Posts Tagged Mehmet Ali Talat
ERDOĞAN İSRAİL’E NEDEN SESSİZ?
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 24/05/2012
Hafta sonu internet sitesine iki subayımızın konuşması düştü. Korg. V. A. ile Kur. Alb. A. K. olduğu iddia edilen iki kişi, “İsrail uçaklarının Hatay semalarında cirit attığını ancak vur emri verilmediği için Türk savaş uçaklarının avcı iken av konumuna düştüğünü” belirtiyorlardı.
Daha önce defalarca Türk subaylarının bu internet sitesine düşen ses kasetlerini malzeme yapan yandaş medya, nedense bu ses kaydını görmezden geldi, kullanmadı, yayınlamadı…
Acaba neden?
Belki de yanıtı son bir haftalık gelişmelerin toplamında gizlidir. Anımsayalım:
İSRAİL UÇAKLARIYLA İT DALAŞI
1.) Genelkurmay Başkanlığı, internet sitesinden KKTC semalarında İsrail uçaklarıyla it dalaşı yaşandığını duyurdu. 14 Mayıs günü İsrail’e ait “tipi tespit edilemeyen” bir uçak KKTC hava sahasını toplam 8 dakika süreyle tam 5 kez ihlal etmişti. Türk Hava Kuvvetleri’ne ait iki F-16 uçağı, çift koldan İsrail uçağına yönelmiş ve KKTC hava sahasından çıkarmıştı.
2.) Anadolu Ajansı, İsrail’in Kıbrıs Rum Kesimi’ne 20 bin komando yerleştirmek istediğini iddia etti. Ajans iddiasını İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Rum yönetimi lideri Dimitris Hrstofyas arasında imzalanan savunma işbirliği anlaşmasına dayandırdı. Yandaş medya, Anadolu Ajansı’nın iddiasına “Kıbrıs Rum Kesimi’nde ‘Küçük İsrail’ isteği” gibi başlıklarla yer verdi.
Tel Aviv, iddiayı hızla yalanlarken, KKTC eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, “Adaya İsrail askerinin gelmesi mümkün değildir” diyordu.
İSRAİL’İN ASKERİ HAMLELERİ
Bu iki önemli olay dışında son dönemde ülkemizi yakından ilgilendiren başka gelişmeler de yaşandı. Kısaca anımsayalım:
3.) İsrail Balkanlar’da Türkiye karşıtı ortaklıklar kurmaya başladı, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan ile askeri ortaklık anlaşmaları imzaladı.
4.) İsrail Kafkaslarda da önemli hamleler yaptı; hem Azerbaycan’la hem de Gürcistan’la askeri ilişkilerini geliştirdi, silah anlaşmaları imzaladı.
5.) İsrail, Almanya’dan nükleer silah taşıma kapasiteli denizaltılar aldı.
6.) İsrail, ABD ve Yunanistan’la birlikte, burnumuzun dibinde, Meis Adası açıklarında askeri tatbikat yaptı. Yunan basını, tatbikattaki düşman ülkenin “Türkiye” olduğunu yazdı.
İSRAİL, SURİYE’Yİ HATAY’DAN VURMUŞTU
İsrail uçaklarının Hatay semalarında cirit attığı iddiası, İsrail’in 2007’de Suriye’yi Türk hava sahasını kullanarak vurması olayını akıllara getiriyor. Olay, İsrail uçaklarına ait iki yakıt deposunun Hatay – Gaziantep sınırına düşmesi ve çobanlar tarafından bulunması sonucu ortaya çıkmıştı.
7.) Buna bir de geçen aylarda Türk hava sahasına giren Heron bilgisini ekleyelim.
NETENYAHU’YA GÖNDERİLEN ÖZEL TEMSİLCİ
İsrail’e karşı yüksek perdeden sözler sarf etmeye oldukça meyilli olan Başbakan Erdoğan, neden bu kadar olguya rağmen hiç ses çıkarmıyor? Bu sessizlikte bir anormallik yok mu?
Bu sorumuzun yanıtı yoksa şu iddiada mı saklı?
8.) İsrail Chanel 10 televizyonu, geçen hafta Başbakan Erdoğan’ın dibe vuran ilişkileri canlandırmak üzere İsrail Başbakanı Netanyahu’ya özel temsilci gönderdiğini öne sürmüştü.
Bu durumda iki seçenekle karşı karşıyayız.
a.) Olgular dışındaki iddialar, AKP ve İsrail tarafından karşılıklı, birbirlerini yıpratmak için, yani psikolojik savaş gereği üretiliyor.
b.) Tıpkı ABD’nin en ağır bombardıman yaptığı gün Vietnam’la barış görüşmesi yapması gibi, tıpkı AKP’nin en ağır sözleri sarf ederken Oslo’da PKK’yle pazarlık yapması gibi, yoksa AKP ile İsrail, yoğun gerilim görüntüsü altında, aslında müzakere mi yapıyorlar? Ve bu müzakere, Türkiye’ye yeni NATO görevinin gereği midir?
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
24 Mayıs 2012
AKP, Türk tarihini kimlere yazdırmaya kalkmış?
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 27/08/2011
“Türk tarihinin hakkından nasıl geleceğiz şekerim” diyen AB Komisyonu’nun Türkiye temsilcisi Karen Fogg’a destek, meğer iktidar katından gelmiş!
AKP’nin ilk Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, ABHaber’e bakın neler açıklıyor:
“Mehmet Ali Talat KKTC hükümetinde başbakanlık yaptığı dönemde Kıbrıs’ta okul kitaplarından negatif referansların kaldırılmasını talep etmişti. Bu yönde de bir çalışma başlatmıştı. Cumhurbaşkanı olduğu dönemde ise karşılıklı anlaşma ile tarihin tarihçiler tarafından yeniden yazılmasına karar verildi. Buna göre iki savaş arası dönem Bulgar bir tarihçi tarafından ve İkinci Dünya Savaşı sonrası dönem ise Romanyalı bir tarihçi tarafından yazılacaktı. Leventis Foundation adlı vakıf ise bu masrafları üstlenecekti. Ancak Rumlar bu işi yapmak için ayak sürüdüler. Konuyla ilgili Kıbrıslı Türkler tarafından yapılan tüm girişimlerden sonra başka bahanesi kalmayan Rumlar bu sefer Yunanistan’ı gerekçe gösterdiler, anavatan yaparsa biz de yaparız dediler. O sırada ben Dışişleri Bakanı olarak görev yapıyordum, meslektaşım Yunanistan Dışişleri Bakanı Petros Moliviyatis ile Atina’da görüşmemde bu konuyu gündeme getirdim. Hatta ben Kıbrıs ve Yunanistan’ın aynı anda tarih kitaplarında negatif unsurların önyargıların kaldırılmasını önerdim. Gelin bu işi beraber yapalım dedim. Yunanistan’da bana bunun hemen yapılabilecek bir iş olmadığı cevabını verdiler. Maalesef Rum ve Yunan ikilisinin bu tavırlarıyla iki toplumu birbirine yakınlaştıracak önemli bir girişim suya düştü.”
İyi ki, suya düşmüş! Yoksa öğrenciler, Bulgar ve Romen’in yazdığı “Türk tarihini” okuyacaktı.
BOP tarihçiliği
Bir iktidarın kendi tarihini başka bir ulusun tarihçisine yazdırmaya kalkması, gafletle açıklanamaz. Bunun ne anlama geldiğini kuşkusuz AKP çok iyi biliyordu.
Tarih yazmak ekonomi yazmaya, fizik yazmaya benzemez. Hele de okul kitaplarındaki Türk tarihini bir başka ulusun tarihçisine yazdırmak, tarih yazıcılığının da ötesinde bir iştir.
Bir ülke, Ankara’dan ya da Lefkoşa’dan değil de Washington’dan yönetiliyorsa eğer, Türk tarihini yazmayı elbette Türklere bırakmazlar.
Türk tarihçi: Mehmet Perinçek
AKP hükümetinin “BOP tarihçiliği” Ermeni meselesinde de görüldü. Emperyalizmin dayattığı siyasi bir konuyu, önce “bırakalım tarihçiler kendi aralarında halletsinler” aymazlığı ile sürdürmeye kalktılar… Sonra bu bile önlerine kalın bir duvar oldu.
Çünkü hem “Talat Paşa Komitesi” hem de genç bir bilim adamı emperyalizme tarih dersi verdi!
Duvarın yıkılmasını isteyen AB, AKP’ye seslendi, “Talat Paşa Komitesi’ni dağıtın” diye: Komite’nin yöneticileri Ergenekon soruşturmasına uğradı, tutuklandı.
Ermeni meselesindeki gerçekleri tarihin derinliklerinden, yüzyıllık arşivlerden çıkaran ve uluslararası kamuoyuna sunan genç bilim adamı Mehmet Perinçek de Ergenekon soruşturmasından tutuklandı! Hem de Erdoğan-Talat ikilisinin ses kayıtlarının arandığı bir operasyonda!?
Ancak Türk tarihçisini dört duvar arasına koymakla, bu topraklarda BOP tarihçiliğinin önü açılamaz!
Sevgili Mehmet en kısa sürede çıkacak ve kitapları, İran’dan sonra başka bölge ülkelerinin de “kendi Ermeni meselelerine” panzehir olarak basılacak!
Büyük Ortadoğu’nun tarihini, ABD değil, Büyük Ortadoğu yazacak!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
27 Ağustos 2011