Mehmet Ali Güller
Posts Tagged Muammer Türker
BAŞKANLIK İÇİN EYALET SİSTEMİ
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 31/03/2013
Başbakan Erdoğan “bunlar tarih bilmiyor” dedikten sonra ekliyor: “Eyalet yapısı güçlü kalkınmayı getirir. Osmanlı’da Lazistan, Kürdistan eyaletleri var. Güçlü bir Türkiye eyalet sisteminden korkmamalıdır. Siz eyalet sisteminde de üniter yapıyı muhafaza edebilirsiniz. Azınlıklar ve eyalet sistemindeki hoşgörüyü yakalamış değiliz. Coğrafi bölgeler açısından değerlendirip eyaletin adını koyabiliriz. Biz de olaya bu şekilde yaklaşabiliriz. Bu böyle olacak diye konuşmuyorum. Bu yaklaşımı güçlü bir Türkiye için konuşuyorum.” (CNN Türk, 29 Mart 2013)
Erdoğan haklı, biz bu tarihi bilmiyoruz… Biz okuduğumuz ve öğrendiğimiz tarihi anlatalım.
OSMANLI’DA 3 AYRI İDARİ SİSTEM
600 yıllık Osmanlı devletinin idari yönetimini üç evreye ayırabiliriz:
1. 1299-1362: Osmanlı devleti Sancak sistemiyle yönetiliyordu:
2. 1362-1864: 1. Murat döneminde Eyalet sistemine geçildi. Daha doğrusu sistem aslında “Beylerbeyliği” sistemiydi.
3. 1864-1922: Osmanlı devletinin dağılmasına ve eyaletlerin daha kolayca kopmasına neden olan Beylerbeyliği sisteminin yerine, daha merkeziyetçi Vilayet sistemine geçildi.
Bu arada önemle belirtelim. Erdoğan’ın “Osmanlı’da Lazistan, Kürdistan eyaletleri vardı” demesi de tam olarak doğru değildir. Çünkü Osmanlı’da Trabzon ve Diyarı-bekr Beylerbeyliği vardı.
Resmi olarak ise Bedirhan Bey’in isyanıyla 1847’de kurulan ve 20 yıl ömrü olan bir Kürdistan eyaleti vardır.
Özetleyecek olursak Osmanlı devleti Eyalet sistemi içinde dağıldı, son 60 yılda ise Vilayet sistemine geçerek çöküşü durdurmaya çalıştı.
TÜRK-KÜRT FEDERASYONU
Erdoğan’ın kendine göre bir tarih anlatması ise şu hedefi gereğidir: Başkanlıkla idare edilecek eyalet sistemli bir Türk-Kürt federasyonu!
Kuşkusuz bu hedef, hem yeni değildir, hem de doğrudan Erdoğan’a ait değildir. ABD, projesini önce Özal’a şimdi de Erdoğan’a uygulatmaktadır.
Bu gerçek arşivlerdeki şu açıklamalara da yansımıştır:
1. Erdoğan 1993 yılında, İkinci Cumhuriyet tartışmaları kapsamında kendisine sorulan, “Bu değişim süreci içerisinde eğer, ülke içinde yaşayan bazı gruplar, insanlar, milli yapı içerisinde kalmak istemezlerse ne olacak?” sorusuna şu yanıtı veriyordu: “Onun kararını halk verecek. Bu durumda belki eyaletler sistemi benzeri bir şey olabilir.” (Metin Sever, Can Dizdar, 2. Cumhuriyet Tartışmaları, Başak Yayınları, 1993)
2. Erdoğan, belediye başkanı olduktan ay sonra İstanbul’a Şehremini sistemini yani Osmanlı belediyecilik modelini öneriyordu. (Milliyet, 23 Mayıs 1994)
AKP’NİN EYALET YASALARI
3. Erdoğan başbakanlığının birinci yılı dolduğunda da eyalet sistemini savunuyordu. Katıldığı TV programında başkanlık sisteminden bahsedince, Fatih Altaylı “bunun uygulanabilmesi için eyalet sisteminin de olması gerekmiyor mu?” diye soruyordu. Başbakan Erdoğan bunun üzerine, “Eh tabii o zaman ona uygun bir yapılanma olmalı. Başkanlık sistemi, eyalet sistemi olmadan üstü kaval, altı şişhane olur” diyordu. (Kanal D, Teke Tek, 16 Şubat 2004)
4. Öte yandan Erdoğan hükümetlerinin çıkardığı Kamu Yönetimi Temel Kanunu, Kalkınma Ajansları yasası, Bütünşehir yasası gibi pek çok yasa da fiilen eyalet sistemine aşama aşama geçme yasalarıydı.
