Mehmet Ali Güller
Posts Tagged Dağlıca
DAĞLICA BASKINININ ASIL HEDEFİ
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 22/06/2012
PKK’nin Dağlıca baskınlarıyla AKP’nin Açılım’ları arasında doğrudan bir bağ var: ABD. Türkiye bu bağı saptamadıkça, bu sarmal devam edecek ve Genelkurmay Başkanı’ndan sonra sırasıyla tüm komutanlar ağlayacak!
2007’deki Dağlıca baskını ile başlayan süreci anımsamakta bu nedenle büyük yarar var:
AKP: AÇILIM DAĞLICA’YLA BAŞLADI
PKK, 21 Ekim 2007’de Dağlıca’ya yedi koldan saldırdı ve 13 askeri şehit etti. Saldırı “özel kuvvetler” işi kadar profesyoneldi. Fatih Çekirge’ye konuşan üst düzey bir yetkili şöyle diyordu: “Bunlar düzenli orduya karşı gayrı nizami harp taktikleri uygulayan ve gerilla yöntemlerini iyi bilen teröristler. Bunlara gerilla diyemiyoruz. Çünkü siyasi bir kimlik alıyorlar. Uyguladıkları bütün taktikler gerilla taktiğidir. Siste kaldırma, köprüde kıstırma, hedef çevirip yok olma. Kamuflaj ve karanlıktan yararlanma… Dağda yaşamak kolay değildir. Bunlar özel eğitim almışlar. Belki de içlerinde başka uluslara ait özel unsurlar var.” (Hürriyet, 22 Ekim 2007)
İki yıl sonra yapılan açıklamalar, zaten saldırının hedefini ortaya koyuyordu. Örneğin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan 24 Ekim 2009’da katıldığı bir TV programında şöyle diyordu: “Açılımın altyapısı, 2007 yılındaki Dağlıca baskınında sonra yapılan diplomatik çalışmalarla başladı.” (Taraf, 2 Kasım 2009)
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da, Kuzey Irak’ta Barzani heyetiyle yaptığı görüşmede aynı vurguyu yapıyordu: “Dağlıca baskınından sonra Türkiye bir yol ayrımına gelmişti. Ya savaşa yönelecekti ya da ortak akılla harekât edip barışa. Biz bu yolu seçtik, akılla hareket edip temaslarımızı yoğunlaştırdık.” (Taraf, 2 Kasım 2009)
TSK’NİN SINIRLI SINIRÖTESİ OPERASYONU
Dağlıca baskınıyla asıl tehdidi gören Türk Ordusu, Kuzey Irak’a müdahale kararı aldı. Washington, AKP üzerinden bu kararın alınmasını engellemeye çalıştı. Ancak günler süren mücadelenin ardından TSK kararlılık gösterip AKP’ye rağmen 16 Aralık 2007 gecesi Kuzey Irak’a girdi. Türk Ordusu’nu engelleyemeyen ABD, bu kez de TSK’den “işini çabucak bitirip” çıkmasını istedi. Türk Ordusu, bazı yorumlara göre ABD baskısıyla erken çıktı, bazı yorumlara göre ise kendi belirlediği takvim çerçevesinde harekâtı sürdürdü ve tamamladı.
Ancak harekât yarım kalmış olmalı ki, TSK iki ay sonra yine Kuzey Irak’a girdi. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ise ABD’nin tepkisine ortak olurcasına şu açıklamayı yaptı ve TSK’yi zora soktu: “Mümkün olan en kısa sürede geri dönülecek.”
Erdoğan’ın bu açıklamasından iki gün sonra, 28 Şubat 2008’de, dönemin ABD Savunma Bakanı Robert Gates Ankara’ya geldi ve “TSK’nin operasyonunun kısa sürmesini istedi.” TSK, 1 Mart 2008’de operasyonu tamamladı!
BARZANİSTAN’I HİMAYE AÇILIMI
AKP’nin kendi ordusunun elini nasıl bağladığını sonrasında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu şöyle açıklıyordu: “İki sene önce Dağlıca terör saldırısı olduğunda, Ekim 2007’de, ne kadar karanlık senaryolar vardı. Bizim Irak topraklarına gireceğimiz, Kürtlerle çatışma çıkacağı söyleniyordu. Belki bunu isteyenler vardı. Dağlıca saldırısında sonra ilk defa 2007 Kasım ayında Bağdat’a gittim; Neçirvan Barzani ile görüştüm. Bütün bu senaryolar iki yılda iflas etti. Aksine çatışmadan güçlü işbirliği zeminine gelindi. Bu politikaların güçlü şekilde uygulanması gerekir.” (Radikal, 31 Ekim 2009)
2. AÇILIM PAKETİ OPERASYONU
5 yıl sonra Dağlıca yine basıldı. 300 PKK’li, Barzanistan’dan girip 8 askerimizi şehit etti. Yine kamuoyu çalışması yapılacak, yine “Türkiye yol ayrımında” denilerek rota ABD planına tam yol kırılacak, yine “akan kan dursun” sözleri üzerinden PKK ile müzakerelere oturulacak…
Kısacası, AKP’ye verilen 2. Açılım paketi, artık resmi olarak açılmayı bekliyor!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
22 Haziran 2012
2. Açılım, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Dağlıca, Neçirvan Barzani, Robert Gates
4 MADDELİK ÇÖZÜM PLANI
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 20/06/2012
Dağlıca’da 8 askerimiz şehit oldu… Malum çevreler yine “tam barış geliyordu, bozdular” demeye başladı. Yazıya oturduğumuzda, henüz “Ergenekon”u işaret eden olmamıştı!
Ancak bir kısım akılsız ve vicdansız, terörü, terörist saldırıyı “provokasyon” diye yorumlamaya başlamıştı bile. PKK’nin içine sızan provokatörlerden şikâyet edebilmek ancak Açılımcılara yakışır zaten! Sanırsın PKK, silahlı bir örgüt değil de kanarya sevenler derneği! Artık Karayılan’la oturur, PKK’deki provokatörlere yönelik soruşturma başlatırlar!
ANKARA’NIN YOL HARİTASI
Babasını 1,5 yaşındayken teröre kurban vermiş 19 yaşındaki bir kardeşimiz dün haykırıyordu telefonda, “çözümü yaz” diyordu. Akil adamsız, Açılımsız ve Oslo’suz çözümü yazalım:
1. Türk devleti, Irak’ın kuzeyindeki yapıya, PKK yöneticilerini teslim etmesi ve kampları boşaltması için 72 saat süre tanıdığını dünyaya ilan etmeli ve gereğini yapmalıdır!
2. Türkiye, ABD’nin Kürt planını bozmak için İran, Irak ve Suriye ile bu temelde bir ittifak kurmalı ve ortak askeri çözümle, “ikinci İsrail”i yıkmalıdır!
3. Dört ülke, ABD’nin “Büyük Kürdistan” planını bozduktan sonra, bölgede bir Türk – Kürt – Arap – Fars kardeşliği oluşturmak için bölgesel bir birliktelik kurmalıdır! Türk – Kürt, Arap – Kürt ve Fars – Kürt sorunları üzerinde emperyalist müdahalelerin bir daha yaşanmaması için birlik temelli eşitlikçi siyasal çözüm uygulanmalıdır!
AKP ÇÖZÜM DEĞİL SORUNDUR!
Bu üç aşamalı yolun ilk iki aşaması geçmiş dönemlerde asgari seviyede uygulandı ve başarı da kazandı. Örneğin Türk Ordusu 1995’te bölgeye düzenlediği Çelik Harekâtı’yla ABD’nin kukla yapısını dağıttı, CIA peşmergeleri Guam’a taşınmak zorunda kaldı. Örneğin 1998’de İran ile güvenlik anlaşmaları imzalanarak, PKK’ye karşı ortak mücadele verildi vs.
Ancak bugün, kimin hangi iradeyle yapabileceği meselenin düğümlendiği noktadır. O da çözüm planının 4. ve en önemli maddesidir.
Zira Türkiye’yi yöneten AKP hükümeti, Barzani’ye bu ültimatomu verecek siyasi pozisyonda değildir; tersine Barzani ile birlikte Maliki’ye düşmanlık yapmaktadır! AKP hükümeti, değil Suriye ile ittifak kurmak, tersine Suriye rejiminin yıkılması için çalışmaktadır. AKP hükümeti, İran ile ittifak bir yana, tersine İran’ı hedef alan Atlantik planlarında rol almakta, İsrail’e kalkan olacak ABD radarlarına ev sahipliği yapmaktadır.
Ve en önemlisi AKP hükümeti, ABD’nin stratejik piyonları PKK ve Barzani’yle mücadele edemez, zira kendisi de ABD’nin Ortadoğu’daki bir diğer taşeronudur!
ÇÖZÜMÜN ADRESİ İŞÇİ PARTİSİ
Hiç lafı dolandırmadan belirtelim: Türkiye AKP hükümetinden kurtulmadıkça ve Türk milleti AKP hükümetini yıkmadıkça daha çok şehit veririz. Ankara’dan değil de Washington’dan yönetilmenin sonuçları ortadadır. Bin yıldır birlikte yaşayan Türk ile Kürt’ü birbirinden tamamen koparacak Açılım’lara son vermenin yolu önce Ankara’yı yeniden iktidar yapmaktır!
Tıpkı Cumhuriyet gibi CHP de yıkılmıştır; AKCHP ve F tipi CHP olmuştur. Öcalan’a ev hapsi isteyen, Öcalan’ın akil adamlarını çözüm sanan bir CHP’nin millete bir hayrı artık yoktur.
Tek yol, Cumhuriyet’i yeniden kurmak, Atatürk’ün altı okunu yeniden iktidar yapmaktır. Bu program, birikim ve siyasal irade bugün Türkiye’de sadece İşçi Partisi’nde vardır.
Kılıçdaroğlu’nu Atatürkçü yapmaya enerji harcayan yurtsever CHP’li milletvekilleri, bu enerjilerini artık Kuvvayı Milliye ruhunun olduğu yeri büyütmeye harcamalıdır.
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
20 Haziran 2012
AKCHP, Öcalan, Barzani, Dağlıca, Erdoğan, FCHP, Karayılan, Kılıçdaroğlu
- Diğer 1.458 aboneye katılın
Kategoriler
- ABC Yazıları (23)
- Aydınlık Gazetesi Yazıları (1.402)
- CGTN Türk (256)
- Cumhuriyet Gazetesi (977)
- Film Yazıları (1)
- Kitap-Film Yazıları (14)
- Mesleki Yazılar (5)
- Odatv Yazıları (216)
- Politika Yazıları (2.997)
- Radikal Kitap Yazıları (1)
- Teori Dergisi Yazıları (6)
- Uncategorized (10)
Arşivler
İstatistikler
- 1.145.885 hits