Posts Tagged Kuzey Suriye

PKK-EL KAİDE ÇATIŞMASININ ANLAMI

Türk sınırının hemen yanında PKK mi yoksa El Kaide mi egemen olacak diye üç gündür süren bir çatışma var! Kazanan PKK olursa “özerklik” ilan edecek, El Kaide olursa “şeriat devleti” kuracak!

Hiç lafı dolandıramadan belirtelim: Bu rezil tablonun bir numaralı sorumlusu Tayyip Erdoğan’dır!

BAĞDAT-ŞAM ZAYIFLARSA, ERBİL-KAMIŞLI GÜÇLENİR

Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelerin nereye uzanabileceği, bu politika değiştirilmezse sürecin nasıl ilerleyeceği, Irak’ın son 20 yılına bakarak bile anlaşılabilir. O yirmi yılın özeti şudur: Bağdat zayıfladıkça, Erbil güçlendi! Saddam zayıfladıkça Barzani güçlendi! BAAS zayıfladıkça PKK güçlendi!

Türkiye’nin komşusunun merkezini zayıflatan politikalar üretmesi ya da emperyalizmin komşusunu hedef alan planlarına alet olması, komşunun kenar kuşağını önce istikrarsız hale getirdi, sonra da merkezden fiilen kopardı!

Şimdi aynı süreç Suriye’de yaşanıyor. Irak’ta Saddam Hüseyin’i hedef alan ABD emperyalizmi, 2,5 yıldır fiilen Beşar Esad’ı hedef alıyor. Üstelik bu kez düne göre ABD’nin planlarına tam uyumlu bir Türkiye başbakanı var! Esad’a meydan okuyan, onu yıkacağını belirten, 15 gün süre tanıyan, “Emevi Camisi’nde namaz kılacağım” diyerek açıkça işgale soyunduğunu gösteren bir başbakanımız var!

2,5 yıllık sonuç? Şam zayıfladıkça, Kamışlı güçleniyor!

AKP’NİN DESTEĞİNDE ÖZERKLİK

Kuşkusuz bu tablo Aydınlık okurları için hiç sürpriz değil. En başından beri uyarıyoruz. ABD’nin Kürt Koridoru planını, Irak’ın kuzeyini Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e açma projesini, Diyarbakır başkentli olarak Büyük Kürdistan’a dönüştürme hedefini sık sık yazıyoruz.

ABD’nin Kürt Koridoru ve Büyük Kürdistan planının Irak, İran, Suriye ve Türkiye’yi hedef aldığını, planın gerçekleşmesi için bu dört ülkenin parçalanması gerektiğini hep vurguluyoruz.

Üstelik bu dört ülke içinde en çok Türkiye’nin tehditle karşı karşıya olduğunu belirtiyoruz. Çünkü diğer üç ülke bu plana karşı konumlanabiliyor ama Türkiye maalesef yöneticilerinin aynı zamanda planın taşeronu olması nedeniyle süreci çaresizce izliyor!

Bu çaresizlik içinde şunlar yaşandı:

1. Sınır kontrolü: Türkiye Suriye sınırını Nusra’ya (El Kaide) teslim etti. Böylece sınırdan Suriye’ye terör ihraç edilebildi. Sadece El Kaide militanları değil, İhvan’a bağlı örgütler, selefi gruplar, CIA eğitimli Çeçen ve Boşnak örgütler, Kaddafi’ye karşı kullanılan Libyalılar, hatta Pakistan Talibanı bile Türkiye üzerinden Suriye’ye girdi.

2. Alan kontrolü: Bu gruplar çoğaldıkça, Batı tarafından silahlandırıldıkça, CIA tarafından eğitildikçe ve Türkiye’nin himayesinde terör estirdikçe Suriye’nin kuzeyi Şam’ın kontrolünden adım adım çıktı. Şam’ın otoritesi zayıfladıkça, bölgede başka otoriteler oluşmaya başladı. PKK Kürt ağırlıklı bölgelerde hâkimiyet kurmaya başladı.

ANKARA KURTARILACAK, ABD PLANI BOZULACAK

Ancak bu tablo değişecek, değişmeye de başladı. Esad yönetimi Şam’ın dış mahallelerine kadar gelen terörü adım adım merkezden kenara doğru itmeye başladı. Önce Halep ve çevresi terörden arındırıldı, şimdi de Humus ve çevresi temizleniyor…

Esad’a karşı aynı cepheye sürülmüş kuvvetler, şimdi Türkiye’nin desteğinde Suriye’nin kuzeyinde kendi denetiminde bölgeler oluşturmaya çalışarak Şam’a karşı mevzileniyorlar. Ve sürecin aleyhlerine geliştiğini gördükçe, acele ediyorlar!

İki gündür süren çatışmalar işte bu gerçekler ışığında yaşandı!

Bu somut gelişmeler bile izlenecek dış politikayı çırılçıplak ortaya koyuyor. Türkiye, Irak ve Suriye üçgeninde Diyarbakır-Erbil-Kamışlı eksenli bir tehdit varsa, açık ki o tehdide karşı Ankara-Bağdat-Şam ekseni kurulmalı. İçerideki üçgenin dışarıdaki üçgeni parçalaması ancak böyle önlenir!

Madem Bağdat zayıfladıkça Erbil güçleniyor, madem Şam zayıfladıkça Kamışlı güçleniyor o zaman Ankara, Bağdat ve Şam’ı hedef almaktan vazgeçecek! Çünkü Erbil ve Kamışlı’nın güçlenmesi demek, aynı zamanda Ankara’nın zayıflaması demek!

Ancak her şey gelip Ankara’yı kimin yöneteceği sorusunda düğümleniyor!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
20 Temmuz 2013

, , , ,

Yorum bırakın

SURİYE’DE AKP-PKK ANLAŞMASI

ABD, başından beri Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesini istiyor. Ama AKP, 16 aydır TSK’yi buna ikna edemedi. Öyle ki, Morton Abramowitz gibi Erdoğan üzerinde büyük etkisi olan isimler, açıktan “Suriye’de askeri liderliği üstlenemeyen” Türkiye’yi eleştirdi.

Ancak PYD-PKK’nin Suriye’nin kuzeyindeki kimi yerleşim bölgelerinde “otorite” olduğu bu son süreçte, Washington ağız değiştirdi: Örneğin ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland, Suriye’ye dışarıdan müdahale edilmesini istemediklerini açıkladı. Nuland’dan birkaç gün sonra Kürdistan’ın mimarı olan Henri Barkey sahneye çıktı ve Türkiye’yi Suriye’deki Kürdistan’a alışmaya çağırdı! Son olarak önceki gün ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Patrick Ventrel, Türk tanklarının sınırdaki hareketliliğine değinerek, “Türkiye’nin kendi ulusal güvenlik çıkarlarını anlıyoruz. Ama şu anda durumu daha fazla askerileştirmenin ilerlenecek yol olduğunu düşünmüyoruz” dedi.

Tüm bu olgulara rağmen Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeleri hâlâ Esad’ın eseri saymak ve PYD’ye Esad’ın kartı muamelesi yapmak gerçekle örtüşmüyor.

Nitekim AKP’nin yayın organı işlevi taşıyan ve Washington’u kıble gören gazeteler yeni duruma göre hizalanmaya ve “PKK’de komuta Suriyelilerde”, “Kuzey Suriye, Esad’ın tuzağı” şeklinde manşetler atmaya başladılar.

FEDERAL SURİYE MUTABAKATI

AKP de bu yeni duruma uygun davranmaya başladı. “Kuzey Suriye’de PKK’ye izin vermeyiz” şeklindeki ilk günkü gaz alıcı konuşmaların yerini, yavaş yavaş Oslovari müzakereler almaya başladı.

Örneğin Barzani’ye yakın AKNews ajansının bildirdiğine göre Davutoğlu’nun koordine ettiği Suriye Ulusal Konseyi SUK ile Barzani’nin koordine ettiği ve 11 Temmuz Erbil mutabakatıyla hareket alanı bulan Kürt Ulusal Konseyi KUK, anlaşmaya varmış. Ajans Barzani ile Ahmet Davutoğlu’nun da anlaşmanın imzalanacağı toplantıya katılacağını belirtiyor. “SUK ile KUK bir araya getirilmeli” raporları, anlaşmanın mimarının ABD olduğunu gösteriyor.

Anlaşmayı AKNews’a yorumlayan bir Kürt lider şöyle diyor: “Dışişleri Bakanı Davutoğlu tarafından temsil edilen Türk hükümeti, Esad sonrası Suriye’nin federal bir devlet olmasını ve Kürtlere federal haklar tanınmasını sağlayacak olan anlaşmaya rıza gösterecek.

“Rıza” kelimesi ile Obama’nın Erdoğan’la konuşurken sopa tuttuğu resminin basına servis edilmesi arasında kuşkusuz bir bağ var! Sopa göründü, ya havuç?

DAVUTOĞLU-BARZANİ ANLAŞMASI

Ahmet Davutoğlu’nun Barzani’ye gitmesi de, Washington’un yeni yönelimi gereğidir. Davutoğlu-Barzani görüşmesi sonrası yayımlanan ortak bildirideki şu ifade, “federal Suriye” mutabakatına vardıklarını göstermektedir: “Yeni Suriye’de bütün etnik, dini ve mezhebi kimliklere saygı duyulmalı ve bütün bu toplulukların hak ve özgürlükleri garanti altına alınmalı.”

Ahmet Davutoğlu henüz havadayken, zaten bir mutabakat işareti görülüyordu. Davutoğlu Erbil’e inmeden önce Barzani’nin Dışişleri sorumlusu Sefin Dızai’nin şu mesajı vermesi anlamlıydı: “Türkiye, Suriye’deki muhalefet kesimlerinin hepsine eşit mesafede durmalı. Suriyeli Kürtler de dâhil. Bunun için olumlu ortam var. PYD’nin PKK uzantısı olduğu düşünülüyorsa asıl bunun için Türkiye PYD ile görüşmelidir. PYD’nin lideri görüşmeye hazır.”

AKP FEDERASYON İSTİYOR

Kuşkusuz AKP son sürecin ilk gününden beri böylesi bir mutabakata hazır olduğunun ipuçlarını veriyordu… Örneğin Erdoğan’ın topladığı güvenlik zirvesinden çıkan Ankara’nın 5 maddelik yol haritasında “federasyon mu, yoksa özerk yapılar mı gibi konular, Suriye’de istikrar kurulduktan sonra kararlaştırılmalı” deniyordu.

Ayrıca Ahmet Davutoğlu gazetecilere verdiği iftarda, net olarak “de facto bir durumun oluşmasının kabul edilemeyeceğini, ama tüm kesimlerin ortak kararı olması halinde, ‘bu bizim kırmızıçizgimizdir’ demeyeceklerini” ilan ediyordu.

ABD’NİN ARAÇLARI BİRARADA

Tüm bu özetlediğimiz tabloda aracıları çıkarırsanız, geriye AKP ile PKK’nin Suriye’de de anlaştığı sonucu çıkmaktadır. ABD stratejik araçları olan PKK, AKP ve Barzani’yi aynı cephede buluşturmuştur!

Ama Asya cephesini yenmek için ABD’nin daha çok araca ihtiyacı var! Davutoğlu’nun telaşı bundan!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
3 Ağustos 2012

, , , , , , , , , , ,

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın