Posts Tagged Deniz Gezmiş

YÜZ METRECİ DENİZ’DEN, MARATONCU PERİNÇEK’E

Bugün 6 Mayıs. En uzun koşu olan Devrim’in en iyi yüz metrecisi Deniz Gezmiş ile Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın asıldıkları günün yıldönümü…

DENİZ’İN 6 OK PROPAGANDASI

Bu yıl “üç fidan” Caddebostan Kültür Merkezi’nde bir dizi etkinlikle anıldı.

Önce Can Dündar’ın “Delikanlım” isimli belgeselini izledik. Deniz’in arkadaşları, onun öne çıkan özelliklerini ve kimi anılarını anlatıyordu bizlere… Ertuğrul Kürkçü gibi artık ters yöne koşanların belgeseldeki varlığı ise Delikanlım’ın talihsizliğiydi…

O anılar içinde en çarpıcısı ise Deniz’in ilkokuldan itibaren arkadaşı olan Aydın Çubukçu’nun anlattığıydı: 1958’de İlkokul mezuniyeti için çekilen fotoğrafta Deniz bir elinin başparmağı ile diğer elinin beş parmağını yan yana getirerek 6 Ok propagandası yapmıştı!

DENİZ’İN İNTİKAMI ALINACAK

Belgeselin ardından 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan’ın yönettiği, Gökalp Eren, Hacı Tonak, Bora Gezmiş ve Can Dündar’ın katıldığı panelde dinledik Denizlerin mücadelesini…

Sönmez Targan, neden bu panelin düzenlendiğini, neden toplandıklarını şu veciz sözlerle açıkladı: “Arkadaşlarımıza ağıt için toplanmadık. Mirasını devraldığımız arkadaşlarımızın mücadelesini büyüterek AKP iktidarını yıkacağız. 68’deki hataları tekrarlamadan mücadeleyi büyütmeli ve bu iktidardan kurtulmalıyız.

Sonra ağabeyi Bora Gezmiş’ten dinledik Deniz’i. Bitirirken şöyle haykırdı: “Deniz’in intikamını alacağız. Nasıl? Türkiye’yi onun istediği gibi tam bağımsız yaparak. Ben alamazsam o intikamı, oğlum alacak.

Bora Gezmiş’in bu sözlerinin ardından panelin yöneticisi Sönmez Targan, Can Dündar’a söz vermeden önce “intikamın” nasıl alınacağına dikkat çekti: “Silaha sarılarak değil, demokratik direnme hakkımızı kullanarak AKP’yi yıkacak ve Deniz’in intikamını alacağız.”

DEVRİM TARİHİNİN KAYDI

Can Dündar, Delikanlım belgeselinin Bora Gezmiş’in fikri olduğunu belirtti. Belgeselin isminin ise Deniz’in çok sevdiği ve ağzından düşürmediği Nazım Hikmet’in Delikanlım şiirinden geldiğini söyledi: “Delikanlım, / sen ki, ya bir köşe başında / Kaşından kan sızarak gebereceksin / Ya da bir devrimci gibi darağacında / can vereceksin.”

Dündar ardından belgesele katkı verenlere tek tek teşekkür etti. Dündar belgeseldeki görüntüler için MİT ve Emniyet’e ayrıca teşekkür etti: “Onlar Denizlerin peşine bu kameraları takmasalar, şimdi bu görüntüleri izleyemeyecektik.”

Dündar’ın bu esprili teşekkürünün ardından Sönmez Targan bir anekdot anlattı: Ekim devrimi sırasında Bolşevikler Emniyet binasını havaya uçuracaktır. Bunu öğrenen Lenin “durun, tarihimiz o binada” diye uyarır ve saldırıyı engeller.

DENİZ 27 MAYIS SAVUNUYORDU

THKO’dan arkadaşı Hacı Tonak’tan dinledik Deniz’i sonra: “Deniz, yıkmaya çalışmakla suçlandığı 27 Mayıs anayasasını, suçlayanlardan çok savunuyordu. Hatta bir keresinde anayasayı savunmak adına açlık grevi bile yaptı.”

