Posts Tagged Kürt Koridoru
ÖCALAN AÇILIMI
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 19/12/2012
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açıklamaları ile Başbakan Erdoğan’ın yapacağı ABD ziyareti, hükümetin “terörle mücadele, siyasetle müzakere” formülünü berraklaştırdı: AKP, BDP’yle mücadele(!) edip, PKK’yle müzakere ediyor.
AKP, ÖCALAN’I KURTARACAK
Müzakere edilen ise Öcalan’ın protokolleridir.
Öcalan’ın açlık grevlerini bitirmesinin ardından Aysel Tuğluk’un “masada” olduğunu ilan ettiği ve içeriğini Selahattin Demirtaş’ın açıkladığı “ikişer sayfalık üç protokol” şu üç konuyu kapsıyor: “Biri ateşkes, diğeri PKK’nin silahsızlandırılması, üçüncüsü de yeni demokratik anayasa sürecinin genel ilkeleri.”
Ancak protokollerin bir de müzakereye açık olmayan ve PKK’nin kırmızıçizgi ilan ettiği maddeleri var: 1. Kürt kimliğinin anayasal güvenceye alınması. 2. Anadilde eğitim. 3. Kürtlerin özyönetimi. 4. Öcalan’ın tutukluluk şartları.
Hem Öcalan’a açlık grevlerini bitirme olanağı yaratıldığında AKP ve PKK çevrelerinden yükselen “çözümün tek adresi Öcalan’dır” ortak sesi, hem de Adalet Bakanlığı’nın “Öcalan’ın tutukluluk şartlarını düzeltmek için özel bir çalışma” başlatması, dördüncü kırmızıçizginin kabul edildiğini gösteriyor.
ÖCALAN’A MEŞRUİYET, PKK’YE HAKLILIK
Tam bu noktada Bülent Arınç’ın ortaya çıkarak hem Öcalan’a “meşruiyet” araması hem de PKK’ye “haklılık kazandırmaya” çalışması anlamlıdır. Anımsayalım:
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bir TV programında “Durmuş, Yakup ve Abdullah isimli üç arkadaşın birlikte namaz kılmasından, oruç tutmasından” bahsetti. Durmuş eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Abdullah da Öcalan’dı…
Ardından Durmuş Yılmaz konuştu ve “Öcalan Nurcu olacaktı” dedi.
Bülent Arınç’ın konuşması sırasında Öcalan’dan “11-12 seneden beri tecrit halinde yaşayan bir insan” diye bahsetmesi önemliydi. Zira bu sözle devlet BDP’nin “Öcalan tecrit altında” iddiasını kabul etmiş oluyordu.
Arınç’ın bir başka çarpıcı ifadesi ise BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak’ı kastederek “Diyarbakır Cezaevi’nde o kadar ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki, o kadar kendisini zorlamışlar ki, ben de aklıma gelse dağa çıkardım” demesiydi…
Kuşkusuz Arınç Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkencelere karşı çıkıyor görüntüsüyle, dağa çıkmaya ve aslında PKK’nin varlığına haklılık kazandırmaya çalışıyordu…
AKP, YENİ AÇILIMI OBAMA’YA SUNACAK
Başbakan Erdoğan’ın Şubat ayında ABD’ye “terör” ziyareti yapacağı bilgisinin basına servis edilmesi, Arınç’ın sözlerinin hedefine ışık tutuyordu.
Habere göre Erdoğan, “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” kapsamında terörü bitirme çalışmalarına ABD yönetiminden destek istemek için Obama’yla görüşecek. Yine habere göre bu ziyaretin öncesinde Ankara’da Erdoğan başkanlığında yeni bir plan hazırlanıyor. Ancak vurgulandığına göre askeri, siyasi ve ekonomik olarak üç bölüme ayrılan çözüm planında bu kez siyasi ayak ağır basacak!
O siyasi ayak ‘Öcalan Açılımı’dır!
PKK İÇİN ABD VE ÖCALAN’DAN DESTEK İSTEMEK!?
Öcalan Açılımı’nın ABD açısından önemi “Kürt Koridoru”na yapacağı katkıdır.
Öcalan’ın açlık grevlerini bitirme talimatı verdiği el yazılı mesajında Suriye Kürtlerine de seslenmesi ve “6 ili ele geçirmekle sorun çözülmez” diyerek PYD’yi yeni bir hedefe yöneltmesi ile “demokratik özerkliğe” vurgu yapması bu nedenle önemliydi.
PYD’nin SUKO’ya katılma kararında bu mesajın etkisi olduğu açıktır.
ABD’nin ve hatta PKK’nin böylesine ince manevralar ve sonuç alıcı hamleler yapabildiği bir durumda Türkiye’nin içine düştüğü durum ibretliktir. Çünkü PKK’yi bitirmek(!) için PKK önderi Öcalan’la müzakere yapmayı ve PKK kartını elinde tutan ABD’den destek istemeyi devlet aklıyla açıklayabilmek mümkün değildir!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
19 Aralık 2012
AÇLIK GREVİ BİLANÇOSU
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 20/11/2012
PKK’nin açlık grevi, Abdullah Öcalan’ın devreye sokulmasıyla sonuçlandı. İdam tartışmalı, açlık grevli bu sürecin Öcalan’ın merkeze alınarak sonuçlandırılması, kuşkusuz planlı bir hedefti.
Karşıt görüntülü AKP ile PKK’nin “Çözümün tek adresi Öcalan’dır” sonucunda birleştirilmesi önümüzdeki sürece işaret ediyor. “Diyarbakır’ı merkez” yapmaya soyunanların, “idam” ve “açlık grevi” gibi insani meseleleri hedeflerine ulaşabilmek için nasıl da kullandığını somut bir şekilde gördüğümüz bu sürecin bir bilançosunu çıkaralım bugün:
AKP, PKK’NİN ŞARTLARINI KABUL ETTİ
PKK’nin açlık grevinde üç şartı vardı: Öcalan’ın avukatlarıyla yeniden görüşmesi, KCK davasında Kürtçe savunma yapılabilmesi ve anadilde eğitim!
AKP Hükümeti, bu şartlardan ikisini kabul etti. Hem mahkemede Kürtçe savunma yapabilmenin yasal olarak önünü açtı hem de Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesini kabul etti.
Nitekim Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülüp görüştürülmeyeceği sorusuna, bunun önümüzdeki süreçte görüleceğini belirterek “evet” yanıtını vermiş oldu!
Aynı zamanda Serpil Çevikcan’dan öğreniyoruz ki, Adalet Bakanlığı daha ileri gidiyor ve Öcalan’ın şartlarını düzeltmek için özel bir çalışma yapıyormuş! (Milliyet, 19 Kasım 2012)
Geriye bir tek anadilde eğitim kaldı! Ama AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in “anadilde eğitim tartışılabilir, konuşulabilir” demesine bakılırsa, hükümet bu şartı da kabul edebilir!
KESİNTİSİZ AKP-PKK MÜZAKERELERİ
Serpil Çevikcan’ın taraflardan aldığı şu bilgi önemli: “Hem hükümet çevrelerinden hem de BDP kanadından gelen bilgiler, müzakerelerin Öcalan üzerinden açıkça yeniden başlatıldığını gösteriyor.” (Milliyet, 19 Kasım 2012)
Nitekim Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in “bu süreçte Öcalan’la görüşüldü mü” sorusuna verdiği yanıt müzakerelerin başladığını ortaya koyuyor: “Devletin istihbarat birimleri, güvenlik güçlerimizin ve terörle mücadelede sürdürülen politikaların gereği, ihtiyaç duyulduğu zaman ve zeminde bu görüşmeler yapılır demiştik geçmişte. İhtiyaç duyulan zeminde bunlar yapılmıştır, bundan sonra da yapılacaktır.”
‘ÖCALAN GÜÇLENDİ’
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Öcalan’ın rolü netleşti ve güçlendi” diyor ve ekliyor: “Öcalan bir sözüyle açlık grevlerini durdurabiliyorsa, savaşı da durdurabilir.”
İşte açlık grevi ile idam tartışması sarmalı arasında yapılmak istenen de buydu. AKP Hükümeti de Öcalan’a “açlık grevini bitirin” mesajı için fırsat yaratarak, onun yeni müzakere süreci öncesinde “çözümün adresi” olduğunu kamuoyuna ilan ediyordu!
AYDIN İFLASI
“Açlık grevinde tek bir can yitirilirse” diye başlayan cümleler kuran “aydınlar”, bu duyarlılığı açlık grevi süresi içinde şehit düşen askerler için göstermedi!
Öcalan’ın “açlık grevi bitirilsin” mesajını verdiği gün, “Şemdinli’de şehit düşen 5 asker” sıradan bir haber değeri olabildi ancak!
“Kürtleri kazanmak” ile “Türkleri kaybetmemek” arasında denge kuramayan bir aydının aydınlığı artık sorgulanmalıdır!
PROTOKOLLER MASADA
Peki, bundan sonra ne olacak? Yanıtı “Öcalan’ın rolü tarihidir” diyen Aysel Tuğluk veriyor: “Masada protokoller var.”
Evet, Öcalan’ın hazırladığı protokoller masadadır ve anlaşıldığına göre imzalanmayı beklemektedir! Bu, Tuğluk’un sözlerinin dışında, Öcalan’a verdirilen Suriye mesajından da anlaşılıyor.
Öcalan “açlık grevini bitirin” talimatı verdiği el yazısının sonunda Suriye Kürtlerine sesleniyor ve “6 ili ele geçirmekle sorun çözülmez” diyor. Peki, ne öneriyor Öcalan? Tıpkı Türkiye’deki gibi Suriye’de de “demokratik özerklik” istiyor!
Böylece “Kürt koridoru” meselesine Öcalan da fiilen girmiş oluyor ve AKP ile PKK, “Irak’ın kuzeyini Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e açma” operasyonunda işbirliğini yükseltiyor!
Aynı saatlerde Mehmet Ağar’ın ajanslara düşen şu sözleri ise oynanan trajedinin birinci perdesinin tamamlandığını haber veriyordu: “Bölünmenin önündeki en büyük engel AKP’dir.”
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
20 Kasım 2012