Posts Tagged Abdurrahman Yalçınkaya

TUTUKLATTIRAN GAZETECİLER

Bir “çalışan gazeteciler günü” daha geride kaldı…

Elimde, çalışmalarına kelepçe vurulmuş gazetecilerin çıkardığı “tutuklu gazete” var…

Öğretmenim Turan Özlü şöyle haykırmış “tutuklu gazete”de: “Silivri bozkırında toplama kampındayız. Hâlâ bilmeyenler varsa öğrensin! Silivri’de bir yargılama yapılmıyor. Hapishane içinde numaralı Özel Görevli Mahkemeler var. Ama hukuk yok.”

Bir diğer öğretmenim Hikmet Çiçek de tokat gibi yanıt vermiş “neyle suçlandıklarını bile bilmiyorlar” diyenlere: “’Suçumuzu’ biliyoruz: AKP’nin temsil ettiği faşist diktatörlüğe karşı olmak. Gerisi teferuattır.

SİSTEMİN SONU GÖZÜKÜYOR

Değerli arkadaşım Deniz Yıldırım ise en önemli gerçeği göstermiş görmeyen gözlere: “Haber yazmanın kahramanlık sayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Bu gazetecilerden çok, sistem için bir kriz durumudur. Çünkü gerçekler hakim sınıfların düşmanı haline geldiyse, o sistemin sonu gözükmüş demektir.

Hasan Yalçın’ın en iyi öğrencilerinden değerli meslektaşımız Soner Yalçın, bize bir sırrını vermiş ve dünyanın en güzel hapishanesini bizlerle paylaşmış, sonra da eklemiş: “Memleketimde mapuslukta geçer aydın olmanın yolu...”

Doğan Yurdakul ağabey ise iddianameleri okumamızı, dokunanı yakan sözcükleri yazı işleri duvarına asmamızı öğütlemiş.

Mustafa Balbay, “Medyanın susturulması doğada oksijenin bitmesi demektir. Böyle bir ortamda en güçlü canlı bile ayakta duramaz” uyarısı yapmış.

Tuncay Özkan, üyesi olmaktan tam dört yıldır tutuklu olduğu örgütü arıyor, soruyor hepimize…

Değerli arkadaşım Barış Pehlivan, 100 yıl sonraki meslektaşına tarihi bir mektup bırakmış.

Yine değerli arkadaşım Barış Terkoğlu da, önemli bir gerçeğe parmak basmış: “Tarih göseriyor ki, yazarın ısrarı sürdükçe her karanlık tünelin sonun gelmesi kaçınılmaz.”

Yalçın Küçük’ten Ragıp Zarakoğlu’na, Müyesser Yıldız’dan Nedim Şener’e… Tutuklu gazetecilerin, tutuklu gazetesi…

Biliyorum, “başlık yanlış”, “Tutuklattıran gazeteciler demişsin ama tutuklu gazetecileri yazmışsın” diyeceksiniz…

Tutuklattıranlardan da örnek vereceğim çünkü, bir “çalışan gazeteciler günü”nü daha geride bırakırken.

ÇİFT MESLEKLİLER

Örneğin Star’dan Ahmet Kekeç, Genelkurmay Karagahı’nda Hıfzı Çubuklu’yu ziyaret edenlerin izini sürmüş dün. Kekeç, Çubuklu’yu ziyaret eden E. Anayasa Mahkemesi Üyesi Abdullah Nemci Özler ile Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun yargılanmasını istemiş! Kekeç, AKP kapatma davasını açan E. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın da yargılanmasını talep etmiş!

Gazeteciyi savcı yapmışlar, o da Genelkurmay Karagâhı’nı ziyaret etmeyi suç saymış!

Yeni Şafak’tan Salih Tuna da savcılık yapanlardan… Ömer Çavuşoğlu’na açılan soruşturmayı gereksiz bulup, soruşturma açan meslektaşına mesaj yollamış. “Sempatik deli” bulduğu  Çavuşoğlu’nun yerine Rıdvan Dilmen’in yargılanmasını istemiş, sırf Bakan Erdoğan Bayraktar’ı istifaya çağırdığı için…

Genelkurmay Karargâhı’nı ziyaret etmek suç ama Bakan Bayraktar’ın “Trabzonspor’umuzun kupasını almak için çok ince ayar bir çalışma yapıyoruz” demesi düşünce özgürlüğü…

Akşam’dan Nagehan Alçı ise “çalışan gazeteciler günü” olmasından herhalde, yargılama ya da tutuklama talebi yerine uyarıyla yetinmiş. Alçı, Hanifi Avcı’nın tutuklanmasından sonra Ergenekon davasına karşı farklı tutum aldığı ve şimdi de Em. Org. İlker Başbuğ’un tutuklu yargılanmasına karşı çıktığı için meslektaşı Mustafa Akyol’u uyarmış!

DIŞARIDA OLMANIN AĞIRLIĞI

Bir “çalışan gazeteciler günü” daha geride kalırken aklımda tek düşünce vardı… İçeride olanların bizden daha özgür olduğunu biliyordum ama dışarıda kalmayı hakedecek ne gibi bir eksikliğim olabilirdi acaba? Yurdumun ve halkımın çıkarlarını savunurken, neyi eksik bırakmıştım?

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
12 Ocak 2012

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

1 Yorum

BAŞBAKAN BAŞSAVCIYI ABD’YE ŞİKAYET ETTİ

AKP’nin kapatılması davası, geçen hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney arasında gündeme gelmiş. Cheney’ye partisine açılan kapatma davası hakkında bilgi veren Başbakan Erdoğan, kendisinin iddianamede “ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eşbaşkanı” olarak gösterildiğini söylemiş. (Milliyet, 31 Mart 2008)
Milliyet’in konuyla ilgili sorusunu basın sözcüsü Kathy Schalow aracılığıyla yanıtlayan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson da şunları söylemiş: “Sözü edilen konu Başkan Yardımcısı Cheney tarafından gündeme getirilmemiştir. Başbakan’ın sözlerini ise Türk tarafından öğrenmeniz gerekecektir.”
Wilson’un yanıtına göre, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkesinin bir iç konusu hakkında, ülkesini bir başka ülkeye resmi bir ikili görüşmede şikayet etmiştir! Değilse, Başbakanlık ABD Büyükelçiliğini biran önce yalanlamalıdır! Hatta, devlet gibi devletsek, Başbakanlık yalanlamayla yetinmemeli, maksatlı şekilde yalan beyanda bulunduğu için ABD Büyükelçisi Wilson’la ilgili başka tedbirler de almalıdır.
Ancak herhangi bir yalanlama yapılmaması Erdoğan’ın ülkesinin başsavcısını ABD’ye şikayet ettiğini maalesef doğruluyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 3 Kasım 2002’de başlatılan tasfiye girşiminin geldiği boyuttur bu!
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP ile ilgili iddianamesinde “Bir ABD projesi olan ve kapsamındaki ülkeleri ılımlı İslami rejimlerle yönetmeyi amaç edinen Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı olduğunu her fırsatta tekrarlayan Başbakan Erdoğan…” ifadesini kullanmıştı.
İddianameden daha önce de İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek tarafından gündeme getirilen bu “görev”, Erdoğan tarafından yalanlanmaya çalışılmıştır! Erdoğan, kendisinin BOP değil, BM çerçevesinde İspanya Başbakanı ile birlikte yürüttüğü Medeniyetleri Uzlaştırma Projesi’nin eşbaşkanı olduğunu söylemiştir.
Ancak Başbakan’ın ve kurmaylarının bu düzeltme girişimleri gerçeği değiştirememiştir! Başbakan Erdoğan BOP eşbaşkanı olduğunu tam 7 kez dile getirmişti:
1. Erdoğan, 16 Şubat 2004 gecesi, Kanal D’de, Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında aynen şöyle dedi: “Şu anda Amerika’nın da Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir merkez, bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım.”
2. Erdoğan 28 Temmuz 2004 günü, İran’da bir gazetecinin “Büyük Ortadoğu Projesi’nde ortak hedef olarak İran gösteriliyor. Bu konu gündeme geldi mi?’ sorusu üzerine “Demokratik ortak olarak Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi içinde, bu projenin eşbaşkanları arasında yer aldığını” ifade etti. (http://www.akparti.org.tr/haber.asp?haber_id=4808)
3. Erdoğan 8 Haziran 2005 günü basın mensuplarının sorusu üzerine, “Geniş Büyük Ortadoğu Projesi’nde demokratik ortak olarak bir görev üstlendiğini ve bu görevle birlikte eş başkanlığın verildiğini” anımsattı ve devamla çeşitli ülkelere yaptığı ziyaretlerin bu görev kapsamında olduğunu belirtti: “Şu anda Ortadoğu coğrafyası üzerindeki ülkelere yapmış olduğumuz ziyaretler ve onlarla yapmış olduğumuz görüşmelerde, bu konulara özellikle yaptığımız vurgular hep bunun açık, net örnekleridir. Yani bizim sınırdaşımız, komşumuz olan örneğin bir Suriye, bir Ürdün, bir Lübnan, Kuzey Afrika ülkeleri, Fas, Tunus, bunlara yaptığımız ziyaretler, hepsi bunun birer adımıdır ve bu da devam edecek.” (http://www.akparti.org.tr/haber.asp?haber_id=10522)
4. Erdoğan, 21 Şubat 2006 günü TBMM’de AKP Grup Toplantısında şöyle dedi: “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesindeki rolümüz bize özellikle Ortadoğu’da önemli görevler yüklemektedir.”
5. Erdoğan, 4 Mart 2006 günü AKP İstanbul Bayrampaşa İlçe Kongresi’nde şöyle dedi: “Türkiye’nin Ortadoğu’da bir görevi var. Biz Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanlarından biriyiz. Bu görevi yapıyoruz.” (http://www.akparti.org.tr/haber.asp?haber_id=11245)
6. Erdoğan 30 Mayıs 2006 günü, TBMM’de AKP Grup Toplantısında “Eşbaşkanlık görevini kabul ettik.” dedi.
7. Erdoğan 27 Temmuz 2006 günü CNN’de Larry King Show’da şöyle dedi: “Daha önce Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afraka girişimi içerisinde zaten yer almıştık. Burada gerek barış, gerek huzur, gerek insan hakları, hukukun üstünlüğü, ileri demokrasi için bir eşbaşkanlık görevi üstlenmiştik.”

Peki Eroğan 16 Şubat 2004’ten beri tam 7 kez dile getirdiği görevini şimdi neden yalanlıyor!? Yalanlama girişimi son birkaç  gündür olsaydı, “Başsavcı’nın kapatma davası nedeniyle” yorumu yapılabilirdi. Ancak davadan da önce başladı bu yalanlama girişimleri…

Bir zamanlar övünerek dile getirilen bu görev yalanlanmaya çalışılıyorsa, demekki ABD ve Büyük Ortadoğu Projesi ciddi bir şekilde inişe geçmiş!

“Ergenekon” tertibi de bu inişin bir telaşesi zaten!

Mehmet Ali Güller

, ,

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın