Posts Tagged Paul Craig Roberts

APD: AMERİKA POLİS DEVLETİ

Bugün 11 Eylül saldırılarının 11. yıldönümü…

Peki, 11 yılın ardından ABD’de nasıl bir iç güvenlik oluştu? Eski ABD Hazine Bakan Yardımcısı Paul Craig Roberts, son makalesinde bir yönüyle bu soruya yanıt veriyor.

Paul Craig Roberts’ın Amerika’nın çöküşüyle ilgili görüşlerine bu köşede daha önce yer vermiştik, anımsayacaksınız… Roberts, Alparslan Balcı’nın Dünya Bülteni için çevirdiği bu son makalesinde ise “Amerika’nın geleceği yok” diyor…

EKONOMİ YÜZDE 1 ADINA ÇALIŞIYOR

Öncelikle eski ABD Hazine Bakan Yardımcısı Paul Craig Roberts’ın şu dikkat çeken saptamasına bakalım: “Şaşırtıcı olan, Washington’ın bir milyon Müslümanı öldürerek, üç İslam ülkesini yıkarak, yedi İslam ülkesinde askeri operasyonlar yaparak ve sekizincisi İran’a saldırı hazırlığı yaparak sahnelediği müthiş kışkırtıcılığa rağmen, Amerika’ya karşı her hangi bir saldırı olmamasıdır.”

Roberts bu saptamadan da hareketle bir 11 Eylül sonuçları tablosu çiziyor ve en önemli iç sonucu, “ABD’nin bir polis devletine dönüşmesi” olarak belirliyor. ABD bir polis devletine dönüşürken sosyal güvenliği, sağlık hizmetlerini biçmiş ve askeri-güvenlik yöneticileri ile hissedarlarını zenginleştirmiştir.

Paul Craig Roberts’a göre 11 Eylül sonrasındaki ABD’de ekonomi artık sadece yüzde 1 adına çalışıyor; yüzde 99 ne iyi bir iş bulabiliyor ne de tasarruflarının üzerine üç kuruş koyabiliyor. Üniversite mezunları iş bulamadıkları gibi öğrenci kredilerini de ödeyemiyorlar.

Roberts’a göre 11 Eylül öncesinde Amerika’nın geniş coğrafyasında dolaşmaya alışmış bir Amerikalı, kulağa gestapo gibi gelen İç Güvenlik kavramı nedeniyle şaşkın; “Porno tarayıcılar ve cinsel organlara elle yapılan sarkıntılıklar, terör saldırıları olmamasına rağmen havalimanlarından otobüs-tren istasyonlarına ve karayollarına kadar yayılmış” durumda…

VATANDAŞ NASIL ÖLDÜRÜLÜR?

Eski ABD Hazine Bakan Yardımcısı Paul Craig Roberts, İç Güvenlik’in 750 milyon mermi sipariş verdiğine dikkat çekiyor ve soruyor: “İç Güvenlik, her Amerikalıyı 2,5 kez öldürmeye yeterli mühimmata niçin ihtiyaç duyuyor? İç Güvenlik, kendisini niçin tam vücut zırhıyla donatıyor? İç güvenlik sizden 50 metre uzakta sizin hakkınızda her şeyi bilen yeni lazer teknolojisini ne yapacak?”

Roberts Sivil Kargaşa Operasyonları hakkında yayımlanan bir el kitapçığına dikkat çekiyor. Roberts bu kitapçıkta “protestoları bastırmak, silahlara el koymak ve vatandaşları öldürmek için ordunun ülke içinde nasıl kullanılacağı anlatılıyor” diyor!

Roberts’ın şu saptaması polis devletinin amacını ortaya koyuyor: “Tek teröristin FBI’ın kandırdığı terörist olduğu bir zamanda, polis devletinin amacının Amerikalıları Müslüman teröristlerden korumak olmadığı açıktır. Polis devletinin amacı, Amerikan vatandaşlarını terörize/tedhiş etmektir.

ABD “HALKI BASTIRMAYA” HAZIRLANIYOR

Roberts sadece İç Güvenlik’in değil, Amerikan devlet aygıtının toptan askerileştiğine dikkat çekiyor ve en ilgisiz kurum olan Sosyal Güvenlik İdaresi’nin bile 174 bin adet oyuk uçlu çekirdek mermi sipariş ettiğini belirtiyor.

Eski ABD Hazine Bakan Yarımcısı Paul Craig Roberts, verdiği kimi örneklerden sonra haklı olarak soruyor: “11Eylül’den bu yana, FBI’ın organize ettikleri haricinde ABD’de terör eylemleri olmadığına göre, bu devasa ateş gücü satın alımı açıktır ki Amerikalıları Müslüman teröristlerden koruma amaçlı değildir. O halde niçin?”

Roberts, yanıtı kısmen şu saptama içinde veriyor: “Eğer Amerikalılar, Washington onları 3. Dünya Savaşı’na sürüklerken ekonomik, politik ve sosyal bakımdan yoksun bırakıldıkları gerçeğine uyanırlarsa, gösteri yapmak için cadde ve sokaklara aktıkları zaman aşırı askeri güçle karşı karşıya gelecekler.”

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
11 Eylül 2012

, ,

Yorum bırakın

ABD REÇETESİ, İÇ SAVAŞ DOĞURUR

Dün eski ABD Hazine Bakan Yardımcısı Paul Craig Roberts’ın ABD’nin çöküşünün yakın olduğunu saptadığı uzun analizini incelemeye başlamıştık. Bugün devam ediyoruz.

YENİ BİR DÜNYA KURULDU

Roberts, ABD dolarından kaçışın büyüyerek süreceğini, zaten yeni ekonomik aktörlerin ABD karşısında konumlanarak hamleler yaptığını belirtiyor. İşte iki önemli gelişme:

Roberts, BRICS üyesi beş ülkenin ortak banka kurma hazırlığında olduğunu, bunun da beş büyük ekonomiye dolar kullanmaksızın ticaret yapma olanağı kazandıracağına dikkat çekiyor.

Roberts, ABD’yi zora sokacak ikinci olgunun Çin – Japonya ticareti olduğunu belirtiyor: “Amerikan kuklası olan Japonya, Çin’le yen ve yuanın takas edilebileceği bir anlaşmaya varmak üzere.”

ÇİN ABD’Yİ 3. DÜNYA STATÜSÜNE GÖNDERİR

Eski ABD Hazine Bakan Yardımcısı Paul Craig Roberts, “tahvil piyasasını ve Amerikan dolarını yakacak büyük yangına kıvılcım çakmak üzere bekleyen bazı katalizörleri” ise şöyle sıralıyor:

“İsrail yönetiminin talebi doğrultusunda Suriye’den başlayarak İran’la devam edecek bir savaş; petrol akışını kesip Batı ekonomilerinin istikrarını azaltacak veya ABD ve onun zayıf NATO kuklalarını Rusya ve Çin’le silahlı çatışmaya itecektir.

“Amerikan ekonomisinin gerçek durumu hakkında yatırımcıları uyandıran aleyhte bir ekonomik istatistik ki fahişe medyanın saptıramayacağı cinsten olmalıdır.

“Çin’i küçümsemek; Çin yönetimi, Amerika’yı birkaç çıpa aşağı, üçüncü dünya statüsüne gönderme kararı alır ki trilyon dolar değerindedir.

“Türev piyasalarında daha fazla hata işlemek.”

ABD’NİN ÇÖZÜMÜ YOK

“Herkes çözüm derdinde olduğu için, ben de bir çözüm sunacağım” diyen Roberts’ın reçetesi şöyle: “ABD yönetimi 230 trilyon dolarlık türev bahislerini iptal etmeli, hükümsüz olduklarını ilan etmelidir. Farazi değerlerle oynanan bu kumarda gerçek varlıklar olmadığından dolayı bunları iptal etmenin veya karşı taraflar arasındaki karşı sözleşmelerde mahsuplaşmanın büyük tek etkisi 230 trilyon dolarlık kaldıraçlı riskin mâli sistemden atılmasıdır. Altına halkın imza attığı bahislerden kazanç elde etmeyi sürdürmek isteyen finans gangsterleri çığlık atıp akdin kutsallığından dem vuracaklardır. Ancak kendi vatandaşlarını katleden veya hukuk kurallarını çiğneyerek onları zindana tıkan bir yönetim ulusal güvenlik adına tüm akitleri sona erdirebilir. Şurası da kesin ki terörle savaşın aksine, mâli sistemi kumar bahislerinden arındırmak ulusal güvenliğe devasa katkıda bulunacaktır.

Son cümle sizin de dikkatinizi çekmiştir. Yani Roberts’ın reçetesinin karşılığı “iç savaş” riski taşımaktadır. Dolayısıyla, ABD’yi “tek süper güç” yapmaya devam edecek bir çözüm aslında yoktur!

ABD YENİLDİ

Bu kötü gidişat ABD medyasında artık ağır suçlamalarla ele alınıyor. Örneğin Daily Beast’ten Peter Beinart, Obama’yı “ABD’nin çöküşünü yöneten başkan” olarak niteliyor ve şu saptamayı yapıyor:

Bill Clinton’ın ikinci döneminde Amerika’nın kasası nakitle doluydu; ordusu ise Körfez’den, Bosna’dan ve Kosova’da zaferlerle dönüyordu; dünya hükümetleri Amerikan tarzı denetimsiz kapitalizmi benimsiyor ve Amerika jeopolitik rakiplerini gölgede bırakıyordu.

“Bugün ise tam aksine, Amerika derin bir borçta; ordusu hırpalanıp bitkin düştü; ekonomik ideolojisi daha az itibar görüyor ve açık bir ikinci süper güç olan Çin’le karşı karşıya.

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
7 Temmuz 2012

, , , ,

Yorum bırakın

ABD BAKAN YARDIMCISI: ÇÖKÜŞ YAKIN

Üç gün önceki “Oltadaki fantom” başlıklı Ufuk Ötesi’nde, eski ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Paul Craig Roberts’ın ülkesinin Suriye politikalarını eleştirdiği makalesini incelemiştik. Bugün ve yarın ise Roberts’ın, yine Alpaslan Balcı’nın Dünya Bülteni için çevirdiği “Çöküş yakın” başlıklı uzun analizine göz atacağız.

SANAL EKONOMİ

Roberts bu analizinde 230 trilyon dolarlık tahvil piyasasına sahip ABD’nin çöküşünün yakın olduğunu ortaya koyuyor. Bu büyüklük, ABD’nin Gayri Safi Milli Hasılası’nın tam 15,3 katı büyüklüğünde. Üstelik bu tahvillerin yüzde 95,7’si, sadece beş büyük bankanın elinde…

Eski ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Roberts, bu durumun artık sürdürülemez noktaya geldiğini belirtiyor: “Wall Street’in kumarlarına yol açan mâli deregülasyon, ABD yönetiminin bankaları kurtarma ve ayakta tutma kararı ve de (ABD Merkez Bankası) FED’in sıfır faiz politikası Amerika’nın ekonomik geleceğini ve dolarını tahammül edilemez ve tehlikeli bir konuma yerleştirmiştir. Her yıl 1,5 trilyon dolarlık yeni tahvillerin piyasaya sürülmesi yüzünden tahvil piyasalarını yüzdürmeye devam etmek imkânsızlaşacaktır. Hazine tahvili satın alan herkes değeri azalan bir varlık satın almaktadır. Dahası, hazine tahvillerine yatırım yapmanın sermaye riski çok yüksek. Düşük faiz oranları, tahvile ödenen bedelin çok yüksek olduğu anlamına gelir. Faiz oranlarının yükselmesi ise – er ya da geç olacaktır – tahvillerin fiyatını düşürecek ve yerli-yabancı tahvil sahiplerine sermaye kaybı olarak dönecektir.”

BARIŞ VERGİSİ MESELESİ

Peki, bu durum neye yol açacaktır. Bakın Roberts bu konuda neler söylüyor: “ABD’nin alacaklıları en başta Çin, Japonya ve petrol ihraç eden OPEC’tir. Bu durum Amerikan ekonomisini yabancı ellere bırakmaktadır. Örneğin Çin, Washington’ın kendisini haksız yere kışkırttığını görse, elindeki dolara endeksli 2 trilyonluk varlığı dünya piyasalarına dökebilir. Tüm fiyatlar çökecek, FED dolara endeksli finans araçlarını satın almak için hemen para basmak zorunda kalacaktır. Çin’in elindeki varlıkları satın almak için basılan dolar ise döviz piyasalarındaki dolar arzını artıracak ve dolar kurunu aşağı düşürecektir.

Bunun Çin’e de maliyeti olacağını belirten Roberts, tıpkı Doğu Perinçek’in “barış vergisi” diye kavramlaştırdığına benzer şekilde tarif ediyor ilişkiyi: “Ancak örneğin Çin’in dolara bağlı varlıkları tek seferde piyasaya dökmesi maliyetli olacaktır, zira bu kez dolara endeksli varlıkların değeri düşecektir. Çin, ABD askeri tehdidine maruz kalmadığı, ABD’nin dişlerini sökmeye ihtiyaç duymadığı takdirde, rasyonel bir ekonomik aktör olarak Amerikan dolarından yavaşça çıkmayı tercih edecektir. Ne Japonya ne Avrupa ne de OPEC ülkeleri, Amerika’nın ticari açıklarından elde ettikleri kendi biriktirdikleri zenginliği, dolarları piyasalara dökerek yok etmek istemeyeceklerdir fakat göstergelere bakılırsa, hepsi de dolara endeksli varlıklardan çıkmak istiyorlar.”

DOLARDAN KAÇIŞ

Roberts’a göre “ellerinde dolar bulunan yabancılar, ABD’nin yıllık bütçesine ve ticaret açıklarına, batan Amerikan ekonomisine, Wall Street’in örtüsüz kumar bahislerine, kuruntu hegemonun savaş planlarına bakıp şöyle hükmetmektedirler: Bundan dikkatli bir şekilde kurtulmalıyım.”

Roberts, bu gerçekleri yazmayan “Fahişe Amerikan medyasının” ise tersine hep Avrupa’daki krize odaklanarak, aslında “Avrupa’dan daha kötü olan Amerika’daki durumu dikkatlerden uzak tuttuğunu” belirtiyor.

Roberts’ın analizini ele almaya yarın da devam edeceğiz.

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
6 Temmuz 2012

,

1 Yorum

OLTADAKİ FANTOM

Reagan dönemi eski ABD Hazine Bakan Yardımcısı Paul Craig Roberts, ülkesinin Suriye’de izlediği politikayı yerden yere vurdu. Roberts, Alpaslan Balcı’nın Dünya Bülteni için çevirdiği makalesinde, ABD’nin esas hedefinin “Rusya ve Çin” olduğunu belirtti.

YUGOSLAVYA’YI PARÇALAMAK

Paul Craig Roberts, öncelikle ABD’nin izlediği geçmiş politikaları eleştiriyor: “CIA paravanı olarak görülen ABD Ulusal Demokrasi Vakfı çeşitli ‘renkli devrimleri’ destekledi. Washington, Ukrayna’da Amerikan güdümlü bir hükümet kurmaya bile teşebbüs etti ve Joseph Stalin’in doğum yeri olan Gürcistan’da bunu başardı. Karadeniz ve Hazar Denizi arasında yer alan Gürcistan’ın Devlet Başkanı, Washington kuklasıdır.”

Roberts, ABD’nin Suriye’de yapmak istediğini geçmişte Yugoslavya’da yaptığını anımsatıyor: “Amerika’nın yaptığı, iç savaş çıkarmak ve ülkeleri parçalamaktır aynı Başkan Bill Clinton rejiminin Yugoslavya’da başardığı gibi. Ne kadar çok ülke ufak parçalara ayrılır, rakip hiziplere bölünürse, Washington da o kadar güçlü olur.”

NATO OLTASINDAKİ TÜRK UÇAĞI

Eski ABD Hazine Bakan Yardımcısı Roberts’a göre “fahişe Amerikan medyası”nın Suriye konusunda anlattıklarıyla, gerçekte olanlar birbirinden çok farklı: “Suriyeli ayaklanmacılar askeri silahlarla teçhizatlı. Ayaklanmacılar Suriye ordusuyla savaşıyor. Ayaklanmacıları belli ki birileri silahlandırıyor, zira bu silahlar Suriye pazarlarında bulunmaz. Zeki insanların çoğu bu silahların ABD’den veya onun vekillerinden geldiğine inanmaktadır. Yani Washington Suriye’de iç savaş başlatmıştır tıpkı Libya’da olduğu gibi fakat Çin ve Rusya bu kez durumu kavrayıp Kaddafi’ye yapılanda olduğu gibi bir BM kararına izin vermeyi reddetmiştir.”

Roberts’a göre bu engeli aşamayan ABD başka bir yola saptı: “Yolun üzerindeki bu bariyerin çevresinden dolanmak için de 1960’lardan, Vietnam savaşı döneminden kalma antika bir Fantom savaş uçağını oltaya takıp Suriye üzerine yönlendirdiler. Suriyeliler uçağı düşürecek, Türkiye de Suriye’ye karşı müttefiklerinin yardıma gelmesi için NATO’ya başvurabilecektir. BM şıkkından mahrum olan Washington, NATO anlaşmasından doğan mükellefiyetini icra etmek üzere şeytanlaştırılmış Suriye’ye karşı bir NATO üyesini savunmak üzere savaşa gidebilecektir.”

ABD, ÇİN’E MEYDAN OKUYAMAZ

Paul Craig Roberts’a göre bir süre sonra Çin ekonomisi ABD’yi geçecektir ve “Wall Street ile diğer özel çıkar gruplarının kontrol ve esareti altında olan Washington, Amerika’yı bu çöküşten kurtarmaya muktedir değildir.”

Roberts’a göre Washington, Çin’in yükselmesine Pasifik bölgesini askerileştirerek yanıt arıyor. Ancak eski ABD Hazine Bakan Yardımcısı, bu stratejinin de çıkış sağlamayacağını belirtiyor:

Aradan geçen 8 yıla rağmen Irak’ı, 12 yıla rağmen Afganistan’ı işgal edememiş bir devletin aynı anda iki nükleer güçle kavgaya girmesi deliliktir. Irak ve Afganistan’daki olağanüstü başarısızlığa rağmen Washington’un yeni-muhafazakârlarca her gün beslenen kibri, göz korkutucu iki gücün, Rusya ve Çin’in hedefindedir. Dünya, tarihinde böyle bir budalalık görmemiştir.

Roberts, ABD yönetimini “psikopat”, “sosyopat” ve “moron” olarak niteliyor ve bir sonraki seçimi demokratlar da kazansa, cumhuriyetçiler de kazansa, seçilecek ABD yönetimini “yeryüzünde hayata karşı var olmuş en büyük tehdit” sayıyor.

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
3 Temmuz 2012 

, , , ,

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın