Posts Tagged Veysel Eroğlu
KADINLAR, ERDOĞAN’IN G.TÜNÜN KILI OLMAYACAK!
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 25/06/2013
Haziran Ayaklanması’nda neden kadınlar daha çok ve daha önde? Ya da neden önce “kırmızılı kadın” öne çıktı da “siyahlı adam” değil?
Hatta son iki yılın kimi önemli eylemlerine bakarak şu soruya da bir yanıt bulmalıyız: Kadınlar neden daha cesur?
Mutlaka biyolojik nedeni vardır. Örneğin kaslı bir erkeğe göre daha cesur olmaları, doğanın onlara bahşettiği doğurganlık özelliğindendir.
Peki, sosyal bir nedeni var mı?
Gelin bu sorunun yanıtı için önce bazı olguları anımsayalım ve inceleyelim:
AKP’NİN KADINA BAKIŞI
1. Muhafazakâr dünyanın önemli isimlerinden Ali Bulaç’ın işsizlik sorununa çözümü çok aydınlatıcı. Bulaç özetle, çalışan kadınların ait oldukları evlere dönmesi durumunda işsiz erkeklerin işe kavuşacağını ve işsizlik sorununun ortadan kalkacağını savunuyor.
2. AKP’nin Gölcük-Düzağaç Mahallesi Kadın Kolu Başkanı Nuran Yıldız’ın şu sözleri o dünyada hiç de marjinal değil: “AK Parti’ye üye olmak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a nikahla bağlanmaktır.”
3. AKP’nin Kazlıçeşme mitinginde küçük Zeynep Serra’nın eline verilen “ayyaş koca değil, dindar koca istiyorum” pankartı, muhafazakâr dünyada kadına biçilen rolü resmediyor. 7 yaşındaki bir kız çocuğunun nasıl yetiştirildiği ve daha önemlisi o dünyada ne anlam ifade ettiği, ciddi bir sosyolojik problemdir.
4. O probleme işaret eden sözlerden birini Başbakan Erdoğan “Ak Kadınlar Ormanı” projesinin fidan dikim töreninde dile getirmişti: “Bunlar fidan olmaktan çıkmış, ağaç olmuş. 15 yaşındaymış, yakında evlendireceğiz.”
5. Nitekim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye genelindeki “çocuk gelin” sayısı bu yıl 181 bini aştı ve bir önceki yıla göre yüzde 94,2’lik bir artış sergiledi.
6. Orman Bakanı Veysel Eroğlu, AKP’nin önemli bir rolünü katıldığı bir nikâhta açıkladı: “Teşkilatın görevi, evlenecek yaştakilere uygun aday bulmaktır.”
8. Bir Bakanın yolda mola esnasında erkeklerle bir masada otururken, karısının tek başına ayrı bir masada oturması istisnai bir durum değildir. AKP mitinglerinde ve salon toplantılarında kadınlar için ayrı bölge oluşturulması, kimi AKP’li belediyelerin sadece kadın taşıyan otobüsleri sefere sokması, kız-erkek karışık okulların adım adım ayrıştırılması, karışık ilköğretim okullarında kız ve erkeklerin ayrı sıralara oturtulması…
Sadece bu örnekler bile nasıl bir gelecek tasarladıklarını ortaya koymaktadır.
7. Akdeniz Oyunları’nın açılışında pantolonlarıyla dans eden kadınlarımız, AKP’nin sporcu kadına, dansçı kadına, sanatçı kadına,çalışan kadına ne oranda tahammül edebileceğinin de açık işaretlerini veriyor. Zira dans ve sporun doğal kıyafetlerinden adım adım çıkarılan kadınlara, dans ve spor fiilen yasaklanmış demektir!
8. Uzatmayalım… AKP’de kadının yeri, o kadınlardan birinin Kazlıçeşme mitinginde en somut şekilde özetlediği gibidir maalesef: “Erdoğan’ın g.tünün kılıyım.”
FAŞİZM ÖNCE KADINI HEDEF ALDI
11 yıllık AKP iktidarının özellikle son bir yılı, buna benzer örneklerle dolu…
Erdoğan açıkça “dindar bir nesil”, “kindar bir nesil” arzu ettiğini söylerken, erkeklerden çok kadınları hedef almış oluyor. Daha doğrusu kadınlar, AKP’nin “dindar” adı altında oluşturmaya çalıştığı toplum modelinin esas kurbanı olacaklarını daha somut görüyor.
Ve kadınlarımız ne kendilerini, ne de çocuklarını öyle bir dünyaya layık görmüyor!
Atatürk’ün kadını özgürleştiren Cumhuriyeti’ni yeniden inşa etmek için elinde bayrağıyla barikatlara koşuyor!
Gerekirse “kırmızılı kadın” oluyor, gerekirse “tencere tavalarıyla” ayağa kalkıyor, gerekirse elinde Türk Bayrağı’yla TOMA’nın önüne dikiliyor…
Ve sayıları oldukça çok olan başörtülü kadınlarımız da Haziran Ayaklanması’nda yerini alıyor. Çünkü kadınlarımız “Erdoğan’ın g.tünün kılı” değil, Atatürk’ün Cumhuriyetinin eşit yurttaşı olmak istiyor!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
25 Haziran 2013
NEREDE BU DEVLET?!
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 07/09/2012
Bu kez acıyı Afyon’da, cephanelikteki patlamada yaşadık. 25 şehit verilen olayın sebebi, yazıyı gazeteye teslim ettiğimizde henüz netleşmemişti!
Tabi bize göre netleşmemişti! Yoksa AKP Hükümeti daha ilk saatlerde olayın sebebini saptamış ve konuyu kapatmıştı! Hükümete göre olay kazaymış ve sayım sırasında olmuş!
Oysa aynı saatlerde Genelkurmay Başkanlığı, resmi açıklamasında patlamanın sebebinin henüz bilinmediğini açıklıyordu! Ama ileri demokrasilerde seçilmişler, atanmışlardan elbette daha iyi bilirler!
ORMAN BAKANI OLAYI SAPTADI!
Hükümet adına ilk incelemeyi ve ilk açıklamayı yapan kişi Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’ydu. Bakan, “Tamamen bir kaza neticesi, muhtemelen bir el bombasının yere düşmesi neticesinde bir patlama.” diyerek kesin konuşuyordu!
Eroğlu, şu sözleriyle, bize İdris Naim Şahin’in kabinede tek olmadığını da ispatlıyordu: “Olay terör saldırısı değil. Hindistan, Pakistan’da sıkça yaşanan olaylar gibi bir olaydır. Bir el bombasının yere düşmesi sonucu meydana gelmiştir.”
Biz benzetmenin zavallılığından ziyade, devletin düştüğü duruma üzüldük!
Zira özellikle Uludere’de 34 yurttaşımızın savaş uçağıyla bombalanmasından itibaren, devletin çöktüğünü izliyoruz! Geçiniz son 8 ayı, sırf son birkaç günde yaşanan şu olaylar bile gelinen noktayı özetlemeye yetiyor.
TÜRK BAYRAĞI TAHRİK ETMEZ, BİRLEŞTİRİR!
PKK Beytüşşebap’a saldırdı, 10 Mehmetçik’i şehit etti. Çatışmada PKK’liler de öldürüldü. PKK’nin bir ilçe merkezine saldırmasından daha tehlikeli olan gelişme ise çatışmanın sabahında yaşandı. Kalabalık bir grup vatandaş, 3 PKK’linin cesedini almak istedi, arbede yaşandı. Askeri araçların önünü kesen, sloganlar atan grup, en öndeki askeri aracın üzerine de bir PKK bayrağı bıraktı.
Asker, gerilimin daha da artmaması için bayrağı araçtan indirmedi ve TSK konvoyu ilçe çıkışına kadar PKK bayrağıyla ilerledi!
Daha vahimi, araç, ilçe askeri lojmanlarının önünden geçerken yaşandı. Üç asker, üstlerinin emriyle, halk tahrik olmasın diye, balkondaki Türk bayrağını indirdi!
VATANDAŞ ASKERİ SAKLIYOR!
PKK Bitlis’te yol kesmiş; arka arkaya sıralanan tüm araçlardan indirdiği vatandaşları bir kenara toplayıp, örgüt propagandası yapmış, sonra da 3 TIR’ı ateşe vermiş.
O esnada cep telefonu kaydı yapan bir vatandaş, görüntüleri Milliyet gazetesine vermiş. Yolun kesildiği sırada araçların içerisinde sivil giyimli 8 asker de bulunuyormuş. Askerler, vatandaşlar tarafından yakındaki bir dinlenme tesisinin mescidinde saklanmış!
TERÖRÜN HEDEFİ NE?
Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, PKK’nin Beytüşşebap saldırının şifresini çözmüş! Vali, bu önemli şifreyi Akşam gazetesine açıklamış: “Beştüşşebap silaha değil okula aşık. Ailelerin bu tavrı, terör örgütünü rahatsız ediyor. Bu yüzden hedef seçildi.”
Valinin açıklaması, Başbakan Erdoğan’ın “Terörün hedefi partimizdir” saptaması(!) ve Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in “66 aya karşı çıkan PKK ve laikçilerdir” suçlamasıyla birleştirilince, daha bir bilimsel oluyor!
AKP’NİN VALİLERİ
Siirt Valisi Ahmet Aydın, meydandaki “Türk, Öğün, Çalış, Güven” tabelasını indirtmiş! Star gazetesi olayı “öğünülecek çalışma” diye alkışlıyor!
Vali Aydın, yetinmemiş, tabelayı asanı arıyor: “Bu konuda ne jandarmadan, ne belediyeden ne de hiçbir kurumdan olumlu yanıt alamadık. Tabelayı asan faili meçhul oldu. Kimse sahip çıkmadı. Halkın bazı değerlerini de göz önünde bulundurarak bu tabelanın kaldırılmasının uygun olacağını düşündük. Zaten çevreye yazılan yazılarla bir şey olunmayacağını bilmemiz gerekiyor.”
Tabelayı asan devlet kurumu Vali’den korkmuş, çekinmiş ve astığını söylemekten utanmış ama Vali, üstelik sayesinde bir ile baş olduğu o sözlerin sahibi Atatürk’ten hiç utanmamış!
SEZEN AKSU ÇÖZER!
Tüm bunlar yaşanırken, İstanbul’da başta Sezen Aksu ve Orhan Pamuk gibi isimlerin de yer aldığı, AKP ve BDP destekli bir grup “akil adam” toplanmaya ve ülkenin en önemli sorununu çözmeye hazırlanıyordu!
Çünkü milletin seçtiği 550 vekil topu onlara atmıştı!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
7 Eylül 2012