Posts Tagged John McCain
AMERİKA BÖLÜNDÜ
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 30/04/2013
Ortaya çıkan her bulgu, Boston saldırısının ABD’deki iç çarpışmanın bir yansıması olduğunu gösteriyor: Büyük Ortadoğu’da yangın çıkarmak isteyen Amerika ile kabuğuna çekilmek isteyen Amerika kılıçları çekmiş durumda…
Silah tekellerinden sinema endüstrisine, finans çevrelerinden petrol tekellerine, CIA’dan Pentagon’a tüm Amerika kıran kırana bir savaşın içinde: “Amerikan hegemonyası ancak savaşla sürdürülür” diyenler bir yanda, “önce içeride toparlanalım” diyenler diğer yanda…
WASHİNGTON SURİYE’DE DÜĞÜMLENDİ
Çarpışma ağırlıklı olarak Suriye konusunda yaşanıyor.
Amerikan devlet aygıtının bir bölümü Suriye konusunda aktif bir sürecin başlatılmasını istiyor; kimyasal yalanlara sarılanlar, SUKO’ya silah verilmesine uğraşanlar, Ürdün’den “koridor” açılmasını isteyenler bu cephede…
Beyaz Saray ise Suriye’ye bir müdahaleye kesinlikle karşı çıkıyor. Obama’nın ulusal güvenlik ekibi, Suriye’de yeni bir savaşın Amerikan çöküşünü hızlandıracağını düşünüyor.
ABD VE RUSYA, CENEVRE’DE MUTABIK
Suriye konusundaki son gelişmeler bu saflaşmayı netleştiriyor:
1. Lübnan’da yayımlanan El-Ahbar gazetesinin diplomatik kaynaklara dayandırdığı habere göre, ABD 3 Nisan tarihli BM Güvenlik Konseyi toplantısında Çin, Rusya, Fransa ve İngiltere’ye “Cenevre bildirisi çerçevesinde bir çözüm istediğini” açıkladı.
El-Ahbar’a göre Fransa bu açıklama nedeniyle büyük şaşkınlık yaşadı. Zira ABD “muhaliflerle Şam yönetiminin diyalogunun kaçınılmaz olduğunu” ve bunu “öncelikli çözüm yolu” olarak gördüğünü açıkladı. ABD, Şam ile muhalefetin Cenevre bildirisi temelinde diyalog başlatması gerektiğini de savundu.
El-Ahbar’a göre ABD muhaliflerin, Rusya da Beşar Esad’ın “Cenevre bildirisinin tüm maddelerini uygulamayı kabul edeceğini” garanti etti.
Daha ilginci ise Amerikan temsilcisinin İngiliz ve Fransız muhataplarına “Suriyeli muhalifler bundan sonra tek bir ülkeden emir alacak, o da Amerika’dır” dediği iddiasıydı.
YENİ BİR ÖRGÜT ARAYIŞI
2. SUKO liderlerden Kemal Lebvani’ye göre batılı ülkeler, “silahlı gruplarla daha yakın ilişkide olacak” yeni bir Suriyeli muhalif örgüt kurmak istiyor.
El Arabiya televizyonuna konuşan Lebvani, Muaz El Hatip’in istifasının SUKO’nun rolünün sona erdiği anlamına geldiğini savundu.
3. SUKO’nun istifa eden başkanı Muaz El Hatip, AB Dışişleri Bakanları’nın Brüksel’de gündeme getirdiği “muhaliflerden petrol alınması” planına karşı olduğunu, bunun ulusal servetin yağmalanması demek olacağını belirtti.
El Hatip’e göre AB’nin bu planı, muhalif gruplar arasında ihtilaf yaratır.
CUMHURİYETÇİ SENATÖRÜN U DÖNÜŞÜ
4. Obama yönetiminin Suriye politikasına eleştirileriyle bilinen Cumhuriyetçi Senatör John McCain, ABD askerlerinin Suriye’ye gönderilmesinin bu dönemde yapılabilecek en büyük hata olacağını savundu.
McCain, Suriye’ye birlik gönderilmesinin Ortadoğu’daki Amerikan aleyhtarlığını körükleyeceğini belirtti.
McCain gibi İngiltere Genelkurmay Başkanı David Richards da, Suriye’ye yönelik bir askeri saldırı olasılığına itiraz etti. İngiltere Başbakanı David Cameron’u uyaran Richards, “dikkatli bir politika izlenmesi gerektiğini” savundu.
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
30 Nisan 2013
SURİYE SORUNU YERELLEŞİYOR
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 20/09/2012
AKP Hükümeti’ne “Suriye bataklığından kurtulma” fırsatı sunan Dörtlü Komisyon’un Kahire toplantısı, ilerisi için olumlu sinyaller verdi. Her ne kadar Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı mazeret bildirerek toplantıya katılmadıysa da, Türkiye, İran ve Mısır Dışişleri Bakanları’nın bir arada olması 30 yıl aradan sonra ilkti ve tarihiydi!
İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, “anlaşabildiğimiz şeyler anlaşamadıklarımızdan daha fazla” diyerek aslında toplantıyı özetledi. Salihi, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, Suriye’deki krizin bu ülke içerisinde Suriyeliler tarafından çözülmesi gerektiğini belirtti.
İran Dışişleri Bakanı, Mısır televizyonuna verdiği demeçte de Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Suriye krizinin çözümü için sunduğu planın başarılı olmasına iyimser baktıklarını söyledi.
ULUSLARARASI SAHNEDEN BÖLGE SAHNESİNE
Dörtlü Komisyon toplantılarının başarısının ölçütü, Suriye sorununu uluslararası boyuttan, bölgesel boyuta taşıyabilmesine bağlıdır. İran ile Türkiye’nin Suriye sorunu için bir platformda bir araya gelmesi bu bakımdan çok önemlidir.
Sorun bölgesel boyuta indirgenince “Suriye-Suriye formüllü” çözüm modeli ağırlık kazanacaktır.
Kuşkusuz Rusya’nın inisiyatifiyle oluşan Cenevre platformu da önemlidir ancak İran’ın o platformda yer alamayışı büyük eksikliktir.
İran’ın dâhil olduğu Dörtlü Komisyon, Cenevre Platformu’nun alternatifi değil ama onun bölgeselleştirilmesidir; dahası varlığını aslında o platforma borçludur.
İRAN MUHALEFETLE TEMASA BAŞLADI
İran Meclis Başkanı Ali Laricani’nin “Suriyeli muhaliflerle görüşmeye başladık” demesi “Suriye sorununun yerelleşebilmesi” açısından çok önemli bir gelişmedir.
Laricani, İranlı diplomatların Suriye muhalefeti içinde yer alan Müslüman Kardeşler, Selefi gruplar ve liberal gruplarla bir araya geldiğini ve onları demokratik reformları kabul etmeleri konusunda cesaretlendirdiklerini söyledi.
Tahran aslında en başından beri bu çizgiyi savunuyordu ve Ankara’ya şu formülü önermişti: “Tahran Şam rejimiyle, Ankara da muhalefetle temasta. Tarafları aynı masaya sadece Türkiye ve İran getirebilir.”
Tahran’ın muhalefetle temasa geçmesi, bu formülü geliştirdiklerini ve ilerlettiklerini göstermektedir.
ERDOĞAN’IN İTİRAFI: ETKİLİ OLAN RUSYA’DIR, İRAN’DIR
Uluslararası koşullar, Çin ve Rusya’nın ABD’nin ellini kolunu bağlaması, bölgesel dengeler gibi etkenler, Dörtlü Komisyon’un önünü açmaktadır.
Hafta içinde hem ABD hem de Türkiye cephesinden yapılan iki kritik açıklama, güç dengesinin geldiği boyuta ve sorunun bölgesel çözümünün kaçınılmaz olduğuna işaret ediyordu.
Suriye konusunda en hevesli ABD’li olan Senatör John McCain’in “Esad gidecek, Arizona’ya kar yağacak” demesi bir bakıma havlu atılmasıydı. Zira Arizona çölüne kar yağması olağan değil.
McCain Washington açısından somut durumu da şu sözlerle özetliyordu: “ABD girdiği savaşlardan yorgun ve o yüzden o araziye askerinin botu değsin istemiyor.”
Başbakan Erdoğan’ın Bosna’da yaptığı konuşmadaki şu sözleri de aslında gelinen durumu gayet net resmediyordu: “ABD şu anda işe müdahil olmuş değil. Şu anda etkili olan Rusya’dır, İran’dır. Çin Rusya’nın yanında hareket ediyor. İkisinin takındığı tavır, İran’ın oradaki tutumunu etkiliyor.”
Erdoğan bile tabloyu artık böyle resmedebiliyorsa, izlenen politikanın yenilgisi kaçınılmazdır. Tek çıkış, İranlı Dörtlü Komisyon ile Suriye sahnesinden “onurlu” çekilmektir!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
20 Eylül 2012
ABD’NİN SURİYE’DE B PLANI YOK
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 22/04/2012
Foreign Policy dergisi ABD’nin Türkiye ve Körfez ülkelerinin baskısı sonucunda Esad rejimine karşı diplomatik yolları terk etmeyi düşündüğünü yazdı. Dergideki bu makale Türk basınında “Türkiye ısrar etti, ABD düğmeye bastı” başlığıyla özet yer aldı. (Josh Rogin, Obama Administration searches for a ‘Plan B’ in Syria, Foreign Policy, 18 Nisan 2012)
Ancak Foreign Policy’nin bu değerlendirmesi, gerçek durumdan ziyade niyeti ve yönelimi ifade ediyor sadece. Nitekim Josh Rogin imzalı makalede Türk basınının görmek istemediği başka değerlendirmeler de var:
BİR SONRAKİ ADIM NE?
Hillary Clinton’un “Suriye’de yeni seçenekleri tartışıyoruz” sözlerinden sonra Foreign Policy’ye konuşan bir ABD yetkilisi şu itirafı yapıyor: “Müttefiklerimiz bize gelip ‘Suriye’deki bir sonraki adımımızı’ soruyorlar. Bir fikrimiz olmadığını kabul etmek zorunda kalıyoruz.”
Nitekim Foreign Policy de, bu ilginç makaleye şu başlığı atmış: “Obama yönetimi Suriye için bir B planı arıyor.”
Ulusal Güvenlik Konseyi yöneticisi Steve Simon, Clinton’un yardımcısı Jeff Feltman, özel danışman Fred Hof ve büyükelçi Robert Ford’dan oluşan ve Derek Chollet gibi bir strateji uzmanının da dâhil edildiği “Suriye politikaları takımı” şimdi harıl harıl ABD’ye Suriye’de bir B planı arıyor!
SINIRDAN SİLAH AKIŞINA İZİN VEREN TÜRK KİM?
Kuşkusuz bir “B planı” arayışına katkı sunan isimlerin başında da senatörler John McCain ve Joe Lieberman geliyor.
İki senatör geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelmiş ve başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere bazı yetkililerle görüşmüştü. İkili daha sonra Hatay’a gitmiş, sınırı teftiş etmiş(!) ve Türkiye’deki Suriyeli teröristlerle içeriği açıklanmayan görüşmeler yapmışlardı.
Foreign Policy’ye konuşan McCain ve Lieberman önemli açıklamalar yapıyorlar: “Türk yetkililer, McCain ve Lieberman’a silahların sınırların ötesine akışına izin vermeye gönüllü olduklarını ve Suriye muhalefetine yardım için diğer daha saldırgan adımları tartışacaklarını belirttiler. Ancak yolu Washington çizmez ise bunu yapmayacaklarını söylediler.”
Acaba ABD’li senatörlere “sınırdan silah akışına izin vereceğini” söyleyen Türk yetkili kim?
ABD HAREKETE GEÇMEYEN AKP’DEN UTANIYOR!
ABD’li senatör McCain’in açıklamaları önemli: “Türkler ABD liderliği istiyorlar ve Amerikan liderliğinin olmadığını biliyorlar. Türkler, eğer bu sığınmacı akını devam ederse, uluslararası yardıma ihtiyaç duyabileceklerini söylüyorlar. Konuştuğumuz her yetkili, Amerikan liderliği istiyor. Bir an önce harekete geçmiyor oluşları, sadece utandırıcı!”
Yani ABD’nin hem Suriye için bir B planı yok, hem de Türkiye’nin bir an önce harekete geçmesini istiyor!
Acaba ABD’li senatörler “AKP’nin harekete geçmemesini utandırıcı bulduklarını” Cumhurbaşkanı Gül’e de söylediler mi?
ABD’NİN SURİYE’DEKİ ASIL ÇEKİNCESİ
ABD’li bir yetkili “Beyaz Saray’ın Suriye çatışmasına, örneğin rejim muhaliflerini doğrudan silahlandırarak, çok yoğun dâhil olmak istemediklerini” belirtiyor.
ABD’li yetkiliye göre Beyaz Saray’ın çekincesi şu: “Çünkü bu ABD’yi onların başarısının tuzağına/kancasına götürecek ve muhtemelen çatışma sürüncemede kaldıkça artan derecede vaat gerektirecek.”
ABD’li yetkiliye göre ülkesinin bu yarı gönüllü tutumu, Türklerin kafasını karıştırıyor!
Kuşkusuz, ABD’nin bu gerekçesi asıl çekinceyi perdelemek için. Gerçek şu ki, ABD’nin Çin – Rusya – İran bloğuna karşı Suriye’de yapabileceği çok şey yok!
Not: İzmirli kitapseverlerle bugün de buluşuyoruz. Kitap Fuarı’nda, Kaynak Yayınları standında olacağız, bekleriz…
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
22 Nisan 2012