Posts Tagged Cemalettin Kerim
AMERİKAN İSLAMCILARI
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 27/12/2012
ABD’nin İran’ı “günümüzün Marks’ı” diye, İran’ın da Tayyip Erdoğan ve AKP’yi “Amerikan İslamcısı” diye nitelemesi çok önemli iki saptamadır.
Birinci saptama, kendisini “İslam Cumhuriyeti” olarak tanımlayan bir ülkenin ne denli anti-emperyalist olabileceğini, ikinci saptama ise İslamcıların, bölgede emperyalizmin en önemli aracı da olabileceğini ortaya koymaktadır.
İslamcı akımların emperyalizmle ilişkisinin bu kadar birbirine zıt olabilmesi ve emperyalist ABD’nin Müslüman Irak’ı, Afganistan’ı, Libya’yı işgal etmesine, Suriye’ye savaş açmasına İslamcıların neden sessiz kaldığı hatta bir bölümünün açık destek verdiği ayrıca incelenmelidir.
Biz bugün Başbakan Erdoğan’ın neden Amerikan İslamcısı ilan edildiği üzerinde duracağız.
ERDOĞAN – MÜSLÜMAN KARDEŞLER İLİŞKİSİ
Gerçi sorumuzun yanıtı ortadadır. Erdoğan’ın neredeyse tüm politikaları ABD yararınadır ve Washington adınadır. Ama Tahran’dan AKP’ye yöneltilen geçmişteki itirazlarla birleştirilince, meselenin bir de Erdoğan – Müslüman Kardeşler MK ilişkisi olduğu görülmektedir.
Ufuk Ötesi okurları anımsayacaklardır. Biz de 1 Ekim 2011 tarihli “Erdoğan’ın savaş çıkartacak teklifi” başlıklı yazımızda bu ilişkiye değinmiştik. Okumayanlar için kısaca anımsatalım. Erdoğan Beşar Esad’a, kabinenin dörtte birine MK üyelerini almasını istemişti, karşılığında da ayaklanmanın bastırılmasında Şam’a yardımcı olma sözü vermişti.
Çünkü MK örgütünün Türkiye’deki lideri Gazi Mısırlı, Erdoğan’ın arkadaşıydı ve MÜSİAD Yüksek İstişare Heyeti üyesiydi. MK’nin ikinci önemli adamı Cemalettin Kerim de hem MÜSİAD üyesiydi hem de Mazlum-Der ile İHH’nin faaliyet sponsoruydu.
Suriye’nin Ankara Büyükelçisi Nidal Kabalan’ın verdiği bilgiye göre, Suriye Cumhurbaşkanı 2009’da İstanbul’a geldiğinde Erdoğan Gazi Mısırlı’yı Esad’la tanıştırmış ve ondan arkadaşının faaliyetlerine yardımcı olmasını istemişti!
Erdoğan-MK ilişkisi geçmişe dayanıyor. Örneğin İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri raporunda ve DGM hazırlık soruşturması raporunda, MK’nin Ürdün sorumlusu Mohammed Ashmawey ile Mısır sorumlusu Hasan Huvaydi’nin bir otelde gizlice Tayyip Erdoğan’la görüştüğü bilgisi var.
Daha da geriye gidersek tabi, Erdoğan’ın 70’li yıllarda MK’nin kolu olan Dünya Müslüman Gençlik Birliği WAMY üyesi olduğu bilgisiyle karşılaşıyoruz. Örneğin 90’larda MK’nin sözcüsü olan Kemal Helbavi, Erdoğan, Rabbani ve Enver İbrahim gibi isimlerle burada tanıştığını söylüyor ve “Hepimiz işe WAMY’de başladık” diyor!
Jöntürk isimli internet sitesinde yayımlanan şu tablo, yazdıklarımızdan daha fazlasını içermesi bakımından önemlidir:
SAİD RAMAZAN CIA’YE ELEMAN KAYDEDİLDİ!
MK’nin Mısır’da “Özgürlük ve Adalet Partisi” ismiyle iktidar olması, ABD’nin bir halk hareketi karşısında “Mübarek’i verip, rejimi kurtarma” stratejisinin sonucudur. ABD, çok eskiye dayanan MK çalışmasıyla bu örgütün bir kanadını “Amerikan İslamcısı” yapmayı başarmıştır.
Jöntürk internet sitesi bu konuda da dikkat çekici bir bilgi sunuyor. 1928 yılında Hasan El Benna tarafından kurulan örgütün 1950’lerde Benna’nın damadı Said Ramazan aracılığıyla en azından bir kanadının CIA güdümüne sokulduğu anlaşılıyor.
Said Ramazan MK’yi etkinleştirmek ve Kahire’ye karşı kalkan bulmak için 1953 yılında Washington’a gidiyor ve ABD Başkanı Dwight Eisenhower ile görüşüyor.
Sağ başta elinde kâğıt olan Said Ramazan, emperyalizmin desteğini aradığı 4 yılın sonunda, 1957 yılında CIA ajanı Robert Dreher tarafından “şirket”e eleman olarak kaydediliyor!
Nitekim Washington o yıllarda Sol ve Arap Milliyetçiliğine karşı İslamcı akımları kullanmayı planlıyor.
ABD Türkiye’de de Fethullah Gülen gibi isimlere Komünizmle Mücadele Dernekleri kurdurarak ve kimi İslamcı kesimleri Kanlı Pazarlarda kullanarak Sol’la ve Kemalizm’le mücadele etmiştir!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
27 Aralık 2012
ERDOĞAN’IN SAVAŞ ÇIKARACAK TEKLİFİ
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Odatv Yazıları on 01/10/2011
Başbakan Erdoğan, “Suriye bizim iç meselemizdir” dediği günlerde, meğer Şam’da iktidarın kimlerden oluşacağına da karışmaktaymış!
Anımsanacağı gibi Erdoğan, “Suriye bizim iç meselemizdir” şeklindeki “savaş nedeni” sayılabilecek çıkışını 7 Ağustos’ta yapmıştı. Haziran ayında ise Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a kabine dayattığı ortaya çıktı.
KABİNEYE MÜSLÜMAN KARDEŞLER TALEBİ
Ahram gazetesinde ve AFP haber ajansında yayımlanan ve Avrupalı bir diplomata dayandırılan haberde, Erdoğan’ın Esad’dan Müslüman Kardeşler’den bazı isimleri kabineye almasını istediği öğrenildi. Haberde Erdoğan’ın, bu
talep karşılığında, ayaklanmayı bastırmada Şam’a yardımcı olacağını söylediği belirtildi.
Habere göre Erdoğan, dördünün önemli bakanlık olması şartıyla, kabinenin dörtte birinin Müslüman Kardeşler’e açılmasını istedi.
Bir ülkenin egemenliğine müdahale anlamı taşıyan bu talebin reddedildiği anlaşılıyor. Böylece Erdoğan’ın Suriye’ye ikinci kez “savaş nedeni” sayılacak bir dayatmada bulunduğu da ortaya çıkmış oluyor!
GAZİ MISIRLI, ERDOĞAN’IN ARKADAŞI ÇIKTI
Peki, Erdoğan neden böyle bir dayatmada bulundu? Erdoğan Suriye yönetiminde neden Müslüman Kardeşler’i görmek istiyor?
Aydınlık arşivine göz atalım: Suriye’deki Müslüman Kardeşler örgütünün Türkiye’deki lideri Gazi Mısırlı, Erdoğan’ın arkadaşı çıktı!
Asıl ismi Gazwan Masri olan Gazi Mısırlı, aynı zamanda MÜSİAD’ın Yüksek İstişare Hayeti üyesi ve Ortadoğu Koordinatörü.
Müslüman Kardeşler’in Türkiye’deki diğer bir önemli adamı da Cemalettin Kerim. Dış ticaretle uğraşan Kerim Mazlum-Der ve İHH’nin de sponsoru!
Aydınlık’ın Gazi Mısırlı’yı sorduğu Suriye’nin Ankara Büyükelçisi Nidal Kabalan çarpıcı bir bilgi veriyor: “Esad 2009 yılında İstanbul’a geldiğinde, Sayın Erdoğan bu adamı tanıştırdı ve ‘lütfen, kardeşim Esad, bu adama yardım edin’ dedi. Eylemlerin çoğunu işte bu Mısırlı organize ediyor. Bizzat Esad tarafından Suriye’ye dönmesi çağrısı yapılarak hoş karşılandı. Bu bir buçuk sene önceydi ve bu çağrıya tek bir yanıt vermedi.” (3 Haziran 2011)
ERDOĞAN’IN KARDEŞLERİ
Erdoğan’ın kardeşlerinin Mısırlı ve Kerim’le sınırlı olmadığı anlaşılıyor. İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler’le ilişkisinin 1995 yılına dayandığını belgelerle ortaya koydu: İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişlerinin 27.01.1999 tarihli raporunda ve İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı’nın 1999/540 sayılı hazırlık
soruşturmasında yer alan ifade şöyle:
“Yasadışı İslami Kurtuluş Çeçen Direnişine mensup 4 kişi ve Müslüman Kardeşler Ürdün Sorumlusu Mohammed Ashmawey ile Mısır Sorumlusu Hasan Huvaydi’nin Türkiye’ye geldikleri, Holiday Inn oteline yerleştirildikleri ve Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile (…) bu otelde bir dizi gizli görüşmeler yapıldığı, adı geçenlerin otel, konaklama, telefon ve diğer giderlerinin Belediyenin iştirakçisi olduğu İstanbul Ulaşım Sanayi Tic. A.Ş. tarafından ödendiği saptanmıştır.”
KARDEŞLİĞİN BAĞI
Peki, Erdoğan’ı bu isimlerle bir araya getiren nedir? Müslümanlık mı?
Ortadoğu tarihi, hele de Türkiye tarihi, “kanlı pazarlar, Komünizmle Mücadele Dernekleri, Çorum, Malatya, Maraş olayları” bize öyle olmadığını gösteriyor.
Erdoğan’ı bu isimlerle buluşturan kuvvet, ABD’dir; Washington’un ikinci dünya savaşından sonra başlattığı SSCB’yi yeşil kuşakla çerçeveleme projesidir.
Erdoğan şimdi de, yine ABD’nin ihtiyaçları gereği, Müslüman Kardeşler’in bölünmesine oynamaktadır. ABD
Başkanı Barack Obama’nın 2009 Kahire konuşmasıyla başlattığı bu çalışmada, Erdoğan’ın da rol aldığı görülüyor.
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
1 Ekim 2011