Posts Tagged Açılım
ABD AÇILIM’A SARILDI
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 26/06/2013
Birkaç gündür süren gelişmelere bakılırsa, ABD önce “dış mihrak” komplosuna sarılan AKP’yi sertçe uyardı, ardından da Haziran Ayaklanması’nı savuşturabilmesi için harekete geçti. Peki, neler yaptı?
ABD ARTIK SAHADA
1. ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone AKP Genel Merkezi’ne gitti ve Başbakan Erdoğan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan’la uzun bir görüşme yaptı.
Görüşmenin ayrıntılarını bilmiyoruz ama görüşme sonrasında olanlara bakarak bir fikir edinebiliyoruz…
2. Geçen hafta Haziran Ayaklanması’nın etkisiyle Öcalan’a “bölücü başı”, “terörist başı” diyen Erdoğan, dünkü grup konuşmasında bu sözleri kullanmadı. Hatta sözlerinin genel anlamına bakılırsa, “bölücü başı” yeniden “barış elçisi” olmuştu!
3. Francis Ricciardone Doğu ve Güneydoğu turuna çıktı ve şöyle dedi: “Bizim rolümüz şimdiye kadar cesaret vermek, teşvik etmekti.”
Peki ya şimdi?
Şimdi hem AKP’den TÜSİAD’a kadar tüm kuvvetlerini seferber edecekti, hem de bizzat kendisi harekete geçecekti. O nedenle de ziyaretleri bölgeyi teftiş gibiydi. Öyle ki kendisinden “KCK tutsaklarını serbest bırakılmasını” isteyen Belediye Başkanı bile oldu. Sanırsın büyükelçi değil de bu devletin bir yöneticisi!
TÜSİAD AÇILIM’A AKTİF DÂHİL
4. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin dışında 30 kişilik bir AKP heyeti de Doğu seferine çıktı. 21 Batı ilinden 30 AKP milletvekili beş gün boyunca bölgede temaslarda bulundu.
5. ABD ve AKP’nin dışında TÜSİAD da bölgeye sevk edildi. Şırnak’ın Cizre ilçesinde toplanma kararı alan TÜSİAD, AKP’nin Açılımı’na tam destek verdi.
“Doğu ve Güneydoğu Ekonomi ve Kalkınma Zirvesi: Cizre Buluşması” isimli toplantıya TÜSİAD tam kadro katıldı; Haziran Ayaklanması nedeniyle Erdoğan’ın açıkça hedef aldığı Koç ve Boyner de Cizre’deydi.
6. Öte yandan Erdoğan ile Obama telefon görüşmesi yaptı. Hükümet sözcüsü Bülent Arınç ile Beyaz Saray’ın açıklamasının toplamına bakılırsa, Obama hem Erdoğan’dan Gezi eylemlerindeki duruma dair bilgi almış, hem de Suriye ve Açılım konularını görüşmüştü.
AÇILIMIN İKİNCİ AŞAMASI
7. BDP heyeti İmralı’ya gitti ve Öcalan’ın “İkinci Aşama’ya geçtik” mesajıyla döndü.
8. Hükümet kaynaklarına göre Öcalan’ın ilan ettiği “Açılımın İkinci Aşamasının” dört ayağı vardı: A. Anadilde eğitim. B. Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Şartındaki şerhin kalkması. C. Terörle Mücadele Yasası, Türk Ceza Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nda düzenleme yapılması. D. Eve Dönüş Yasası’nın kapsamının genişletilmesi.
GÜLEN’DEN ANADİLDE EĞİTİME DESTEK
9. ABD sadece AKP’yi, PKK’yi ve TÜSİAD’ı değil, Gülen Cemaatini de harekete geçirdi. Kuzey Irak’ta yayın yapan Rudav’a konuşan Fethullah Gülen, 2. Aşama’nın 1. Ayağına, yani “anadilde eğitime” açık destek verdi.
Zaten AKP de bu konuda harekete geçmiş ve adım adım anadilde eğitimin yolunun taşlarını döşemişti. Zaman’ın dünkü haberine göre, hükümetin önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklayacağı yeni bir düzenlemeyle artık özel okullarda Kürtçe eğitim yapılabilecekti.
10. Tüm bu gelişmelerin taçlanacağı toplantı ise bugün yapılacak. Raporunu hazırlayan Akil Adamlar Başbakan Erdoğan’la buluşacak!
AÇILIM, HALK AYAKLANMASINI BÖLER Mİ?
Peki, Açılım’da 2.Aşama’ya geçerek, AKP’den PKK’ye, TÜSİAD’dan Gülen Cemaatine kadar tüm aktörleri aynı hedefe kilitleyerek, Açılım ile alanlardaki kitleleri bölmeye çalışarak Haziran Ayaklanması bastırılabilir mi?
Kuşkusuz yanıtı halk verecek ama şimdiden şuna dikkat çekelim: Halk her şeyden önce Açılım’a, AKP’nin Öcalan’la müzakere etmesine ve Türk ile Kürt’ü adım adım ayrıştırmasına karşı! Halk Kürt, Ermeni, Kıbrıs açılımları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin parçalanmasına karşı!
Yani ABD’nin Halk Ayaklanması’na karşı bulabildiği “panzehir”, Ayaklanma’nın ana nedenlerinden biri.
ABD’nin Türkiye’deki iktidarını Açılım üzerinden savunabilmesi artık mümkün değil. 60 yılda adım adım yıktığı Cumhuriyeti, Türk milleti yeniden inşa ediyor…
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
26 Haziran 2013
AÇILIM LAFORİZMALARI
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 04/04/2013
PKK sınırdan çıkacak mı, çıkmayacak mı? Haziran’da mı çıkacak, sonbaharda mı? Silahlı mı çıkacak, silahsız mı?
Günlerdir gazeteler, televizyonlar, Salı grup konuşmaları, siyasi parti oturumları, bakanlar kurulu toplantıları, Erdoğan’ın milletvekilleriyle kapalı görüşmeleri bu soruyla meşgul.
Koca Türk devletinin tek ve en önemli gündemi bu.
Devlet açısından asıl acı olan ise şu gerçektir: Türk devleti PKK’nin önce sınırdan içeri girmesini engelleyemedi, şimdi de çıkartamıyor!
GÖMÜLECEK SİLAHLAR
Başbakan Erdoğan canlı yayında PKK militanlarına ve Kandil’deki yönetime sesleniyor: “Silahla sınır dışına çıkma olmaz. Ya mağaraya gizleyin, ya da toprağa gömün, öyle çıkın.”
Erdoğan’ın açıklaması Kandil’de tebessüm yarattı mı bilmiyoruz ancak sosyal medyada şu yoruma neden oldu: “Sonra o silahları yerinden çıkarıp ‘Ergenekon’un gömdüğü silahları bulduk’ demesinler!”
DEVLET KÖR-SAĞIR-DİLSİZ OLACAK!
Ortada Habur çadır mahkemesini de aşan bir tablo var aslında: Silahlı terörist yürüyüp sınırı aşacak, devletin güvenlik kuvvetleri de görmemek için arkasını dönecek. PKK’liler silahlarını da bir köşeye atarlarsa eğer, AKP nezdinde tam temize çıkmış olacaklar…
Habur’da da devlet soruyordu: “Neden geldiniz?”
PKK’lilerin hepsi aynı yanıtı veriyordu: “Başkan Apo’nun çağrısıyla geldik.”
Devlet “yaz kızım” diyordu: “Pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini söylediler, serbest bırakılmalarına…”
KİM DAHA YASAL?
Abdullah Öcalan da, Murat Karayılan da çekilme için “yasa çıkarılmasını” şart koşuyorlar.
AKP’nin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise “çekilme için yasaya gerek yok” diyor ve savcılara meydan okuyarak “suçsa ben bu suçu işliyorum” diyor.
AKP’nin yasa tanımazlığı mı, yoksa PKK’nin “ille de yasa” demesi mi daha ironik, bilemedik.
AKP’NİN RAKAM OYUNLARI
Devletin açıkladığı rakamlara göre 2011’de 332’si içeride, 790’ı dışarıda olmak üzere toplam 1122; 2012’de 698’i yurtiçinde, 860’ı yurtdışında olmak üzere toplam 1158 PKK’li öldürülmüş!
Yine devletin açıkladığı rakamlara göre sınır dışına çıkması gereken PKK’li sayısı 1500’müş. Ancak bunların 300’ü lojistik hizmeti yapanlarmış, bir kısmı eline silah almamış, bir kısmı çocuk yaştaymış… Yani sınır dışına çıkması gereken PKK’li sayısı en fazla 800 kadarmış!
İşte bütün bu kavga kıyamet 800 PKK’linin sınır dışına çıkıp çıkmayacağı üzerinden kopuyor.
Ancak 800 PKK’li sayısı, son iki yılda içeride 1030, dışarıda 1650 olmak üzere toplam 2680 öldürülen PKK’linin üçte birinden bile az. Bu durumda ya bu “çekilme” meselesi hikâye, ya da devletin açıkladığı rakamlar hikâye…
Öldürülen PKK’li sayısı açıklanırken AKP’ye büyüme rakamları hazırlayanlar, “çekilme” rakamları açıklanırken AKP’ye enflasyon rakamları hazırlayanlar devreye sokuluyor anlaşılan…
ŞEYH UÇMAZ, MÜRİT UÇURUR
Güneri Civaoğlu sağlam yerden dinlediğini belirterek anlatıyor: “İmralı’da Abdullah Öcalan’la konuşan BDP milletvekilleri, hatıra olarak Öcalan’dan imza almışlar. O milletvekilleri daha sonra Kandil’e gittiler. Orada gösterdikleri kâğıt üzerindeki hatıra Abdullah Öcalan imzasını Kandil’dekiler öpmüşler.” (Milliyet, 3 Nisan 2013)
Bu kadar da olmaz dedirten bu hikâye kuşkusuz doğrudur. Zira BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak’ın TBMM grup toplantısında söylediği şu sözler ancak şeyh-mürit ilişkisiyle açıklanabilir: “Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan, Kürtlerin de doğum günüdür, hepimizin doğum günüdür.”
Artık TBMM adına İmralı’ya bir pasta gönderirler! Mumlar da AKP’den…
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
4 Nisan 2013
AKP’YE AÇILIM YANITI
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 02/04/2013
Başbakan Tayyip Erdoğan “PKK’nin silahlı geri çekilmesine TSK müdahale eder” diye uyarıyor, yardımcısı Bekir Bozdağ da “Anayasa’dan Türk kelimesini çıkarmıyoruz” diyor…
TSK’nin PKK ile mücadelesinin fiilen zaafa uğratıldığı ve Türk’ün Türkiyeli yapılmaya çalışıldığı şartlarda, kuşkusuz her iki “açılıma ince ayar” kabilindeki açıklamanın da bir geçerliliği yoktur.
Peki, neden böyle bir açıklamaya ihtiyaç duydular?
Yanıt, Aydınlık’ın manşetinde yer alan son anketin sonuçlarında: Açılım, AKP’yi eritiyor!
Genel seçimler için oyu yüzde 50-54 bandında, yerel seçimler için oyu yüzde 60-64 bandında çıkan AKP’nin yerel seçim oyunun, Öcalan’ın Nevruz mesajından sonra yüzde 38’e düşmesi, milletin AKP-PKK ortaklığına somut tepkisidir!
AÇILIM TUZAĞI GÖRÜLDÜ
Nitekim Başbakan Erdoğan’ın önce “baldıran zehri içtim” demesi, sonra “ateş üstünde yürüyoruz” ve “sırat köprüsünden geçiyoruz” demesi, bu sonuçları en başından az çok tahmin etmesindendir.
Başbakan Erdoğan’ın iki ay önce özellikle Karadeniz milletvekillerini “bölgesini ikna etmekle” görevlendirmesi, şimdi ortaya çıkan bu “erime” gerçeğini önlemek içindi.
Sonuçlara bakılırsa, milletvekilleri milleti ikna edememiş! Etmesi de mümkün değildi zaten.
Zira PKK ile müzakerenin ve Öcalan ile ortaklığın “barışı” değil “savaşı” getireceği görülüyor. Hem Türk Mehmet’i hem de Kürt Mehmet’i emperyalist planlar için Ortadoğu’ya sürmenin hedeflendiği anlaşılıyor. Millet, AKP sözcülerinin “Türk ve Kürt ortaklığı ile Ortadoğu’yu yeniden şekillendireceğiz” demesinin Irak’a, Suriye’ye ve İran’a müdahale demek olduğunu, Arap ve Fars düşmanlığı anlamına geldiğini görüyor.
Öcalan’ın AKP ile İslamcılıkta buluşması ve Kürt’e “demokratik modernite sisteminde mezhep ve tarikat mensupluğunu” reva görmesi, Kürt yurttaşlarımız arasında da tepki topluyor.
AÇILIM TAKVİMİNDE DURUM
Başbakan Erdoğan’ın yeni yılın hemen başında Öcalan’la görüşüldüğünü açıklamasından sonra sürece dair tek hedef olduğu ilan edilmişti: Pazarlıksız PKK’ye silah bıraktırılması!
Hükümete yakın isimler tarafından açıklanan bu hedefin yol haritası da şöyleydi:
1. Mart’ta Öcalan çekilme ve silahları bırakma çağrısı yapacak.
2. Mayıs sonuna kadar geri çekilme tamamlanacak.
3. Haziran’da silahlar bırakılacak.
Peki, yol haritası gerçekleşiyor mu? Bakalım:
1. Öcalan silahları bırakma çağrısı yapmadı. Tersine PKK’ye İran, Irak ve Suriye hedefleri çizdi.
2. Mayıs sonuna kadar tamamlanacağı söylenen geri çekilme başlamadı. Kandil, yasal güvence sağlanmadan çekilmeyeceklerini ilan ediyor. Murat Karayılan yasallık sağlansa bile çekilmenin sonbahara sarkacağını belirtiyor.
3. Ortaya çıkan bu tablo karşısında Erdoğan, canlı yayınında yardımcılarını uyarıyor ve “tarih konusunda açıklama yapmak doğru değil” diyor. Erdoğan çareyi takvimi genişletmekte arıyor ve “yılsonunu hedefliyoruz” diyor.
8 NİSAN’DA SİLİVRİ’YE
Türkiye artık tarihi bir dönemece girmiştir. Türk milletinin adına, vatanına, bayrağına ve diline sahip çıkma eylemi, artık daha fazla geciktirilemez!
Türk ve Kürt, Laz ve Çerkez, Alevi ve Sünni, sağcı ve solcu, muhafazakâr ve ulusalcı, aydın ve işçi, emekli ve öğrenci, kadın ve erkek, tekmil milletin bu tarihi dönemeçte ülkesine sahip çıkması artık zorunludur, görevdir ve acildir.
Türk milletinin Türkiye’ye sahip çıkmaya başlayacağı yer ise Silivri, tarihi de 8 Nisan’dır!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
2 Nisan 2013