Times’in “Türkiye Suriye’ye 2 hafta süre verdi” şeklindeki haberi kuşkusız “kışkırtma” amaçlı. Ancak bu denli ciddi bir haberin hâlâ yalanlanmamış olması, Washington merkezli bir baskıya da işaret ediyor. Şöyle ki; aslında Türkiye Suriye’ye 2 hafta süre vermemiştir, ABD Türkiye’ye 2 hafta süre vermiştir!
Times’ın “Esad’ın devrilmesini ancak Türkiye sağlayabilir” şeklindeki bu analiz-haberini, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland’ın Ahmet Davutoğlu’nu açığa düşüren açıklamasıyla birlikte değerlendirmek gerekir. Sözcü Nuland, daha bir gün önce “kendi mesajımızı götürdük” kaçışına sarılan Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu “iki tarafın mesajlarını koordine ediyor” diye afişe etti!
Ancak daha önemlisi Nuland’ın şu sözleriydi: “Davutoğlu, Şam dönüşü Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile gerçekleştirdiği uzun telefon görüşmesinde Esad’a baskının arttırılmasını temin etmek için birlikte çalışmayı yeniden taahhüt etti.”
AKP’NİN ABD BAĞI
Meselenin özü, bu cümledeki “taahhüt” kelimesindedir. ABD Türkiye’yi Suriye ile savaşa zorlamaktadır, AKP de bu zor karşısında kıvranmakta ancak geçmişten gelen bağlar, anlaşmalar, sözleşmeler nedeniyle “yeniden taahhütler” vermektedir.
Kıvranma derken, AKP yönetiminin tercihinden değil elbette.; başta Aydınlık’ın Türkiye’nin ulusal çıkarlarını savunan “Suriye haberleri”nin yarattığı iklim koşullarında ortaya çıkan büyük itirazdan…
Bu büyük itiraz, AKP’yi “sabrımızın sonuna geldik” çizgisinden, 24 saat içerisinde “istediğimizi aldık” mevzisine geriletmiştir.
İşte ABD tam bu noktada hamle yapmış, Davutoğlu’nu “postacı” suçlamasının ortasında yakasından tutmuş, “yeniden taahhüt” almıştır!
ABD, TÜRKİYE’Yİ SURİYE’DE BÖLER
ABD Suriye’ye iki nedenle Türkiye‘yi kullanarak aldırmak istemektedir:
1.) ABD, 2003’te Irak’ta olduğu gibi bugün tek başına Suriye’ye saldıracak durumda değil. Libya’daki NATO çıkmazı ortada.
2.) ABD, Türkiye’yi Suriye’ye saldırtarak, Büyük Ortadoğu Projesi’ndeki nihai hedefine erişmeyi planlamaktadır. O hedef Türkiye’nin bölünmesidir!
ABD, BOP eşbaşkanlığı katından sıkıştırdığı Türkiye’yi Suriye üzerine sürerek, aslında Türkiye’nin de bölünmesini sağlamayı hesaplamaktadır. Suriye’ye savaş açacak Türkiye, kazansa da kaybedecektir. Çünkü Suriye’ye savaş; İran’la bir cephe, Kuzey Irak’la bir cephe, Araplarla bir cephe daha açılması, Türkiye’nin bölgeyle karşı karşıya gelmesi demektir. Böyle bir süreçten de en başta “Büyük Kürdistan” çıkar!
Ve ABD, bu durumda nihai hedefi olan Türkiye’yi kendisi için “en maliyetsiz” yolla parçalamış olur!
İSRAİL’DE SURİYE KOMPLOSUNA İTİRAZ SESLERİ
Yeri gelmişken belirtelim: İsrail’de bile aklı selim kimi sesler çıkmaya başladı ve Suriye’ye saldırının doğuracağı bölge yangınından en çok kendilerinin zarar göreceğini tespit etmeye başladı.
Çünkü açık görülmektedir ki, Suriye’ye saldırı bölgedeki tüm aktörleri karşı karşıya getirecek, sonuçta tüm coğrafyanın haritalarını değiştirecektir.
Türkiye de, AKP yüküne rağmen, bölgeyi ateşe düşürecek bu plana direnmeli ve teslim olmamalıdır.
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi s:7
Ufuk Ötesi
13 Ağustos 2011