Tonak, neden silahlı mücadeleye yöneldiklerini de özetledi: “Üstümüze önce dinci milisleri, sonra da silahlı faşistleri sürdüler. Bizi adım adım kendimizi silahla savunmaya ittiler.”

Hacı Tonak, hukukta olmasa da bu coğrafyadaki devletlerin geleneğinde olduğunu, dinen özel günlerde idam gerçekleştirilmediğini belirterek, Denizlerin Hıdırellez gününün sabahında asıldığına dikkat çekti. Çünkü Tonak’a göre devletin acelesi vardı.

Tonak, devletin Denizlerin şahsında Türk gençliğinin devrimciliğini öldürmek istediğini fakat Türk gençliğinin bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin önüne geçemediğini vurguladı.

DENİZLERİ ASANLAR YİNE İŞ BAŞINDA

68’de İTÜ Öğrenci Birliği’nin Başkanı olan Gökalp Eren ise 12 Mart ve 12 Eylül ile bugünkü “ileri demokrasinin” aynı olduğuna dikkat çekerek başladı konuşmasına. Eren, 40 yıl önce kendilerine yapılanlarla bugün F tipi operasyonlarla Türk subaylarına yapılanların paralelliğine dikkat çekti.

Devrim ile karşı-devrimin 100 yıldır çarpıştığını vurgulayan Gökalp Eren, Erdoğan’ın Taksim Kışlası ısrarının da bu çarpışmanın bir yansıması olduğunu vurguladı. Eren’e göre Taksim Kışlası, karşı devrime selam için yeniden yapılıyor!

Eren haklıydı, çünkü karşı devrimci Avcı Taburları, 31 Mart ayaklanmasını bastıran Harekât Ordusu’nun Binbaşı Muhtar Bey komutasındaki müfrezesine, Taksim Kışlası’ndan saldırmıştı!

HÜSEYİN İNAN’IN SON İKİ KİTABI

Panelin ardından “Bir avuçtular, Deniz oldular” isimli sergi açıldı. Denizlerin idam edildikten sonra ailesine teslim edilen eşyaları ile o döneme ait mücadele fotoğrafları ve gazetelerin yer aldığı serginin ismi, Soner Yalçın’a aitti.

Silivri’den Mustafa Balbay’ın Denizler için yazdığı bir mesaj da sergilenenler arasındaydı.

Fakat benim dikkatimi en çok çeken, Hüseyin İnan’ın asılmadan önce okuduğu ve sonra ailesine teslim edilen son iki kitap oldu. Biri “Atatürk için diyorlar ki” isimli kitaptı, diğeri de Mustafa Kemal’in “Anafartalar Muharebelerine Ait Anılar”ıydı…

DEVRİM KOŞUSU SÜRÜYOR

Delikanlım’ı izlerken, ağabeyi ve arkadaşlarından Deniz’i dinlerken ve Denizlerin mücadelesinin sergisini gezerken, “Arkadaşım Deniz Gezmiş”i yazan Doğu Perinçek’i düşündüm hep…

Devrim’in en hızlı 100 metrecisi Deniz’i anıyorduk ve Devrim’in en sağlam maratoncusu Perinçek 5 yıldır tutsak olduğu Silivri’den koşuyu sürdürüyordu.

Yani kazanacağımız kesindi!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
6 Mayıs 2013

, , , , , , , , , , , , , , , ,

Yorum bırakın

DENİZLERİN BAYRAĞINI TGB TAŞIYOR

Bugün 6 Mayıs, Denizlerin idamının 40. Yılı…

Dün “Namık Kemal olunmalı, Mustafa Kemal olunmalı” diye bağımsızlık bayrağını yükselten Deniz Gezmiş, bugün bayrağı devrettiği gençliğin mücadelesinde yaşıyor!

Ve bayrak, “Namık Kemal olunmalı, Mustafa Kemal olunmalı, Deniz olunmalı” diyen gençler tarafından, daha da yükseltiliyor!

DENİZ GEZMİŞ MÜCADELESİNİ ANLATIYOR:

Doğu PerinçekArkadaşım Deniz Gezmiş” kitabına, Devrim gazetesinin Deniz Gezmiş’le yaptığı söyleşiyi koymuş. Deniz Gezmiş’i kendi anlatımından tanıyınız diye özellikle belirtiyor. Deniz Gezmiş, şimdilerde onu farklı bir portre gibi sunmaya gayret edenlere inat, 43 yıl öncesinden kendisini bize anlatıyor; üstelik tam da bugünün güncelliğine dersler taşıyarak…

Doğan Avcıoğlu yönetimindeki Devrim’in 23 Aralık 1969’da yaptığı bu söyleşinin özetini, Denizlerin anısına bugün bu köşede özetliyoruz. Genişini mutlaka Perinçek’in ses getiren kitabından okuyunuz…

GENÇLİĞİ ORDUNUN KARŞISINA DÜŞÜREMEDİLER

Söz Deniz Gezmiş’de:

“Tertipleriyle gençliği ordunun karşısına düşürmek hedefine ulaşamadıkları gibi, devrimci gençlik eylemi, Mustafa Kemal’ci zinde güçler saflarını birbirlerine kenetlemiştir. Mustafa Kemal adı, geniş öğrenci kitlelerinde daha fazla ağızdan ağza dolaşır olmuş, forumlarda Bursa Nutku ve Gençliğe Hitabe tekrarlanmış ve bunlar uygulanmıştır. Emperyalistler ve işbirlikçileri, Gazi Mustafa Kemal’in çizgisinin geniş kitlelerde ve bütün zinde güçlerde yankılanmasından korkmuşlardır bugün.”

GÖREV: EMPERYALİZME KARŞI KİTLELERİ HAREKETE GEÇİRMEK

“Türkiye ilk Kurtuluş Savaşı’ndan 50 yıl sonra tekrar yarı-sömürge durumdadır. Ve Kemalist bir Cumhuriyetin başına anti-Kemalist politikacılar geçmiştir. Elbette tarihi önderlik sorunu ayrı bir konudur. Bugün için gençlik, mümkün olduğu kadar geniş halk kitlelerini emperyalizme karşı mücadeleye katmak için devrimci eylemde bulunacaktır.”

ORDU VE KEMALİST GÜÇLER

“Bugün Türkiye’de Kemalist Devrim’in bekçiliğini yüklenen güçler arasında başta Ordu, 27 Mayıs’ı yapan güçlerin önemli bir yeri vardır. Anti-Kemalist karşı devrim hareketine karşı gençlik bütün zinde güçlerle el eledir. Emperyalizmin işbirlikçileri gençlik ile öteki zinde güçlerin arasını açmak istemektedir. Fakat aynı inançta olan, yani emperyalizmi kovmuş, feodal unsurları tasfiye etmiş bir Kemalist Türkiye isteyen bu ilerici güçlerin arasını anti-Kemalist karşı-devrimi tezgâhlayanlar açmayı başaramayacaklardır.”

EMPERYALİZMİN MİLLİCİ GÜÇLERİ TASFİYE PLANI

“Bugün Amerikan emperyalizmi saldırganlık yolunu seçmiştir. Buna karşı biz de, emperyalizmin parmağının bulunduğu her yerde ona karşı aynı silahlarla mücadele yolunu seçtik. Tıpkı Mustafa Kemal’in 50 yıl önce yaptığı gibi. Emperyalizm bugün millici güçleri tasfiye etmek için listeler hazırlamakta ve bütün kurumlarımıza elini uzatmaktadır. Bizse onları defterden sileli çok oldu. Millî kurumlarımıza uzanan elleri de kırmakta kararlıyız.”

MUSTAFA KEMAL’DEN GÖREV ALIYORUZ

“Üniversite öğrenimi yapmak Anayasa’nın verdiği bir haktır. Öğrenci olarak devrimci mücadeleye katılmak ise, Mustafa Kemal’in bize yüklediği bir görevdir. Dünyanın bütün gericileri bir araya gelseler bu hakkımızı ve görevimizi elimizden alamayacaklardır.

BAYRAK EMİN ELLERDE…

Gerçekten de dünyanın bütün gericileri bir araya gelmiş ama bu görevi Türk gençliğinin elinden alamamıştır!

Anımsayınız: Geçen yıl Celal Bayar Üniversitesi’nde Bülent Arınç’ı protesto eden gençleri rektör Mehmet Pakdemirli okuldan atmakla tehdit etmişti. Bu tehdide boyun eğmeyen TGB yöneticileri Erdem Özdemir ve Burak Ünlübiz görevi Atatürk’ten aldık” demişlerdi.

Dünyanın bütün gericileri, şimdi de Atatürk’ün bağımsızlık savaşını başlattığı 19 Mayıs’ı gençliğe yasaklamaya kalkıyor! Türkiye Gençlik Birliği TGB ise “dünyanın bütün gericilerine” inat, “yeryüzünün bütün gençlerini” 19 Mayıs’ta İstanbul’da topluyor!

Ve Namık Kemallerden Deniz Gezmişlere, oradan da TGB’lilere geçen “JönTürk” devrimciliği, bu 19 Mayıs’ta bağımsızlık bayrağını bir kez daha dalgalandırmaya hazırlanıyor!

***

Dün sabah kaybettiğimiz devrimci yayıncı Nizamettin Şen’in Türkiye’nin en uzak diyarlarına kitap ulaştırma kararlılığını da bayraklaştıracağız… Işıklar içinde yat devrimci arkadaşım… Aydınlık Türkiye mücadelen sürecek!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
6 Mayıs 2012

, , , , , ,

Yorum bırakın

DENİZ GEZMİŞ, SİLİVRİ’DE PERİNÇEK’İ SAVUNURDU!

Doğu Perinçek, arkadaşı Deniz Geçmiş’in şu yönüne dikkat çekiyor: “Deniz, gençlik kitlesini birleştirme ustasıdır. Çeşitli gruplarla görüşür, ittifaklar yapar; birleştirir ve eyleme geçirir.”

Perinçek, yeni çıkan kitabı “Arkadaşım Deniz Gezmiş”te, onun “Sağ Sol Yok, Boykot Var” sloganını bulduğunu da önemle belirtir.

Hafta sonu bu satırları okurken, İhsan Eliaçık ve Aydınlık yazarı Eren Erdem’in de içinde yer aldığı topluluğun, bu 1 Mayıs’ta “kapitalizmle mücadele korteji” oluşturacağı haberi geldi aklıma… Ve Deniz Gezmiş’in sloganını, “Sağ Sol Yok, Vahşi Kapitalizme Karşı Mücadele Var” ve “Sağ Sol Yok, Vatanseverlik Var” diyerek güncelledim…

ATATÜRK İÇİN YÜRÜDÜ, 27 MAYIS’I SAVUNDU

Büyük bir heyecanla okuduğumuz Perinçek’in kitabı, Deniz’i hepimize arkadaş yapıyor. Kendimizi 29 Nisan 1968’de başlayan 68 eylemlerinin bir parçası hissediyoruz; ama bu kez 40 yılın deneyimiyle, 68 liderlerinin bıraktığı derslerle…

Deniz Gezmiş, ABD emperyalizmine karşı mücadele ediyor, NATO’ya karşı eylemler yapıyor, 6. Filo askerlerini denize döküyor…

Deniz Gezmiş, Mustafa Kemal yürüyüşü yapıyor, Anıtkabir’i ziyaret ediyor, 12 Mart savcılarına karşı 27 Mayıs devrimcilerini savunuyor…

Kitabı bir solukta okurken, “yaşasaydı kesin Ergenekoncu olurdu” diye düşünüyor insan. Ya da Hukuk Fakültesi öğrenimini tamamlayıp, Ergenekoncuların avukatı olurdu mutlaka. O gün avukatı olmasını istediği Doğu Perinçek’i, bugün de kendisi savunurdu Silivri’de…

DENİZ’İN İLK AVUKATI: PERİNÇEK

Hani Mevlüde Günbulut anamızın Şarkışla köylerinden yazdığı, türküsünü milyonların söylediği o tarihe geçen şiirindeki gibi:

“Şarkışla’ya düşürmesin / Allah sevdiği kulunu / Gemerek’te çevirmişler / Deniz Gezmiş’in yolunu (…) N’olayıdım n’olayıdım / Okuryazar olaydım / Deniz mahkemeye düşmüş / Avukatı ben olaydım.”

Deniz Geçmiş’in ilk avukatı olmuştu hukuk doktoru Doğu Perinçek… Kendisinden dinleyelim: “Deniz Gezmiş ve Hüseyin İnan, daha tutuklanma mahkemesine çıkmadan Ankara Ulucanlar Cezaevi’ne getirilir getirilmez, bana vekaletname yolladılar. Vekaletnamenin tarihi 25 Mart 1971. Tutuklanma kararının yüzlerine okunması 4 Nisan 1971. Demek ki, vekaletnameyi mahkemeye çıkmadan 10 gün önce yollamışlar. Vekaletnameyi imzalayan şahitler: Ankara Cezaevi’nden başgardiyan Osman Keçeli ve Emin Gözen. Vekaletnameyi Ankara 6. Noter Vekili Sedat Yılanlı onaylamış. İmza ve mühür. Ve Can Kardeşlerim Deniz Gezmiş ve Hüseyin İnan’ın imzaları.”

Ancak bir ay sonra Doğu Perinçek hakkında da tutuklama kararı çıkar ve Perinçek bu nedenle Halit Çelenk’in önderliğindeki o avukat ekibi içinde yer alamaz.

DENİZ’DEN PERİNÇEK’E YILDIRIM ÇAĞRI

Deniz Gezmiş 8 Nisan 1971 günü de yıldırım telgraf gönderir Perinçek’e… Kırmızı telgraf kağıdı, kendisi gibi yıldırımdır: “Acele gel. Deniz Gezmiş.”

Vekaletnameyi ve telgrafı 40 yıldır saklarım. Bizim malımız mülkümüz, hepsi bu güzelliklerdir” diyen Perinçek, Can Kardeşleriyle kucaklaşır; önce 3,5 saat Deniz Gezmiş’le, sonra yarım saat de Hüseyin İnan’la görüşür:

Deniz ve Hüseyin, onlar adına bir basın toplantısı yapmamı istediler. Benim onların sözcüsü olmamı önerdiler. Seve seve.

Deniz de bugün Silivri zindanındaki vatanseverlerin sözcüsü olurdu, biliyoruz…

Ve biliyoruz; bugün, yani 1 Mayıs’ta, “Arkadaşımız Deniz Gezmiş”le birlikte alanlarda, ellerimizde Türk bayrağı, yüreğimizde Mustafa Kemal sevdası, “Sağ Sol Yok, Vatan Var” diye yüz binler yürüyoruz…

NOT: Aydınlık Kitap, bu Cuma, yani 6 Mayıs haftasında, yani Denizlerin idamının yıldönümünde Perinçek’in “Arkadaşım Deniz Gezmiş”ini kapaktan geniş incelemeli… Çünkü Kaynak Yayınları’ndan çıkan bu kitap, her şeyden önemlisi, mücadelemizin ders kitabıdır!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
1 Mayıs 2012

, ,

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın