Posts Tagged Necati Şaşmaz

GEZİ’NİN 6 KAYBEDENİ

27 Mayıs’ta başlayan ve 1 Haziran’da büyük bir sıçrama yaparak halk hareketine dönüşen Gezi eylemlerinin mağlupları kimler? Gelin bu Pazar böylesi bir denemeye soyunalım:

1. TAYYİP ERDOĞAN:

Kuşkusuz en büyük mağlup Tayyip Erdoğan’dır. 20 gündür milyonların her dakika istifasını istediği Tayyip Erdoğan, iktidarını koruyabilmek için köşeye çekilmiş, hedefsiz kılıç sallayarak zaman kazanmaya çalışıyor. Her gün yazdığımız için bugün üzerinde durmayacağız.

2. MELİH GÖKÇEK

Twitter’ı en çok kullanan, hatta Twitter’ın en kıllanılan adamıdır Gökçek. Öyle ki, Ankara Belediyesi’nin başarısızlığını Gökçek’in Twitter sevdasına bağlayan dostları bile vardır!

Takipçilerinin twit’lerine verdiği tuhaf yanıtlar, sosyal medyanın temel mizah konularından biridir. Twitter gençliğiyle baş edemeyince savcıları harekete çağıran, dava açan, polemik yaptığı gençleri tehdit eden, hatta özel bilgilerini buldurarak kamuya açan biridir. Yetinmez, o çocukları analarına babalarına şikâyet eder!

Gökçek, Erdoğan’ın Twitter’ı “baş belası” diye nitelemesinden hemen sonra Twitter’dan ayrıldığını ilan etti. Gerekçesini “5 bin takipçim olunca bırakacağım demiştim” diyerek açıkladı. Twitter gençliği “gel gitme, gerekirse seni takipten vazgeçer, takipçi sayını 4 bin 999’da tutarız” diyerek kampanya başlattı!

Gökçek bu kampanya esnasında, “Erdoğan’dan korktu” denmesin diye Twitter’a geri döndü. Gerçi beklese, az sonra AKP Genel Merkezi’nde “AK Gençlik sosyal medyaya” kampanyası zaten başlatılmış olacak, Gökçek de dönüşüne gerekçe bulmuş olacaktı. Her neyse, döndü…

Ama ne dönüş… Daha da içi boşalmış Twit’ler, daha da bel altı vuruşlar, daha da, daha! Gezi Parkı eylemlerine saldırmak için olmadık yalanlara sarılan Gökçek’in son bombası, onun da Erdoğan gibi sıfırın altına düştüğünü belgeledi: “Polisi tahrik etmek için karşısında kitap okuyorlar!

Kitabın Ergenekon davasında bomba sayıldığını gördük, yazılmamış kitabın davasını da gördük ama Gökçek sayesinde öğrendik ki, polis karşısında kitap okunmasından tahrik oluyor!

Gökçek, son olarak Gezi Parkı eylemlerinin arkasında SOROS ve TESEV’in olduğunu iddia etti. Kimi AKP’liler de açık açık CIA dedi.

CIA alınmaz ama eminim TESEV Başkanı bu sözlerden alınmıştır! Zira TESEV’in başı Can Paker, Erdoğan’ın en önemli akil adamıdır ve birlikte “Kürt Açılımı”nı yürütmektedirler.

11 yıldır ABD projesinin eş başkanı olan, Irak’ı işgal eden ABD askerlerinin sağlığına duacı olan ve AB’den gelen her uyum yasasına “emredersin” diyen Erdoğan’ın adamlarının, Gezi Parkı eylemlerini “dış mihrak” diyerek lekelemeye çalışması boşunadır ama öğreticidir: Direnişi kırmak için Türk Bayrağı’nı anımsamaları da, kitlenin CIA ve SOROS karşıtlığından yararlanmak istemeleri de ne denli çaresiz kaldıklarını gösterir!

3. YENİ ŞAFAK

Erdoğan’a en yakın medya organı olan Yeni Şafak, bu yakınlığın kurbanı oldu ve Erdoğan’ı savunmak adına Gezi Parkı eylemlerine saldırdı. Ama yanlış zemin, sakat habercilik ve yalan haber üretti!

Öne çıkan en tuhaf haberleri Zello örgütüydü. Sosyal medyanın gündemine bomba gibi düşen bu habere göre eylemciler Zello adlı bir telefon uygulaması üzerinden örgütleniyor ve eylem yapıyordu!

Tabi yalan büyük olunca geri adım atamadılar, yalanlarında ısrar ettiler. Onları Nazlı Ilıcak’ın “bende Zello kullanıyorum” demesi bile geri adım attıramadı. Erdoğan için Zello’da ısrar ettiler.

Zello gülündü, geçildi… Ancak “Gezi baskısı ölüme götürdü” haberleri bir utanç vesikasıydı! Yeni Şafak TED Kolejli A.E’nin Gezi Parkı eylemleri baskısı nedeniyle intihar ettiğini yazdı! A.E. ölmüştü ve haberi nasılsa yalanlayamayacaktı diye düşündüler herhalde ancak akrabaları sosyal medyadan bu haberi yalanladılar ve lanetledirler!

4. HÜSEYİN AVNİ MUTLU

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 20 günün en mutsuz insanlarından biriydi. Bir yanda Erdoğan’ın emirleri, diğer yanda ise görevinin sınırları ile direnişin kararlılığı karşısında elinin zayıflığı…

Bu ikilem, Vali Mutlu’nun sık sık söylediklerinin tersini yapmasına ve güven kaybetmesine yol açtı.

5. KADİR TOPBAŞ

Eylemler, Kadir Topbaş’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmadığını, olsa olsa en fazla Belediye Başkanı Erdoğan’ın etkisiz bir yardımcısı olduğunu ortaya koydu!

İstanbul Belediyesi’ni ilgilendiren bir meselenin dünyanın en önemli gündemi olduğu 20 gün boyunca Topbaş değil, Erdoğan vardı… Tüm açıklamalar AVM’nin de Topçu Kışlası’nın da belediyenin değil, Erdoğan’ın şahsi projeleri olduğunu gösterdi.

6. NECATİ ŞAŞMAZ

Gezi Parkı eylemleriyle hiçbir ilgisi olmadığı halde Başbakan Erdoğan tarafından görüşmeye çağrılması, Gezi Parkı eylemcileri tarafından “Erdoğan biber gazıyla dağıtamadı, bize Polat Alemdar’ı gönderiyor” diyerek yorumlandı.

Ancak asıl mizah Şaşmaz görüşmeden çıkıp da kameraların karşısına geçince ortaya çıktı! Şaşmaz’ın Erdoğan tarafından konuşmaya zorlanması sonucunda, kelimeler Şaşmaz’ın ağzından gelişi güzel döküldü ve bir cümle içinde bir türlü toplanamadı. Öyle ki, KKTC Şaşmaz’a verdiği “Kültür Ataşesi” unvanını bile geri aldı!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
16 Haziran 2013

, , , , , ,

Yorum bırakın

ERDOĞAN ARTIK YÖNETEMİYOR

Son 3 gündür yaşananlar, Tayyip Erdoğan’ın karşılaştığı bu büyük krizi yönetemediğini ortaya koyuyor. Başbakan bırakın Türkiye’yi yönetmeyi, AKP’yi bile yönetemez hale geldi.

Erdoğan, krize müdahale edebilmek için pek çok manevra yaptı ama başaramadı. İşte kimi göstergeler ve Erdoğan’ın adım adım düşüşü:

BAŞBAKAN’IN GERİ ADIMLARI

Çapulcu dediği eylemciler 17 günün sonunda artık “yavru” oldu.

“Yıkıp AVM yapacağım” dediği Gezi Parkı’yla ilgili son olarak “Nereden çıkarıyorlar? Zaten metrekare hesabıyla da oraya AVM olmayacağı görülüyor” dedi.

Sabah neredeyse tanımadığını ilan ettiği yargı kararını, akşam kabullenmek durumunda kaldı. Bülent Arınç’ın “Mevlam verdikçe veriyor” dediği Danıştay Başkanı sınıf arkadaşı Hüseyin Karakullukçu bile Erdoğan’a “hukuku aşamazsın” mesajı verdi.

Erdoğan, 17 gün sonra “mesaj alındı” dedi! Oysa Erdoğan, Gül “mesaj alındı” dediğinde Kuzey Afrika’dan tepki göstermiş, “ne mesajı” demişti!

Kesinlikle muhatap almayacağını ilan ettiği Taksim Dayanışması ile masaya oturmak zorunda kaldı.

Masaya dank diye oturmamak için adım adım araya başkalarını alarak süreci yumuşatmaya çalıştı. Ancak o araya aldıkları, hem kendilerini, hem de Erdoğan’ı rezil etti.

ERDOĞAN’IN KURUSIKI SİLAHLARI

Örneğin Necati Şaşmaz’ın Erdoğan adına mesaj vermek üzere çıktığı kameraların karşısında sergilediği tablo, sadece Şaşmaz’ın söyleyeceği olmadığından şaşıp kalması hadisesi değil, Erdoğan’ın sürece müdahale çaresizliğinin belgesiydi.

Örneğin Hülya Avşar’ın Erdoğan ile eylemciler arasındaki ilişkiyi, kendisi ile kızı arasındaki ilişkiye benzeterek bir hoşluk yaratma gayreti, hem ters tepti, hem de Erdoğan’ın nelerden medet umduğunu belgeledi.

Hele Erdoğan’ın Hülya Avşar üzerinden “24 saat içerisinde müdahale var” mesajı vermek durumunda kalması ise sorunun bir devlet krizi boyutuna geldiğini gösteriyordu. Nitekim İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Avşar’ın devlet ve hükümet sözcülüğüne şu yanıtı verdi: “Hanımefendi böyle bir izlenimi nereden edinmiş bilmiyorum ancak bizim kesinlikle müdahale gibi bir niyetimiz yok.”

Neticede o 24 saat içinde müdahale olamadı.

Vali Mutlu demişken…

Mutlu, Erdoğan’ın içine düştüğü çaresizlik nedeniyle, gün içinde kendi kendini yalanlama rekorları kırdı. Sosyal medya, Vali Mutlu’yu “söylediğinin tersini yapan adam” ilan etti.

Erdoğan’ın yüzünden büyük sıkıntı çeken Vali Mutlu, bir ara halka cep telefonunu verdi, eylemcilerle yüz yüze görüşme talebinde bulundu. Hatta akşam kimi eylemcilerle toplantı yaptı. Konuşmasını canlı yayınlaya TRT’ye fırça attı.

ERDOĞAN’IN YALANLARI

Erdoğan’ın ne oranda yönetim krizi içinde olduğunun bir diğer göstergesi ise kimi yalanlarıydı.

Örneğin eylemcilerin Dolmabahçe Camisi’ne ayakkabılarla girdiğini ve içki içtiklerini ileri sürdü. Böylece eylemcileri halk nezdinde itibarsızlaştıracaktı. Ancak Cami’nin imamı Erdoğan’ı yalanladı.

Fena yakalanan Erdoğan “yalanda ısrar et” taktiğiyle işi savuşturmak için sürekli bu yalana sarıldı, “Görüntüleri yakında göstereceğiz” dedi. Ancak o görüntüler hiç ortaya çıkmadı. Tersine gerçek görüntüler yayımlandı ve İmam haklıydı!

Erdoğan bu kez soruşturma açtırttı, İmam’ı açığa aldırttı ve yalanında ısrar etti. Daha da kötüsü ise Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın, yalanını savunmak için yeni yalanlara başvurmasıydı. Erdoğan’a göre İmam, böyle konuşması için tehdit edilmişti!

Erdoğan ve kurmayları, eylemcilerin sürekli yollarda başörtülülere saldırdığını iddia etti. Ancak bu yalan da tutmadı. Zira başta Gezi Parkı olmak üzere yurdun dört bir tarafındaki bu eylemlerde, kimi eylemciler zaten başörtülüydü!

Erdoğan son olarak bir belediye başkanının gelinin sırf başörtülü diye Kabataş’ta eylemciler tarafından darp edildiğini savundu. Yeni Şafak o saldırıyı hikâye etti. Ancak ne gelin ortadaydı, ne de MOBESE kameralarıyla anında bulunabilecek saldırganlar…

Tüm eylemcilerin lanetlediği ve bulunmasını istediği saldırganların kim oldukları hâlâ merakla bekleniyor.

ERDOĞAN İKTİDARI KAYBEDİYOR

Tüm bu tablo Erdoğan’ın artık kontrolü yeniden ele alamayacak noktaya savrulduğunu gösteriyor. Krizini yönetemeyen Erdoğan, ülkeyi de yönetemez duruma doğru yuvarlanıyor.

Gezi’yi kaybeden Erdoğan, iktidarını da kaybediyor!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
15 Haziran 2013

, , , , ,

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın