Posts Tagged Dolar

Avro dolara baş kaldırıyor

ABD’nin küresel hegemonyası iki temel güce dayanıyor: Amerikan silahlarının gücü ve Amerikan dolarının gücü… 

ABD 1944’te Bretton Woods sisteminde doları altına sabitledi, 1971’de ise doları altına sabitlemeyi bırakıp, fiilen silaha sabitledi!

Dolar hem küresel ticarette kullanılarak hem de ülkelerin merkez bankalarında rezerv para olarak ABD hegemonyasını sağladı.

Doların payı geriliyor

Fakat durum değişiyor. Doların hem küresel ticaretteki kullanımı hem de merkez bankalarındaki rezerv para olma oranı düşüyor. Bu durum çok kutupluluğun hem sonucudur ama hem de çok kutupluluğu hızlandıran bir nedendir. Öyle ki bu değişim ABD’nin müttefiki AB’yi bile etkilemektedir.

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, doların küresel döviz rezervlerindeki payının yüzde 58’e gerilediğini, bunun avro için bir fırsat olduğunu savunuyor (Harici, 2.6.2025).

Avronun şu anda küresel döviz rezervlerindeki payı yüzde 20. Lagarde bu oranın üç dayanakla yükselebileceğini düşünüyor: 

1) Avro bölgesinin sağlam ve güvenilir bir jeopolitikle temellenmesi.

2) Güçlü askeri kapasitelerle desteklenmesi.

3) AB Sermaye Piyasaları Birliğinin oluşturulması.

Büyük Avrupa projesi

Bu üç dayanak, pratikte AB’nin ABD’den stratejik özerklik kazanması demektir. AB, Trump yönetiminin hem siyasi hem ekonomik uygulamaları nedeniyle yeniden stratejik özerkliği dile getirmeye başladı. 

Tabi AB içinde ABD’ye karşı mesafeli pozisyon almak isteyenlerin iki ayrı grup olduğunu belirlememiz gerekiyor. Bir grup, AB’yi küresel güç yapmak için stratejik özerklik kazanmak isteyenlerdir. Diğer grup ise Trump’lı yeni Amerika’ya karşı eski Amerikancılık yapan Atlantikçilerdir. Zaman zaman aralarında geçişkenlik de yaşanmaktadır: Eski Amerikancılık yapabilmek üzere stratejik özerkliği savunanlar gibi… 

Ama çok kutuplu dünya inşası, kaçınılmaz olarak en hızlı Atlantikçileri bile bağımsızlık söylemlerine zorlayacaktır, zorlamaktadır.

Örneğin Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa’nın ABD’den “bağımsızlığı” için yeni bir “büyük Avrupa projesi”nden yana olduğunu açıkladı. Proje, “yarının dünya ekonomisinde liderlik rolü” üstlenebilmeyi hedeflemektedir (Harici, 2.6.2025).

Dolayısıyla Lagarde “dolara karşı avro” çıkışı, Leyen’in işaret ettiği hedefin gereğidir. 

Dolarsızlaşma eğilimi

Avronun dolara baş kaldırması sonuç verir mi, hatta bu politika Atlantik ilişkilerine rağmen sürdürülebilir mi, tartışılır. Ama tartışılmaz yeni gerçeklik şudur: Doların küresel ticaretteki payı da küresel rezerv olma payı da azalıyor. Bunun esas nedeni de Küresel Güney’in güçlenmesidir. 

BRICS ülkeleri başta kimi Küresel Güney ülkeleri birbirleriyle ticaretini artık dolar üzerinden değil, ulusal paraları üzerinden yapıyor. BRICS genişledikçe ulusal paralarla ticaret oranı da artmış oluyor. Gün geçtikçe artan bu ulusal paralarla ticaret eğilimi, doların küresel ticaretteki payını yavaş yavaş azaltıyor. 

Aynı şekilde Küresel Güney ülkeleri merkez bankalarındaki doların payını azaltıp, çeşitli paralarla çeşitlendirmeye yöneliyor. 

AB-Çin ilişkisinin önemi

Bu, çok kutupluluk inşasıdır esas olarak… 

Genişleyen ve ulusal paraların rolünü artırarak doların hegemonyasını zayıflatan BRICS merkezli Küresel Güney’in rolü adım adım uluslararası platformlarda artıyor. 

Öyle ki ABD’nin geleneksel müttefiki AB bile bunu avro için, stratejik özerklik için, küresel ekonomideki payı için bir fırsat olarak görüyor.

AB’nin bu fırsatı realize edebilmesinin yolu ise ABD’nin ticaret savaşına karşı BRICS ile işbirliği yapabilmesinden geçiyor. Yani AB-Çin ilişkisi, önümüzdeki dönem açısından kritik bir öneme sahip… 

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
7 Haziran 2025

, , , , , , ,

Yorum bırakın

Amerikan kâbusu: Dolarsızlaşma

ABD Başkanı Donald Trump, BRICS ülkelerini tehdit ederek, “Dolara karşı yeni bir para birimi yaratmanız ya da doların yerini alacak bir para birimini desteklemeniz halinde, size yüzde 100 vergi uygulayacağım” dedi.

BRICS’in gündeminde yeni bir para birimi yaratma konusu (henüz) yok, BRICS üç ayaklı bir para politikası belirlemiş durumda: 

1) Ulusal paraların rolünün artırılması.

2) Ortak ödeme sisteminin oluşturulması.

3) BRICS Yeni Kalkınma Bankası rezervlerinin geliştirilmesi. 

Yani BRICS ülkeleri, esas olarak ticarette ulusal paraların kullanılmasınının artırılmasına odaklanmış durumda. İşte bu bile ABD finans kapitalinin ürkmesine yetiyor. Çünkü:

Doların saltanatı

Amerikan hegemonyası, iki temel sütuna dayanıyor: Askeri güç ve dolar gücü. 

ABD, II. Dünya Savaşı’nın sonuna doğru 1944’te, Bretton Woods anlaşması ile Avrupalılara doları altına bağlı tek para birimi olarak kabul ettirdi. Böylece hem yeni bir finans sistemi kurmuş oldu hem de o finans sistemi üzerinden kendi egemenliğinde bir “kapitalist Batı dünyası” inşa etti. 

Emperyalist ABD güçlendikçe, doların altına bağlı olmasını da devreden çıkardı. Böylece ABD açısından dolar, sadece kağıt maliyeti olan bir konuya dönüştü. Bu ABD’ye borçlanma sorunu yaşamadan istediği kadar dolar basabilme ve istediği kadar ithalat yapabilme ve bu yolla da içeride refah sağlama olanağı sağladı. Daha önemlisi de ABD bu avantajıyla dünyanın dört bir tarafında üs kurabildi, asker bulundurabildi, savaş gemisi dolaştırabildi. 

Tek para sistemi yıkılıyor

Ancak ABD’nin Irak ve Afganistan işgallerinin başarıszlığı ile onu izleyen kapitalizmin 2008 krizi, bu “dolar saltanatına” dayanan “Amerikan rüyasını”nın sonunu getirmeye başladı. O tarihten bu yana ABD’nin hegemonyası zayıflayarak azalıyor.

Artık “tek para, tek sistem, tek egemen” esaslı dünya yerine,  “çok para birimli, çok kutuplu/merkezli” dünya var.

Doların hem rezerv para olma oranı hem de ticaretteki kullanılma oranı azalıyor. Doları zayıflatan bu sürecin ana motoru ise BRICS’tir. Çünkü:

1) BRICS ülkeleri hızla büyüyor; BRICS ve BRICS+ ülkelerinin küresel ekonomideki payı yüzde 30’u geçmiş durumda.

2) BRICS ülkeleri kendi aralarındaki ticareti ulusal paralarıyla yapmaya başladı ve bu oran her yıl artıyor.

3) BRICS ülkeleri rezervlerindeki dolar oranını düşürmeye başladı. 

4) BRICS ülkeleri, ticaret yaptıkları Küresel Güney ülkeleriyle de ulusal paralara dayanan bir ticareti öncelik haline getirmeye başladı. 

Vergi sopası işe yaramayacak

Uluslararası ticarette ulusal paraların kullanılma eğiliminin artışı, hele de petrol ve doğalgaz ticaretinde dolar dışı paraların kullanımının artmaya başlaması, Amerikan kapitalizmi için büyük tehlike anlamına geliyor.

Örneğin ABD Hazine Bakanlığı’nın eski müsteşarlarından Monica Crowley,          “Suudi Arabistan gibi OPEC ülkelerinin de başka para birimlerinde petrol satmaya karar vermesi, ABD ekonomik sisteminin çökmesi ve büyük bir felaket anlamına gelir” (AA, 6.4.2023) diyordu.

İşte Donald Trump, “ABD ekonomik sisteminin çökmesini” önlemek için BRCIS ülkelerine “vergi sopası” sallamaya çalışıyor. 

Peki işe yarar mı? Yaramayacak. Trump ilk başkanlık döneminde işe yarayacağını hesaplayarak Çin’e ticaret savaşı açmıştı; tamam Çin bundan zarar gördü ama ABD de hasar aldı.

350 milyonluk ABD pazarı elbette alım gücünün yüksekliği nedeniyle önemli ama BRICS dünyası çok daha büyük bir pazar ve üstelik alım gücü yükselen bir pazar… 

Kısacası sonuç değişmeyecek: “Amerikan rüyası” dedikleri, gerçekte doların küresel saltanatının ABD’ye sağladığı avantajlardı. Trump’ın önünü kesemeyeceği dolarsızlaşma eğilimi ile “Amerikan rüyası”nın yerini “Amerikan kâbusu” alacak.

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
1 Şubat 2025

, , , ,

Yorum bırakın

ASYA DOLAR KULLANMIYOR!

Gelin sondan başlayarak 6 aylık gelişmeleri özetleyelim önce:

1.) Çin ile Japonya, karşılıklı ticaretlerinde artık dolar yerine kendi paralarını, Yuan ile Yen’i kullanacaklar.

2.) Çin ile Rusya, karşılıklı ticaretlerinde –büyük oranda- Yuan ile Ruble kullanıyorlar.

3.) Çin ile Hindistan, karşılıklı ticaretlerinde –büyük oranda- Yuan ile Rupi kullanıyorlar.

4.) Çin ile İran, karşılıklı ticaretlerinde Yuan ile Riyal kullanıyorlar.

5.) Rusya ile İran, karşılıklı ticaretlerinde Ruble ile Riyal kullanıyorlar.

6.) Japonya ile İran, karşılıklı ticaretlerinde Yen ile Riyal kullanıyorlar.

7.) Rusya ile Japonya, karşılıklı ticaretlerinde ruble ile yen kullanmaya hazırlanıyorlar.

8.) Hindistan ile İran, karşılıklı ticaretlerinde, Rupi ile Riyal kullanmaya hazırlanıyorlar.

Dolar’ı karşılıklı ticaretlerinde kullanmayan bu ülkelerin satın alma gücüne göre dünya ekonomik büyüklük sıraları ise şöyle: Çin ikinci, Hindistan üçüncü, Japonya dördüncü, Rusya altıncı, İran on sekizinci…

ÇİN’İN DOLARA AÇTIĞI SAVAŞ

Bu önemli gelişme üç sütun üzerinde yükseldi.

1.) Çin, 2008 küresel krizinde Yuan’ı Dolar’a sabitleyerek, ABD ekonomisine büyük zararlar verdi. Washington iki yıl boyunca Yuan’ın serbest bırakılması için Pekin’e baskı yaptı. Pekin, parasını çok küçük oranlarda değerlendirerek, Washington’u oyaladı!

2.) Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’den oluşan BRIC ülkeleri (Güney Afrika’nın da katılmasıyla BRICS oldular) Haziran 2009’daki ilk toplantılarında Dolar’a savaş açtılar. Dolar’a alternatif rezerv para konusunu da gündemine alan bu ülkeler, krizli 4 yılda olağanüstü ekonomik büyümeler sağladılar.

BRICS ülkeleri 29 Mart’taki son zirvelerinde de, Dolar yerine kendi para birimlerini kullanma hamlelerini hızlandırma ve genişletme kararı aldılar.

Bu ülkelerin bir diğer başarısı da “BRIC Fonu” kurmaları oldu. Öyle ki, pek çok ulusal ve uluslararası şirket, krize panzehir olarak bu fonu değerlendirdi. Tek bir fonla aynı anda Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin piyasalarına yatırım yapma fırsatı veren BRIC Fonu, krizle boğuşan şirketlerin en gözde yatırım aracı oldu.

3.) Çin, son 4 yılda, 20 ülkeyle döviz takası anlaşmasına imza attı.

ÇİN’İN JAPONYA BAŞARISI

BRIC ülkeleri iki önemli başarı daha sağladı:

Birincisi, Japonya’yla ticari ilişkilerinde Dolar’ı devre dışı bıraktılar. Kapitalist dünyanın iki numarası olan Japonya’nın bu kararının ABD’ye maliyeti, önümüzdeki dönemde daha somut ortaya çıkacak! (Çin’in Japonya’dan sonraki ikinci önemli hamlesi de Türkiye’dir. Türkiye de Japonya gibi artık Çin’le ticaretinde Dolar kullanmayacak.) 

İkincisi, İran’la petrol alışverişlerinde Dolar’ı devre dışı bıraktılar. Dolar’a ağır bir darbe anlamına gelen bu karar, üstelik ABD tehdidi altındaki İran’a can simidi oldu. Tahran artık ABD ve İsrail karşısında daha rahat politik manevralar yapabiliyor!

YENİ BİR DÜNYA KURULUYOR

Dolar, sadece ABD para birimi değildi elbette. Dolar, ABD’nin dünya hegemonyasının en güçlü silahıydı. Bu öyle bir silahtı ki, ABD sürekli dolar basarak hem emperyalizmin jandarmalığını sürdürebiliyor hem de dünyayı satın alabiliyordu; ABD bastığı doları ihraç ederek de, dış ticaret açığını kapatabiliyor ve egemenliğini bir şekilde sürdürebiliyordu!

Dolayısıyla Dolar’ın saltanatının adım adım yıkılması, yeni bir dünyanın da kurulmakta olduğunun işaretidir!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
2 Haziran 2012

, , , , ,

Yorum bırakın

ÇİN’DEN ABD’YE: ASKERİ HARCAMALARI KIS!

ABD’nin A’sının düşmesi, yani kredi notunun AAA’dan AA’ya gerilemesi, ekonomik bir göstergeden ziyade siyasal bir göstergedir! Bu not düşüklüğü Aydınlık’ta ısrarla vurguladığımız, ABD’nin “stratejik savunma” dönemine girmesinin ifadesidir.

Tersinden, ABD-Atlantik cephesi dışındaki dünyanın da atağa geçtiğinin işaretidir. Çeşitli ülke liderlerinin ABD’deki gelişmelere karşı kullandığı yeni üslup bile tek başına bunu ortaya koymaktadır:

ÇİN ABD’DEN BORÇ YAPILANDIRMASI İSTEDİ

Öncelikle belirtmek gerekir ki, ABD’nin notunu Standart&Poors’tan önce Çin kurumu Dagon kırdı! Ve Pekin “ABD’nin borç alışkanlığı dünya ekonomisini tehdit ediyor.” uyarısında bulundu. Daha da önemlisi Pekin, ABD’den acilen borçlarını yapılandırmasını istedi. Bugüne kadar ABD’nin hakim olduğu IMF, diğer ülkelerden borç yapılandırması isterdi.

Çin’in resmi haber ajansı Sinhua’da çıkan analizde de Washington’dan savunma ve sosyal yardım harcamalarında kesinti yapması istendi; kredi notunun düşürülmesine “ABD’deki kısa vadeli görüş açısıyla hareket eden politikacıların kavgalarının sebep olduğu” belirtildi.

Kavga eden politikacılardan kasıt, herhalde ABD zayıfladıkça çelişmeleri artan hakim sınıfların siyasetteki temsilcileridir.

RUSYA ABD’Yİ ASALAK İLAN ETTİ

Moskova da Pekin gibi ABD’nin borçlarına dikkat çekiyor. Rusya Başbakanı Vladimir Putin, daha kredi notu bile düşmeden önce ABD’yi “borçları nedeniyle dünya ekonomisinin asalağı” olarak nitelemişti. Putin, ABD’nin “imkanlarının ötesinde krediyle yaşayan bir ülke” olmasına dikkat çekiyor. Ve daha önemlisi, “ABD’nin borcunun bir kısmını dünya ekonomisinde dinlendirmesine” itiraz ediyor.

Özetle, Rusya artık ABD dolarını tekel konumunda görmek istemediğinin işaretini veriyor.

Putin’den sonra Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev de ABD’ye karşı sertleşti. Medvedev, “Gürcistan toprakları Rusya’nın işgali altındadır” diye karar çıkaran ABD’li senatörlerin girişimini, “Bir avuç moruğun inisiyatifiyle alınan karar bizi bağlamaz” diye yorumladı. Medvedev birkaç gün sonra da açıkça “Gürcistan savaşında ABD’nin rolü olduğunu” ifşa etti.

HİNDİSTAN ABD’DEB GÜVENİLİR MALİ PLAN İSTEDİ

Avrasya’nın üçüncü devi Hindistan da artık ABD’ye yol gösteriyor. Hindistan Başbakanı’nın Ekonomik Danışma Konseyi Başkanı C. Rangarajan, “ABD’nin güvenilir bir mali konsolidasyon planına sahip olduğunu göstermesi gerektiğini” belirtiyor. Keza Maliye Bakanı Pranab Mukharjee, not düşürülmesinin ABD açısından “çok ciddi bir durum oluşturduğuna” dikkat çekiyor.

DOLARIN HAKİMİYET DEVRİ TAMAMLANDI

Dünya, artık ABD’nin dolar avantajını kullamasına katlanmayacağını ortaya koyuyor.

Dolar 1944’de “altına bağlı” değişim aracı ilan edildi. ABD 1972’de, “altına bağlı” olma şartını  tek taraflı bozdu ve dolar 39 yıldır Washignton’un en önemli ve etkili silahı oldu.

ABD bu avantajı ikinci dünya savaşını kazanmasıyla sağlamıştı. Şimdi de Afganistan’da, Irak’ta yenilerek, Libya’ya ve Suriye’ye diş geçiremeyerek, İran’a çaresiz kalarak ve herşeyden önemlisi inisiyatifi Çin ile Rusya’ya kaptırarak, kaybediyor!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi / s:6
8 Ağustos 2011 

 

 

, , , ,

1 Yorum

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın