Posts Tagged Hizbullah
ABD’NİN ESAD’A TEKLİFİ
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 06/09/2012
Başbakan Erdoğan CNN’e ABD’nin Suriye konusunda neden “inisiyatifi olmadığını” açıklamış: “Belki de bu seçimler nedeniyledir, belki ABD’deki seçim öncesi ortamından dolayıdır. İnisiyatif eksikliğinin kökeninde bu olabilir. Hiç kimse bize bunun sebepleriyle ilgili bir şey söylemedi, zaten açıklama yapmak zorunda da değiller.”
Ama Erdoğan her halükarda ABD’ye “minnettar olduklarını” bir kez daha vurgulamış!
Anlaşılan Başbakan Erdoğan, ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey’in birkaç gün önce basına yansıyan Obama’nın Suriye politikasına yönelik eleştirilerini hiç okumamış! Okusaydı, kuvvet meselesinin seçimlerden daha öncelikli olduğunu anlardı.
İRAN KARŞITI ESAD, EN DEMOKRATTIR!
Erdoğan için değil ama Türkiye’nin bataklığa girmesinden endişe eden AKP’liler için aktaralım. Hizbullah’ın lideri Seyyid Hasan Nasrallah, önceki gün Lübnan’ın Meyadin televizyonuna konuştu ve ABD’nin Esad’a teklifini açıkladı.
Nasrallah’ın belirttiğine göre ABD Esad’a, “İsrail’e karşı tutumunu sona erdirmesi, İran ve Hizbullah’la ilişkisini kesmesi” karşılığında, Suriye krizini bitirmeyi teklif etmiş!
ABD’nin bu teklifini Esad’a, Suriye’de “rejim karşıtlarını” destekleyen Arap ülkelerden biri iletmiş.
Suriye rejimi, daha önce de ABD’nin böylesi bir teklifi olduğunu dolaylı ifadelerle dillendirmişti.
DAVUTOĞLU YALANLARI VE 3 GERÇEK
ABD’nin bu teklifi birkaç nedenle önemlidir, öğreticidir ve AKP tabanı bu gerçeği düşünmelidir:
1.) Bölgedeki ilişkiler incelendiğinde görülecektir ki, ABD’nin çıkarlarına hizmet eden bir liderin demokrat mı, diktatör mü olduğu Washington’u ilgilendirmemektedir. Nitekim ABD’nin bölgedeki çıkarlarının temsilcileri olan Suudi Kralı ve Katar Şeyhi, Suriye’nin devlet başkanından daha demokrat değildir.
Dolayısıyla Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu’nun Suriye politikasını tabana karşı açıklarken savunduğu “zalimin yanında olmama” ilkesi, aslında taşeronluk gerçeğini perdelemek içindir.
2.) ABD’nin Esad’e teklifi, daha önce bu köşede birkaç kez tartıştığımız bir konuya da açılık getirmiştir. CHP’nin Erdoğan’a yönelik “daha geçen yıl ilişkileriniz çok iyiydi, ne oldu da bir günde Esad’a karşı oldunuz” şeklindeki suçlamanın doğru olmadığını belirtmiştik.
Ve demiştik ki; AKP o zaman da yine ABD’nin istediğiyle, Suriye’yi İran’dan koparmak, Tahran’ı bölgede yalnızlaştırmak için Esad’a “dost eli” uzattı!
LAÇİNER’İN İNTİHARI
3.) ABD’nin Suriye’ye teklifi, AKP’nin kamuoyu yaratmak adına söylediği “İsrail Esad’ı destekliyor” yalanını da çürütüyor.
Bakınız bu yalan öyle bir noktaya geldi ki, koskoca üniversite rektörleri bile, AKP yandaşlığı için hem bilimi hem de itibarlarını riske attılar! Örneğin Çanakkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner…
Uzman sıfatıyla köşe yazan, büyük teorisyen sıfatıyla her akşam bir ekranda ağırlanan Sedat Laçiner’in 3 Eylül günü Milliyet gazetesine verdiği tam sayfa röportaj, bu açıdan ibretliktir!
Sedat Laçiner pek çok köşe yazarının da iki gündür alıntı yaptığı bu röportajında İran, Irak, Suriye ve İsrail’in, birlikte PKK’yi desteklediğini savunuyor!
AKP yandaşlığı adına İsrail’i hele de İran’la aynı cepheye yerleştirmek, bir akademisyenin normal şartlar altında intiharıdır! Aslıdan bu kadar bariz olmayan bir yalanı gerçek diye yutturmaya çalışmayı salt siyasi yandaşlıkla da açıklayamayız!
Her neyse, böylesi bir yalana başvurduklarına göre, sandığımızdan daha çaresiz olmalılar…
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
6 Eylül 2012
CIA AJANLARI SIKIŞTI
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları, Politika Yazıları on 16/12/2011
Irak’ta ve Afganistan’da yenilen, güneyde Latin Amerika bloğunun, Pasifik’te Çin’in ve Ortadoğu’da Rusya ile İran’ın baskısı altında olan ABD, siyaseten girdiği gerileme döneminde sadece askeri yenilgiler almıyor!
ABD’nin meşhur CIA’sı da bu gerilemenin ağır kayıplarını yaşıyor.
İRAN, CASUS UÇAĞI ELE GEÇİRDİ
ABD’nin “en son yüksek teknoloji” ürünü olan süper casus uçağı RQ-170 Sentinel uçağı İran tarafından ele geçirildi. ABD önce bu gerçeği sakladı, sonra Afganistan’da görevde olan bir casus uçağıyla irtibatın kesildiğini duyurdu.
Peki, uçak nerede ele geçirilmişti? Afganistan hava sahasında mı, yoksa İran hava sahasında mı? ABD bir türlü resmi açıklama yapamıyordu. Zira yanıt Afganistan olsa, ABD işgali altındaki topraklarda İran’a yenilmiş olurdu.
Eğer yanıt İran hava sahası olsa, bu hem uluslararası anlaşmalara aykırılık oluşturacak, hem de yine ağır yenilgi anlamına gelecekti.
Üstelik birkaç gün sonra İran’ın sergilediği RQ-170 Sentinel, yara da almamıştı. Acaba İran, elektronik casusluk yoluyla Sentinel’i ele mi geçirmişti? Bu üstüne bir de teknolojik yenilgi demekti.
Gerçek ortadaydı ve gizlenemezdi. ABD Başkanı Barack Obama, yenilgiyi kabul etti ve uçağı İran’dan resmen istedi.
İran Dışişleri’nin yanıtı anlamlıydı: “Obama, İran hava sahasının ve uluslararası yasaların ihlal edildiğini, casusluk operasyonları yürütülmüş olduğunu ve İran’ın iç işlerine müdahale edildiğini unutmuş görünüyor. Özür dilemek ve yaptıkları ihlalleri kabul etmek yerine, uçaklarını geri istiyorlar.”
İran Savunma Bakanı General Ahmet Vahidi son noktayı koydu: “ABD’nin avlanan casusluk uçağı İran’a aittir.”
Bu arada ABD’nin Somali operasyonundaki bir MQ-9 tipi insansız hava aracı da (predatör) Şeyseller üzerinde düştü.
TAHRAN, 12 CIA AJANI YAKALADI
İran, ABD’nin casus uçağından önce de, bir CIA şebekesini çökertti.
Şebeke, suikast düzenlemek ve çeşitli devlet birimlerindeki gizli belgeleri ifşa etmek üzere organize olmuştu.
İran İstihbarat Başkanı Haydar Moslahi, İran aleyhinde casusluk yapan 12 kişinin tutuklandığını, bu kişilerin CIA’ya çalıştıklarını belirtti.
HIZBULLAH, 10 CIA AJANI YAKALADI
İran gibi Hizbullah da CIA şebekesi çökertti. Dahası Hizbullah, 10 kişilik CIA ekibinin kimliklerini de kamuoyuna açıkladı.
Hizbullah sözcüsü içinde kadınların da olduğu şebekenin “devlet memurları, güvenlik personeli ve askeri personel ile din adamları, bankacılar ve akademisyenlerden oluştuğunu” belirtti.
CIA sözcüsü Jennifer Youngblood, El Manar’da açıklanan isimlerin gerçekten CIA çalışanı olup olmadığı konusunda bir açıklama yapmayı reddetti.
İran ve Lübnan’da ağır yenilgiler alan CIA, diğer bölge ülkelerinde de kan kaybedecek gibi görünüyor. Zira CIA adına çalışan yerel isimler, bir zamanlar birlikte çalıştıkları isimleri açığa düşürmeye başladılar bile! Hem de Türkiye’de…
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
16 Aralık 2011