Posts Tagged Mustafa Sarıgül
AK OPERASYON: CHP-PKK İTTİFAKI
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 22/11/2013
Önce şu gerçeği saptayalım: CHP’nin PKK ile İstanbul’da bir ittifaka girmesi, bir seçim intiharıdır. CHP-PKK ittifakı yenilgi demektir, AKP’nin en kötü zamanda İstanbul’u yeniden kazanması demektir. Neden?
1) PKK’nin CHP’ye getireceği oyun çok daha fazlası, bu ittifak nedeniyle gidecektir.
2) AKP’ye karşı CHP’yi desteklemek isteyen sağ oyların büyük kısmı, PKK ittifakı nedeniyle MHP’ye ve hatta AKP’ye yönelecektir.
3) CHP-PKK ittifakı, Erdoğan–Öcalan müzakeresi nedeniyle kamuoyu desteği yitiren AKP’yi rahatlatacaktır. Dahası siyaseten bir ölçüde aklayacaktır!
Bu üç durumun sonucu şu olacaktır: AKP, en kötü zamanında İstanbul’u yeniden kazanacaktır!
İTTİFAK VAR MI, YOK MU?
Oysa matematik bellidir. İstanbul’u CHP’nin, Ankara’yı MHP’nin ve Hatay’ı İşçi Partisi’nin almasını sağlayacak bir CHP-MHP-İP ittifakı sadece seçimi değil, yeniden Cumhuriyeti de kazanacaktır!
Fakat CHP’nin bu gerçeği reddederek PKK ile ittifak kurması, hem parti hem de Türkiye açısından bir intihar olacaktır.
Peki, CHP tüm bu gerçekler ortadayken PKK ile ittifak yapar mı? Mantıktan yola çıkarsak, yanıt bellidir: Hayır!
Fakat hem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hem de Mustafa Sarıgül bu iddiayı ısrarla yalanlamamaktadır. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında yanıt tersidir: Evet!
İTTİFAK DA, HABERİ DE AKP’YE YARAR
Meseleye tersten bakalım bir de…
1) CHP’nin PKK ile ittifakı her halükarda AKP’ye yarar.
2) Böyle bir ittifak girişimi yoksa eğer, olduğu şeklindeki haberler de AKP’ye yarar.
3) Önce İşçi Partisi ardından da Aydınlık CHP ve Mustafa Sarıgül’e “PKK ile ittifak mı yapıyorsunuz” diye sordu ve bu ittifakın yenilgi olacağı konusunda uyardı.
Ne CHP’den ne Sarıgül’den kamuoyunu aydınlatacak bir açıklama geldi. İddiayı yalanlamadılar da… Fakat birkaç gün sonra, aynı anda Vatan, Haber Türk ve Cumhuriyet CHP ile HDP’nin ittifak yaptığını, üstelik uyararak değil de, destekleyerek haber yaptı. Aynı anda bu üç gazeteye yapılan haber servisinin kaynağı acaba CHP midir, HDP mi? Yoksa bir başka kuvvet mi?
Diğer yandan bu “destek” haberleri, bir ittifak girişimi varsa da, yoksa da, olaya meşruiyet katmaz mı? Bu meşruiyet, yukarıda yaptığımız hesaplar doğrultusunda, kimin işine yarar? AKP’nin!
KILIÇDAROĞLU’NUN SARIGÜL’Ü BİTİRME HAMLESİ Mİ?
Hadi gelin meseleye bir de CHP içinden bakalım:
1) Önce bazı saptamalar: Kemal Kılıçdaroğlu sırasıyla Önder Sav’a dayanarak Deniz Baykal’ı, Gürsel Tekin’e dayanarak Önder Sav’ı ve son olarak da Adnan Keskin’e dayanarak Gürsel Tekin’i tasfiye etti. Gürsel Tekin artık ikinci adam değildir.
2) CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı kim olacak? Mustafa Sarıgül mi, Gürsel Tekin mi?
CHP’ye davet edilmesine bakılırsa, aday Sarıgül olacak. Fakat aday adaylığını koyan Gürsel Tekin, “adaylığım Kemal Bey’in bilgisi dâhilinde diyor” ve yalanlanmıyor!
Yukarıda saptadığımız tasfiye operasyonlarına bakılırsa, Kılıçdaroğlu Tekin’e dayanarak Sarıgül’ü tasfiye etmek de istiyor olabilir. Şöyle: Sarıgül ha aday oldu, ha olacak diye bekletilir ve son dakikada Tekin aday gösterilir. Böylece hem Sarıgül için o saatten sonra başka adres bulma sıkıntısı başlar, hem de Sarıgül “HDP ittifakı” üzerinden yıpratılmış ve bitirilmiş olur.
3) Öte yandan PKK açısından olaya bakılınca, işler daha da karışıyor. Şöyle: Sırrı Süreyya Önder ısrarla vurguluyor: “Sarıgül aday olursa, ben de aday olurum!”
Bu durumda CHP-PKK ittifakının, varsa eğer, adayı kimdir? Gürsel Tekin mi?
AKP OPERASYONUN NERESİNDE?
Görüldüğü gibi konu oldukça karışıktır ve operasyon içinde operasyon var gibi durmaktadır.
Fakat tüm bu olguları alt alta toplarsak ortaya çıkan tek sonuç vardır: CHP-PKK ittifakı, haberi, tartışması son tahlilde AKP’ye yarar!
AKP İstanbul’u kazanırsa, kuşkusuz yine yıkılır ama çok daha uzun sürer!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
22 Kasım 2013
RİCCİARDONE CHP’DEN NE İSTEDİ?
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 28/10/2013
İstanbul’un değişik semtlerinde CHP’nin “Korumakta kararlıyız” pankartları asılı…
Güçlü bir mesaj, samimi bir niyet ve önemli bir irade beyanı…
Ya pratik?
ADAY BÖLMEMELİ, BİRLEŞTİRMELİ
“Korumakta kararlıyız” pankartı iki gündür yazdığım Adana yazılarını aslında daha anlamlı kılıyor.
Adana’da Aytaç Durak krizi yaşandığını yazmıştım ilk gün. Çok sayıda ve parti içinde çeşitli konumda olan CHP’lilerle görüştüğümü ve aldığım izlenimin şöyle olduğunu belirtmiştim özetle: CHP’lilerin bir bölümü Aytaç Durak’ın, bir bölümü de mevcut belediye başkanvekili Zihni Aldırmaz’ın CHP’den aday olması gerektiğini savunuyor.
Yazım nedeniyle beni Zihni Aldırmaz’ı desteklemekle suçlayan CHP’li okurlar oldu. Hatta Aytaç Durak’ı savunduğumu iddia eden CHP’liler bile vardı.
Oysa her iki adaydan birini desteklemediğim gibi CHP’li de değilim.
Bu köşenin düzenli okurları bilir: Bilimsel sosyalistim, İşçi Partiliyim ve bu benim en önemsediğim kimliğimdir!
ADAY KAVGASIYLA CUMHURİYET KORUNMAZ
Aslında iki günün sonunda ortaya çıkan bu tablo CHP’nin uzun yıllardır içinde bulunduğu gerçeği özetliyordu: CHP, pratikte ülkenin kurucu partisi olan CHP değildi artık.
Aytaç Durak CHP’li değil. Üstelik bugüne kadar pek çok partinin üyesi oldu ama bir tek CHP’li olmadı. Zihni Aldırmaz da CHP’li değil. Ama her ikisi de CHP’nin Adana’da üstünde kavga ettiği isim durumundalar…
Yazılarımdan sonra telefonla arayan, e-posta atan CHP’lilerin bir bölümü Aytaç Durak’ın mutlaka CHP’den aday gösterilmesi gerektiğini, başka türlü AKP’yi yıkamayacaklarını savunuyor. Zihni Aldırmaz’ın Durak’tan devraldığı belediyeyi batırdığını iddia ediyorlar. Hatta daha vahimi, Aytaç Durak’çı CHP’liler bazı Adana ve Seyhan CHP yöneticilerini, Zihni Aldırmaz’dan ihale almakla suçluyorlar.
Zihni Aldırmaz’ın CHP’nin adayı olması gerektiğini savunanlar ise çok daha ağır şeyler iddia ediyorlar.
Arada “biz gerçek CHP’liyiz, ne Durak ne de Aldırmaz bizim adayımız değildir” diyenler de var ama azınlıktalar…
Gelin şimdi bu tabloyu, yazının başında yer verdiğim “korumakta kararlıyız” pankartındaki mesajla yan yana koyun!
Aday kavgası veren CHP, Cumhuriyeti nasıl koruyacak?
RİCCİARDONE İSTEDİ, KILIÇDAROĞLU ABD’YE GİDİYOR
Adana’da bunlar yaşanırken, Ankara’da daha vahim şeyler yaşanmaktadır…
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla bir otel odasında baş başa 2,5 saat görüşebiliyor!
Bu görüşmenin ertesinde;
1. Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yapmayacağı belirtilen ABD’ye ziyaretini artık yapacağı açıklanıyor.
2. Kılıçdaroğlu, haftalardır “ben gelmem, siz davet edin” diyen Mustafa Sarıgül’ü CHP’ye davet ediyor.
CHP CUMHURİYETİ KORUYABİLİR Mİ?
Kuşkusuz Ricciardone’nin Kılıçdaroğlu’nu sadece bu iki konuda ikna etmesi için 2,5 saat görüşmesi gerekmiyordu! Bu kadar zamana mutlaka başka şeyler de sığmıştır!
Peki, Francis Ricciardone CHP Genel Başkanı’ndan başka neler istemiş olabilir? Bazı tahminlerde bulunalım mı?
1. CHP-MHP-İP ittifakından uzak durun!
2. Süheyl Batum Anayasa Komisyonu’nda oyunbozanlık yapmasın. AKP’nin yeni Anayasa çıkarmasına yardımcı olun.
3. AKP-PKK müzakereleri biraz sıkıntıya girdi. Ulusalcı kesimlerin bu müzakereye karşı olmasının törpülenmesi CHP’nin sorumluluğundadır.
4. AKP’nin paketi mecburen eksik çıktı. CHP bu paketi geliştirmeli. Tıpkı türban, Dersim ve askerlik süresi konularında olduğu gibi başka konularda da AKP’nin yolundaki mayınları temizleyin.
Artık sormalıyız: Bu durumdaki bir CHP, Cumhuriyeti koruyabilir mi? Atatürkçülerin, Kemalistlerin, Ulusalcıların, Milliyetçilerin, Halkçıların, Solcuların yanıtını araması gereken soru artık budur!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
28 Ekim 2013