OBAMA-ERDOĞAN ZİRVESİNİ ÖCALAN KAZANDI

Erdoğan’ın 400 kişilik Amerika çıkarmasından eli boş döndüğü artık herkesin malumu. İlk gün estirilen fırtına dindikçe, AKP hükümetinin Suriye konusunda bir mevzi kazanmadığı görülmeye başlandı.

Özetlersek, uçuşa yasak bölge, güvenli alan oluşturma, muhaliflere silah yardımı ve NATO’dan güçlü destek içeren dört taleple masaya oturan Erdoğan ve ekibi, masadan reddettikleri Cenevre sürecini kabullenerek, Obama’dan ABD’nin Suriye’ye kesinlikle askeri müdahalede bulunmayacağı gerçeğini öğrenerek ve ABD’nin elinde sihirli bir formül bulunmadığını anlayarak kalktılar.

Dahası Erdoğan’ın durumu kurtarmak üzere ortaya attığı “kimyasal silah kullanıldı” hamlesi de Obama tarafından “bizim incelemelerimiz sürüyor” denilerek boşa çıkarıldı.

Kuşkusuz bu sonuç, ABD’nin mecburiyeti nedeniyledir. Ortak basın toplantısında da görüldüğü gibi, Obama’nın başı ABD hâkim sınıfları arasındaki çarpışmasının siyasi yansımalarıyla derttedir!

Obama’yı Suriye’ye müdahaleden alıkoyan, Irak’ta Maliki’yi gönülsüz desteklemeye iten ve İran’a Ortadoğu’da manevra alanı kazandıran “hareketsizliği”, ülkesinin siyasi ve ekonomik inişinin doğal bir sonucudur.

Moskova’nın askeri şemsiyesi Washington’u frenlerken, Esad’ı, Maliki’yi ve Ahmedinejad’ı korumaktadır!

OBAMA PKK’Yİ TERÖR LİSTESİNDEN ÇIKARDI!

Şimdi ABD bu çıkmazdan bir çıkar yol bulmaya çalışacaktır. Obama’nın Erdoğan’la ortak basın toplantısında pek dikkat çekmeyen bir nitelemesi, Washington’un hangi “çıkara” yöneleceğine işaret etmektedir.

Obama basın toplantısında Erdoğan’ın “çözüm sürecine” desteğini ifade ederken, satır arasında “PKK şiddeti” ifadesini kullandı! Ancak hem basın toplantısını canlı veren kanallar hem de ertesi gün gazeteler, o cümleyi Türkçeleştirirken “PKK terörü” diye ifade ettiler.

Oysa Beyaz Saray’ın tamamını yayımladığı ortak basın toplantısı metninde de görüleceği üzere, Obama “PKK terörü” değil, “PKK violence” yani “PKK şiddeti” demişti!

Kuşkusuz bu bir dil sürçmesi değil fakat Obama’nın bilinçli tercihidir. Zira “terörü”, “şiddet” kelimesiyle değiştirmek, çok şek ifade ediyor. PKK’nin tam da “Batı bizi terör listesinden çıkarsın” diye açıklamalar yaptığı bir süreçte Obama’nın “terör” yerine “şiddet” kelimesini tercih etmesi, hem örgüte bir “meşruiyet” kazandırmıştır, hem de örgütün BM nezdinde soyunacağı kimi girişimlere başarı şansı doğurmuştur.

ABD PKK’Yİ SAHAYA SÜRDÜ

Gelelim başta belirttiğimiz “ABD bu çıkmazdan bir çıkar yol bulmaya çalışacaktır” cümlemize… İşte PKK’nin terör listesinden çıkarılması, aranılan bu yol açısından değer kazanacaktır.

Çünkü terörist olmayan bir PKK, El Kaide ve El Nusra’nın Batı tarafından onay bulmadığı Suriye’de, Şam karşıtı silahlı muhalefetin bel kemiğini oluşturacaktır. Tam bu noktada hem Öcalan’ın “Çekilirsek gerilla biter görüşüne katılmıyorum. Suriye var, İran var. Şu an Suriye’de 50 bin, Kandil’de 10 bin, İran’da 40 bin.” sözlerinin, hem de Aysel Tuğluk’un “En az önümüzdeki çeyrek asır boyunca Kürtlerin var olduğu her yerde PKK de çeşitli biçimlerde olacak. Suriye’de bir süre daha silahlı; İran’da yakın gelecekte tekrar silahlı” sözlerinin önemini anımsamalıyız.

PKK’yi Suriye muhalefetinin merkezine oturtacak ABD, bir taşla birkaç kuş vuracaktır:

1. Irak’a 1991 ve 2003’te saldırdığında PKK’yi olağanüstü büyüten ABD, Suriye üzerinden örgütü 3. kez büyütecektir.

2. Suriye’ye sürülen PKK, Barzani’nin yerine Büyük Kürdistan’ın asıl aktörü konumuna terfi edecektir.

3. Öcalan’ın PKK’ye verdiği “Suriye’de özerklik arayın” talimatı hayat bulacaktır.

4. Suriye’nin kuzeyi, PKK’nin denetimine girecektir. (Ancak Esad kaybederse!)

5. Türk devleti, sınır dışına gidişine göz yumduğu örgütün Suriye’de büyümesine dolaylı destek vermiş olacaktır.

6. Türk Ordusu, AKP eliyle daha da büyümesine yol verilen PKK’yle bu kez 910 km’lik sınır hattında karşı karşıya gelecektir.

7. Önüne Kuzey Irak petrol havucu konulan Türkiye, “Kürtlerle büyümek” söylemi altında PKK üzerinden küçültülecektir!

8. Hepsinden önemlisi, başkasının dış politikasıyla bölgede efelenen AKP hükümeti, şimdi geniş Asya cephesiyle karşı karşıya kalmıştır, hem de tek başına!

Peki, buradan dönüş yok mu? Elbette var! Aydınlık’ın sayfaları çözümle dolu fakat zaman daralıyor…

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
19 Mayıs 2013

, , , , , , , , ,

  1. Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: