Posts Tagged Fenerbahçe
YIKILAMAYAN İKİKALE: İP ve FENERBAHÇE
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 05/11/2013
Aziz Yıldırım, açık ara farkla yeniden Fenerbahçe’ye başkan seçildikten sonra durumu özetledi: “3 Temmuz’la hesaplaştık.”
Evet, Yıldırım 3 Temmuz’la hesaplaşmıştı ve kazanmıştı!
Neydi 3 Temmuz?
3 Temmuz, 10 yıldır Cumhuriyet kurumlarını, kalelerini teker teker ele geçiren AKP rejiminin spora da el atması ve Fenerbahçe’ye operasyon yapmasıydı.
3 Temmuz tertibi sonrasında yandaş kalemlerin Ergenekon-Fenerbahçe ilişkisi kurması bile, operasyonun ana hedefini gösteriyordu.
FENERBAHÇE CAMİASI TEK VÜCUT OLDU
Ancak Fenerbahçe kulübü, başkanıyla, yönetimiyle, kongre üyeleriyle, taraftarlarıyla tertibi doğru okudu ve doğru yerde mevzilendi. Fenerbahçeli tribünler her 34. dakikada, aslında 3 Temmuz’la hesaplaştı. Fenerbahçeli taraftarlar Gezi eylemlerine katılarak, aslında 3 Temmuz’la hesaplaştı.
Fenerbahçe, bir tertiple içeri alınan Aziz Yıldırım’ın arkasında sonuna kadar durdu ve nihayet geçen hafta sonu onu yeniden seçerek 3 Temmuz’la hesaplaşmayı kazandı!
Fenerbahçe’yi kutluyoruz.
ERDOĞAN, YILDIRIM’A YANIT PEŞİNDE
Aziz Yıldırım’ın “3 Temmuz’la hesaplaştık” dediği konuşmasındaki şu cümlenin altını özellikle çiziyoruz: “Fenerbahçe’nin neferleriyiz. Çocuklarımıza, bizden sonra geleceklere bu Fenerbahçe’yi, Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda teslim edeceğiz. Bunun dışında kimse bir şey beklemesin.”
İşte 3 Temmuz bu Cumhuriyet kararlılığıyla, Cumhuriyet karşıtlarının mücadelesiydi. Erdoğan’ın Fenerbahçe Kongresi sırasında Aziz Yıldırım’ın yaptığı konuşmaya Kızılcahamam Kampı’ndan yanıt yetiştirmesi ve “sen kendini çevre bakanı mı sanıyorsun” demesi, işte bu mücadelenin yansımasıdır.
İP, TERTİBİ TERSİNE ÇEVİRDİ
AKP’nin yıkamadığı kurumların başında İşçi Partisi gelmektedir. Genel Başkanı’ndan başlayarak en üst düzey yöneticilerine dalga dalga tertip düzenlenmiş fakat İşçi Partisi sendeleyeceğine, daha hızlı koşmuştur.
Artık soru şudur: Peki İşçi Partisi ve Fenerbahçe’nin gösterdiği bu kararlı direnişi, neden diğer kurumlar, örneğin TSK, örneğin CHP, örneğin Yargı, örneğin Medya gösteremedi!
Kuşkusuz pek çok neden sayabiliriz. Bunlardan biri de kurumların önderlerinin tutumudur.
YILDIRIM DİRENDİ, BÜYÜKANIT TESLİM OLDU
Açalım:
İşçi Partisi, başta Doğu Perinçek olmak üzere parti önderliği direndiği için daha sağlam direnebildi.
Fenerbahçe camiası, kulüp başkanı Aziz Yıldırım direndiği için dik durabildi.
Aynı kararlılığı örneğin Deniz Baykal gösteremedi ve ahlaksız bir kasete teslim oldu. Örneğin Yaşar Büyükanıt direnemedi. Hatta tertiplerin işini kolaylaştıran üst düzey komutanlar da oldu!
Sonuç olarak artık şu saptamayı yapabiliriz: Cumhuriyet’i yeniden inşa edecek kararlılık, işte bu anlayış farkından kaynaklanarak uygulanacak!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
5 Kasım 2013
“AZİZ’İN PİÇLERİ”
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 16/05/2012
Fenerbahçe’ye yönelik operasyonun arkasında cemaatin ya da şampiyonluk maçı sonrasında yaşananların polisin eseri olmadığını iddia edenler, dünkü Zaman gazetesini iyi incelesinler. Çünkü Zaman gazetesinin manşeti her şeyi ortaya koyuyor: “Olaylar, organize ve marjinal grupların işi.”
Kurgu – haberi inceleyeceğiz ama baştan soralım: Cemaat tüm bu yaşananların bir tarafı değilse eğer, Zaman gazetesi bu kadar operasyonel bir manşete neden ihtiyaç duyar?
POLİS KURGUSU
Zaman’ın operasyonel bir haberde başvurduğu yöntem ve kurgu, akıllara Ergenekon tertibinin gizli tanıklarını getirmektedir: “Kadıköy’deki Fenerbahçe – Galatasaray derbisinden sonra çıkan olaylara şahitlik eden Ali A. (37) isimli esnaf, grup içindeki bazı kişilerin, ‘Hadi polisleri öldürelim’ diye bağırdıklarını söyledi.”
Zaman bu iftiranın bir parça inandırıcılık kazanması için de olayı sözde “somut” verilerle süslemiş. Güya “hadi polisleri öldürelim” diyenler, sonra Ali A.’nın işyerine girmiş ve kendisinden polis öldürmek için bıçak istemiş!
Samanyolu dizilerinin berbat senaryolarını bile aratan bu kurgunun bir gazeteciden çıkması pek mümkün değil! Nitekim haberdeki şu cümleler gerçeği ele veriyor: “Büyük bir yangın tehlikesi belirdi. Bunun üzerine polis sahaya yeniden çıkarak öfkeli kalabalığı biber gazıyla durdurdu. Copla müdahalenin taraftarların yaralanmasını önlemek için özellikle yapılmadığı kaydedildi.”
Biber gazı sıkılmasına yönelik kamuoyu tepkisine karşı ürettikleri mazerete bakar mısınız siz? İnsanlar yaralanmasın diye cop kullanmayıp, biber gazı sıkmışlar! Yeri gelmişken belirtelim, İstanbul Valisi’nin de bu gerekçeye sarılması oldukça anlamlı.
Zaman bütün stadın, hatta koridorların bile biber gazıyla dolduğu gerçeğini, okurun belleğinde negatife çevirmek için de haberde şöyle numaralara başvurmuşlar: “Bunu önlemeye çalışan polis, Şili biberinden yapılan ve sadece sıkıldığı alanda etki gösteren Model 5 isimli biber gazı sıktı. Yaralama ve can kaybı olmaması için polise talimat verildi.”
Neymiş? Şili biberinden üretilen gaz, “sadece sıkıldığı alanda” etki gösterirmiş! Ekrem Dumanlı ve ekibi bu model 5’in özelliğini bize uygulamalı göstersinler önce…
CEMAAT POLİSİ
“Biber gazı fırlatmaya doyamayan” polisin olaylar sırasında ve sonrasında söyledikleri bile aslında gerçeği anlamaya yeterli:
Örneğin maraton tribününe saldıran polislerin “Aziz’in piçleri, hadi gelsin kurtarsın sizi” diye bağırmaları…
Facebook’ta olay sonrasında kimi polislerin birbirini “ellerine sağlık devrem” diye kutlamaları… Mesaisi Fenerbahçe stadında olmayan kimi polislerin “Allah herkese nasip etsin” demeleri…
Normal bir polis, hiç tanımadığı bir insana neden “Aziz’in piçi” der? Normal bir polis, normal bir polisi sırf Fenerbahçeli dövdü diye kutlar mı? Normal bir polis, o gün orada Fenerbahçeli dövemediği için üzülür mü?
CEMAAT OPERASYONU
“Olaylar, organize ve marjinal grupların işi” diye manşet atan Zaman, aslında operasyona Fenerbahçe – Galatasaray maçından önce başlamıştı!
Cemaatin dergisi Aksiyon, son sayısında Fenerbahçe’yi ve sanki 1 Mayıs’a katılmak suçmuş gibi alanlarda yer alan taraftar gruplarını hedef aldı. Oradan da Fenerbahçe – Ergenekon bağı kurdu aklınca!
Ağabeyleri ve sözcüleri “Fenerbahçe’yi neden ele geçirelim ki?” diye savunma yapan cemaat mensuplarına soralım o zaman: Cemaat bu tertibin arkasında değilse, yayın organlarınızın bu düşmanlığının nedeni ne peki? Hepiniz sadece başka kulüplerin fanatiği misiniz?
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
16 Mayıs 2012