ÇOK KUTUPLU YENİ DÜNYA

Yeni yılın ilk gününde, yeni dünyamızı inceleyelim. Çünkü 2011 yılında oluşmaya başlayan bu yeni dünya 2012 yılında daha da pekişecek ve Türkiye de yeni dünyadaki yerini alacak…

2003 yılındaki tek kutuplu dünya görüntüsü, sadece 8 yıl sürdü. ABD, 2011 yılında yeni dünyanın kurulmasını çaresizlik içinde izledi.

Artık dünya tek bir kutuptan değil, birkaç kutuptan oluşuyor:

1. KUTUP: ABD

ABD, kuzey komşusu Kanada ile birlikte Kuzey Amerika kutbunu oluşturuyor. Bu kutbun en önemli iki müttefiki Avrupa’daki İngiltere ile Ortadoğu’daki İsrail’dir.

ABD’nin Ortadoğu’daki en önemli taşeronu ise AKP hükümetidir. ABD, AKP üzerinden İran ve Suriye konusunda hâlâ hamleler yapabilmektedir.

Irak’tan çekilen ABD, Afganistan’da da siyasal yenilgi içindedir. ABD, Afganistan politikasını güçlendirmek için önemli bir araç gördüğü Pakistan’ı da 2011’de kaybetti.

ABD’nin Pasifik’teki müttefikleri ise Japonya, Güney Kore ve Avustralya’dır. Ancak büyük bir ekonomik güç olan Japonya da son dönemde Çin’e yanaşmaktadır. İki ülkenin ticarette dolar yerine kendi ulusal paralarını kullanmaya yönelmesi, ABD için küresel bir darbe daha olacaktır. Öte yandan Pekin ve Tokyo’nun Kore yarımadasının güvenliği için işbirliğine yöneleceği işareti de ABD’nin Pasifik’e müdahale zeminini daha kaygan hale getirecektir.

2. KUTUP: LATİN AMERİKA

ABD ve Kanada’yı dışarıda bırakan Amerika kıta ülkeleri, CELAC isimli bir yeni yapı kurdular. Son 10 yıldır teker teker Bolivarcı devrimlere sahne olan Latin Amerika ülkeleri, ABD’ye karşı birlik oluşturdular.

Brezilya ve Venezüella liderliğindeki birlik, ABD’yi güneyden kuşatırken, Ortadoğu’da bile aktif tutumlar sergiledi.

3. KUTUP: ALMANYA MERKEZLİ AB

ABD’nin İngiltere üzerinden müdahale edebildiği AB, 2011 yılında Almanya merkezli AB’ye dönüştü.

2000’lerde başlattığı Doğu’yla işbirliğinin avantajlarından yararlanan Almanya, Avrupa kıtasını etkisi altına alan ekonomik krizden en az etkilenen ülke oldu. Avro krizi ve avro bölge tartışmaları sırasında kıta politikalarına ağırlığını koyan Berlin, Londra’yı devre dışı tuttu.

4. KUTUP: İRAN MERKEZLİ ORTADOĞU

2011 yılı İran ve Ortadoğu için çok önemli bir dönüm noktası oldu. Irak işgalinin ilk gününden beri ağır bir ABD baskısı altında olan İran, yüzyıllara dayanan devlet geleneğinin de avantajlarını kullanarak, süreci çok az kayıpla atlattı ve 2011 yılında atağa geçti.

Tahran, Tunus ve Mısır’da başlayan halk hareketlerinin, bölgenin çıkarlarına hizmet etmesini sağlayacak politik hamleler yaptı. ABD, İran’ın bu hamlelerine Libya ve Suriye’de karışıklık çıkararak yanıt verdi. Yemen ve Bahreyn gibi ülkelerde tüm askeri baskılara rağmen dinmeyen halk hareketleri, Washington’un bölgesel çıkarlarını tehdit etmeyi sürdürüyor.

İran, Irak ve Suriye ile de çok önemli bir siyasal ittifak oluşturdu 2011’de…

2006’da Hizbullah’ın İsrail’i yenmesiyle başlayan ve 2011’de Hamas’ın FKÖ’ye katılmasıyla devam eden yeni dönem, Tahran’ın başarısı olarak değerlendiriliyor.

5. KUTUP: RUSYA

Putin ve Medvedev ikilisinin ayağa kaldırdığı Rusya, 2011’de ABD’ye karşı askeri hamleler de yapmaya başladı. Bu hamlelerin en önemlisi kuşkusuz uçak gemisini Akdeniz’e, Suriye’ye desteğe göndermesiydi.

Rusya, 2011’de Kazakistan ve Belarus’la birlikte Avrasya Birliği’ni başlattı. Birlik, 2012’de önüne kurumsallaşma ve yeni üyelerle genişleme görevi koydu.

Moskova, enerji hamleleriyle ABD’nin bölgedeki çıkarlarını zayıflattı. 2011’de imzalanan Mavi Akım ve Güney Akım projeleri, ABD’nin desteklediği Nabucco Projesi’nin çökmesine neden oldu.

6. KUTUP: ÇİN

Çin, kesintisiz büyüme sürecinin bu aşamasında, yani 2011’de çok önemli siyasal ataklar yaptı. ABD’nin emperyalist müdahalelerde bulunduğu bölgelere, ekonomisiyle nüfuz edip, Washington’un altını oydu. Batısında Afganistan ve Pakistan’la, doğrusunda da Japonya ile yakın işbirliği dönemi başlatan Çin, Asya kıtasının en geniş ölçeğinde etkin bir hale geldi. Pekin’in Latin Amerika’da başlattığı yatırım dönemi, Ortadoğu ve Afrika’da sürüyor.

Çin, 2011’de ABD’yi çok rahatsız eden bir silahlanma atağına da başladı. İlk uçak gemisini tamamlayan Pekin, uzayda Washington’la yarışa girdi.

Öte yandan Hindistan ve Brezilya gibi tek başına kutup olabilme potansiyeli taşıyan ülkeler de, 2011’de önemli hamleler yaptı. Her iki ülke de Rusya ve Çin’le yakın işbirliği dönemleri içine girdi.

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
1 Ocak 2012

, , , , , , , ,

  1. Drkenansimsek.com.tr adlı kullanıcının avatarı

    #1 by ksimsek on 02/01/2012 - 00:08

    Amerika yavaş yavaş kendi oluşturduğu bataklıkta boğulmaya başladı.Liberalizmin ve Kapitalizmin ne zaman çökeceğini bilemeyiz ama bir gün mutlaka çökeceği kesindir.Türkiye Kemalist devlet modelinden uzaklaştıkça, nasıl bir çelişkidir henüz anlayabilmiş değilim ama başka ülkeler bir zamanların Kemalist Türkiye’si gibi olmaya başladı.Bu ülkelerin şimdi yaptığını yıllar önce yapıyorduk ama bazı isimler bu sistemi yıkıncaya kadar.Halen daha kurabiliriz tabi ki adam gibi adam gerekiyor bunları başarabilmek için.O adam gibi adam olarak tanımladığımız kişi de yok değil mutlaka var ama bu işleri yapabilecek konuma getirirler mi orası piyango bir durum desem de çok da piyango değil aslına bakarsanız.Dış güçleri elini çekmediği sürece gelmeyeceği bellidir ama ne zaman ki dışarıya karşı dik durduk iç işlerimize karıştırmadık işte o zaman o adam gibi adam gelecektir.

    Saygılar..

  2. Selim Melen adlı kullanıcının avatarı

    #2 by Selim Melen on 04/01/2012 - 15:04

    Çok kutuplu bir dünyadan bahsedebilmek için oldukça erken sanırım.
    Kutup oluşumları demek belki daha doğru.
    Diğer yandan bırakalım Hindistan ve İran’ı , Rusya ve Çin bile ABD ile gerçek bir karşılaşma durumundan uzaklar sanki.
    ABD’nin her saldırısına Rusya ve Çin’in alt perdeden cevap verdiğini biliyoruz.
    Somut örnek IRAK’dır.
    Suriye ve İran’a gelince ; Rusya ve Çin bugüne kadar dik durdular, ama geri adım atmayacakları anlamına gelmiyor bu.
    Bu 2 ülke ABD’nin yeni işgallerine homurdanmaya devam edecekler.
    Taa ki ; kendileri her anlamda gerçek birer süper güç olana kadar…
    Önümüzdeki 20 yılın sonuna doğru bu 2 ülke emperyalizme DUR deme gücüne sahip olacak.
    Tıpkı eskiden olduğu gibi.

    Saygılar..

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın