Posts Tagged Kaşif Kozinoğlu
ARINÇ’TA EMİNE ERDOĞAN’IN KASETİ Mİ VAR?
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 26/05/2013
Başlıktaki soruyu Ergenekon davasında dinlenen 31 gizli tanıktan birinin iddiası nedeniyle sorduk. Madem Ergenekon’un hâkimleri ciddiye alıp da bunları dinliyor, bugünlük biz de kulak verelim…
27 Temmuz 2012 günü dinlenen Yıldız kod isimli gizli tanık anlatıyor: “Papa Türkiye’ye geldiği gün, Bülent Arınç Emine Hanım ile Ergün Poyraz’ı buluşturmuş, Emine Hanım demiş ki, ‘Niçin bizle uğraşıyorsun, biz sana ne yaptık’ demiş… Pardon Bülent Arınç buluşturmamış, Bülent Arınç’ta bu kaset varmış… Bülent Arınç’ın bildiği isimler çekmişler, bu benim mantığım. Tayyip’i yıkacağını, bu kasetle Tayyip’i yıkacağını…”
İşin ilginç yanı, gizli tanık Yıldız, sözlerinin devamında tertibi de aslında ifşa ediyor: “Bakın duyduğumu ben yazdırdım. Polis sadece isim söyledi, Bülent Arınç, Emine Erdoğan dedi… Çünkü biliyorlar.”
Hâkim “Emniyet nasıl biliyor?” diye soruyor. Yıldız’ın yanıtı: “O Türk polisinin gücü işte.”
Tek başına bu sözler bile Ergenekon tertibini, tertipte Emniyet içindeki F Tipi yapının rolünü ortaya koymaya yetiyor!
GİZLİ TANIK TERÖRÜ
Bu çarpıcı sözleri, Ergenekon davasının kıdemli sanıklarından Hikmet Çiçek’in son kitabından alıntıladım. Yılların usta gazetecisi Hikmet Çiçek, Ergenekon davasında dinlenen 31 gizli tanığı kitaplaştırdı. Kaynak Yayınları’ndan çıkan “Ergenekon Tertibinde Gizli Tanıklar” isimli bu kitap, biz gazeteciler için bir hazine!
Cinayet, uyuşturucu kaçakçılığı, gasp, tecavüz, adam yaralama, adam kaçırma, dolandırıcılık, fuhuş hükümlüsü gibi “saygın” mesleklere sahip bu gizli tanıklar içinde PKK, Dev-Sol ve Hizbullah itirafçıları da var.
Hikmet Çiçek bu gizli tanıkların anlattıklarını yazarken, aslında tam bir gizli tanık terörüyle karşı karşıya bulunduğumuzu da sergilemiş oluyor.
MİT: ERDOĞAN’IN HESAPLARINI CIA’YA ARINÇ VERDİ
Son olarak Fethullah Gülen’le görüşen Bülent Arınç’la ilgili bu iddia önemli.
Zira Cemaati “devlet içinde devlet” olarak nitelendiren Tayyip Erdoğan da biliyor ki, kendisini dinleme olanağına sahip tek yapı Fethullah Gülen’in Emniyet’in TEM ve İstihbarat birimlerine yerleşmiş çocuklarıdır. Nitekim dinlendiği ortaya çıkınca ilk iş olarak polis korumalarının tamamını değiştirdi.
Bülent Arınç’ın adı bu tip işlere ilk kez karışmıyor tabii… Örneğin Ergenekon sanığı olarak Silivri’de yatarken şüpheli bir şekilde ölen MİT’in üst düzey yöneticisi Kâşif Kozinoğlu, Tayyip Erdoğan’ın gizli hesap bilgilerini CIA’ya Arınç’ın verdiğini iddia etmişti!
DENİZ YILDIRIM: ERDOĞAN’I KİM DİNLEYEBİLİR?
Bülent Arınç faslını burada kapatıyor ve bu kez Hikmet Çiçek’in koğuş arkadaşı Deniz Yıldırım’a kulak veriyoruz. Erdoğan’ın kasetlerini haberleştirdiği için Ergenekon’da yargılanan Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım, önceki gün son savunmasını yaptı.
Yıldırım, Çiçek’in kitaplaştırdığı 31 gizli tanığın ifadeleri dışında, dinlenen tüm tanıkların, yani 157 kişinin ifadelerini de incelemişti. 10 bin sayfayı aşkın ifadelerden çıkardığı sonuçları son savunmasında özetledi. Biz sadece 157 tanığın da varlığı iddia edilen Ergenekon örgütüne dair tek bir somut şey söyleyemediğini, en fazla “görmedim, bilmiyorum, sadece duydum” diyebildiklerini köşemize alalım.
Yıldırım savunmasının ikinci bölümünde üç önemli saptamayı dile getirdi:
1. Deniz Yıldırım, savcının mütalaasında da görüldüğü gibi, sadece 4 konuşmayı yayımladığı için yargılanıyordu.
2. Ancak Yıldırım’ın yayımladığı 4 konuşma da, basın savcılarının açtığı davalar nedeniyle yargılanmıştı fakat tamamı beraat etmişti. Suç bulunmamış, tersine gerekçeli kararda da belirtildiği gibi kamu yararı bulunmuştu!
3. Üstelik mahkemede tanık olarak dinlenen Vatan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu, Yıldırım’ım yayımladığı görüşmelerin Aydınlık gibi diğer gazetelere de gönderildiğini açıklamıştı. Üstelik Vatan ve Haber Türk, bunları kısmen haberleştirmişti.
Savcıların iddialarını tek tek çürüten Deniz Yıldırım savunmasının sonunda haklı olarak mahkeme heyetine soruyordu: “Erdoğan’ı kim dinleyebilir?”
Yanıtı da yine kendisi veriyordu: “Başbakan Erdoğan’ı ben dinlemedim, dinleyemem de… Erdoğan’ı sadece en yakınındakiler dinleyebilir!”
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
26 Mayıs 2013
TAYYİPSEVERLİK
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 02/12/2011
E-posta kutum, “diğer gazeteler neden Kaşif Kozinoğlu’nun mektuplarına yer vermiyor” sorularıyla dolu… Lafı dolandırmadan yanıtlayalım: Tayyipseverlikten!
Hemen birkaç örnekle “Tayyipseverlik” kavramını açıklayalım:
‘ERDOĞAN’A OY VERMEYEN PUŞTTUR!’
Sabah Gazetesi’nden Ersin Ramoğlu, dün köşesinde “hain puştlar” başlığını kullanmış ve Time dergisinin “yılın adamı” anketine değinmiş. Ramoğlu, seviyeli(!) yazısında, ankette Tayyip Erdoğan’a oy vermeyenleri hain ve puşt olmakla suçlamış!
Ramoğlu, makalesinin sonunda da bir “not” yazmış: “Başarılı bir operasyon geçiren ve sağlığına kavuşan Sayın Başbakan’a geçmiş olsun dileklerimizi iletirken, ameliyatını ‘dalgaya’ alan malum medyanın candaşlarına da ‘Âllah ıslah etsin’ diyorum.”
‘ERDOĞAN TEHLİKEDEN KORUYOR’
Yeni Şafak’tan Yasin Doğan da, meslektaşları arasında Tayyipseverlik konusunda iddialı olanlardan. Doğan, Türkiye’nin tüm komşularıyla savaş pozisyonuna yaklaştığına gözlerini kapatarak şöyle yazabildi dün:
“Lider hem kitleyi aydınlık bir geleceğe doğru ‘sürükleyip götüren’dir, hem de kitlenin yanlış mecralara ‘sürüklenmesini’ önleyendir. Erdoğan, Türkiye’yi doğru mecraya sürükleyip götürüyor ve tehlikeli rotalara sürüklenmesini önlüyor. Başbakan’ın geçirdiği ameliyat, kendisine duyulan ihtiyacı, atfedilen önemi ve büyük sevgiyi bir kez daha ortaya koydu. Allah’tan acil şifalar diliyoruz.”
‘ERDOĞAN’A İHTİYACIMIZ VAR’
Star gazetesinden Ergun Babahan ise “Erdoğan’a ihtiyacımız var” diye başlık atanlardan… Babahan, bol methiyeli yazısında, 1789 Fransız Devrimi ile başlayan dönemin kapandığını ve yeni bir tarihin yazıldığını öne sürerek Erdoğan’ın Türkiye için bir şans olduğunu iddia ediyor: “Türkiye’nin şansı, ne istediğini bilen ve bunu hayata geçirebilen bir lider kadrosu ve iktidar partisine sahip olmasından geçiyor.”
Farklı cenahtan geldiğinden olsa gerek, yandaşlık yarışında en çok gayret eden isim olan Babahan, yazısını şu sözlerle bitiriyor: “Onun için bir yandan Erdoğan’a acil şifa diliyor, diğer yandan da ‘liderinizin kıymetini bilin’ diyorum.”
Gazeteler, böyle onlarca örnekle dolu…
ŞİNASİ GELENEĞİ YAŞAYACAK
Şinasi’nin 1862’de Tasvir-i Efkar’da “padişahın tahta çıkış ve doğum günlerinde övgüler koymayı reddetmesi” mesleğimizde bir dönüm noktasıdır. Artık 1862’nin gerisine düşmüş durumdayız!
Ancak tüm bu kokuşmuşluğun içinde Aydınlık, gerçeği halka ulaştırma görevini tüm engellere, tüm tehditlere, tüm baskılara rağmen başarıyla yerine getiriyor.
Aydınlık sizlerden aldığı kuvvetle, Şinasilerin geleneğini sürdürüyor!
Biliyoruz ki, “Dünyanın bir yanı karanlıkken, bir yanı her zaman aydınlık”tır!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
2 Aralık 2011