Posts Tagged Wen Jiabao

AVRASYA YÜZYILI

Bu yüzyıl, iki temel projenin çarpışmasına sahne olacak; nitekim çarpışma başladı.

1.) ABD’NİN ATLANTİK YÜZYILI

Projelerden ilki ABD’ninkidir ve ismi “21. Yüzyılı Amerikan (Atlantik) yüzyılı yapma” projesidir. ABD bu projeyi SSCB’nin çökmesiyle geliştirdi ve Yugoslavya’dan Avrasya kapısını açtı. Washington ardından 11 Eylül konjonktüründe Irak’tan Ortadoğu’ya ve Afganistan’dan Orta Asya’ya girdi.

Ancak 2004-2005 Irak direnişi, 2006 Hizbullah-İsrail savaşı ve 2008’de Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesi, ABD’nin büyük atağını durdurdu. 2007’deki kapitalist dünya krizini de eklemeliyiz.

ABD bu dört etken nedeniyle, savaş alanına doğrudan yönelmeye mecbur kaldı ve Ortadoğu merkezli saldırı stratejisini rafa kaldırıp, yerine Asya-pasifik merkezli saldırı stratejisi koydu.

2.) ÇİN’İN AVRASYA ATAĞI

21. yüzyıla dair ikinci projenin sahibi ise Çin’dir. Çin Başbakanı Wen Jiabao bu projeyi geçen hafta “yeni yüzyıl Avrasya yüzyılıdır” sözleriyle ilan etti.

2. Çin-Avrasya Fuarı’nda konuşan Wen Jiabao, çok kutupluluğun ve ekonomik küreselleşmenin Avrasya ülkelerinin önüne tarihi fırsat serdiğini belirtti ve “21. Yüzyıl, Avrasya ülkelerinin gelişme ve işbirliği yüzyılı olacaktır” dedi.

Çin başbakanının bu hedef için çizdiği coğrafya Asya’nın en doğusundan Orta Avrupa’ya kadar uzanıyor. Çin başbakanı, bu hedefi ismini verdiği şu dört işbirliği örgütünün gerçekleştireceğini söyledi: Şangay İşbirliği Örgütü, Arap Birliği, Körfez ve Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi, Güney Asya Bölgesel İşbirliği Konseyi.

3.) RUSYA’NIN AVRASYA BİRLİĞİ

Moskova’nın Avrasya Birliği projesi de “21. Yüzyılı Avrasya Yüzyılı yapma” hedefinin içindedir. Rusya’nın 2011’de Kazakistan ve Belarus ile birlikte kurduğu Avrasya Birliği, önüne kurumsallaşma ve yeni üyelerle genişleme görevi koydu.

Önceki gün “Avrasyacı Dugin, Putin’in yeni ideolojisini yazıyor “şeklindeki haber, Moskova’nın bu konuda adımlarını hızlandırdığına işaret ediyor. Neo-Bolşevik akımın lideri olarak nitelenen Dugin, 5-6 kişilik bir ekiple birlikte yaptığı bu son çalışmasının hedefini şu sözlerle özetliyor:

Putin ile eski Sovyetler Birliği coğrafyasında yeni, ama hayatta kalma şansı yüksek bir Avrasya Devleti kurulması konusunda zaten hemfikiriz. Bizim üreteceğimiz fikirler Putin’in bu yolda ilerlemesine yardımcı olacaktır.”

4.) TÜRKİYE’NİN BATI ASYA BİRLİĞİ

İlk kez İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek tarafından önerilen “Batı Asya Birliği” de yine “21. Yüzyılı Avrasya yüzyılı yapma” hedefinin bir parçasıdır.

Perinçek projeyi şu sözlerle özetlemektedir: “Bizim Batı Asya Birliği (BAB) adını verdiğimiz bu birleşme, öncelikle Türkiye, Irak ve Suriye’den başlayabilir. İran, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rusya, Lübnan, Gürcistan ve Ermenistan, koşullara göre bu birlik içinde yer alabilirler.”

YENİDÜNYA

Atlantik Yüzyılı ile Avrasya Yüzyılı mücadelesine dair ortaya koyulan bu projeler, önümüzdeki 10 yıldan itibaren farklı bir dünyanın şekilleneceğini göstermektedir.

O dünyada Atlantik zayıflamış ve ABD ile İngiltere yalnızlaşmış olacaktır. Ve o dünyada Avrasya, Afrika ve Güney Amerika güçlenmiş; merkezinde Çin, Rusya, Hindistan, Türkiye, İran, Almanya, Brezilya, Meksika gibi ülkelerin bulunduğu yeni işbirliği modelleri egemen olacaktır.

Bugünkü iktidarlar ve müttefiklik ilişkileri genel eğilimi etkilemez, zira dünya Avrasya Yüzyılı’na girmeye başladı bile!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
13 Eylül 2012

, , , , ,

Yorum bırakın

AB, ÇİN’DE ‘KÖŞEYİ DÖNDÜ’

Başlıktaki sözler, AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy’a ait; AB Konseyi Başkanı’na göre Pekin, AB’nin sadece virajı almasını sağlamadı, aynı zamanda köşeyi de dönmesine yardım etti.

Bu sözlerdeki kuvvetli anlamı incelemek için başa dönelim en iyisi…

KRİZE TEK ÇARE: ÇİN

AB, Avro bölgesindeki mali krizi bir türlü aşamıyor. Benzer ekonomik sıkıntılar içindeki ABD’nin de AB’ye ciddi bir yardımı söz konusu değil.

AB yöneticilerinin de tespit ettiği gibi, tek çare Çin’dePekin’in 3 trilyon doları bulan döviz rezervinin, dünyayı bu gidişattan kurtarabileceği belirtiliyor.

AB’nin lider ülkesi Almanya’nın başbakanı Angela Merkel, işte bu konuda yardım istemek üzere, bu aybaşında Pekin’i ziyaret etmiş ve mevkidaşı Wen Jiabao’yla görüşmüştü.

Ancak Wen Jiabao, “avroyu kurtarma operasyonuna katılma ihtimalini değerlendireceklerini” söylemekle yetinmiş ve Merkel’e “borç krizinin Avrupa’nın öz gayretiyle atlatılabileceği” öğüdünü vermişti.

AVRUPA, ASYA’YA BAĞIMLI

Pekin’de yapılan 14. Çin – AB Zirvesi, bu konuda Avrupa’nın yeniden Çin’in kapısını çalmasına vesile oldu: Zirve’nin gündemini beklendiği gibi, Avro bölgesindeki şiddetli kriz oluşturdu.

Çin Başbakan Wen Jiabao, AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile yaptığı görüşme sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında, Brüksel’i rahatlattı: “Çin, AB’nin borç sorununun çözümü çabalarında katılımını artırmaya hazırdır.

Wen Jiabao’nun AB’yi büyük oranda rahatlatan bu sözlerinin ardından, AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy’un, başlığa aldığımız memnuniyeti geldi. Çin’in Avro Bölgesi’nde mali istikrarın güvenceye alınmasında işbirliğine hazır olmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirten van Rompuy, “Sadece önemli bir virajı geçmekle kalmadık, aynı zamanda bir köşeyi de dönmüş olduk” diye konuştu.

Van Rompuy’un şu sözleri ise Atlantik bölgesinin geldiği yeri göstermesi bakımından anlamlı: “AB ile Çin artık kesinlikle bir karşılıklı bağımlılık dönemine girmiştir. Hedefimiz bu giderek büyüyen karşılıklı bağımlılığı ortak fırsatlara dönüştürmeye devam etmektir.”

Çin’in AB’ye bağımlı olmasını gerektirecek bir durum söz konusu olmadığına göre, van Rompuy bu sözleriyle aslında, Avrupa’nın Asya’ya bağımlılığını ilan ediyordu…

ÇİN, ÇİFTE KAZANÇLI

Derin kriz içindeki AB, Pekin’in kararıyla, elbette önemli bir ilaca kavuşmuş oldu. Ancak Çin’in toplamda kazancı daha büyük gibi görünüyor…

Meselenin ekonomik ayağında şu kazanım var: Pekin yönetimi uzun zamandır AB’ye ihracat ve yatırımdaki bazı engelleri kaldıracak olan statünün kendisine tanınması için bastırıyordu. Avrupa ise buna direniyordu.

14. Çin – AB Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde de görüldüğü gibi, Avrupa Çin’e artık bu statüyü verdi: “İki tarafın, Çin’in AB içinde ‘tam piyasa ekonomisi’ statüsüne kavuşma çabalarını hızlandırma konusunda hemfikir olduğu…”

Ya siyasi kazanım?

Aslında Çin, o kazanımı daha Zirve başlamadan sağlamıştı!

AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’un yaptığı çağrı, oldukça anlamlıydı. Ashton’un, BRICS ülkelerine (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Amerika) yaptığı “ekonomik gücünüzü, siyasi güce çevirin” çağrısı, dünyanın yeni dönemine işaret ediyor.

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
16 Şubat 2012

, , , , , ,

Yorum bırakın

ÇİN ABD’YLE SAVAŞA HAZIRLANIYOR

Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Hu Jintao, 6 Aralık günü ülkenin en yüksek siyasi ve askeri liderleriyle çok kritik bir toplantı yaptı. Hu Jintao, toplantıda “Deniz kuvvetleri başta olmak üzere tüm askeri kuvvetleri savaşa hazır olmaya” çağırdı. (Sergei Balmasov, Chinese Navy ready for war, Pravda, 9 Aralık 2011)

Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, ABD’nin savaş gerilimini tırmandırdığı şartlarda, donanmanın Çin’i savunmak üzere savaşa hazır duruma gelmesini istedi. (Hu Jintao tells China navy: Prepare for warfare, BBC News, 7 Aralık 2011)

Çin’in resmi haber ajansı Xinhua, Hu Jintao’nun çağrısını “genişletilmiş savaş hazırlıkları” şeklinde yorumladı.

ABD’NİN ALTTAN TEPKİSİ

ABD, Çin’den gelen bu mesajı alttan aldı.

Pentagon sözcüsü George Little, Çin’in savaş hazırlığını “Çin de bizim gibi askeri yeteneklerini geliştirmek ve planlamak hakkına sahiptir” sözleriyle değerlendirdi.

Bir başka Pentagon sözcüsü Amiral John Kirby de, “elbet başka uluslar da deniz kuvvetlerini savaşa hazır olmaya çağırabilecektir” dedi.

ABD’nin geçen ay Avustralya’yla askeri anlaşma imzalamasından sonra konuşan Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Wen Jiabao da, bölgeye yönelik dış güç girişimine karşı orduyu uyarmıştı!

DONANMANIN ÖNEMİ

Peki, neden özellikle deniz kuvvetlerine vurgu yapılıyor?

Yanıtı Pentagon’un 2011 tarihli Çin raporundan verelim:

Çin Ordusu dünyanın en büyük kara ordusudur ancak Pekin, küresel iddialarıyla doğru orantılı olarak donanmasını da büyütüyor!

ÇİN – ABD: KAÇINILMAZ SAVAŞ

Hu Jintao’nun donanmayı savaşa hazır olmaya çağırması Amerikan medyasında geniş yer buldu.

Genel kanaat, Çin ile ABD’nin “kaçınılmaz olarak savaşacağı” şeklinde…

Bazı medya organları ise “3. dünya savaşının” ayak seslerinin geldiğini belirtiyorlar…

İRAN’IN YORUMU

Öte yandan İran’ın resmi haber ajansı olan Fars Haber Ajansı, önceki gün “Çin: İran’a saldırı olursa, doğrudan savaşa gireriz” başlıklı bir haber yayımladı.

Ajans’ın Amerikan Savunma Bakanlığı dergisinden aktardığına göre, Çin Devlet Başkanı Hu Jinatao, “Batı’nın İran’a yönelik saldırısını durdurmanın tek yolunun misilleme ve doğrudan savaşa müdahale etmek olduğunu” belirtiyormuş.

Çin Deniz Kuvvetleri’nin de alarma geçmesinin bu çerçevede olduğunu belirten dergi, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’nun 6 Aralık’taki üst düzey komutanlarla toplantısında, “3. dünya savaşı pahasına olsa bile İran’ı desteklemekten asla vazgeçmeyeceklerini” söylediği ifade edildi.

Geçen hafta Rusya Genelkurmay Başkanı Nikolay Makarov da dünyayı uyarmış ve “yerel ve bölgesel silahlı sorunların daha büyük boyutlara sıçramasını engelleyemeyeceklerini” söylemişti!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
15 Aralık 2011 

, ,

2 Yorum

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın