Posts Tagged Halid Meşal

ERDOĞAN STRATEJİK SAVUNMADA

Mısır “darbesinin” arkasında İsrail’in olduğunu iddia eden Başbakan Erdoğan, haliyle pek ciddiye alınmadı.

Dün AKP’nin elindeki belgelerden birini sorgulamıştık; hani Yeni Şafak’ın manşet yaptığı, MOSSAD şefinin “darbeden” üç gün önce Mısır İstihbarat şefiyle görüşmesini kanıt gösteren haberi…

Erdoğan’ın elindeki bir diğer “belge” de “entelektüel Yahudi” dediği Bernard Henry Levy’nin 2011 yılında yaptığı bir konuşma ve orada söylediği şu sözler: “Mısır’da ordu, Müslüman Kardeşler’in iktidar olmasına izin vermez.”

Kuşkusuz Erdoğan hangi kahveye girse, en az üç masadan duyacağı bir yorum bu!

Dolayısıyla artık soru şudur: Peki, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, bu kadar dayanaksız bir iddiayı nasıl dile getirir?

LEVY DÜN İYİYDİ, BUGÜN KÖTÜ!

Yanıtı arayalım ama bugün kötü adam ilan edilen Bernard Henry Levy’nin Bosna’dan Suriye’ye kadar hemen her konuda, hep Erdoğanların müttefiki olduğunu da anımsatalım:

Örneğin Levy, “ve Batı Bosna’da öldü” dediğinde gönüllerinde taht kurmuştu…

Örneğin Levy, Erdoğan’ın da yer aldığı Libya saldırısına açık destek ilan ettiğinde, muteberdi…

Örneğin Levy, “Suriye operasyonu Libya’dan daha iyi olacak; çünkü Türkiye var” dediğinde, akil adamdı… (El Arabia, 26 Temmuz 2012)

ERDOĞAN İSRAİL’E NEDEN SARILDI?

Peki, Erdoğan neden Levy’yi harcadı? Ya da şöyle soralım: Erdoğan neden bu kadar dayanaksız bir iddiaya sarılmak zorunda kaldı? Kuşkusuz çaresizlikten, seçeneksizlikten…

Erdoğan ve kurmaylarını çaresizlik içinde bu iddiaya sarılmaya iten nedenler ise şunlardır:

1. Mısır’da İhvan rejiminin yıkılması ve Muhammed Mursi’nin devrilmesi, Arap ülkelerinde Erdoğan’ın istediği tepkiyi görmedi. Tersine, Mısır Ordusu’nun hamlesini açıkça destekleyen Suudi Arabistan’ın etkisi hâkim oldu.

Arapların birleşeceği yegâne konu ise İsrail’dir. İşte Erdoğan, Mısır’daki gelişmelerin sorumlusunu İsrail ilan ederek bu ittifakı sağlamaya çalışıyor.

2. Erdoğan’ın en önemli siyasi yatırımlarından biri de Hamas’dı. Erdoğan Hamas liderlerinden Halid Meşal’i, büyük tepkilere rağmen Türkiye’ye davet etmiş ve görüşmüştü.

Ancak Hamas da Mısır konusunda Erdoğan’ı yüzüstü bıraktı. Hamas sözcüsü Sami Ebu Zühri, Mısır konusunda tarafsız olduklarını açıkladı. (Bu arada Hamas içinde Meşal’in değil, Abu Mazrık’ın inisiyatif aldığını özellikle belirtelim.)

3. Erdoğan İsrail’i suçluyor, çünkü ABD’yi suçlayamıyor!

4. Erdoğan Suudi Arabistan’ı da açıktan suçlayamıyor zira önümüzdeki aylarda sıcak paraya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyacak!

5. Erdoğan, iktidarının derin sarsıntılar geçirdiği şu günlerde, İsrail’i suçlamanın, hem gaz almaya hem de saflarını sıklaştırmaya yarayacağını hesap etmektedir.

ERDOĞAN STRATEJİK SAVUNMADA TAKTİK DENİYOR

Sonuç itibariyle Erdoğan yine çaresizce bir hamle deniyor. Üstelik dış politikası iflas eden Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin hamleleri, gittikçe etkisizleşiyor.

Tutarsız, dayanaksız, ölçüsüz bu taktik hamlelerin tek hedefi ise günü kurtarmak!

Zira Erdoğan, artık stratejik savunmada ve adım adım mevzi terk ediyor.

Müttefikleri yenilirken, Erdoğan ayakta kalmaya çalışıyor.

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
22 Ağustos 2013

, , , , , , ,

Yorum bırakın

ERDOĞAN ESAD’A NEDEN DÜŞMAN?

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, politik başarısızlığın da etkisiyle olsa gerek, bu aralar sık sık Beşar Esad’ı zamanında ne kadar uyardığını, işlerin buralara gelmemesi için neler yaptığını anlatıyor. Ancak Beşar Esad, Erdoğan ve Davutoğlu yerine annesini dinlemiş! Yani demokrasiyi değil, katliamı seçmiş!

Böylesi dayanaksız suçlamaların hiç sorgulanmadan manşetlere taşınması, kuşkusuz basının düşürüldüğü durumla ilgilidir. Oysa Davutoğlu’nun iddiaları, aslında daha 10 gün önce çürütülmüştü! Hem de bizzat Başbakan Erdoğan tarafından…

ERDOĞAN’IN ESAD’A DAYATTIĞI BEŞ KONU

16 Mayıs’ta ABD Başkanı Barrack Obama’yla görüşen Başbakan Erdoğan, ortak basın toplantısında şöyle diyordu: “Biz İsrail-Suriye için de adımlar attık. 5 bölümde sürmüştü. Temenni ederim ki adımlar meyve verir, kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.”

İşte meselenin esası buradadır: “Kardeş” Esad’ın nasıl “düşman” Esad’a dönüştüğünün sırrı işte bu cümlede gizlidir.

Peki, neydi o beş konu? Erdoğan Esad’dan ne istemişti?

1. Golan Tepeleri’nden vazgeç!

2. İran’la (ve Hizbullah’la) stratejik ortaklığı bitir!

3. İki devletli çözümü kabul et!

4. Ortadoğu Serbest Bölgesi’ne dâhil ol!

5. Rejimi törpüle!

ABD’NİN ESAD’A TEKLİFİ

Gelin şimdi de bu beş konuyu yerimiz yettiğince açalım:

1. İsrail’in 1967’de işgal ettiği Golan Tepeleri, 45 yıldır Ortadoğu sorununun merkezinde bulunmaktadır. İşte Erdoğan Hükümeti Esad’dan, Golan Tepeleri’nden vazgeçmesini talep etti. Kuşkusuz talebin sahibi ABD ve İsrail’di.

2. ABD’nin Ortadoğu planlarının karşısında fiili direniş sergileyen İran’ın hizaya sokulması, öncelikle ittifaklarının bozulmasından geçiyordu. Erdoğan’a, Şam-Tahran eksenini bozma görevi verildi. Esad’ın İran’la stratejik ortaklığı bozması demek, İsrail’e karşı Hizbullah’ı desteklemekten de vazgeçmesi demekti.

Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah, 3 Eylül 2012’de, Lübnan’ın Meyadin televizyonuna çıkarak Atlantik’in Esad’a yaptığı bu teklifi deşifre etti. Nasrallah’ın belirttiğine göre ABD Esad’a, “İsrail’e karşı tutumunu sona erdirmesi, İran ve Hizbullah’la ilişkisini kesmesi” karşılığında, Suriye krizini bitirmeyi teklif etmişti!

ESAD’A MK BASKISI

3. Erdoğan ABD adına Esad’dan, iki devletli çözümü kabul etmesini istedi. Şam’ın bu teklifi kabul etmesi, aynı zamanda Hamas’a ev sahipliği yapmaktan vazgeçmesi demekti. Erdoğan bu nedenle o süreçte Halid Meşal’e el uzattı, onu Türkiye’de ağırladı.

Nitekim Hamas, Esad’ı yıkma düğmesine basıldıktan sonra fazla direnemedi ve Şam’dan Katar’a taşındı. (Ancak durum şimdi yeniden değişiyor ve Hamas’ın içinde bir kanat, Meşal’in çizgisini kabul etmiyor.)

4. Erdoğan ABD tarafından Ortadoğu Serbest Bölgesi kurmakla da görevlendirildi. Türkiye, Suriye, Ürdün, Lübnan ve İsrail bir Serbest Bölge oluşturacaktı. Bu plan, ABD’nin Ürdün-Filistin Federasyonu’nu hayata geçirmesinin yoluydu. Ancak Esad bu plana direndi ve İsrail dışarıda bırakılarak, 10 Haziran 2010’da dört ülke arasında Ortadoğu Birliği kuruldu.

5. Erdoğan Esad’dan reform istedi. AKP’nin reformdan anladığı, Esad’ın Baas’ı etkisizleştirmesi ve iktidara Müslüman Kardeşler (MK) örgütünü dâhil etmesiydi.

Suriye’nin Ankara Büyükelçisi Nidal Kabalan’ın verdiği bilgiye göre Esad 2009’da Türkiye’ye geldiğinde, Erdoğan, Gazi Mısırlı’yı Esad’la tanıştırmış ve ondan arkadaşının faaliyetlerine yardımcı olmasını istemişti! Kimdi Gazi Mısırlı? Erdoğan’ın yakın arkadaşıydı, MK’nin Türkiye’deki lideriydi, MÜSİAD Yüksek İstişare Heyeti üyesiydi.

Esad Erdoğan’ın teklifini geçiştirdi. Erdoğan, teklifini Suriye’de ayaklanma başladıktan sonra da yineledi. Esad’a kabinenin dörtte birine MK üyelerini almasını istedi, karşılığında da ayaklanmanın bastırılmasında Şam’a yardımcı olma sözü verdi.

REDDETTİ, DÜŞMAN OLDU!

Başlıktaki sorunun yanıtına gelirsek…

Esad, Erdoğan’ın Beyaz Saray bahçesinde “beş bölümde sürmüştü” dediği bu talepleri doğal olarak reddetti. Haliyle de Erdoğan’ın düşmanı oldu! Zaten zoraki dosttu…

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
29 Mayıs 2013

, , , , , ,

Yorum bırakın

ÇOK GİZLİ DAVUTOĞLU BELGESİ

Lübnan’da yayımlanan El Ahbar gazetesi, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın Suriye konusundaki görüşmelerini içeren “çok gizli” belgeleri yayımlamaya başladı.

El Ahbar gazetesine göre yüzlerce olduğu belirtilen belgeler “Suriye Siber Ordusu” tarafından ele geçirildi.

Belgeleri parça parça yayımlayacağını açıklayan El Ahbar’ın ilk belgesi Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile Katar Başbakanı Hamad bin Casim’in Eylül 2012’deki görüşmesiyle ilgili…

‘DIŞ MÜDAHALE İRAN TEHLİKESİ YARATIR’

El Ahbar’ın yayımladığı ikinci belge ise ülkemizi ilgilendiriyor. Belge Katar Veliahtı Tamim bin Hamad ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun 25 Ekim 2011’de Katar’da yaptığı görüşmeyi içeriyor.

Jöntürk internet sitesinin Türkçeleştirdiği Arapça gizli belgeye göre Hamad Davutoğlu’na, “Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a kuvvetli bir mesaj verilmesi gerektiğinden” bahsediyor ve “Esad, muhalefetle görüşeceğini söyledi, ancak bunun yeterli olmadığını anlaması lazım. Güvenlik Konseyi’nde güçlü bir tepki almak gerekiyor.” diye konuşuyor.

Bu sözlere Ahmet Davutoğlu’nun yanıtı ise ilginç: “Aramızdaki koordinasyon çok önemli. Esad, Çin ve Rusya’nın kendisini desteklediklerini düşünüyor. Önce Suriye’deki bazı kentlerden askerlerini çekme sözü verdi bize. Sonra yeniden saldırı başlattı. Burada şunu söylemekte yarar var. Suriye’deki durum Libya ile aynı değil. Biz Türkiye olarak NATO üyesiyiz ve Esad’a karşı bir harekâtı bu çerçevede düşünmüyoruz. Bu konuda tek başımıza hareket etmeliyiz. Bir dış müdahale Lübnan’da ayrıca İran ve Hamas cephelerinden de tehlikeli sonuç doğurabilir.

DAVUTOĞLU: SURİYE’Yİ İFLAS ETTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ

Davutoğlu, konuşmasının devamında Suriye’yle ilgili niyetini açıklıyor: “Her ne kadar 2006 yılında Suriye ile anlaşma yapmış olsak da artık onun hükmü yok. Suriye’de muhalefeti destekliyoruz. Suriye’yi iflas ettirmeye çalışıyoruz. İran ile bu konuyu konuştuk. Bir süre verilmesinden yanayız. Arap ülkelerinin de Rusya ve Çin’e durumu anlatan bir mesaj göndermesi lazım.”

Katar Veliaht Prensi Tamim bin Hamad da Davutoğlu’na şu yanıtı veriyor: “Esad bir an önce şiddetten vazgeçmeli. Ben bu konuda Çin ve Rusya nazarında elimden geleni yaparım, ancak topluca bir Arap desteğini almak zor. Buna yanaşmazlar.”

Bunun üzerine Davutoğlu şöyle devam ediyor: “Ben Ürdün’e gideceğim ve Kral’la görüşeceğim. Halid Meşal (Hamas lideri) şu an Suriye’de mi? Bu konularda acil hareket etmemiz lazım.”

Tamim bin Hamad da son olarak şunları söylüyor: “Bu konuda Katar Başbakanı ile görüşebilirsiniz. Ben de kendisiyle gerekeni görüşeceğim.”

HANİ VAN DEPREMİ GÖRÜŞÜLMÜŞTÜ?

Gelin şimdi bu görüşmenin yapıldığı tarihe dönelim ve Davutoğlu’nun Katar ziyaretiyle ilgili devletin resmi ajansın açıklamasını ve görüşme sonrası basına servis edilen kısa bilgiyi anımsayalım.

Anadolu Ajansı’nın 25 Ekim 2011 tarihli haberi şöyle: “Libya’daki son durum, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler, ‘Arap Baharı’ ve sonrasında Suriye’de ortaya çıkan halk hareketleri, Tunus’ta hafta sonu düzenlenen seçimler ve bölgenin demokratik geçiş süreçlerini görüşmek üzere Katar’a giden Davutoğlu’nun buradaki temasları kapsamında Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halife el Tani ve Veliaht Prens Tamim Bin Hamad ile görüşeceği, ayrıca Katarlı muhatabı Halid bin Muhammed el Attiya ile yemekte bir araya gelmesinin beklendiği ifade edildi. Davutoğlu’nun yarın Katar’dan Ürdün’ün başkenti Amman’a geçeceği öğrenildi.”

26 Ekim 2011 tarihli haberlerde ise şöyle deniliyordu: “Görüşmenin içeriği hakkında bilgi verilmezken, Bakan Davutoğlu’nun Van’da meydana gelen depremden dolayı üzüntülerini dile getiren ve her türlü yardıma hazır olduklarını ifade eden Şeyh Bin Hamad’a teşekkür ettiği ve kendisine son gelişmeler hakkında bilgi verdiği öğrenildi.”

Ancak şimdi tutanaklarıyla birlikte yayımlanan belgeye göre Davutoğlu ile Katar prensi, Van depremini değil, “Suriye’yi iflasa götürme planlarını” görüşmüş!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
24 Ocak 2013

, , , , , , ,

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın