Posts Tagged Arap Birliği

ARAP BİRLİĞİ AKP’Yİ DIŞLADI

Bağdat’ta yapılan Arap Birliği Zirvesi, hem Suriye gündemi nedeniyle hem de İstanbul’daki “Suriye’nin düşmanları” toplantısından hemen önce yapılması nedeniyle olağanüstü öneme sahipti.

Zirve hem Irak’taki saflaşmayı, hem de bölgedeki saflaşmayı ortaya koydu. 20 yıl aradan sonra ilk kez Irak’ta toplanan Arap Birliği Zirvesi’ni bu saflaşmalar bakımından inceleyeceğiz:

ARAP BİRLİĞİ’NİN SURİYE DÖNÜŞÜMÜ

1. Arap Birliği Zirvesi’ni önemli kılan ilk etken, Suriye konusundaki iç değişimiydi. Zira Arap Birliği ilk önce Batı – Türkiye ekseni doğrultusunda bir tutum almıştı.

Ancak Rusya – Çin – İran bloğunun Suriye konusunda yaptığı hamleler de Arap Birliği tutum değişikliğine yöneldi. Arap Birliği, Suudi Arabistan’ın başını çektiği Körfez ülkelerinin tüm itirazlarına rağmen, Rusya ile kısmi bir ittifak kurarak, Suriye konusunda Annan Planı sürecini başlattı.

Bu arada Kofi Annan’ın AKP tarafından İstanbul’daki Suriye toplantısına davet edildiğini ancak katılmadığını da not düşelim.

Kofi Annan’ın Rusya’ya ve Çin’e gidip Türkiye’ye gelmemesi, Suriye konusundaki genel saflaşmaya da işaret ediyor.  Ancak Türkiye açısından daha vahimi, Kofi Annan’ın, kendisini bizzat telefonla arayarak davet eden Başbakan Erdoğan’ı, BM’de işleri olduğu gerekçesiyle reddetmesiydi…

2. Bağdat’taki Arap Birliği Zirvesi’ne Suudi Arabistan’ın başını çektiği Körfez ülkeleri alt seviyeden katıldı. 9 ülke devlet başkanı düzeyinde zirvede bulunurken, Suudi Arabistan ve Katar’ın büyükelçi düzeyinde toplantıda yer alması anlamlıydı.

Suudi Arabistan ve Katar’ın AKP’nin bölgedeki en önemli iki müttefiki olduğunu vurgulayalım.

Birlik, Suriye konusundaki tutum farklılığı nedeniyle üçe bölünmüş durumda. Birinci grupta Esad’a dolaylı destek veren ve dış müdahaleye kesinlikle karşı olan ülkeler bulunuyor. İkinci grupta Esad’a karşı olan ama Suriye’ye müdahale edilmemesini isteyen ülkeler var. Üçüncü grupta ise Suriye’ye savaş açılmasını savunan Körfez ülkeleri bulunuyor.

TÜRKİYE BÖLGEDE YALNIZLAŞIYOR

3. Bağdat, Arap Birliği Zirvesi’ne Türkiye’yi davet etmedi.

2007 yılından bu yana Arap Birliği toplantılarına daimi gözlemci olarak katılan Türkiye, Suriye konusundaki tavrı nedeniyle bu yıl ilk kez Zirve’den dışlandı.

Son olarak 2011 yılında Kahire’deki Arap Birliği Zirvesi’ne katılan Türkiye’yi, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu temsil etmişti.

Böylece Rusya ile Annan sürecini başlatan Arap Birliği’nin Körfez ülkeleri dışındaki ana bölümü, açıkça AKP’yi dışarıda tutmuş oldu.

SURİYE’YE MÜDAHALEYE SET ÇEKİLDİ

Arap Birliği, Bağdat Zirvesi sonrası yayınladığı 49 maddelik sonuç bildirgesiyle, Suriye’ye dış müdahaleye şu anda set çekti. Birlik, Suriye’ye 6 maddelik Annan Planı’nı kabul etmeyi tavsiye etti.

Nitekim Beşar Esad Zirve’den önce Annan Planı’nı kabul ettiğini açıklamıştı. İstanbul’daki Suriye Ulusal Konseyi adı altında birleştirilmeye çalışılan rejim muhalifleri ise ayak sürüyor… Çünkü planı kabul ederlerse Şam’la oturup müzakere etmek durumunda kalacaklar. Oysa onlara verilen görev ellerinde silahla Şam’a geri adım attırmak için iç karışıklık çıkartmak!

Bağdat’taki Arap Birliği Zirvesi’nden sonra, yarın da İstanbul’daki “Suriye’nin düşmanları” toplantısını inceleyeceğiz…

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
2 Nisan 2012

, , , , , ,

Yorum bırakın

ÇİN VE RUSYA SAF MI DEĞİŞTİRDİ?

Atlantik’e çıpalı medya haberi şöyle verdi: “Rusya ve Çin saf değiştirdi.” Peki, ne olmuştu da Moskova ve Pekin, Şam’a desteğini çekip saf değiştirmişti: “BM güvenlik Konseyi, Annan’ın Suriye planı üzerinde anlaşmıştı.

Yani Çin ve Rusya, daha önce ABD’nin Suriye karar tasarısını veto ettiğine göre, şimdi başka bir karar tasarısında da anlaştığına göre, illaki saf değiştirmiş olmalıydı!

Öncelikle ortada bir “tasarı” mı vardır, yoksa Rusya’nın açık destek verdiği Annan’ın bir “çalışma programı” mı vardır? Ya da BM güvenlik Konseyi’nin diğer daimi üyeleri olan ABD, Fransa ve İngiltere mi acaba geri adım atmıştır? Üzülerek söyleyelim ki, bu iki soruyu sormadan yukarıdaki başlığı atanların, sadece ikinci mesleği gazeteciliktir!

BMGK BAŞKANLIK AÇIKLAMASI

Gelin şimdi gerçeği beraberce inceleyelim:

Doğrudur, BM Güvenlik Konseyi üyeleri, sorunda Suriye ile ilgili bir metin üzerinde anlaştı. BMGK üyeleri, önceki akşam BM-Arap Birliği’nin Suriye özel temsilcisi Kofi Annan’a tam destek veren başkanlık açıklamasını kabul etti.

Başkanlık açıklamasında, Şam yönetimine ve muhalefete, Annan ile Suriye krizine barışçıl çözüm bulma yolunda iyi niyet içinde işbirliği yapmaları, Annan’ın 6 maddelik teklifini uygulamaları çağrısında bulunuluyor.

İşte o 6 madde:

1. İnsani yardımların ulaştırılması için ilk adım olarak çatışmaların günde 2 saat durdurulması. 2. Rejimin, ağır silahlar kullanmaya son vermesi ve askerlerini geri çekmesi, muhalefetin de ateşkes için işbirliği yapması. 3. Keyfi tutuklanan ve gözaltına alınanların serbest bırakılması. 4. Gazetecilerin serbestçe dolaşmalarının sağlanması. 5. Barışçıl toplanma ve protesto hakkına saygı duyulması. 6. Halkın meşru taleplerine cevap verecek ve herkesi kapsayacak siyasi süreç için Annan ile çalışılması.

Biliyorum, siz de açıklamada “Esad ve karşıtlarına işbirliği” tavsiyesi edilmesini çok önemli buldunuz. BMGK Başkanlık açıklamasının aslında ne anlama geldiğini yorumlayacağız ama gelin önce Moskova’nın daha önce gündeme getirdiği, Suriye’yle ilgili 5 maddelik çözüm planını anımsayalım:

RUSYA’NIN 5 MADDELİK ÇÖZÜM PLANI

Moskova’nın ilan ettiği bu 5 maddelik planın, BM Güvenlik Konseyine sunulacak Rusya – Arap Birliği ortak planı olduğunu da belirtelim:

1. Suriye yönetimi ile muhalifler eşzamanlı silah bırakacak. 2. Suriye’ye silah ve terörist girişini engellemek için BM tarafından sınırlar izlenecek. 3. İnsani yardım için kolaylık sağlanacak. 4. Kofi Annan’ın çabaları desteklenecek. 5. Suriye’ye dış müdahale kabul edilemez.

“Rusya ve Çin’in saf değiştirdi dediği başkanlık açıklamasıyla Rusya’nın 5 maddelik Suriye planı aslında örtüşüyormuş” demeyin hemen, sabredin…

ÇİN’İN 6 MADDELİK ÇÖZÜM PLANI

Gelin bir de Çin’in bu aybaşında ilan ettiği 6 maddelik Suriye planına bir göz atalım:

1. Suriye’deki taraflar (yani Esad yönetimi ve muhalifler) şiddet girişimlerini derhal, kapsamlı ve şartsız olarak durdurmalı. 2. Taraflar, devlet ve halkın uzun vadeli ve temel çıkarlarını koruma ilkesiyle hareket ederek, BM ve Arap Birliği özel elçisinin (Kofi Annan) adil koordinasyonunda derhal diyalogu başlatmalı. 3. Çin, insan hakları bahanesiyle Suriye’nin içişlerine müdahale edilmesine karşı çıkmayı sürdürecektir. 4. Uluslararası toplum, Suriye’nin bağımsızlığına, egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne, aynı zamanda Suriye halkının siyasal sistem ve gelişme yolunu özgürce seçme hakkına saygı göstermeli. 5. Çin, BM ve Arap Birliği özel elçisinin oynayacağı yapıcı rolü desteklemektedir. 6. BM Güvenlik Konseyi’nin üyeleri (yani ABD, İngiltere ve Fransa) BM tüzüğünün amaçları ve ilkeleriyle, uluslararası ilişkilerin temel ilkelerine uymalı.

Sanırım, bu maddeleri okurken de “Rusya ve Çin’in saf değiştirdi dediği başkanlık açıklamasıyla Çin’in 6 maddelik Suriye planı aslında örtüşüyormuş” diyorsunuzdur…

BATI “ONURLU GERİ ADIM” ATTI

Sadece olguları yan yana koyduğumuzda, yani gerçeğe baktığımızda, durumun hiç de Atlantik’e çıpalı basının verdiği gibi olmadığını, siz de görüyorsunuz…

O yüzden biz, BM Güvenlik Konseyi’nin üzerinde anlaştığı son Başkanlık açıklamasını değerlendirmeyeceğiz uzun uzun… Her şey ortada.

Şu saptamayı yaparak bitirelim bugünlük: Suriye konusunda Batı ile Doğu mücadelesini, şu anda Doğu kazandı. Batı “onurlu geri adıma” razı oldu…

Esad karşıtlarını birleştiremeyen, Kürtleri o muhalefete katamayan, tampon bölge ya da insani koridor kuramayan, muhaliflere yeterli silah dağıtamayan Batı, sadece kontrgerilla faaliyetleriyle ve sabotaj yaparak Esad’ı deviremiyor ve Rusya-Çin-İran bloğunu geriletemiyor.

Ve Batı, Nisan başında Türkiye’de yapılacak Suriye karşıtları toplantısından yeni bir hamle çıkaramazsa eğer, Esad,  konumunu daha da sağlamlaştırmış olacaktır!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
23 Mart 2012

, , , , ,

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın