ERDOĞAN BOP’ÇU, GÜLEN PASİFİKÇİ

Fethullah Gülen Cemaati’nin sözcüsü Hüseyin Gülerce, Reyhanlı saldırısının bir BOP tuzağı olduğunu yazdı dün! Hatta hızını alamayan Gülerce ABD’nin Irak’ı işgal ettiğini anımsatarak Ortadoğu’yu bölmek istediğini, sınırları yeniden çizmek istediğini, mezhep çatışması yaratmak istediğini de yazdı!

Hayır, Cemaatin geçmişte Irak işgalini nasıl alkışladığını anımsatmayacağız. Ya da Erdoğan’ın, Gülerce’nin bu yazısından sonra Salı grup konuşmasında “sol işaret parmağıyla Kılıçdaroğlu’nu, sağ işaret parmağıyla Bahçeli’yi yönlendiren Perinçek, başparmağıyla da cemaati yönlendiriyor” deme ihtimalini de hesaplamayacağız.

Sadece bölünmenin bu düzeye çıkmasının asıl nedenini inceleyeceğiz:

ABD’DE KIRAN KIRANA ÇARPIŞMA

Ufuk Ötesi’nde sık sık işaret ettiğimiz gibi ABD’deki bölünme kıran kırana çarpışmalara sahne oluyor. Son yazımızdan bu yana bile taraflar birkaç yeni cephede daha çarpışmaya başladı:

1. ABD’deki yarılma kuşkusuz hâkim sınıflar içindeki çelişmenin sonucudur ama şu andaki somut yansıması Beyaz Saray ile Kongre’nin karşı karşıya olması şeklindedir.

Bunu neden belirttik? Şundan: Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Barrack Obama dışında, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Joan Boehner ile bir araya gelecek.

Peki, bunun önemi ne? Bildiğiniz gibi Asya-Pasifik merkezli bir stratejiyle ABD’yi düzlüğe çıkaracağını varsayan Obama yönetimi, Suriye konusunu Türkiye’nin çözmesini bekliyor. Ancak ABD’nin geleceğini Ortadoğu’da görenler ise Suriye’ye doğrudan müdahale için bastırıyor.

Müdahaleciler bu nedenle Kongre’ye “Suriye’de İstikrarın Sağlanması-2013” isimli bir yasa tasarısı sundular. Tasarı ABD’nin Suriye’de uçuşa yasaklı bölge ilan etmesine ve muhaliflere ağır silah verilmesine izin veriyor. Tasarıyı hazırlayanlar, ABD’nin Rusya’yla uzlaşarak yapmayı planladığı Uluslararası Suriye Konferansı’na da ateş püskürüyor!

2. ABD Kongresi, geçen hafta Bingazi Saldırısı’nı yeniden gündeme getirdi. Cumhuriyetçiler,  Kongre’de dinlenen ABD’nin Libya’daki eski Misyon Şefi Yardımcısı Gregory Hicks’in açıklamaları üzerinden sadece Obama yönetimini değil, Hillary Clinton’un 2016 başkanlık adaylığını da hedef aldılar!

3. ABD Adalet Bakanlığı’nın, AP’ye haber sızdıran yetkilileri yakalamak için ajansın tüm çalışanlarını dinlemeye aldığı ortaya çıktı. Hürriyet’ten Tolga Tanış’ın bildirdiğine göre skandal şöyle gelişti: AP Yemen’de hâlâ süren bir CIA operasyonunu deşifre etti. Beyaz Saray haberin yayımlanmamasını istedi ancak AP dinlemedi. İş büyüdü.  Hatta FBI, şimdiki CIA Direktörü John Brennan dâhil birçok kişiyi olay nedeniyle sorguladı.

4. Hâkim sınıflar arasındaki yarılma Pentagon’a da yansıdı. Örneğin NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Komutanı Oramiral James Stavridis’in istifa ettiği haberi servis edildi medyaya. Ancak Stavridis görevinin başındaydı! Ne olmuştu gerçekte peki? Bu durum acaba Stavridis’in Obama’nın aksine Suriye’ye müdahale yanlısı olmasıyla ilgili miydi?

ERDOĞAN-GÜLEN ÇARPIŞMASI

ABD içindeki bu yarılma, haliyle Türkiye’deki temsilcilerine de yansıyor. Üstelik Obama’nın göreve geldiği 2009’un başından beri!

AKP ve Cemaat, Kürt Açılımı’nda da, Suriye konusunda da uyumlu değil.

Kuşkusuz bu iki konu başlığındaki çelişmenin ana dayanaklarından biri Erdoğan’ın “Kuzey Irak’ın Fethullahlaştırılması ve Güneydoğu’nun Barzanileştirilmesi” yerine, yola Abdullah Öcalan ile devam etme kararıdır. AKP’ye ortak yapılan PKK’nin Cemaati hedef alması ve Cemaatin de “çözüm sürecine” mesafe koyması bu nedenledir. Ancak bu ayrışmanın kaynağı da ABD’deki yarılmadır.

Bu yarılma, kimi AKP yetkililerinin “Washington önce Kuzey Irak’la ilişki kurmuyoruz diye kızıyordu, şimdiyse ilişkimizden rahatsız” diye yakınmasını da açıklıyor. Zira Obama’nın Ankara-Erbil yakınlaşmasından değil, bu yakınlaşma nedeniyle Maliki’nin İran’ın yanına itilmesinden rahatsız olduğunu anlamıyorlar.

AKP İLE CEMAAT’İN İSTİHBARAT SAVAŞLARI

AKP-MİT cephesiyle Cemaat-Emniyet İstihbarat cephesinin çarpışması, “Başbakanlığa böcek” olayından sonra, şimdi de Reyhanlı saldırısına yansıdı.

Erdoğan, Reyhanlı saldırısı sonrası açıkça Emniyet’i suçladı ve MİT’in istihbaratının doğru fakat Emniyet’in uygulamasının eksik olduğunu açıkladı. Başbakanlık Teftik Kurulu’nu harekete geçirdi.

Cemaat ise kalemşorlarının “MİT Muhaberat’ın oyununa geldi” yazılarıyla bu saldırıya yanıt veriyor. Emre Uslu’nun MİT’i açıkça hedef alan dünkü yazısında “Aydınlıkçılar MİT’i de kontrol ediyor” diye yazması ise cemaatin çapsız bir yalana sarılacak kadar sıkıştığını gösteriyor.

ABD YARILDI, F-AK KOALİSYONU BÖLÜNDÜ

Sonuç olarak ABD yarılınca, Türkiye şube temsilcileri de bölündü.

ABD’deki yarılma Türkiye’ye fiilen şöyle yansıyor: Erdoğan ABD’nin BOP’çu, Ortadoğucu kesimlerinin Türkiye şubesi olmayı sürdürüyor, Gülen Cemaati ise yeni stratejiye uygun olarak Pasifikçiliği seçiyor ve BOP eleştirisine soyunuyor!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
16 Mayıs 2013

, , , , , , , , , , , , , ,

  1. Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: