Posts Tagged tampon bölge
AKP VE PKK’NİN TAMPON ORTAKLIĞI
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 30/07/2012
Gelin önce şu soruların yanıtlarında netleşelim: ABD’nin Suriye’deki hedefi ne? Erdoğan, Şam rejimine neden düşman? AKP’nin “Esad bize verdiği sözü tutmadı” türünden savunmaları, bir ülkeye düşmanlığı açıklar mı?
Kuşkusuz ABD’nin Suriye hedefler listesine İsrail’in güvenliğini, enerji koridoruna hâkimiyet mücadelesini, İran’ı, Rusya’yı, Çin’i zayıflatmak gibi maddeleri koyabilirsiniz. Ancak Washington’un bu listedeki hedefleri de geçerli kılacak bir temel hedefi var. O da Suriye’yi bölmek!
ABD’NİN HEDEFİ KÜRDİSTAN
ABD’nin bölgedeki temel hedefi Büyük Kürdistan’ı inşa etmektir. ABD’nin 1991’den beri bölgede yürüttüğü politikalar ve savaşlar bu temel hedef içindi…
Büyük Kürdistan, ABD için üç temel işleve sahip olmalı: 1. İkinci bir İsrail olarak, ABD’nin bölgedeki vurucu gücü olmak. 2. ABD için Asya’ya sıçrama tahtası olmak. 3. ABD’nin bölge planlarına karşı dur diyebilecek büyüklükteki ülkelerin (Türkiye ve İran) hem küçülmesini hem de yan yana gelmemesini sağlamak.
ABD’nin Suriye’ye abanmasının gerekçesi işte bu büyük plandır. Irak’ın kuzeyindeki yapının Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e açılması Washington’un ihtiyaçları için kritik öneme sahiptir.
Ekonomik çöküşün tetiklediği iç çelişmeler başta olmak üzere bazı nedenler, Pentagon’u doğrudan Suriye’ye saldırmaktan alıkoyuyor. İşte Erdoğan’a “açık Şam düşmanlığı” monte edilmesi bu nedenledir. Yani ABD’nin yapamadığını Türkiye yapacak, Pentagon yerine TSK Suriye’ye girecekti. Ancak TSK bu plana 17 aydır direniyor.
‘TSK’Yİ SURİYE’YE SOKMAK’ HEDEF DEĞİL
ABD’nin hedefi, Büyük Kürdistan için Suriye’yi bölmekse, Suriye’yi bölecek araç da TSK ise o zaman son gelişmeleri “TSK’ye tuzak” diye değerlendirmek doğru olmaz. Çünkü TSK’yi Suriye’ye sokmak hedef değil, ABD’nin hedefini gerçekleştirmek için seçtiği araçtır, yoldur.
Hedefin gerçekleşmesi için düşünülen aracı harekete geçirmenin yolu, önce hedefi gerçekleştirmek olamaz. Zira hedef gerçekleşmişse, araca gerek kalmaz.
Bu saptamayı yaparken, elbette ABD’nin Suriye hedefinin gerçekleştiğini, Suriye’nin bölünme hedefinin tamamlandığını iddia etmiyoruz. Nitekim Şam kontrolü yeniden ele almaya başladı…
Bu saptamayı, sadece “at mı yoksa araba mı önde olmalı” diye özetleyebileceğimiz soruna işaret etmek için yapıyoruz. Zira kurulan denklemin yanlışlığı, teşhisi de güçleştirir… Üstelik yanlış denklem, aynı cephedeki kuvvetlerin sanki birbirine karşıtmış gibi görünmesine; karşıt kuvvetlerin de aynı cephedeymiş gibi görünmesine yol açar.
Örneğin… Hem PKK’nin Esad’ın bir kartı olarak Suriye’nin kuzeyindeki kimi yerlerde Şam’ın izniyle “otorite” olduğunu savunmak, hem de bu gelişmenin TSK’ye tuzak olduğunu iddia etmek, birbiriyle çelişir. Çünkü Esad ile PKK’nin aynı cephede olmadığı gerçeğinden daha önemlisi, Esad’ın, Türk Ordusu’nun ülkesine saldırması için tuzak kuracak kadar deli olmadığıdır!
Örneğin… Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ne kadar PKK karşıtı sözler söylerse söylesin; PKK ve BDP yetkilileri ne kadar “AKP bize düşman” derse desin; hiçbir “sert” cümle, hepsinin aynı cephede yani Atlantik cephesinde olduğu gerçeğini değiştirmez! Taktikler, güncel politikalar ana stratejiyi değiştirmez!
DEMİRTAŞ’IN GÖSTERDİĞİ YOL
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın Radikal’den Ezgi Başaran’a söylediği şu cümle, aslında ne demek istediğimize aracı oluyor: “Biz son bir yıldır sayısız kez Suriye’deki Kürtler üzerinde Barzani’nin değil, PKK’nin etkisi olduğunu anlatmaya çalıştık. ‘Eğer otonom özellik kazanmaya başlayan Batı Kürdistan’ı güvenli bir tampon bölge olarak görmek istiyorsanız, PKK’yle masaya oturun’ dedik. Oradaki Kürtleri kazanmanın birinci yolu bu.” (Radikal, 25 Temmuz 2012)
Demirtaş haklı! Zira PKK’nin de AKP’nin de hedefi, Suriye’nin kuzeyinde Esad’ın denetiminde olmayan bir bölge kurulması değil mi?
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
30 Temmuz 2012
TAMPON BÖLGE HATAY’DA KURULDU
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 01/07/2012
Başbakan Erdoğan, siyah gözlük takıp, “tamam inşallah” hareketi yaptığı ve Hürkuş’ta poz verdiği sırada bir de tarihi söz söyledi: “Büyük devletlerin düşmanı olur.”
Haliyle insan merak ediyor, madem büyük devletlerin düşmanı olur, o zaman ‘komşularla sıfır sorun’ neydi?
TÜM GÖREVLERİN ÜSTÜNDEKİ GÖREV
“Komşularla sıfır sorun”, AKP’ye Büyük Ortadoğu Projesi BOP içinde verilen görevin maskesiydi; o nedenle kısa sürede “sıfır komşu”yla sonuçlandı.
AKP yani BOP Eşbaşkanlığı bu maskeyle, İran’ı yalnızlaştırmak için Suriye ve Lübnan’la yakınlaşacak, Ortadoğu’da ABD’nin model ortağı olacak, hatta sırf bölgede ağabeylik yapabilmek için İsrail’e posta koyacak ve Ortadoğu’da caka satacaktı!
Maske, asıl görevi, yani Erdoğan’ın daha 2004 yılında dile getirdiği “Diyarbakır’ı ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde merkez yapma” görevini perdelemek içindi.
BOP Eşbaşkanlığı’nın tüm görevleri bu asıl görevi başarabilmek içindi..
Bu gerçeği atlayanlar, “kardeş Esad”ın bir yılda nasıl “düşman Esed” ilan edildiğine haliyle şaşırıyor.
NİHAİ HEDEF
Erdoğan’ın bugün izlediği Suriye politikası, işte bu görevin gereğidir; yani “Diyarbakır’ı BOP’da merkez yapma” görevinin…
BOP’da, yani ABD’nin “Büyük Kürdistan” projesinde Diyarbakır’ı merkez yapmak için bugün Suriye’nin bölünmesi gerekmektedir; ki böylece ikinci İsrail devleti de denize açılabilsin!
Bu nedenle “Esad’ın devrilmesi” Atlantik’in Suriye planında nihai hedef değildir; nihai hedef Suriye’nin bölünmesidir. Ancak bu hedefi 14 aydır başaramayanlar, artık hiç başaramayacaktır!
MGK’YE TUZAK
Bu gerçeğe rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri uyanık olmalıdır. Çünkü MGK’de konuşulan “tampon bölge” konusu, tuzaktır!
Suriye’de “tampon bölge” hedefinin neyle sonuçlanacağı bellidir. Çünkü 1992’de Irak’ın kuzeyinde kurulmasına göz yumulan tampon bölgenin sonuçları ortadadır!
Irak’ın bölünmesi, Türkiye’yi bölünme tehdidiyle karşı karşıya getirmiştir. Suriye’nin bölünmesinin sonuçları kuşkusuz daha da ağır olacaktır. Çünkü ABD’nin asıl hedefi Türkiye’dir.
TÜRK ORDUSU’NUN İLK GÖREVİ
Nitekim “tampon bölge” konusu o nedenle masadadır ve kurulmuştur!
Ancak ABD o tampon bölgeyi Suriye’den önce Türkiye’de kurmuştur; Hatay fiilen tampon bölgedir artık…
Öyle ki, Hatay’da bir gün ABD senatörü sınır teftiş etmektedir, ertesi gün ABD’li özel harekatçı bir general basın açıklaması yapmaktadır. Bir gün ABD’li diplomat Esad karşıtlarıyla toplantıdadır, ertesi gün CIA sınırdan silah sevkiyatı yapmaktadır.
O nedenle Türk Ordusu’nun görevi, önce Hatay’ı yeniden yurt topraklarına katmaktır!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
1 Temmuz 2012