Nitekim 81 vilayeti olan Türkiye, aynı zamanda 25 eyalete (kalkınma ajansına) bölünmüş durumdadır.
AKP’nin 25 kalkınma ajansı ile BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ilan ettiği “biz 20-25 bölgeden oluşmuş özerk yönetim bölgeleri istiyoruz” hedefi aynıdır.
Kalkınma Bakanlığı’na bağlı bu ajansların başındaki Valiler, merkezden bağımsız olarak komşu ülke eyaletleriyle, özerk bölgeleriyle anlaşma yapabilmektedir. Örneğin başında Hakkâri Valisi Muammer Türker’in bulunduğu Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı DAKA, geçmişte Kuzey Irak’ta Mesut Barzani’yle “sınır kapısı” müzakere etmişti. (Sabah, 21 Ocak 2012)
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
31 Mart 2013
Öcalan, Özal, beylerbeyliği, Erdoğan, eyalet, Mesut Barzani, Muammer Türker, Osmanlı idari sistemi, sancak, Selahattin Demirtaş, vilayet
TÜRKİYE HİMAYESİNDE KÜRDİSTAN PLANININ YOLU
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 27/01/2012
AKP’nin Kalkınma Ajansları’nın, “Türkiye himayesinde Kürdistan planı”nın bir aracı olarak nasıl değerlendirildiğini anlatmıştık “ayrılma ajansları” başlıklı yazımızda.
Hakkari valisi Muammer Türker’in başkanlık ettiği Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı heyetinin kuzey Irak temaslarından söz etmiştik.
NTV’nin bir haberi, “Kalkınma Ajansları aslında ayrılma ajanslarıdır” tezimizi doğruladı.
Haber şöyle: Uludere’de 34 köylünün bombardıman sonucu ölmelerinin ardından, kaçakçılığa alternatif arayan hükümet, Üzümlü ve Derecik’te iki sınır kapısının açılması için harekete geçmiş. Ancak Irak talebe soğuk yaklaşmış. Bunun üzerine Mesut Barzani, Türkiye’ye Bağdat’ı by-pass edecek bir anlaşma önermiş. Barzani, sınır kapılarının, Türkiye’nin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile imzalayacağı bir anlaşmayla açılmasını önermiş.
Barzani, bu teklifi, kendisini ziyarete gelen Hakkâri valisinin başkanlık ettiği Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı heyetine iletmiş. Barzani, heyete açıkça “Bağdat yönetiminin devre dışı bırakılabileceğini” söylemiş.
ULUDERE’NİN SIRRI
Washington bizzat eski Ankara Büyükelçisi Robert Pearson’un şu sözleriyle “Türkiye himayesinde Kürdistan planı”nın yolunu çizmişti: “Irak’ın kuzeyi ile Türkiye’nin güneydoğusu tek bir ekonomik bölge olmalı.”
AKP işte o yolu uyguluyor. Kaçakçılığa çözüm adı altında, Barzani’yle, Bağdat’ı devre dışı bırakacak bir anlaşma imzalamak ve sınır kapısı açmak, bu yolun önemli bir dönemeci olacak maalesef.
Bu dönemecin alınabilmesi için Uludere’dere 34 yurttaşımızın bombalanmasını bahane etmek ise akıllara başka soruları getiriyor elbette.
Geçen onca zamana rağmen, köylülerimizin hangi yanlış istihbarat sonucu öldürüldüğü, bir türlü resmi olarak açıklanmıyor. Aydınlık’ın,”istihbaratın kaynağı ABD, ilk bombayı da Predatör attı” şeklindeki haberleri de yalanlanamıyor!
NOT: BASININ SEVİYESİ
Yeni Şafak’tan Salih Tuna eski bir yazımıza önceki gün yanıt vermiş. Tuna, “tennezzülmeselesi yapmayacak, anında ağzının payını verecektim” diyor ama biraz gündemin yoğunluğu biraz da üşenmesi nedeniyle yanıt verememiş bir türlü.
Gerçi bir yanıt da vermiş degil. Bir yanıt vermeye çalışsaydı eğer, üslubundaki seviye de bu kadar göze batmazdı kuşkusuz.
Tuna, 11 Ocak tarihli “Bırakın ne derse desin, mazurdur o” başlıklı makalesinde Rıdvan Dilmen’i yerden yere vurmuş, sonra Trabzonspor’un Ömer Çavuşoğlu hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirtip şöyle demişti:
“Çavuşoğlu’yla ne uğraşıyorsunuz? Sinsi bir şekilde Trabzonspor’un kuyusunu kazmaya çalışanlara baksanıza ya!”
Biz de Rıdvan Dilmen’i işaret eden bu yazısından dolayı Tuna’yı da diğer bazı yandaş kalemlerle birlikte, savcılık yapmakla eleştirmiştik.
Tuna bu somut olguya yanıt veremeyeceği için, konuyu bırakmış, 40 yıllık bir MİT yalanına başvurmuş; Aydınlık’ın solcu ihbar ettiği türünden beş para etmez bir propagandaya sarılmış.
Ne yapalım, basının düştüğü seviye bu…
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
27 Ocak 2012
Ömer Çavuşoğlu, Kalkınma Ajansları, Mesut Barzani, Muammer Türker, Rıdvan Dilmen, Salih Tuna
AYRILMA AJANSLARI
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 23/01/2012
ABD’nin “Türkiye himayesinde Kürdistan” planının Suriye konusuyla iç içe yürüdüğü anlaşılıyor. Suriye’ye insani koridorun, bu yapıyı Akdeniz’e açmanın bir aracı olacağını daha önce belirtmiştik. Nitekim Irak’ın kuzeyindeki yapı da “insani koridor”la başlamıştı.
Peki, plan nasıl yürüyecek? Daha doğrusu planın araçları nelerdir? Bugün bu araçlardan Kalkınma Ajansları’nın işlevini inceleyeceğiz.
EYALET MODELİ YÜRÜRLÜKTE
AKP’nin hükümet olduğu dönemde ABD’nin Ankara Büyükelçisi olan Robert Pearson, “Irak’ın kuzeyi ile Türkiye’nin güneydoğusu tek bir ekonomik bölge olarak düşünülmeli” demiş ve rotayı çizmişti. Erdoğan- Gül iktidarı da o rotaya uygun olarak Kamu Yönetimi Temel Kanunu ile Kalkınma Ajansları yasasını çıkarmıştı.
Yasaya göre yerel yönetimleri güçlendirmek adına, Türkiye’yi 25 eyalete bölen kalkınma ajansları kuruldu. Ki, DTK’nin ilan ettiği “demokratik özerkliğin” aslında altyapısıdır, dayanağıdır bu yasa…
SINIR RAHATSIZLIĞI
Kalkınma Bakanlığı’na bağlı bu 25 kalkınma ajansından biri olan Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) heyeti, geçen hafta Irak’ın kuzeyindeydi. Hakkâri Valisi Muammer Türker ve beraberindeki heyet, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’yle görüştü. DAKA’nın resmi programında, ziyaretin amacı, Çukurca’nın Üzümlü ve Şemdinli’nin Derecik sınır kapılarının açılması olarak belirtiliyordu.
Barzani’nin Başkanlık Sarayı’nda kabul ettiği DAKA heyetine, Türkiye’nin Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen de eşlik etti.
Hakkâri Valisi Muammer Türker, Hakkâri’den Erbil’e 12 saatte ulaştıklarını, oysa bu iki sınır kapısının açılması halinde yolun 3 saate düşeceğini belirterek, bu konuda Barzani’den yardım istedi. Vali Türker, Hakkâri’ye yapılacak olan Havaalanı’ndan da, bu vesileyle Kuzey Irak halkının yararlanabileceğini söyledi.
Barzani’nin yanıtı ise Kalkınma Ajansları’nın işlevini göstermesi bakımından önemliydi: “Avrupa yıllarca süren savaşlardan sonra sınırlarını tamamen kaldırdı. Kardeş iki toplumun arasındaki sınırın bu şekilde çizilmesinden iki toplum da zarar görüyor. Bu konuda Türkiye tarafı gibi biz de hazırız. Hatta altyapının neredeyse tamamını bitirdik diyebiliriz. Bir an önce bu kapıların açılması gerekir ve Avrupa’ya kadar gidecek bir demiryolu hattının da bölgeleri bağlaması gerekir.”
KAPI DEĞİL SINIR KONUSU
Barzani’nin sözlerinden, konunun sınır kapısının ötesinde olduğu anlaşılmaktadır. Zira Barzani’nin Hakkâri’ye Dışişleri Bakanı Hoşyer Zebari’yi göndereceğini söylemesi; DAKA heyetinin de Barzani’den sonra sırasıyla Sanayi Bakanı Sinan Çelebi, İçişleri Bakanı Kerim Sincari, Milli Eğitim Bakanı Safin Dizai, Erbil ve Dohuk Valileri, ticaret ve sanayi odası başkanlarıyla görüşmesi, kapının değil, sınırın konu edildiğini göstermektedir.
EKONOMİK BÜTÜNLEŞME – SİYASİ BÜTÜNLEŞME
Pearson’un “Anadolu’nun güneyini, doğusunu ve Kuzey Irak’ı alırsanız, tek bir ekonomik bölge olduğunu görürsünüz” diyerek “ekonomik bütünleşme” işareti verdiği açıklamasının ne anlama geldiğini o tarihte Barzani’nin internet medyası şöyle yorumlamıştı:
“Kürdistan’ın güneyi ile kuzeyinin tek bir ekonomik bölge ve bütünlüklü pazar şeklinde birbirine bağlanıp siyasi şekillenmeye dönüşmesi, yakında Türk devletini tamamen bölgeden tasfiye edecektir.”
ABD’nin AKP ve Barzani eliyle yürüttüğü plan bu… Irak’ta 160 bin askeri mevcutken bu planı gerçekleştiremeyen ABD’nin işinin artık daha zor olduğu ortada. Ancak AKP’nin iktidarının bu türden planlara ve görevlere bağlı olduğu da ortada!
Ve mesele, Türkler ve Kürtler kadar, Araplar ve Acemleri de ilgilendirmektedir. Tüm bölge, insani koridor ve sınır kapısı gibi güzel kavramlarla dışı boyanan bu planın, bölgeye kan ve gözyaşı getireceğini görmeli ve bu gerçeğe göre konumlanmalı. Hem de, ABD’siz bir barış bölgesi yaratmanın koşulları oluşmaya başlamışken…
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
23 Ocak 2011
Abdullah Gül, Aydın Selcen, Hoşyer Zebari, Kalkınma Ajansları, Kerim Sincari, Mesut Barzani, Muammer Türker, Robert Pearson, Safin Dizai, Sinan Çelebi, Tayyip Erdoğan
- Diğer 1.458 aboneye katılın
Kategoriler
- ABC Yazıları (23)
- Aydınlık Gazetesi Yazıları (1.402)
- CGTN Türk (256)
- Cumhuriyet Gazetesi (976)
- Film Yazıları (1)
- Kitap-Film Yazıları (14)
- Mesleki Yazılar (5)
- Odatv Yazıları (216)
- Politika Yazıları (2.996)
- Radikal Kitap Yazıları (1)
- Teori Dergisi Yazıları (6)
- Uncategorized (10)
Arşivler
İstatistikler
- 1.145.859 hits