Suriye’nin Batı’ya direnmesi ve Rusya ile birlikte 2,5 yılın ardından ABD’yi savaşsız çözüme mecbur etmesi, Washington ile müttefiklerini ayrıştırmaya devam ediyor.
Daha önce bu köşede Katar’daki değişimi ayrıntılarıyla incelemiştik. Özetlersek: Önce Katar Emiri Temmuz’da devrildi. Ardından yerine geçen oğlu, Ekim’de ülkesinin Suriye politikasını değiştireceğini Filistin Özerk Yönetimi aracılığıyla Beşar Esad’a iletti. Son olarak da yeni Emir, eski Emir olan babasını tutuklattı!
ABD’nin Suriye’deki üç aktöründen biri olan Katar, böylece diğer ikisi olan Türkiye ve Suudi Arabistan’dan ayrıştı.
Ama özellikle belirtelim: Katar güçlü bir manevrayla, aslında politikalarını ABD’nin Suriye ve İran’la girdiği yeni sürece uyumlu hale getirmeye çalışıyor.
S. ARABİSTAN: ABD’YLE HAREKET ETMEYECEĞİZ
Peki ya Suudi Arabistan?
Suudi Arabistan, ABD’nin izlemek zorunda kaldığı yeni Suriye ve İran politikaları nedeniyle, Katar’ın tersine Washington’la sorun yaşıyor.
Nitekim Riyad’ın seçildiği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) geçici üyeliğini reddetmesi, Washington’a mesaj olarak yorumlanıyor.
Gerçi Beyaz Saray sözcüsü Jay Carney, BMGK geçici üyeliğini kabul etmese de, Suudi Arabistan’la işbirliğini sürdüreceklerini açıkladı. Ancak ABD yönetiminin bu ılımlı mesajına rağmen, ipler oldukça gerilmiş görünüyor.
Zira ülkenin kontrolünü büyük ölçüde elinde tutan istihbarat şefi Prens Bandar, Washington-Riyad hattındaki sorunların çok daha büyük olduğuna işaret ediyor.
Wall Street Journall’ın haberine göre Avrupalı diplomatlarla görüşen Prens Bandar, Barack Obama’nın bölge politikasını protesto etmek için, Suriyeli muhaliflerin silahlandırılması ve eğitilmesi konusunda artık ABD ile birlikte hareket etmeyeceğini, bunun yerine Ürdün ve Fransa’yla çalışacaklarını açıkladı.
KATAR İLE S.ARABİSTAN MISIR’DA DA AYRIŞMIŞTI
Böylece Katar ile Suudi Arabistan, Suriye konusunda farklı uçlara savrulmuş oldular.
Gerçi iki ülke Mısır’daki 3 Temmuz devrimi sırasında da ayrı düşmüşlerdi: Suudi Arabistan, Mısır’da Muhammed Mursi iktidarının yıkılmasını, geleneksel İhvan karşıtı politikaları nedeniyle desteklemişti. Katar ise Türkiye ile birlikte Mursi’yi desteklemiş, İhvan’ın devrime direnmesini istemişti.
O gün Mısır’da ayrışan iki ülke, şimdi Suriye’de de ayrışmış oldu.
Artık son durum şöyle: Katar ABD’nin değişimine ayak uydurarak ve hatta onu aşarak Suriye politikasını değiştirirken, Suudi Arabistan mevcut Suriye politikasında ısrar ediyor. Yani muhalifleri destekleyeceğini, silahlandırmayı sürdüreceğini ve hatta Fransa ile birlikte dış müdahalenin peşinde olacağını ilan etmiş oluyor.
TÜRİYE, KATAR İLE S.ARABİSTAN’IN ORTASINDA
Ya Türkiye?
AKP Hükümeti, ABD’nin üç taşeronu içinde ortada bulunuyor. Yani Türkiye, Katar’ın değişimiyle, Suudi Arabistan’ın mevcudu koruyan Suriye politikası arasında seyrediyor.
Ankara, bir yandan Katar’dan farklı olarak Esad’ı yıkma hedefini koruyor ama diğer yandan Suudi Arabistan’dan farklı olarak ABD’nin radikal grup ilan ettiği muhalif gruplara desteğini, en azında görünüşte adım adım kesmeye başlıyor.
Peki gidişat?
Cenevre-2 süreci Atlantikçi bölge politikalarını daha da zayıflatacak ve Suriye karşıtı blok daha da ayrışacak. Hatta Katar’daki gibi yönetim değişiklikleri de gerçekleşecek.
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
24 Ekim 2013
#1 by ENTEGRASYON KOMITESI ADINA: IREM HALOGLU on 31/08/2015 - 15:41
AKP’li kefenci palacı Osmanlı Gençlik timleri!
Savaş kabinesi kuran AKP, cenaze propogandası dışında tutunacak doğru dürüst bir dal bulamıyor! Cenaze ticaretini, cahil kitlelerin şöven duygularını kendi amaçları için kanalizede kullanmaya çalışan AKP, bu kez de Cenaze timleri kurdu!
Yüksekova, Cizre, Silopi, Çukurca, Nusaybin, Şemdinli, Eruh, Varto, Bulanık, Lice ve Kulp vb..yerleri yerle bir eden özel harekat timleri operasyon sonrası, İŞİD gibi “Tekbir Allah-u ekber” ve “Ya Allah bismillah Allah-u ekber” nidasıyla kutlama yapmaya başladılar..
Cenaze timleri, her yerde Erdoğan adına tekbir getirecek, muhalafete karşı mücadeleyi hızlandıracaklar! AKP, Allah-u Ekber sloganları arasında erken seçime değil, erken savaşa girmeye hazırlanıyor!
Cenaze timleri, kriminal bir geçmişi olan, Müslüman veya sonradan Müslüman olan gençlerden oluşan, hayatını düzene sokmakta zorlanmış ve kendisine bir sistem sunan, İŞİD ve diğer Cihatçıların hayranı, Erdoğan tipinde otoriter bir güç arayışındaki gençler oluyor…
İŞİD’e sempati duyan yeni nesil Türk gençleri, daha önce AKP propaganda çalışmalarında kefen giydirilip, ellerine palalar verilerek meydanlara sürülmüştü.
AKP cenaze timleri, Şam cephesi-Nusra -Fetih ordusu ve IŞİD’in başarısı ve antisemitizmin, Sünni İslam dışındaki yönelimlerin yok sayıldığı, Batı nefretinin tetiklendiği, demokratik değerlerin tehdit olarak gösterildiği resmi devlet politikalarının hüküm sürdüğü köklerin bulunduğu Türkiye’de taban buluyor.
AKP’nin Özel Harekatı da İŞİD’leşiyor! İŞİD gibi AKP’de çökmeye başlayacak..
Suriye’deki politik gelişmelerin bir tarafı olan ve bütün radikal İslamcı örgütleri aktif olarak destekleyen Türkiye’nin belirlemiş olduğu strateji bütünüyle çöktü. Bu bakımdan IŞİD ve El Nursa merkezli Fetih Ordusunun alacağı herhangi bir askeri yenilgi, Türkiye’nin politik yenilgisiyle eş değerdedir.
Sınır bölgelerinde IŞİD ve El Nusra gibi radikal İslamcı örgütleri askeri, lojistik ve ekonomik olarak destekleyen, bu örgütler arasında koordineyi sağlayan Türkiye, savaşın birçok alanı kapsayarak yayılmasının birinci derecede sorumlusudur. Sınır bölgeleri uluslararası İslamcı militanların geçiş yeri olarak kullanıldı. Arabistan’dan, Katar’dan, Libya’dan getirilen silahlar sınır kapılarından İslamcı örgütlere teslim edildi. MİT askeri geçişlerin koordinatörlüğünü üstlendi.
Tel Abyad’ın PYD’nin eline geçmesi, IŞİD ve El Nusra’dan çok Türkiye için bir yenilgisi olup, devletin uygulamak istediği Rojava merkezli kaos planlarının bütünüyle işlevsizleşmesi anlamına geliyor. AKP iktidarıyla IŞİD arasındaki ittifakın en önemli merkezlerinden biri olan bu bölgenin PYD’nin eline geçmesi, Kürtler için çok önemli stratejik bir başarıdır. Türkiye’nin dört yıldır Rakka, Kobanê, Serekaniye, Musul ve hatta Halep gibi bölgelere yönelik uyguladığı askeri ve politik müdahalesinin önü kesilmeye başlandı. Radikal İslamcı örgütlere sunulan askeri ve lojistik desteğin önemli oranda kesilmesi ve savaş dengesinin çok ciddi oranda değişmeye başlaması AKP iktidarını önemli oranda tedirgin etti ve seçimlerde de gerekli başarıyı sağlayamayan Saray kliği paniğe kapıldı…
TC’nin ittifak gücü IŞİD, resmi uzantısı ise Fetih Ordusu’dur. Türkiye’nin şu an ittifak halinde olduğu bu iki gücün geleceği yoktur!!
AKP’li kefenci palacı Osmanlı Gençlik timleri,Sunniliğin-Vahabiliğin propagandasının ayukka çıktığı işte böyle bir ortamın ürünü…
AKP cenaze timleri, Nusra-Fetih ordusu ve IŞİD’in başarısı ve antisemitizmin, Sünni İslam dışındaki yönelimlerin yok sayıldığı yerde türüyor..Namazdan önce ve namazdan sonra sürekli vatan millet sloganları atacak. Sık sık tekbir getirecek olan tim, hükümete yönelik tepkilerin oluşması halinde ise, asker yakınları olarak vatandaşları susturacaklar. Her grubun bir ekip başı olacak. Sloganlar da bu ekip başının yönlendirmesi ile atılacak.
AK sarayında Osmanlı gençlik timlerini kabul eden Erdoğan, “Biz tarih boyunca neleri konuştuk, neleri paylaştık. ‘Git oğul ya gazi ol ya da şehit ol’ diyerek evlatlarımızı askere gönderdik, diyerek bu gençleri galeyana getirmeye çalıştı! Bu yeni bir savaş, yeni bir taktik, yeni bir ideolojik savaş olcaktır.. Osmanlı barbarlığını hortlatan AKP, IŞİD gibi barbar ve gaddar bir terör örgütünü 3 yıl boyunca besledi ve şimdi ona benzer örgütleri Fetih – Şam cephesi adı altında birleştirerek kendi erken savaşına hazırlanıyor.
AKP, Erken seçimi, erken savaş gibi ele almaya başladı. Erken savaş, erken seçimin başarı anahtarı olarak görülüyor…
Kefenli palalı Osmanlı gençlerini kışkırtan Erdoğan, devamla, ”…Ortadoğu’da Türkiye’nin varlığını hissettirmek için artık orada olunmasının gerektiğini ve Tampon bölgenin bir an önce kurulacağını… ” idda etti.
Post modern Osmalıcı AKP’nin akıncı ruhani lideri Recep Tayyip Erdoğan. ”Artık Türkiye’nin her yolu açıktır. Suriye hakında zaten tezkere var. Askerin görevi savaşmaktır,…Tezkereyi bu doğrultuda aldık..“ Türkiye bu yoldan asla geri adım atmayacaktır.”diyerek, Osmanlıcı akcıncılık mentalitesinden kurtulamadığını ispatladı..
AKP, Suriye’ye eski Osmanlı barbarlığı dışında başka bir götüremez!
Erdoğan’ın Saray politikası, Osmanlı’nın yeniden ihyası iddiasında yeni bir şey sunmuyor.. Bu, eski barbarlığın yeniden üretilmesidir.
Osmanlı’nın orijinalini Balkan, Anadolu ve Mezopotamya halkları neredeyse 600 yıl yaşadılar; Uygarlığı yıkan Osmanlı’dan kimse mutlu değildi. Eski Osmanlı bir tür halklar hapishanesiyken; şimdi her türlü hak gaspını merkezine almış; akıllara ziyan antidemokratik yasalarla var etmeye çalıştıkları ceberut devlet geleneğinin yeniden ihyasında yeni bir şey yok!
Bin bir türlü vergileriyle, halkları hiçe sayıcı devlet yapısıyla; bitmek tükenmek bilmeyen savaşlarıyla Osmanlı, yoksul halk için bir korku, endişe kaynağıydı. Ya gelir savaş için çocuğunu ya da yıllık ürününü isterdi. Mezopotamya ve Anadolu haklarının Osmanlı’dan kurtulmak 600 yılını aldı. Şimdi onu bir daha niye istesin ki?
Suriye Kürt bölgeleri IŞİD ve El Nusra’nın elindeyken, Türkiye herhangi bir sorunundan bahsetmedi. Ne zamanki Kürtler kendi topraklarını geri aldı işte o zaman TC savaşa gireceğini ilan etti..
Erdoğan merkezli iktidar gücünün, Cerablus bölgesinin ‘tampon bölge oluşturma’ adı altında askeri olarak işgal edilmesinde ısrarcı olmasının birçok nedeni bulunuyor. Ancak bunlardan öncelikli olarak ön plana çıkan Rojava’da özerk bir bölgenin oluşmasını bütünüyle engellemektir.
Erdoğan diğer öncülleri gibi, Kürtler’in her türden hak talebini kanla bastırmada kararlıdır..
Türkiye’nin Batı-Kürdistan politikasını Erdoğan açıkladı: “Suriye’nin kuzeyinde, güneyimizde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun bu konudaki mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Radikal İslamcı örgütlere verilen sınırsız desteğin politik arka planı, güvenlik meselesi olmayıp, işgale yönelik bir adımdır..
Bütün bu veriler Türkiye’nin Afrin ile Kobanê arasında tampon bölge oluşturmak amacıyla yapacağı bir işgalin çok ciddi sorunlar yol açacağını gösteriyor. İşgal operasyonu, bölgesel savaşın Türkiye’yi bütünüyle kapsaması demektir.
Bu gaspçı Osmanlı geleneği AKP’nin Suriye siyasetinde çok açık ortaya çıkmıştır; barbar İŞİD-NUSRA çetelerine dünyanın gözü önünde tırlar dolusu silah göndermekte hiçbir siyasi ve ahlaki sakınca görmeyen AKP ve Tayyip Erdoğan siyaseti bırakın yeni olmayı, geçmişin kirinde pasında debelenmektedir. Suriye halkı işte bu yüzden Erdoğan’dan nefret ediyor…
Sevgi ve Saygılarla
Entegrasyon Komitesi İsviçre- Vevey
———————————————————————-
Esin Duran,
Selda Suner,
N. Gök,
Irem haloglu
Ferdi koçkar
Yeliz seren
Vedat Konak
S. Aktaş
Pelin Moda,
Bedri Engin,
Hasan Sirtan
M. Eskici
Nazmi Dogan,
Sevda Suner
R. Adalı
Sezer Aşkın,
H. Datvan,
Salih Demir,
FERDİ KADER
Erhan Vural
Necmi Derinsu
Ahmet Kaymaz
Aslan IŞIK
Nizamettin Duran
A. Demir
hasan kayısoğlu
Melahat Baykara,
ismail çekmez.
Aydin Nizam
Uğur Demir
Ismail B. Cenk,
Tekin Balkic
Selma Altuntaş,
Murat Koç
Filiz Serin,
Nedim Serin,
Vedat Koçak,
Salih Birdal,
Erdal Cömert
Ismail Bulak
Ahmet Meriç
Mustafa Gur,
Hasan Zafer
Bahar Ünsal
Osman B.
Ayse bahar
Metin Maslak
H. Maslak
Dilek Solak
zeynep içkaya
Sevda maslak
Sercan Gezmiş
Aynur Balkaya
İpek Doğan
Nazım Doğan
Murat Doğan
esin erkan
Beyhan erdem
n. erdem
İsmail Deniz
Ayten BARAK
Ugur Birdal
Ahmet Tan
İsmet Yelkenci
Yıldırım Kongar
Selma Kongar
Birol Aytekin
Hatice Gül
Ibrahim Erkin
Kemal erdem
Rıza Akdemir
Mehmet Coskun
Hüseyin demir
fethi killi
Yeliz Ender
Mustafa Ender
Ugur Basak
Kemal Dektaş
Ayten Ilkdal
Nuri Aktanır
Metin Koc
Sevgi Ender
Burhan Kulakçı
Oğuz Duran
Burcu Kanter
Aysel kanter
Erol kanter
Layla SOLGUN
M. Oktay
Kemal Aktas
Yelda tekinoglu
Orkun Keskin
T. Vural
Oğuz şen
Nur Şen
Ismail çaykara
Burhan Orkal
D. Kahan
Seher Yıldız
Esra akkaya
Mehmet Uzan
Yeliz IŞIK
Murat Bakır
O. Dem
Salih Aktaş
Seyhan İlknur
Osman Çekiç
esma yıldız
Murat Çetindal
Ali OkyarMusa Tekin
Aslı Birdal
Nazmi Doğan
İnci Gür
L. Okar
Mustafa Karkaya
Omer Aytac
Mürsel Bozkır
Zeynep Şengül
Gülcan Iğsız
Murat Nidar
şemsi Kaya
Ayten Ekşi,
Eda leman
nermin ışıl
D. Polat
Kadir Erdem
Serdar OKTAY
Mehmet Özdemir
Mustafa Erkan
Nuri AKTAS
Emine AKTAS
O. Kadir Ergun
Metin Kurca
Sedat Isiklar
Filiz Bag
Kadir Baskale
Sevim Varlik
Hasan Mesut Akkaya
Necmi Guler
Erhan Isguz
Meral Okur
Bilge Okyaz.
Kemal Koç
L. Mirakoğlu
Oktay Kızılcık
Mehmet Yavuzgil
Erdal Polat
Hüsnü oktay
k. Sankay
Ahmet tekin.
Semra Kaya
Mustafa Çiçek
Kayhan Göçkaya
Erdal Solgun
Mehmet Solgun
Esra Solgun
N. Altik
Oguz Karakış
Leyla Mert
Işık mert
D. Öksüz
Erdem Yılmaz
Ayse Eltan
S. Guner
M. Deniz Ok
Mehmet İnce
Huseyin Cinar
Meltem Cinar
Berk Cinar
L. Demirkaya
Huseyin Çilek
Ayten Irmak
D. Okdere
Ali Uskan
İrem Haloğlu
Berdan Temiz.
H. Baskale
Murat Gülay
Esra Gülay
Mustafa Akyol
A. jale Kol
M. Kol
Tamer Oktay
Aslan Burukoglu
I. Demir
Nurettin Akdal
Uzan Kara
ismail Igdır
Ali Serin, Gül Akın, esra Serin
Nuri Şen
Hasan.Y. Balci
Mehmet Yucel
İsmet C. Koray
Salih Söğütlü. H. Ali Erkan
Nuri Akçay, Gül Akçay, Esra Akçay
Ali Dem. Sarahoğlu
Ayten Karaman, Mehmet Azal
L. Uzan, Harun Tabaklı
Ertekin Sancak, mehmet değerli.
Kemal Güler, Zeynep Güler
B. Urak.
ADNAN Yörükoğlu
Ismail Duygu, Erdem Duygu
Hasan Incedemir.
N. kayıkçı. Murat Dalgıç
Bayram Akçak
İsmail Dilpek.
Kemal Uzunyayla, Mehmet Gölek, Necip Kaplan
Zeynep Olgun, Mustafa Gülay, Nuri gülay, Arzu Gülay
Mehmet Gülçiçek. Seher Gülçiçek.Mustafa E. Sırat.
Oktay Baykuş. Ezra Seren. Nuray Karaçay.Ali karaçay. Murat Karabel. Nedim Arslan. Haydar Erkin.