TBMM’de grubu olan dört parti, anımsayacağınız gibi Mısır’da Muhammed Mursi’nin devrilmesini “darbe” diye nitelemekte birleşmişti. Ancak AKP, CHP, MHP ve BDP’nin ilk ittifakı bu değildi. Dört parti, Haziran Ayaklanması’na karşı tavırda da birleşmişti!
1. HAZİRAN AYAKLANMASI’NA KARŞI İTTİFAK
AKP Genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan, zaten hükümetin başı olarak “Tayyip istifa” ve “hükümet istifa” sloganlarıyla Haziran Ayaklanması’nın baş hedefi olmuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçaroğlu da örgütüne rağmen Haziran Ayaklanması’na karşıydı: “Eylemlerde en önde olamayız. Bu bir halk hareketi. Kitle partisiyiz. Direkt ve aktif katılımın en önde olmanın bir faydası olmaz. Onların temel ihtiyaçları olan gıda ihtiyaçlarını gidermek bunun yanında güvenlik güçleri ile yaşadıkları sorunlarda arabulucu bir konumda arabuluculuk yaparak olayları sakinleştirmek olmalı.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisine Taksim Gezi eylemlerine katılmayı yasakladı, ısrar eden milletvekillerinin istifasını istedi!
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “BDP olarak hiçbir sebep ve durumda biz bu ırkçı, ulusalcı, cinsiyetçi, tekçi, militarist kesimlerle yan yana durmayacağız” diyerek partisinin halk hareketine katılmayacağını ilan etti. Öyle ki, Başbakanvekili olarak Bülent Arınç “BDP’nin olayın ilk anından itibaren takındığı tavrı takdir ediyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz” diyerek kendilerini kutladı.
2. MISIR DEVRİMİNE KARŞI İTTİFAK
Mısır halkı 30 Haziran’da alanlara çıktı. Üç gün boyunca 30 milyon Mısırlı ülke genelinde Müslüman Kardeşler iktidarını ve Mursi’yi protesto etti. Bu büyüklükteki bir halk hareketi, doğal olarak 3 Temmuz’da Mısır Ordusu’nu da yanına çekti. Ardından Mursi devrildi.
Mısır halkı, 30 Haziran devrimini, 25 Ocak’ta Mübarek’in yıkılmasının devamı ve ikinci dalgası olarak selamladı.
Mursi’nin yıkılmasından en çok Erdoğan korktu ve karşı çıktı. Zira Türkiye’de de kendi iktidarını sallayan büyük bir halk hareketi vardı.
Ancak korkan yalnızca Recep Tayyip Erdoğan değildi! Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Selahattin Demirtaş da korkanlar arasındaydı. Ve dört parti, TBMM tarihinde ilk defa birleşti; 4 Temmuz’da ortak bildiriyle Mısır’daki “darbeyi” kınadı!
Böylece Mısır halkının devrim dediği gelişmeye, başka bir ülkeden dört parti uzlaşmayla darbe demiş oldu!
3. YENİ ANAYASA’DA İTTİFAK
Hem Türkiye’deki hem de Mısır’daki halk hareketlerinin dört partiyi de korkutması, sistemle ilgiliydi. Dört parti de halk hareketinin hedefinde sistemin olduğunu ve sistemle birlikte kendilerinin de yıkılacağını görüyordu.
O nedenle ilk iki ittifakın ardından “sistemi kurtarmak” ve “krizden çıkmak” için yeni bir ittifaka soyundular: Yeni Anayasa ittifakı!
TBMM Başkanı Cemil Çiçek her dört partinin genel başkanını da ziyaret etti ve dördünden de “yola devam” mesajı aldı.
Örneğin Başbakan Erdoğan, “Madem 48 maddede mutabıkız, gelin diğerlerini beklemeden hemen bir haftada bu 48 maddeyi Meclis’ten süratle geçirelim” dedi. Amaç belliydi: Sallantıya karşı dayanak oluşturmak!
Kılıçdaroğlu Erdoğan’a anında yardım eli uzattı: “Başkanlık sistemini geri çek, 48’e 40 daha ekler, Meclis’ten çıkarırız.”
Zaten Bahçeli de Cemil Çiçek’le görüşmesinden sonra Erdoğan’a açık çek vermişti: “Şuan için 48 maddede TBMM’de temsil edilen siyasi partilerin mutabakatı oluşmuştur. Bu mutabakatla diğer maddeler üzerinde görüşmeler devam ettiği takdirde genişleyebilir. MHP bu hayırlı çalışmanın devamını dilemektedir.”
Selahattin Demirtaş’la birlikte Çiçek’le görüşen BDP’nin Eş Genel Başkanı Gülten Kışanak ise Erdoğan’ı en memnun eden açıklamayı yapmıştı: “Gelinen düzey, hepimizin beklentilerine cevap veren bir düzey değil. Uzlaşma sağlanan madde sayısının az olması, bu kadar uzun süreli bir çalışmanın içerisinde toplamda 48 maddede uzlaşılması büyük bir problem ve eksiklik. Biz parti olarak bunun giderilmesini arzuluyoruz.”
Manzara ortada… Halktan korkan dört parti sıkı sıkı birbirine sarıldı; sistemi “Anayasa’da uzlaşarak” kurtarmayı deneyecekler. Ancak uyaralım: Atatürk’ten görev alan Genç Türkler, tam da “yeni Anayasa’da” cisimleşen bağımsızlık karşıtı politikalara isyan ettikleri için alanlara çıkmıştı!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
13 Temmuz 2013