazılarının hâlâ arkasında!
Kürt kökenli Türk’üm!
Bitirirken önemle belirtelim: AKP ve HDP’nin “andımızda” ırkçılık ve kafatasçılık görmeleri, kuşkusuz baktıkları gözlük nedeniyledir.
Atatürk’ün millet tanımı oldukça nettir: “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.”
Yani Türk milleti -Türk halkının değil- Türkiye halkının devlet kurarak aldığı addır; etnik grupların emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı vererek milletleşmesidir, uluslaşmasıdır; etnik kimliğinin üstünde bir “ulusal kimlik” kazanmasıdır.
Türkiye halkı; Türk’tür, Kürt’tür, Laz’dır, Çerkez’dir; devrimle “Türk ulusal kimliği” altında birleşmiş ve devrimle “Türk milleti” olmuştur. O nedenle “Türk milleti” kimliği etnisiteye değil; dil, kültür ve hedef birliğine dayanır; siyasal bir kavramdır. Öyle olduğu için de alt kimliği Kürt olan ben; alt kimliği Türk, Kürt, Laz, Çerkez vd. olan sizler, üst kimliğimizin Türk olmasından ve “andımızdan” rahatsız değiliz!
Kürt kökenli Türk’üz, Türkmen kökenli Türk’üz, Ermeni kökenli Türk’üz,, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yurttaşlarıyız.
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
18 Mart 2021
#1 by özge on 19/03/2021 - 09:18
Çok güzel bir yazı, çok teşekkürler.
#2 by puma on 19/03/2021 - 15:27
Evet, esas mesele Turk kelimesinin (en az) 2 farkli anlami oldugunun
bir turlu kabul edilememesiyle ilgili.
Gericilier, boluculer, ulkuculer bunu anlamayabilir
veya anlamazliktan gelebilir,
ama ilericilerin de en fazla yuzde 1’i
hatta bence cok daha azi bunun farkinda.
Ve yeni anlam artik esas anlami oldu:
Turkiye’ye ait olan sey
(bu daha genel tanim bana ait olsa da (bildigim kadariyla),
gunluk kullanima da fazlasiyla uygundur),
.. ve o sey insansa sifat (adjective) yerine isim (noun) olarak
Turk kelimesi kullanilir (turk insan anlaminda).
Peki niye o kadar etnik gurup icinde Turk etnik sinifinin ismi secilmistir:
iki onemli sebep: Yaygin dilin Turkce olmasi,
ve yabancilarin yuzyillarca buralardaki halka Turk demesi,
bu topraklara da Turkiye demesi.
Yani bu milletin ismini biz koymadik.
Zaten halkin ismi olarak yerlesmisti.
Biz milleti yarattiktan sonra dogal olarak milletin ismi
olarak benimsedik.
Biz 5bin yillik milletiz derler..
Pek katilmiyorum.
Biryerlerde koklerimiz vardir, bunlarla gurur duyabiliriz,
falan, ama sureklilik arzeden bir devletler silsilesi bence yok.
17 turk devleti sayarlar, icinde Hazarya yok, su anki diger turki devletler yok.
Uygur bolgesini iceren Cin yok .v.s.
Resmen 100 yillik milletiz. Bu bizim degerimizi dusurmez.
Kurtleri Ermenileri devlet kurmamis diye asagilamak ta igrenc.
Zaten bu mantikla davrananlarin Pekakaayi da o zaman
“helal olsun sonunda bir devlet kurmayi deniyorlar” diye ovmeleri gerekirdi.
Mantik, matematik, zeka, analitik dusunce falan olmayinca
boyle sacma sapan hamaset demagoji falan devreye giriyor,
biz de bize yakin olan demagogun pesinden gidiyoruz,
bize yakin kimlikciye oy veriyorz, bize yakin tarikata uye oluyoruz.
Bence Akpnin andimizi kaldirmasindaki esas hedef, yeni bir andimiz dayatmaktir.
Sonra da derler ki “muslumanim” sozunun nesinden rahatsiz oluyorsunuz.
#3 by mehter marsi, istiklal marsi, gericilerin alternatif sembolu olamaz (puma2) on 19/03/2021 - 15:46
0:35’e gidin, orda Fransa’dan sonra Turkiya diyor. 18. yuzyila ait muzik.
Mehter Marsinin temposu bir cok bati klasik muziginde vardir. Bazilarina Turk kelinesi gecer.
Bach , 2 kemanli koncerto
Mozart: Turk Marsi (Alla Turca), Turk koncertosu (k219), Saraydan kiz kacirma (yukardaki degil)
Beethoven : Turk marsi (Atina harabeleri, Hz. Muhammet’e de baska bir yerde atif var),
7. senfoni,..eminim daha bircoklari daha. .